Bıyıklı 'AKP, oylarını yükseltme çabasındadır'

Bıyıklı; “Ülkemizde 14 yıldır baskılarla ve zorlamalarla sağlıklı işleyişi bozulmak istenen demokratik parlamenter sistem, toplumsal barış ortamı ve hukuk devleti ilkeleri 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında ilan edilen Olağanüstü Hal kararı ve çıkarılan Kanun Hükmünde Kararnamelerle yıpratılmış ve yara almıştır.

Ülkemizin ve devletimizin varlığını ve Milletimizin birliğini hedef alan darbenin toplumun bütün dinamiklerinin işbirliği ile önlenmiş olması her türlü övgüye değerdir. Ancak, bastırılan bu girişimin sivil bir darbe için bahane olarak kullanılabileceği yönündeki tahminlerimiz ne yazık ki doğru çıkmıştır.

Darbelerden en büyük zararı ve sıkıntıyı çekmiş siyasi parti olarak bir kez daha belirtelim ki hangi gerekçe ile olursa olsun darbe yapmaya kalkışmak en büyük suçtur. Ne şekilde olursa olsun darbeye karışan, destek veren, teşvik eden herkes suçludur ve cezasını çekmelidir. Ancak bu cezalandırmanın savunma hakkını engellemeden hukuk sınırları içinde yapılması şarttır. Suçsuz insanlar mağdur edilmemelidir. Darbecileri ortaya çıkarma ve cezalandırma süreci sivil toplum kuruluşlarını, yayın organlarını, üniversiteleri, iş dünyasını ve herkesi baskı altına alma, susturma ve sindirme gayretlerine dönüştürülmüştür. Muhalif olan her kurum ve kişi hedef alınmıştır. Adını Atatürk’ün koyduğu Cumhuriyet Gazetesine yapılanlar bunun son örneğidir. Türkiye Büyük Millet Meclisi devre dışı bırakılarak Kanun Hükmünde Kararnamelerle devletimizin yapısı ve işleyişi değiştirilmektedir. Çok sık edilen ‘ileri demokrasi’ lafları artık duyulmaz olmuştur. Hiç gereği yokken ve gündemden düşmüşken Başkanlık Sistemi konusu ortaya atılmış, Ülkenin bunca sorunu bir kenara bırakılarak tartışmaya açılmıştır. Karşı çıkanlar ülkenin bütünlüğüne ve kalkınmasına karşı çıkıyormuş algısı yaratılmıştır. “Cumhurbaşkanı fiili durum yaratarak Başkan yetkisi kullanmaya başladı, bu durum anayasal bir çerçeveye oturtulmalıdır”  çağırısı dayanaklardan yoksun ve gereksizdir. Yaratılan fiili durumlar için anayasal çerçeve aranması demokrasinin ve anayasal düzenin özüne aykırıdır. Ülkede herkes anayasal çerçeveye uymak zorundadır. Genel Başkanımıza, partimizin her düzeyde yöneticilerine ve Belediye Başkanlarımıza yapılan saldırılarla partililerimiz üzerinde bir korku ve yıldırma havası yaratılmak istenmektedir. Bu ülkede zaman zaman benzer denemeler hep olmuştur. Partimize yönelik sindirme ve Cumhuriyetimizi kuran Ulusal önderlerimize yönelik karalama girişimleri geçmişte çok denenmiş ancak sonuç alınamamıştır. Boşunadır. Cumhuriyeti kuran Cumhuriyet Halk Partisi olarak Hukukun üstünlüğünü, yargının bağımsızlığını ve tarafsızlığını, Milli İradenin Türkiye Büyük Millet Meclisince kullanılması ilkesini, parlamenter sistemi ve Cumhuriyetimizin kuruluş ilke ve değerlerini sonuna kadar savunmakta kararlıyız.

AKP başından beri yürüttüğü gerilimi artırma ve düşman yaratma politikaları ile oylarını yükseltme çabası içindedir. Gelinen noktada gerilim ve siyasi husumet tavan yapmıştır. Bu durum Ülkemiz ve hepimiz için zararlı ve tehlikelidir. Böyle devam ettiği sürece Millet olmanın gereği olan kardeşlik, milli birlik ve beraberlik duygularımız tamiri ve geri dönüşü olmayacak biçimde zedelenecektir. O bakımdan Ülkemizin geleceği için kaygılıyım. Biz sorumlu muhalefet anlayışımız gereği gerilimin düşürülmesi ve milli değerlerimizin yıpratılmaması için dikkatli davranıyoruz ve üzerimize düşeni yapıyoruz. Herkesi de bu konuda duyarlı olmaya ve sorumlu davranmaya davet ediyorum."