BBP, Kanunlarda yapılacak değişikliklere ilişkin teklifler sundu
Büyük Birlik Partisi, Uyum Yasaları kapsamında Siyasi Partiler Yasası ve Seçim Kanunu'nda yapılacak değişikliklerle ilgili teklifler sundu.
Açıklamada bulunan Büyük Birlik Partisi Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Yelis; "16 Nisan 2017 tarihinde yapılan ve bizimde parti olarak Kuvvetler ayrılığı ilkesinin demokratik yönetim hayatımızda daha güçlü bir şekilde vücut bulması ve milli iradenin hem yürütmede hem de yasamada tam olarak temsili noktasında desteklediğimiz referandumda kabul edilen anayasa değişikliği paketi ile ülkemiz artık Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile yönetilecektir.
Yasama, Yürütme ve Yargı erkleri birbirinden önceki sisteme göre daha net çizgilerle ayrılmış durumdadır. Milli iradenin ülkedeki yönetim erklerine daha güçlü bir şekilde yansıyacağı bu sistemle, ‘Yönetimde istikrar’ ilkesinin gözardı edileceği kaygılar net ve tamamen ortadan kaldırılmış olup, ülkenin çeşitli saiklerle sürüklendiği sistem ve yönetim krizleri de son bulmuş olacaktır.
Yönetimde istikrar, yürütmenin başı olan Cumhurbaşkanının halkın oyları ile seçilmesi ve bakanlar kurulunun, seçilen Cumhurbaşkanı tarafından meclis dışından atanacak olması dolayısıyla, önünde teorik olarak hiçbir engel olmayacak şekilde halledilmiş olmaktadır.
Önceki sistemde ‘Yönetimde istikrarı’ sağlamak adına ‘Yönetimde İstikrara’ kurban edilen ‘Temsilde Adalet’ ilkesinin de bu sistemle birlikte önünde ki bütün engeller ortadan kaldırılmalıdır. Milli iradenin en önemli temsil makamı olan ve halkın kendi kaderini tayin etme noktasında ki en önemli karargahı ve milli egemenliğin tecelligahı olan TBMM’nin teşekkülünde; ‘Temsilde Adalet’ ilkesinin tam manası ile sağlanması için gerekli yasal düzenlemelerin yapılması hususunda hiçbir engel kalmamıştır.
Büyük Birlik Partisi olarak, ilkesel anlamda kuvvetler ayrılığı ve kuvvetlerin birbirlerini denetleyebileceği, denge ve denetim sisteminin tam olarak işletileceği bir sistemden yanayız.
16 Nisan 2017 Tarihinde Anayasa paketinin kabul edilmesiyle birlikte, Anayasa zemininde yukarıdaki ilkeler açısından önemli adımlar atılmış durumdadır. Fakat yapılan bu anayasa değişikliğinin, gerçek manada siyasi hayatımıza yansıyabilmesi için seçim kanunu ve siyasi partiler kanunlarında da köklü ve önemli değişikliklere ihtiyaç vardır.
Referandum sonrası çıkartılması gereken uyum yasaları ile ilgili görüş ve önerilerimizi, bölüm, bölüm; TBMM, siyasi partiler ve kamuoyumuzla paylaşmak istiyoruz.
Öncelikle; Siyasi partiler yasasında yapılacak değişikliklerle, lider sultalarının önüne geçilmeli ve parti içi demokrasi güçlendirilmelidir. Siyasi partilerin bütün faaliyetlerini daha hür bir ortamda ve kaygı duymadan yapabilecekleri demokratik bir siyasi partiler yasası hayata geçmelidir.
İkinci olarak; seçim sistemi değiştirilerek, özellikle ‘temsilde adalet’ ilkesini ideal bir şekilde sağlayacak, adil bir seçim kanunu çıkarılmalıdır.
Mevcut seçim sistemi ve siyasi partiler yasasıyla demokrasinin yerleşmesini beklemek hayal olur. Bu sistemde lider sultalarına mahkum olur, meşveretin yerine, bir kişinin söylediğini “koro” halinde söyleyen siyasi parti yapılarına şahit oluruz.
Demokrasi ve adalet bir gün herkesin ihtiyaç duyacağı değerlerdir. Türkiye Büyük Millet Meclisinin yapması gereken, milletimizden aldığı yetki ile bu ihtiyaca uygun hareket etmek, demokrasinin ve hukukun ülke yönetimine yansıması için gerekli yasal düzenlemeleri ivedilikle çıkarmaktır.
16 Nisan referandumu ile gerçekleşen sistem değişikliği, uyum yasalarının bir an önce TBMM’ce çıkarılması Anayasa emridir.
Bu noktada Büyük Birlik Partisi (BBP) olarak teklifimizdir:
Milletvekili Seçimi Kanununda değişiklik yapılırken, yasama görevi yapacak TBMM oluşumunda anayasa emri olan ‘seçim sisteminin temsilde adaleti ve yönetimde istikrarı sağlama’ ilkesi gözetilmelidir.
Yeni Cumhurbaşkanlığı sistemi, cumhurbaşkanının yarıdan bir fazla oyla seçilmesini benimsediğinden ‘yönetimde istikrar’ sağlanmış olmaktadır. Anayasanın diğer emri olan ‘temsilde adaleti’ gerçekleştirmek için de milletin iradesini mümkün olan en yüksek seviyede sandığa ve TBMM’ye yansıtacak yeni bir sistem tesis edilmelidir.
Bu doğrultuda;
-Seçim barajları kaldırılmalıdır.
-Partiler arası seçim işbirliği – ittifakı yasal hale getirilmelidir.
Uygulama ile ilgili teklifimiz ise şöyledir:
-Seçime birlikte katılmaya karar veren partiler anlaştıkları ortak bir liste üzerinde karar kılıp, ittifaktaki her partinin de amblemi seçim pusulasında mevcut olacak bir şekilde tek liste ile seçime girebilmelidir. Ayrıca, bu ittifaklara isim verilmesine de müsaade edilmelidir.
-Mevcut sistem yerine 600 milletvekilinin 500 tanesi ‘Daraltılmış Bölge Sistemi’ (Bu sistemde bir seçim bölgesinde en fazla 6 milletvekili seçilebilmelidir) ile seçilmeli ve bu yolla seçilecek milletvekilleri siyasi partilerce ‘ön seçimle’ belirlenmelidir.
-100 milletvekili ise; Türkiye milletvekili olarak seçilmeli ve bunlarda partilerce merkez yoklaması ile belirlenmelidir.
-Bölgeler ve illere göre milletvekili sayıları tespiti illerin nüfus sayıları esas alınarak değil Yüksek Seçim Kurulunca açıklanan seçmen sayılarına göre yapılmalıdır.
-Seçim dönemlerinde propaganda imkanları adil hale getirilmelidir.
-Siyasi partilere yapılan hazine ve seçim yardımı ya tamamen kaldırılmalı ya da anayasanın eşitlik ilkesi ve hakça tanımına uygun olarak yeniden düzenlenmelidir.
-Milletvekili dokunulmazlıkları siyasi faaliyetler ve kürsü dokunulmazlığı haricinde kaldırılmadır.
Demokrasimize yüksek katkı sağlayacağı inancıyla, Kamuoyuna saygıyla duyurulur.
‘SEÇİM İTTİFAKLARI YASAL HALE GELECEK’
Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin yapılmasına 2 sene olduğu halde, ‘İki sene öncesinden Türkiye'nin bütün gündeminin buna kilitlenmesine, her akşam televizyonlarda bu konunun konuşuluyor olmasını çok doğru bulmuyoruz. Türkiye'nin şu anda çok önemli problemleri var. Dış politikada yaşananlar ortada. Suriye ve Irak'ta yaşananlar ortada. Ekonomi ile ilgili sıkıntılar ortada. Euro bugün 4.60 oldu. Dolar 3. 90., Benzin 6 lira'yı aştı. Mazot 5 lirayı geçti.
Eğitimdeki problemler ortada. Bizim pek çok problemimiz var. İsteriz ki akşam televizyonlarda Türkiye'nin temel problemleri çözüm odaklı olarak tartışılsın, çözümler üretilsin. Birliğimizi beraberliğimizi güçlendirecek konular konuşulsun ve adımlar atılsın. Ama şimdiden siz iki sene öncesinden bir ayrıştırma, bir kamplaştırma politikası ile giderseniz seçime varana kadar tamamen ayrılmış, parçalanmış, bölünmüş bir siyasi yapı olur. Cumhurbaşkanlığı adaylığının bugünden söylemenin de kendi kanaatimce çok doğru olmadığını düşünüyorum. O günün şartlarına görmek, yaşamak gerekir. O günün şartlarına göre kendimizde aday olabiliriz, kendimizde bir aday çıkartabiliriz. Şu uyum yasalarını gördükten sonra belki çıkacak adaylar içerisinde birini destekleyeceğiz. Seçim ittifakları büyük bir ihtimalle yasal hale getirilecek. Bir seçim işbirliği yapıyorsanız işbirliğinin Cumhurbaşkanlığı adayına da yansıyacağı kaçınılmazdır.’
SEÇİM İTTİFAKI
Uyum yasalarının tamamen hepsini görmemiz gerekir. Nasıl bir seçim sistemi ile nasıl bir siyasi partiler yasasıyla seçimlere gireceğiz bunu görmemiz lazım. Şu anda Adalet ve Kalkınma Partisi Türkiye yönetiyor. Sayın Cumhurbaşkanı yeni sistemle Adalet ve Kalkınma Partisi'nin genel başkanı. Biz bu zamana kadar doğru kimden gelirse gelsin onun yanında durduk. Şu anda özellikle terörle mücadele noktasında hem içeride hem dışarıda, Suriye'de yürütülen operasyonlarda Irak'ın kuzeyinde yürütülen politikalarda ağırlıklı olarak dış politikada iktidar Partisi'ni destekliyoruz. Bu politikaları doğru buluyoruz. Eğitim politikaları ilgili eleştirilerimizi yapıyoruz. Ekonomi ile ilgili eleştirilerimizi yapıyoruz. Biz doğruya doğru, yanlışa yanlış diyen bir siyasi partiyiz. Anlayışımızı da hiç çekinmeden bugüne kadar nasıl sürdürdüysek bundan sonra da sürdürmeye devam edeceğiz. Türkiye'deki bölücü parti hariç, teröristler hariç herkesi yerli ve milli görüyoruz. Bizim ideolojik olarak bir duruşumuz var. Bir seçim işbirliği yapacaksak elbette ki bu ideolojimize, fikrimize, misyonumuza yakın olan siyasi partilerle seçim işbirliği yapmamız kadar doğal bir şey de olamaz.
16 Nisan referandumunda biz 'Evet' dedik. Dolayısıyla da o referandumdaki 'Evet' diyenlerle Büyük Birlik Partisi'nin bir iş birliği ya da ittifak yapması da herhalde çok normal karşılanacaktır.
Büyük Birlik Partisi olarak biz geçmişte de ittifaklar yapmış tecrübeli bir partiyiz ülkemiz için, devletimiz için, milletimiz için bir işbirliği yapmamız gerekirse bu hususla da ilgili olarak şu Parti ile bu parti ile 2 sene öncesinden bir şey söylemenin doğru olmayacağını düşünüyoruz, ama bizim kimlerle işbirliği yapabileceğimiz zaten kamuoyunun bilgisine dahilindedir."