Batuhan Yaşar: "Kaç FETÖ'cü general Kandil'e kaçtı?" 

İhlas Haber Ajansı ve TGRT Haber Ankara Temsilcisi Yaşar, Türkiye Gazetesi'ndeki köşesinde, "İşte TSK'daki firari asker sayısı", "Kaç FETÖ'cü general ve subay Kandil'e kaçtı, Kandil'e hangi güzergahtan ulaştılar", "Semih Terzi'ye yakın isimler şimdi nerede?","Bölgedeki komuta kademesinin tamamı için korkunç suçlama neydi?", "Aynı safta olanlar nasıl savaşma numarası yaptı", "Görüntüleri Avrupa'ya nasıl servis ettiler?" sorularına cevap aradı.

  • 1036
Batuhan Yaşar: &quotKaç FETÖ'cü general Kandil'e kaçtı?" 
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Batuhan Yaşar'ın "Kaç general Kandil'e kaçtı?" başlıklı yazısının tamamı ise şöyle:
"TBMM’nin açılış resepsiyonunda komuta kademesi ile sohbet etme imkânı bulduk. Yanlış anlaşılmasın.. Yazının başlığı, komutanlarla yaptığımız sohbetten çıkmadı.
Genelkurmay muhabirliği döneminden tanıdığım -ki o zamanlar kurmay albay olan- Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Salih Zeki Çolak ile 90’lı yıllardaki hatıraları yâd ettik. 15 Temmuz’dan beri birbirinden zor günler ve geceler geride bırakıldı.
“Toparlanıyoruz.. Arkadaşlarla konuşuyoruz. Her şey daha iyi olacak, toparlanacağız” dedi Orgeneral Salih Zeki Çolak..
Birkaç kez daha tekrarladı aynı cümleyi. Yazılmamak kaydıyla o geceye ait detayları anlattı.
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Akar ve komuta kademesi resepsiyonda 1 saatten fazla durdu. Askerin resepsiyonda bu kadar uzun kaldığına ilk kez rastlıyoruz.
Herkes gitti ama ısrarla onlar kalmayı sürdürdüler.
Bu aslında bir mesajdı.
Herkesle sohbet ettiler, açık yüreklilikle sorularına cevap verdiler, selfie çektirdiler.
Komuta kademesi psikolojik olarak da toparlanmış görünüyordu... Kabul etmek lazım ki en büyük travmayı onlar yaşadı.
Bu konuya tekrar döneceğiz..
Evet, sizleri de fazla merakta bırakmayalım. Tamam, sadede geliyoruz.
Gerçekten çok önemli bilgiler elde ettik.
15 Temmuz sonrası kamuoyunun da merak ettiği kayıp, kaçak ve firari asker sayısına ve yaşanan olayların detaylarına ulaştık.
15 Temmuz sonrası biliyorsunuz özellikle Özel Kuvvetlerden bazı üst düzey rütbeliler kaçmıştı ve 2 ayı geçkin süredir de yakalanmamışlardı. Firari FETÖ’cüler konusunda, askerî kaynaklardan elde ettiğimiz bilgileri hemen paylaşalım:
Asıl bomba haber de tam buradan çıktı.
Bu kaçak FETÖ’cü askerlerin bir bölümü nereye sığınmış biliyor musunuz?
PKK’ya...
-Bu kadarına da pes doğrusu, bu nasıl hainliktir- dediğinizi duyabiliyoruz..
Maalesef gerçeklerle karşı karşıyayız..
Güvenilir askerî kaynaklardan edindiğimiz bilgilere göre, bu FETÖ’cü generallerden bazıları (2 general olduğu tahmin ediliyor) ile üst düzey subaylardan (binbaşı-yarbay ve albay) oluşan 8-10 kişi Kuzey Irak’taki PKK kamplarına götürüldü.
Kaçarken izledikleri güzergâh da çok ilginç.
Kuzey Irak’a giriş için Çukurca Dağlıca yolu kullanıldı.. Gara’da PKK ile buluşuldu.. Buradan da Avaşin Basyan üzerinden Kandil’e götürüldüler.. Şimdilerde Kandil’de mutlu ve mesutlarmış!!
Bu noktada, Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar’ın iki emir astsubayının hâlen yakalanamadıklarını belirtelim.
Firardaki FETÖ’cü sayısı...
Evet, 100’e yakın firari FETÖ'cü asker olduğu tespit edildi.
Bunların ekseriyeti darbe gecesi öldürülen General Semih Terzi’ye yakın isimler.
70’e yakını üst düzey subay (7-8 tanesi general ve amiral) kalan 30’u da astsubay..
Bölgenin tamamı hain çıktı!

Biz nasıl FETÖ veya FETÖ’cü kelimelerini kullanıyorsak asker kendi içinde de hain veya hainler kelimelerini tercih ediyor..
Düşünebiliyor musunuz; yıllardır Türkiye’nin var olma mücadelesi verdiği terör örgütü PKK’ya gözünü kırpmadan sığınabilen bir güruh ile karşı karşıyayız.
PKK’ya sığınabilen bir kişi başka neleri yapamaz ki.. Aklımıza gelen gelmeyen, düşündüğümüz düşünemediğimiz her türlü vatan hainliğini yapabilecek kapasitedeler..
Özellikle son 2 yıldır canhıraş terör mücadelesi verilen bölgedeki komuta kademesinin tamamı FETÖ’cü çıktı.
Şöyle düşünelim isterseniz; PKK’ya karşı savaşanlar bir anda PKK ile kucaklaşabiliyor. Burada anlamakta bile zorlandığımız bir durumla karşı karşıyayız.
Kaynaklar, özellikle son dönemde (şehir savaşları sırasında) bu iş birliği ile ilgili şüpheli davranışların, olayların varlığından söz ediyorlar.
PKK ile perde arkasında tam ittifak hâlinde olanlar terör örgütü ile nasıl mücadele edebilir dersiniz..
Etmediler tabi ki.. Özellikle, Cizre, Sur ve Silopi’de verilen şehitler geldi aklımıza.. Terörden temizlenen bölgelere PKK’nın kısa sürede yeniden yerleşmesini hatırlayın..
Keskin nişancıların tanklarla imha edilmeye başlanmasının ardından “Tankların şehirlerde ne işi var?” sözlerinin Avrupa’ya nasıl paslandığını da hatırlayın..
O dönemdeki Millî Savunma Bakanının emir subaylığını yapan ve hâlen firarda olan Kurmay Albay Tevfik Gök bizden bu tank atışlarının görüntülerini istemişti.
Özellikle Alman basınında Türkiye’nin terörle mücadelede aşırı güç kullandığına dönük haberler yayınlanıyordu. Şimdilerde bu haberlerin kaynağı ortaya çıkmış görünüyor..
Sadece bölge değil, sınır birliklerinin komutanlarının tamamının da FETÖ’cülerden oluştuğu bilgisine ulaştık.
Bunların hepsi tesadüf olamaz herhâlde..
Haksız eleştiriler...
Böylesine devasa terör ağı kuranların, komuta kademesini kısa sürede derdest etmesinden daha doğal ne olabilir ki. Onlar şimdi toparlanmaya çalışıyor. Onların toparlanması hepimizin bütün Türkiye’nin toparlanması demek.
Salih Paşa, 15 Temmuz gününü anlatırken dedi ki: “İçim rahat etmemişti, tam dışarı çıkarken tekrar kontrol için Kara Havacılığa dönmek istedim, o sırada Genelkurmay Başkanı’nın yaveri aradı ve komutan sizi bekliyor dedi...”
Siz olsaydınız ne yapardınız?
Bizans oyunlarının, ihanetin duru durağı olmayan bir gün yaşanmış..
Komutanlar bir taraftan yaralarını sararken, toparlanmaya çalışırken, bir taraftan da terör mücadelesine odaklanmış durumdalar.
Bu bilgiler ışığında, terörle mücadeleyi, 15 Temmuz öncesi ve sonrası olarak ayırmamız gerekmiyor mu?
Şu an için yapılan hainliklerin sadece 10’da birini bilebiliyoruz..
Ama merak etmesin kimse her şey yakında bütün çıplaklığı ile ortaya çıkacak..."