Baltacı "Adalet, özgürlük ve demokrasi yeniden gelene kadar mücadele edeceğiz"

Milletvekili Baltacı yazılı mesajında; "30 Ağustos, yokluk içindeki bir halkın tüm çaresizliklere karşı inanç ve kararlılıkla emperyalizme diz çöktürebileceğinin en açık kanıtı, işgal edilmiş ve sömürgeleştirilmeye çalışılan bir ülkenin Baş komutamız Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde yeniden ayağa kalkıp ulusal kimliğini ilan etme konusunda hedefe yaklaştığı günün adıdır.

Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının bundan tam 96 yıl önce verdiği bu mücadelenin, o gün gösterdikleri kahramanlığın ve yazılan şanlı destanın sevincini bugün bizler bir kez daha yüreğimizde hissediyoruz.

30 Ağustos ruhu; bütün etnik, dinsel, mezhepsel ayrımları reddeden, sorunlarına ve içinde bulunduğu bölgeye, mezhep ve tarikat gözlüğüyle değil, laik bakışla yaklaşan, sorunlarını demokratik yöntemlerle toplumsal mutabakat çerçevesinde çözmeyi ilke edinen ruhtur. Yani tam da bugünkü iktidarın unutturmaya, silmeye çalıştığı ruhtur. Türkiye’nin çağdaş kazanımlarını silmek isteyen iktidar, 30 Ağustos ruhunu unutturmak için çeşitli yollara başvurmakta, Türkiye’nin içinde bulunduğu bölge üzerinde yapılan paylaşım hesaplarına çanak tutmaktadır.

30 Ağustos’ta yazılan destanla "Millî Mücadele”nin ilk evresi tamamlanmış Türkiye Cumhuriyeti’ni çağdaş uygarlık seviyesine ulaştıracak atılımları kapsayan Milli Mücadele’nin ikinci evresi başlamıştır. Büyük önder Mustafa Kemal Atatürk 15 yılda, Ankara Fişek fabrikasından Sivas Çimento fabrikasına kadar 50’ye yakın fabrika kurarak 1929-1938 yılları arasında ağır sanayi üretimini yüzde 152, toplam sanayi üretimini ise yüzde 80 arttırmıştır. Son 16 yılda ise Cumhuriyetin tüm kazanımları talan edilmiş üreten ve ülke ekonomisine katma değer sağlayan çok sayıda stratejik kurum satılmış yada satılması için üstün çaba sarf edilmektedir.

Büyük lider Mustafa Kemal Atatürk’ün “Siyasi, askeri zaferler ne kadar büyük olursa olsunlar, iktisadi zaferler ile taçlandırılmazlarsa meydana gelen zaferler devamlı olamaz, az zamanda söner” sözlerini bugün bir kez daha hatırlıyor; tek adam rejiminin dayattığı ekonomik krizin etkilerinin, üreten Türkiye’ye, hukukun üstünlüğüne, kuvvetler ayrılığına ve parlamenter demokrasiye geri dönülerek atlatılabileceğine inanıyoruz.

Unutulmamalıdır! 30 Ağustos Zaferi, 19. yüzyılın azgın sömürgeciliğine indirilen ilk darbedir! 30 Ağustos, ne istediğini bilen bir Başkomutan’ın kuvvetli sağduyusuyla anıtlaşan kalıcı bir zaferin tarihidir! Cumhuriyete, demokrasiye, laik sosyal hukuk devletine ve bağımsızlığımıza el uzatanlara asla ama asla geçit vermeyeceğimizin altını çiziyoruz. Bağımsızlık ve Cumhuriyet mirasımızı sonsuza kadar yaşatacağız. Bizler bu zaferin bayrağını yılmadan, yorulmadan, ilelebet taşıyacak; bu topraklara adalet, özgürlük ve demokrasi yeniden gelene kadar mücadele edeceğiz.

Bu duygu ve düşüncelerle başta Kurtuluş Savaşı'nın önderi, Cumhuriyet'in banisi Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere tüm şehitlerimize rahmet diliyor, demokrasi ve özgürlük kahramanlarına şükranlarımı sunuyor, halkımızın 30 Ağustos Zafer Bayramı'nı kutluyorum."