Çocuklara yemek yedirmenin püf noktaları
'Ne yapsam olmuyor bir türlü yemek yemiyor' ya da 'Çok iştahsız hiç bir şey yediremiyorum' serzenişleri annelerin dilinden çoğunlukla eksik olmuyor.
(CHA) - “Ne yapsam olmuyor bir türlü yemek yemiyor” ya da “Çok iştahsız hiç bir şey yediremiyorum” serzenişleri annelerin dilinden çoğunlukla eksik olmuyor. Çoğu aynı dertten muzdarip olup çocuk doktorlarına yakındıkları temel sıkıntılar arasında da çocuğuna yemek yedirememe konusu geliyor. Yemek yedirme faslının kimi zaman çileden çıkaran bir süreç halini almasında uzmanlara göre çocuktan çok annenin davranışları etkili. Öncelikle çocuğun da bir damak tadı olduğunu unutmamak, bazı yemekleri çocuğun yaşına göre eğlenceli hale getirecek şekillerde sunmak, en önemlisi de inatlaşmaya girmemek ve peşinden koşmamak gerekiyor.
Konur Tıp Merkezi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Hatice Onur, ‘başım dertte’ diyen annelere, çocuklarıyla çatışmaya girmeden onlara sağlıklı bir yemek yeme alışkanlığı kazandırabilmeleri için püf noktalarını anlattı. Dr. Onur, yemek saatinde yemek yemeyen bir çocuğa 'acıktım' dediği zaman nasıl davranılması gerektiğini, çocuğu yemek masasına çağırmanın kurallarını, sağlıklı beslenme konusunda anne babaya düşen görevleri anlatırken, çok önemli bir noktanın altını çiziyor: “Annenin gereğinden fazla endişelenmesi ve çatışmaya girmesi çocuğu yemekten daha da uzaklaştırıyor.”
Uzman Dr. Hatice Onur, annelerin çocuklarına yemek yedirme konusunda çoğunlukla gereğinden fazla ısrarcı olduğunu ve gereğinden fazla endişelendiğini, bu nedenle de çocukla mücadeleye girdiğini belirterek “Bu mücadeleler çocuğu yemek gibi doğal bir ihtiyaçtan daha da uzaklaştırır.” diyor. Öncelikle çocukla inatlaşmamak, yemek yemenin doğal bir ihtiyaç ve rutin bir aktivite olduğunun anlatmak ve davranışlarla da göstermek gerektiğini vurgulayan Dr. Onur, anne ve babanın da çocuğa doğru model olmasının önemine dikkat çekiyor. Örneğin babanın yemek seçme veya pırasa yememe gibi bir özelliği varsa bu çocuk için yanlış bir model oluşturabiliyor. Yemek saatlerinde yemek masasında ailece yer almak ve menüde yer alan yemeklerin ailenin tüm üyeleri tarafından sırası ile yenilmesine özen göstermek faydalı olabiliyor.
Çocuğa yemek yedirebilmek için, onu yemek masasına davet etmenin de kuralları var. Oyun aktivitesi veya uğraşısı bitmeden oyunun başından apar topar yemek masasına oturtulacak bir çocuğun, yemek masasında mutsuz olması ve yemeğini yemeye tepki göstermesi beklenilen bir sonuç. Bu nedenle çocuğun öncelikle sözel şekilde yemeğe hazırlanması gerekiyor. Örneğin 'birazdan birlikte yemek yiyeceğiz' diye söylemek gibi. Dr. Onur, buna rağmen çocuğun yine de yemek masasına gelmek istememesinin çok sık karşılaşılan bir durum olduğunu belirtirken “Yemek masasına gelmek istemiyorsa inatlaşmayın. Siz ve diğer aile üyeleri masadaki yerlerinize oturun ve yemeğinize başlayın. Onun bu davranışını görmemezlikten gelin ve onunla ilgilenmeyin. Asla ve asla başka yemek alternatifi sunmayın. Yemeği yemek masası dışında bir yere taşımayın. Unutmayın yemek sadece yemek masasında yenir ve bu doğal bir ihtiyaç.” ifadesini kullanıyor. Annelerin buna karşın genelde olaya duygusal yaklaştığını ve farklı çözümler üretebildiğini belirten Dr. Onur, bu tür alternatif çözümlerin çocuğun bu davranışını pekiştirmekten ve sağlıksız beslenmesinden başka bir etkisi olmadığını söylüyor.
Çocuğa yemek yedirirken oyun ve eğlence faktörüne önem verilmeli. Çocuğun dünyasına giden en kısa yol oyundur. Ama bundan bilgisayar oyunu ya da cep telefonundaki oyun eşliğinde yemek yedirmenin anlaşılmaması gerekiyor. Çocuğun bilgisayar oyunu veya cep telefonunda bir oyun eşliğinde yemek yemesi annelerin en sık başvurduğu alternatif çözümler arasında yer alıyor. Dr. Onur, bunun doğru bir yöntem olmadığını, bu süreçte birkaç gün bu konuda gösterilecek kararlılıkla sorunun üstesinden kolaylıkla gelinebileceğini belirtiyor. Örneğin yemek sunulurken tabakta bir gülen yüz, bir çocuk şekli olması çocuğu yemek yemeye motive edebiliyor. Üstelik bu çocuk şekline isim takmak da yemeği daha eğlenceli hale getirebiliyor.
YEMEK SAATİ DIŞINDA YEMEK YEDİRMEYİN
Yemek saatinde yemek yemeyen çocuğa diğer öğüne kadar yemek sunulmamasını ve bu konuda onunla konuşulmamasını öneren Dr. Onur, “Yemeklerimizi sadece yemek saatinde yiyoruz. Yemek yerken seni de çağırmıştık, fakat gelmedin. Bu nedenle diğer yemek saatine kadar beklemelisin” şeklinde cevap vermenin yararlı olduğunu vurguluyor. Fakat bu olayın dramatize edilmemesi ve çocuğu terbiye etmeye çalıştığınızın vurgulanmamaya çalışılmasına özen gösterilmeli. Anne sadece çocukla konuşmalı ve yapması gereken aktiviteye geri dönmeli. Bir sonraki öğünde güzel yemekler hazırlayacağını ifade etmeli. Alıştırma aşamasında çocuğun sevdiği birkaç yemeği yapmalı. Bunun yanı sıra çocuğun tabağına konulacak miktar da önemli. Dr. Onur, bu miktarı belirlemede çocuğun tercihinin de dikkate alınması gerektiğini böylece çocuğun tabağındaki yemekten de sorumlu olacağını belirtiyor. İstediğinde takviye yapılacağı da söylenilmeli. Masadakilerin tabaklarındaki yemeği bitirme konusunda doğru model olması gerekiyor. Yemek yerken çocuğa sürekli “yemeğini ye!” gibi komutlar verilmemeli. Zira yemek yemek doğal bir süreç ve bu konuda art arda yapılan uyarılar çocuğun tepki geliştirip sizinle daha fazla inatlaşmasına yol açabiliyor. Bazen de çocuk daha çok dikkat çekmek için bunu yapabiliyor.
Çocuğun hastalık döneminde ise iştahında azalma çok normal. Bu durumda fazla ısrarcı olmamak, bunun geçici bir süreç olduğunu bilmek gerekiyor. Bu konuda uzman bir çocuk doktoruyla çözüm aramak faydalı.
Beğenmediği bir yemeği zorla yedirmeye çalışmayın. Aynı vitamini verebilecek bir başka yemeği menüye ekleyin. Dr. Onur, yemek yememesi ile ilgili hassasiyetin çocuğa kesinlikle belli edilmemesi gerektiğini vurguluyor. Zira bunu anlayan çocuk bu durumu kullanmaya başlayabiliyor. Yemek sonrasında birlikte eğlenceli birkaç aktivite planlanması, yemeği bitirmesi için onu motive edebiliyor. Yemek sonrasında maddi ödüller sunulmamalı. Yemek yemenin normal ve olması gereken bir davranış olduğunu belirten Dr. Onur, “Bunun için bir ödül anlamsız ve yararsızdır. Bunun için en büyük ödül mutlu olduğunuzu ona göstermenizdir” diyor.