Baltacı "Taşeron da ayrımcılık ve aldatmaca devam ediyor"

Baltacı yazılı mesajında; “Türkiye artık herkesin kabul ettiği ve giderek derinleşen bir ekonomik krizin içerisinde. Ve bu ekonomik kriz, beraberinde gelen işsizlik, ağırlaşan çalışma ve yaşama koşulları ile işçi ve emekçilerinin iliklerine kadar işliyor. Krizi yaratanlar yani iktidar ve ortağı, çözümü emekçilerin haklarının gaspında arıyor.

-İşçilerimizin kazanılmış haklarının başında gelen ve güvencesi olan ‘’kıdem tazminatı”  elinden alınmak isteniyor. Zorunlu BES uygulaması dayatılıyor.
-Prim gün sayısını doldurmuş, emekli olmaya hak kazanmış vatandaşlarımızın yasal hakları teslim edilmiyor.
-İş kazalarında ölen işçi oranının ve çocuk işçiliğin dünyada en yüksek olduğu ülkelerden biriyiz. Ancak iş kazalarını önlemek ya da çocuk işçiliği engellemek için çaba göstermiyor çaba gösterenlere de engel olunamaya çalışılıyor.
-Taşeron da ayrımcılık ve aldatmaca devam ediyor. Verilen kadro sözü yerine getirilmiyor.
-Toplu iş sözleşmelerine imza atılmıyor. Toplu işten çıkarmalar yasaklanmıyor.
-Şeker fabrikaları veya Tank Palet fabrikası özelleştirilirken; çalışanların hakları ve geleceği yok sayılıyor.
-Enflasyona karşı üreten köylünün desteklemesi gerekirken çözüm tanzim satışta arıyor.
-Yeni ekonomi programında verginin tabana yayılması adı altında elektrik, su, doğal gaz gibi temel tüketim ürünlerine gelen zamlarla ekonomik krizin yükü halka sarılıyor. 
-Açlık sınırının altında asgari ücretle çalışan milyonlarca işçinin alın teriyle çay simit hesabı üzerinden alay ediyor.
-Kendi bekaları ve kotluları uğruna gerçek sorunlarımızı görmezden geliyorlar. 31 günde kazanılmış bir seçim sonuçlandırılmıyor. Suni gündemlerle kamuoyu sürekli meşgul ediliyor.

Bu örnekler acil çözüm bekleyen sorunlarımızdan sadece bir kaçı.

Krizin faturasının işçinin ve emekçinin emeği üzerinden ödenmesine hep birlikte dur demeliyiz.

Yaşanan tüm baskılara karşı iş, ekmek ve özgürlük taleplerimizi yüksek sesle yenilemeliyiz.

Unutulmamalı ki adaletin ve demokrasinin olmadığı yerde haklarımızı savunamayız. Adalete ve demokrasiye ekmek kadar, su kadar sahip çıkmalıyız. 17 milyon çalışanımızın sadece 2 milyonu örgütlüyken hakkımızı gerektiğince arayamayız. Örgütlü mücadelemizi büyütmeliyiz. 1 Mayıs, bizim sadece geçmişimiz değil, geleceğimizdir. Ve biz aydınlık geleceğimizi hep birlikte yeniden inşa edeceğiz. Fabrikada, evde, büroda, tarlada çalışan kadın ve erkek tüm emekçilerimizin 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü kutlu olsun.”