CHP'den Kastamonu çıkarması
Cumhuriyet Halk Partisi İl Divan Kurulu Toplantısı'nda konuşan Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun, Türkiye'nin güç geçtikçe mutsuzlaştığını, sorumluluk alması gereken iktidarın her fırsatta sorumluluktan kaçarak yapması gerekenleri yapmadığını kaydetti.
CHP Kastamonu İl Divan Kurulu toplantısı Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun, İstanbul Milletvekili Dursun Çiçek, Amasya Milletvekili Mustafa Tuncer, Konya Milletvekili Hüsnü Bozkurt ve Parti Meclis Üyesi Ferihan Karasu’nun da katılımıyla gerçekleştirildi.
Şerife Bacı Öğretmenevi’nde düzenlenen İl Divan Kurulu Toplantısı’nın açılış konuşmasını yapan CHP İl Başkanı Muzaffer Bıyıklı, Avrupa ve Amerika’da bir yılda yaşanabilecek olayların Türkiye’de bir günde yaşandığını söyledi.
Türkiye'de gündemin çok hızlı değiştiğini ifade eden Muzaffer Bıyıklı, gündemde var olan konular tartışılmadan gündeme yeni bir konunun getirildiğini ifade etti.
Türkiye’nin büyük bir acı yaşadığına dikkat çeken Bıyıklı: “Adana'da tarikatların eline bırakılmış 12 tane evladımızı tedbirsizlikten, ihmalden yitirdik. Bu durum bir bakanın deyimiyle teamülden adam öldürmedir. Yangın merdivenleri kilitli deniyor. Böylesine büyük ihmallerle 12 tane evladımızı kaybettik. tabii ne ilk ne de son ne yazık ki, bunlar olmaya devam edecek. Bu politikalarla, bu düşüncelerle çocuklarımız birilerine teslim edildiği sürece bu ölümleri, bu acıları yaşamaya devam edeceğiz. Ülkemizde bir de bir gerçek var, 15 Temmuz'dan sonra pek çok anlayış, pek çok uygulama, hukuk devleti dışına yönelme, her türlü aklımıza gelen ne olumsuzluk varsa, bunların hepsini de yaşıyoruz. Ancak bu olumsuzluklara direnebilen, olumsuzlukların adını koyup karşı çıkabilen ülkemizde sadece Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) var. Bütün olumsuzluklara karşın Türkiye'nin umudu CHP'dir. Sadece Türkiye'nin değil, dünyanın da umudu CHP'dir. Gerçekten, şunun da altını çizmemiz gerekiyor, Türkiye'de bu gidişatı durduracak, Türkiye'yi yeniden normalleştirecek, Türkiye'yi bir hukuk devleti haline getirecek CHP'dir. Bu sadece bizlerin değil, Türkiye'yi dışarıdan ilgiyle izleyen, Türkiye'nin iyiliğini isteyenlerin de dileği ve umudu CHP'dir. CHP'nin bu işi bu görevi yerine getirebilmesi için de bizlere çok önemli görevler düşüyor ve çok çalışmamız ve birbirimize, kendimize güvenmemiz gerekiyor” dedi.
Türkiye giderek mutsuzlaştığını ve çor zor günler geçirdiğini ifade eden CHP Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun, Türkiye'nin en önemli günlerine tanıklık ettiklerini dile getirdi.
“ÇOCUKLARIMIZA YAŞANACAK BİR TÜRKİYE BIRAKMAK ZORUNDAYIZ”
İçinde bulunulan durumun her zamankinden daha çok zor ve önemli bir görev yüklediğine dikkat çeken Seyit Torun: “İçinde bulunduğumuz durumu anlatacağız ve çözümün nasıl olması gerektiğini hep birlikte anlatacağız. Kastamonu'nun ve Türkiye'nin kaderini hep beraber değiştireceğiz. Her yeni güne acıyla, moral bozucu olaylarla uyanıyoruz. Artık yüzümüzü güldüren o kadar az şey kaldı ki yaptığımız keyifli sohbetler geride kaldı. Caddelerde, sokaklarda gergin, mutsuz, yarın ne olacağını bilemeyen endişeli insanlar var. Yarınlarımızın ne olacağını bilemiyoruz. Bir kişinin hayallerinin peşine kapıldık gidiyoruz. İlla diyor ben Başkan olacağım, Türkiye ne olursa olsun gözüyle bakıyor. Memleketimizde her şey daha kötüye gidiyor. Terör içimizdeydi artık kendi sınırlarımızın dışına taştı ve dışarıda ki terörü de içeri aldık. Ekonomik olarak krizdeyiz. Artık hiçbir ekonomik karar bizi etkilemez, sağlam bir ekonomimiz var diyorlardı ama gördük ki bir Amerika Başkanının seçimi bile bizi ne kadar etkiledi. Amerikan seçimi var olan kötü gidişatın biraz daha açığa çıkardı. Geçtiğimiz günlerde Adana’da meydana gelen olayda hepimizin gözünden yaş geldi. 11 çocuk 1 görevli insanımızı kaybettik. Eğitimde geldiğimiz nokta bu işte. Bir öğrencinin barınacağı yeri devlet yapamadı. Saraya gelince para var diğer kamu hizmet binalarını yaparken kaynak var ama iş çocuklarımıza geldiğinde imkanı olmayan çocuklarımıza gelince para yok. Çocuklarımızın barınacağı yerleri yapamadık. Bundan da sorumluluk duymak yerine suçu başkalarına aradılar. Hiçbir şekilde denetimi olmayan, yandaş diye göz yumulan o yapıları kurarken neredeydiniz? Gerçek hukuk devletinde olsaydık anında istifalar olurdu ve bizlerde ise sorumluluk dahil alınmıyor. Türkiye her geçen gün daha kötüye gidiyor ve bizler ülkemizi bu kötü gidişattan kurtaracağız. Hep beraber laik, demokratik, aydınlık günleri hep beraber yaşayacağız ya da bunun ağır bedelini hep beraber ödeyeceğiz. Dün Milliyetçi Hareket Partisi ile AK Parti anlaştı ve önümüzde ki süreçte bizlerin neler beklediğini bilmiyoruz. Ama bizler sonuna kadar mücadelemize davam edeceğiz. Bir kişinin başkanlık hayalinin peşine düştük onları konuşuyoruz. Bizler bilimden, teknolojiden uzaklaştık karanlığa doğru gidiyoruz. Bugünün koşullarına uymayan, laik olmadığımız ifadeler kullanılıyor. Bunu kabul etmemiz mümkün değil, hep beraber direneceğiz. Aydınlık Türkiye’yi hep birlikte kurtaracağız. Eğer Türkiye Cumhuriyetin kurucu partisi olduğumuzu iddia ediyorsak kurtarıcı parti olmak zorundayız. İdeolojik ve örgütlü bir biçimde çalışmamız gerekiyor. Onlardan daha fazla çalışmazsak başaramayız. Ülkemizi bu karanlık günlerden hep beraber kurtaracağız. Bu gün yaşadığımız sürecin farkında olmayan, hükümete bilinçsizce destek veren bütün yurttaşlarımıza anlatacağız. Bizler Cumhuriyet Halk Partiliyiz okuyan eleştiren, değerlendiren aydınlık insanlarız. Tek düşündüğümüz şey ülkemizin geleceği. Mustafa Kemal Atatürk emanet ettiği Cumhuriyeti bizlere geliştirerek çocuklarımıza emanet edeceğiz. Çocuklarımıza yaşanacak bir Türkiye bırakmak zorundayız” diye konuştu.
“İKİ GÜNDE BİR FİKİR DEĞİŞTİREN AKP’Yİ SANDIĞA GÖMECEĞİZ”
Türkiye'de devlet sisteminin çöktüğünü ifade eden İstanbul Milletvekili Dursun Çiçek, ortada ordu ve yargının kalmadığını kaydederek: “Ne polis kaldı, ne istihbarat kaldı, hepsi yerle bir oldu. Bir Cumhuriyet ordusu, kendi komutanlarını esir eden bir Afrika ordusuna çevrildi. Bilinçli olarak! Bunun hesabını verecekler. Ticaret durdu, döviz aldı başını gidiyor, işsizlik her ay yükseliyor ve bu ortamda biz seçime gidiyoruz, yaklaşıyoruz. Eğer seçimlerde 93 yıllık bir parti olarak bu çürümüşlüğü, AKP'ye oy verenlere anlatırsak CHP'nin iktidar olmaması için hiçbir neden yoktur. Örgütlü mücadeleyle 15 yıldır kirlenen, çürüyen, iki günde bir fikir değiştiren AKP’yi sandığa gömeceğiz. Devletin şu an yerlerde sürünen yargısı, ordusu, polisi, istihbaratının tekrar ayağa kalkması ve siyaset üzerinde, siyasi partiler üzerinde caydırıcı etkisini kazanması gerekir. İşimiz zor. Cumhuriyeti teslim aldığımız gibi evlatlarımıza yine çağdaş değerlerle, ilkelerle birlikte iktidar olarak teslim etmek için yemin ediyoruz, ant içiyoruz” açıklamasında bulundu.
“CUMHURİYETİ HİÇBİR ADAMA YEM ETMEYECEĞİZ”
Konya Milletvekili Hüsnü Bozkurt, Bugün Türkiye’yi yönettiğini zanneden iktidarın CHP’nin ve onun temsil ettiği fikrin ne kadar güçlü olduğunun farkında olduğunu söyleyerek: “30 televizyonda her akşam bir sürü haramzade sabah akşam CHP’ye küfrediyor. Utanmadan devletin olanaklarını kullanarak insanları sonsuza kadar kandırabileceklerini zannediyorlar. Rejim değişmiyor diyorlar. Biz de bunlar gibi her elma şekerini uzatana kandırılan bebeğiz ya. Nasıl değişmiyor kardeşim. Dünkü anlaşma ney? Partili Cumhurbaşkanı, kanun hükmünde kararname çıkarma yetkisi, meclisi fesih etme yetkisi. Bunların hiçbir önemi yok, aslında başkanlık peşinde falan da değil. Zaten şu anda zaten fiilen isteyip de yapamadığı hiçbir şey olmayan bir adam sırf gündemi değiştirmek için başkanlık tiyatrosu oynuyor. Bir tane dostu yok. Türkiye’yi dünyada yapayalnız bıraktı. Borç gırtlağı aştı. Dolar fırladı gitti. Şimdi tiyatro oynuyorlar. Başkanlık olunca Everest Dağı 8 bin 152 metre değil de 5 bin metre mi olacak, su yüz derece de değil de seksen derecede mi kaynayacak, pilavın üstüne kuru fasulye koyunca günah mı olacak? Başkan olunca ne olacak? Hiçbir şey olmayacak. Kıyameti kopartsanız bu Cumhuriyeti size yem etmeyiz. Bu topraklarda son CHP’li nefes vermeden Cumhuriyeti hiçbir adama asla yem etmeyeceğiz” şeklinde konuştu.
“PKK İLE KİMİN KOL KOLA OLDUĞU, KİMİN YATAĞA GİRDİĞİ AÇIKTIR”
CHP Amasya Milletvekili Mustafa Tuncer ise şöyle konuştu: “Adalet ve Kalkınma Partisi ve onun savunucusu yandaş medyası Cumhuriyet Halk Partisi’ni hiç hak etmediği saldırılara maruz bırakıyor. Bizim bir sloganımız var: Önce insan. Kişinin kimliğine, siyasetine, mezhebine, soyuna sopuna bakmıyoruz. Komşumuzun, iş yeri arkadaşınızın ya da tanıdığımızın bir üzüntüsü olduğunda, başına bir dert geldiğinde onların hangi partili olduğuna bakmıyoruz. PKK ile CHP yan yana kol kola diyorlar. CHP ve CHP'liler bu ülkenin kurucuları, kurucu felsefesini oluşturanlardır. CHP ve CHP'liler bu ülkeyi bölmeyi amaçlayan bir terör örgütü ile asla yan yana gelmezler. Böyle bir yakıştırma çamur at izi kalsın felsefesidir. Şu bir gerçektir ki; PKK ile kimin kol kola olduğu, kimin yatağa girdiği açıktır. Oslo'da PKK ile masaya oturup, protokol imzalayan AKP'dir. Habur'a seyyar mahkeme, taşıma hakimler götürüp PKK'lı teröristleri davul zurna ile serbest bırakan AKP’dir. Abdullah Öcalan'la heyet kurup İmralı'da görüşmeler yapan AKP’dir. Bir tarafında Şivan Perver, diğer tarafından Barzani ile el ele tutuşup halay AKP’dir. Bir insanın CHP'ye PKK yakıştırması yapması için aynaya bakması gerekiyor.”
Kazım BOLAT