Yıldırım 'Kastamonu'nun Değerlerini Ortaya Çıkartmamız Gerekiyor'
CHP Kastamonu Belediye Başkan Adayı Mehmet Yıldırım, Kastamonu'nun değerlerini mutlaka ortaya çıkartılması gerektiğini söyledi.
CHP Kastamonu Belediye Başkan Adayı Mehmet Yıldırım, Kastamonu'nun değerlerini mutlaka ortaya çıkartılması gerektiğini söyledi.
Yıldırım, Ziraat Mühendisleri Odası'nın Olağan Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmada, tarlada ve fabrikada üretimi ile kamuda dürüst yönetimi temel alan eski bir milletvekili olduğunu belirterek, 'Tarlada üryani eriği yoksa pestil olmaz. TBMM'de görev aldığımda, Kastamonu'nun en büyük getirisi olan ve yaklaşık 20 bin ton miktarında pazarlarda satılan, Kastamonu'nun dünya markası olan sarımsağını TBMM gündemine taşıyarak bütün ziraatçıları ve tarlalarda ekin yapan çiftçilerin temsilcisi olarak görev yapmıştım. Sarımsağın envai çeşit yerde ticaretini yapıyoruz. Ben bunu gerçekleştirirken TBMM'de görev yapan 550 milletvekilinden ve hükümetten destek aldım. Görevimiz tarlada üretimi gerçekleştirmek, ziraat mühendislerin gerçekleştirdiği projelerin ekonomik politikada ki değerini gerçekleştirmekti. Sarımsak dışında organik yiyeceklerimiz vardı. Bunlar hakkında da bir şey yapmamız gerekirdi. Ziraat Odası Başkanı Nahit İğdirli ekibiyle birlikte meclise geldi. Bütün meclis kulisine ekşi dağıttık. Bir kolejde 2 bin 500 öğrenciye ekşi ile elma dağıttık. Bu ne dediler Türk kolası Kastamonu kolası dedik. Organiktir, asidi yoktur, midenizi ekşitmez dedik. Adı ekşidir ama midenize dokunmaz, hazmınızı kolaylaştırır dedik. Üryani eriğinin tanıttık. Onkoloji hastanesinin hocaları beni arayarak üryani eriğinin bağırsak kanseri olan insanlara şifa olduğunu biliyor musun dediler. Bu tür rahatsızlıklara ilaç olacak dünyada ve Türkiye'de iki gıda ürünü var. Bunlardan birisi üryani eriği, biriside kayısıdır. Kayısının şeker oranı fazla olduğu için hastada ters bir etki oluşturabiliyor ama üryani eriği daha pozitif değer kazandırıyor' dedi.
Kastamonu'nun çılgın değerlerini Ziraat ve İnşaat Mühendisleri, mimarları ile ortaya çıkartılmasını sağlayacaklarını ifade eden Yıldırım, şunları kaydetti: 'Üryani eriği, pestili dünyaya tanıtmamız lazım. Bunun için ziraat mühendislerine çok önemli gelişmeler düşüyor. KUZKA'da, Avrupa'nın, devletin mikro projelerinde önemli destekler var. Bu toprakların sulanması için büyük mücadeleler verdik. Barajlar yapıldı peki tarlalarda ki üretim aynı paralelde yürüyor mu? Göç vermeye devam ediyoruz. Kastamonu 1995'te 5 milletvekili çıkarıyordu. Önümüzdeki seçimlerde milletvekili sayısı 3'e düştü. Şehir nüfusumuz 100 bin oldu. Peki, ilçelere ne oldu? Olayı doğru tahlil edelim Kastamonu küçülüyor. Kastamonu göç vermeye devam ediyor. Göçü durdurmanın yolu istihdamdır, üretimdir, ziraat mühendislerinin karış karış tarlalarda nadas yapmasıdır. Kastamonu'ya su getirecek Kırık Barajı var, halk Ilgaz'ın pırıl pırıl suyunu içecek, yatırımlardan sorumlu devlet bakanı bu sene gerek yok bir daha ki sene diyor. Bingöl'e yatırım var, Kastamonu'ya niye yok. Bizim acelemiz var zaman geçirecek vaktimiz yok. Kastamonu'nun kanalizasyonu DSİ'nin verdiği Karaçomak Barajından akan suyun içine akıyor. Ondan sonra köylüler, bu suyla tarlalarını sulayamıyor. Şimdi 45 milyar dolarlık bir çevre projesi imzalandı ve yapılacak ama yıllar geçti. Bunu belediyenin değil DSİ'nin yapması gerekiyordu'
Yıldırım, Ziraat Mühendisleri Odası'nın Olağan Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmada, tarlada ve fabrikada üretimi ile kamuda dürüst yönetimi temel alan eski bir milletvekili olduğunu belirterek, 'Tarlada üryani eriği yoksa pestil olmaz. TBMM'de görev aldığımda, Kastamonu'nun en büyük getirisi olan ve yaklaşık 20 bin ton miktarında pazarlarda satılan, Kastamonu'nun dünya markası olan sarımsağını TBMM gündemine taşıyarak bütün ziraatçıları ve tarlalarda ekin yapan çiftçilerin temsilcisi olarak görev yapmıştım. Sarımsağın envai çeşit yerde ticaretini yapıyoruz. Ben bunu gerçekleştirirken TBMM'de görev yapan 550 milletvekilinden ve hükümetten destek aldım. Görevimiz tarlada üretimi gerçekleştirmek, ziraat mühendislerin gerçekleştirdiği projelerin ekonomik politikada ki değerini gerçekleştirmekti. Sarımsak dışında organik yiyeceklerimiz vardı. Bunlar hakkında da bir şey yapmamız gerekirdi. Ziraat Odası Başkanı Nahit İğdirli ekibiyle birlikte meclise geldi. Bütün meclis kulisine ekşi dağıttık. Bir kolejde 2 bin 500 öğrenciye ekşi ile elma dağıttık. Bu ne dediler Türk kolası Kastamonu kolası dedik. Organiktir, asidi yoktur, midenizi ekşitmez dedik. Adı ekşidir ama midenize dokunmaz, hazmınızı kolaylaştırır dedik. Üryani eriğinin tanıttık. Onkoloji hastanesinin hocaları beni arayarak üryani eriğinin bağırsak kanseri olan insanlara şifa olduğunu biliyor musun dediler. Bu tür rahatsızlıklara ilaç olacak dünyada ve Türkiye'de iki gıda ürünü var. Bunlardan birisi üryani eriği, biriside kayısıdır. Kayısının şeker oranı fazla olduğu için hastada ters bir etki oluşturabiliyor ama üryani eriği daha pozitif değer kazandırıyor' dedi.
Kastamonu'nun çılgın değerlerini Ziraat ve İnşaat Mühendisleri, mimarları ile ortaya çıkartılmasını sağlayacaklarını ifade eden Yıldırım, şunları kaydetti: 'Üryani eriği, pestili dünyaya tanıtmamız lazım. Bunun için ziraat mühendislerine çok önemli gelişmeler düşüyor. KUZKA'da, Avrupa'nın, devletin mikro projelerinde önemli destekler var. Bu toprakların sulanması için büyük mücadeleler verdik. Barajlar yapıldı peki tarlalarda ki üretim aynı paralelde yürüyor mu? Göç vermeye devam ediyoruz. Kastamonu 1995'te 5 milletvekili çıkarıyordu. Önümüzdeki seçimlerde milletvekili sayısı 3'e düştü. Şehir nüfusumuz 100 bin oldu. Peki, ilçelere ne oldu? Olayı doğru tahlil edelim Kastamonu küçülüyor. Kastamonu göç vermeye devam ediyor. Göçü durdurmanın yolu istihdamdır, üretimdir, ziraat mühendislerinin karış karış tarlalarda nadas yapmasıdır. Kastamonu'ya su getirecek Kırık Barajı var, halk Ilgaz'ın pırıl pırıl suyunu içecek, yatırımlardan sorumlu devlet bakanı bu sene gerek yok bir daha ki sene diyor. Bingöl'e yatırım var, Kastamonu'ya niye yok. Bizim acelemiz var zaman geçirecek vaktimiz yok. Kastamonu'nun kanalizasyonu DSİ'nin verdiği Karaçomak Barajından akan suyun içine akıyor. Ondan sonra köylüler, bu suyla tarlalarını sulayamıyor. Şimdi 45 milyar dolarlık bir çevre projesi imzalandı ve yapılacak ama yıllar geçti. Bunu belediyenin değil DSİ'nin yapması gerekiyordu'