Başbakan Erdoğan, çocukluğunu anlattı
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Beyaz TV'de katıldığı 'Ustanın Hikayesi' adlı belgeselde çocukluk anılarını anlattı.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Beyaz TV’de katıldığı “Ustanın Hikayesi” adlı belgeselde çocukluk anılarını anlattı. Başbakan Erdoğan, çocukluğunda hareketli olduğunu ifade ederek, bisikletinin olmadığını söyledi. Erdoğan, “Maalesef bisiklet alacak durumda değildik” dedi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, hayat hikayesiyle ilgili sanatçıların görüşleri, cezaevinde kaldığı dönemi anlatan canlandırmalar ve çocuklarla yapılan röportajların yer aldığı klipler üzerine Beyaz TV’de canlı yayınlanan “Ustanın Hikayesi” belgesine katıldı.
Uzun süren hazırlıkların ardından bugün Beyaz TV’de yayınlanan “Ustanın Hikayesi” adlı programa, katılan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın gençlik yıllarını anlattı.
Recep Tayyip Erdoğan isminin nereden geldiğini anlatan Başbakan Erdoğan, “Bildiğim kadarıyla rahmetli babam, babamın ismi verişindeki espiri şu; Ben Recep ayında doğmuşum. Bundan dolayı göbek adımı Recep vermişler. Dedemin adı Tayyip idi. İkinci adımı da Tayyip olarak dedemin adından dolayı babam bu şekilde vermiş ve Recep Tayyip olmuş. İşin sırrı bu, babam böyle anlatırdı. Tabi Karadeniz’de şöyle bir ananede var, sürekli olarak kızlarda anneanne onun ismi ili anılır. Erkeklere de genelde dedelerin adı verilirdi. Ama yeni kuşaklarda bunlar belki de değişmeye başlamıştır. Aslında güzel de oluyor. Bir yerde geçmişi unutmama bu çok çok önemlidir ve ceddinizi unutmadığınız sürece geleceğinizde de siz hatırlanırsınız. Bu bakımdan önem arz ediyor. Herhalde böyle bir şeyi onlar yaşılar ki bizlere de yaşattılar” diye konuştu.
“Okulda arkadaşlarınız size nasıl hitap ederdi. Öğretmenleriniz ve arkadaşlarınız size Recep mi, Tayyip mi?” diye sorulması üzerine ise Başbakan Erdoğan, “Tabiki okulda kademe kademe. İlkokulda farklı, İmam Hatip okulu süreci farklıydı. İlkokuldayken genelde bir beşinci sınıf olayı vardı. Hep Tayyip ismiyle anıldım. İmam Hatip okuluna başladığım zaman yine onunla devam etti. Fakat zaman zaman ilkokulda bana hoca dedikleri de olurdu. Ben bir din dersi olayı yaşamıştım. O din dersi olayından dolayı okulumuzun müdürü bize din dersine geliyordu. Bir gün namaz olayını anlatacak sordu; kim kılacak kılmadılar. Sonra ben elimi kaldırdım. Kalktım ben kılınca bu sefer o andan itibaren sınıfta bizim lakabımız o oldu. Böyle anılmaya başladık. Ben tabi yadırgamadım da çünkü güzel bir lakap. Biz öğretmene de hoca diyorduk. Hoca’ya da hoca diyorduk. Onunla anılmak güzeldi. Böyle anıldık ama İmam hatip sürecinde genelde Tayyip ismiyle alınarak öyle geldik” dedi.
Başbakan Erdoğan, “Rahmetli annenizin veya babanızın size özel bir hitap şekli var mıydı?” sorusuna ise, “Böyle bir farklı hitapları yoktu da bizde Karadeniz’de Tayyip ismini bu şekliyle kullanamazlar. Hatta hatta benim dedemin nüfus kağıdındaki ismi bile Tayyip diye geçmez. ‘Teyyüp’ diye geçerdi. Şimdi bizde de annem rahmetli yumuşatarak o şekilde oda kullanırdı. Babam da benzer kullanırdı. Sonra sonra ya baba öyle değil böyle filan diye diye bu işi biraz düzelti verdik. Ama söylenen buydu, bu şekliydi. Tabi bu Karadeniz’deki yapıdan kaynaklanır” şeklinde konuştu.
Çocukluk yıllarını anlatan Başbakan Erdoğan, çocukluğunda çok sakin olmadığını, hareketli olduğunu ifade etti. Başbakan Erdoğan, “Çocukluğumuzda, apartman çocukluğu yoktu. Bizim dönemlerde mahalle çocukluğu vardı, sokakta yoktu. Bizde sokak komşuluğu değil, mahalle komşuluğu daha yaygındı. Aynı mahallede oturan insanlar birbirlerini çok iyi tanırlardı. Örneğin benim annem, babam nahiyedeki her insanı tanırdı. Bir köyden diğer köydeki insanları tanırlardı. Bizde de Kasımpaşa’da oturduğumuz sokak ve diğer sokaklar biz oradaki bütün arkadaşlarımızla çok sıkı fıkıydık. Tabi o zaman sokaklar böyle toprak, yağmuru yediği zaman her taraf çamur. Biz o çamurların içerinde arkadaşlarımızla hep yuvarlanırdık, oynardık. Öyle anlar olurdu ki annem evde yok ise sokaktaki arkadaşım annesi beni alır yıkardı. Onun annesi benim annem alır onu yıkardı. Bu tür güzellikler ve danışmalar vardı. Bundan dolayı aramızdaki komşuluk bağları çok çok güçlüydü. Mesela birbirlerine yemekler götürürlerdi. Annem komşumuza götürürdü, komşularımız bize getirirdi. Diyelim komşumuz Arnavut’tu biz Rizeliyiz bize getirirdi. Aynı şekilde annem o tarafa götürürdü. Bunlar tabi muhabbeti, sevgiyi çok farklı bir şekilde attırıyordu. Şuanda biz buna hasretiz. Bunu artık görmek bir çok yerde Anadolu’yu müstesna tutarsak büyükşehirlerde bunu yaşamak, bunu görmek ne yazık ki görmek mümkün değil” dedi.
Çocuklukta oynadıkları oyunlardan bahseden Başbakan Erdoğan, en çok oynadığı oyunun çelik çomak olduğunu söyledi. Arkaşlarıyla birlikte yakar top oynadıklarını da ifade eden Başbakan Erdoğan, arkadaşlarının kendi evlerine geldiği zaman da dama oynadıkların kaydetti
Çocukluğunda bisikletinin olmadığını söyleyen Başbakan Erdoğan, bisiklet alacak durumlarının olmadığını belirtti.