Yaşanan Maden Kazaları
Prof. Dr. Haydar Aras, madenlerde yaşanan olayların önüne geçmek için 'Madenlerde Güvenlik ve Sağlık Sözleşmesinin' imzalanması gerektiğini söyledi.
(İHA) - Eskişehir Osmangazi Üniversitesi (ESOGÜ), Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi Makine Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Haydar Aras, madenlerde yaşanan olayların önüne geçmek için 'Madenlerde Güvenlik ve Sağlık Sözleşmesinin' imzalanması gerektiğini söyledi.
Aras, 28 Ekim 2014 tarihinde Ermenek'de su basması sonucu 18 maden işçisinin mahsur kalması sonrasında yaşanan sıkıntıların bir kez daha gün ışığına çıktığını belirtti. Toplum olarak büyük bir acı yaşanıldığına dikkat çeken Prof. Dr. Haydar Aras, 'Yaşanılan öyle bir acıydı ki, bu toplum olarak 29 Ekim Cumhuriyet Bayramında bile içimizden çıkmadı. Hem kişi başı milli gelirimiz yıl sonunda 11 bin 500 dolar olacak diyeceksiniz, hem de madenlerde ilkel şartlarda üretim yapacaksınız. O zaman madenlerde mevcut üretim sürecini neden Avrupa Birliği (AB) standartlarına getirmiyorsunuz? Neden, Türkiye Uluslararası Çalışma Örgütü'nün 176 numaralı 'Madenlerde Güvenlik ve Sağlık Sözleşmesi'ni' 19 yıldır imzalamadı? Eğer sözleşmeyi incelerseniz; işverene kazaları önlemek için önlem alma sorumluluğu getirildiğini ve çalıştırdığı işçileri eğitim ve bilgilendirmek zorunda olduğunu görürsünüz. Ayrıca işverene, riski kaynağında bertaraf etme sorumluluğunu ve olası bir kaza anında tıbbi yardıma ulaşma sorumluluğu yüklüyor bu sözleşme' diye belirtti.
'SÖZLEŞME 19 YIL ÖNCE İMZALANMIŞ OLSAYDI MADENDE ÇALIŞAN İŞÇİLERİMİZ BELKİ DE ÖLMEYECEKTİ'
Yaşanan kazaların uluslararası standartlara uygun olmayan koşullarda çalışmanın bir sonucu olduğuna vurgu yapan Prof. Dr. Aras, şunları söyledi;
'Eğer 'Madenlerde Güvenlik ve Sağlık Sözleşmesi' 19 yıl önce imzalansaydı 1995 yılından bu yana gerçekleşen kazalarda yüzlerce vatandaşımızı belki de kaybetmeyecektik. Örneğin; 26 Mart 1995'de Yozgat'ın Sorgun ilçesinde grizu patlaması sonucu 37 madencimiz, 22 Kasım 2003'de Karaman'ın Ermenek ilçesinde grizu patlaması sonucu 10 madencimiz, 8 Eylül 2004'de Kastamonu'nun Küre ilçesinde yangında 19 madencimiz, 2 Haziran 2006'da Balıkesir'in Dursunbey ilçesinde grizu patlaması sonucu 17 madencimiz, 10 Aralık 2009'da Bursa'nın Mustafakemalpaşa ilçesinde grizu patlaması sonucu 19 madencimiz, 17 Mayıs 2010 da Zonguldak'ta grizu patlaması sonucu 30 madencimiz, 8 Ocak 2013de Kozlu'da grizu patlaması sonucu 8 madencimiz, 13 Mayıs 2014 de Soma da yaşanan maden kazasında 301 madencimiz, 2 Eylül 2014'de Somada bir kömür madeninde 1 madencimiz bekli de ölmeyecekti.'
Aras, 28 Ekim 2014 tarihinde Ermenek'de su basması sonucu 18 maden işçisinin mahsur kalması sonrasında yaşanan sıkıntıların bir kez daha gün ışığına çıktığını belirtti. Toplum olarak büyük bir acı yaşanıldığına dikkat çeken Prof. Dr. Haydar Aras, 'Yaşanılan öyle bir acıydı ki, bu toplum olarak 29 Ekim Cumhuriyet Bayramında bile içimizden çıkmadı. Hem kişi başı milli gelirimiz yıl sonunda 11 bin 500 dolar olacak diyeceksiniz, hem de madenlerde ilkel şartlarda üretim yapacaksınız. O zaman madenlerde mevcut üretim sürecini neden Avrupa Birliği (AB) standartlarına getirmiyorsunuz? Neden, Türkiye Uluslararası Çalışma Örgütü'nün 176 numaralı 'Madenlerde Güvenlik ve Sağlık Sözleşmesi'ni' 19 yıldır imzalamadı? Eğer sözleşmeyi incelerseniz; işverene kazaları önlemek için önlem alma sorumluluğu getirildiğini ve çalıştırdığı işçileri eğitim ve bilgilendirmek zorunda olduğunu görürsünüz. Ayrıca işverene, riski kaynağında bertaraf etme sorumluluğunu ve olası bir kaza anında tıbbi yardıma ulaşma sorumluluğu yüklüyor bu sözleşme' diye belirtti.
'SÖZLEŞME 19 YIL ÖNCE İMZALANMIŞ OLSAYDI MADENDE ÇALIŞAN İŞÇİLERİMİZ BELKİ DE ÖLMEYECEKTİ'
Yaşanan kazaların uluslararası standartlara uygun olmayan koşullarda çalışmanın bir sonucu olduğuna vurgu yapan Prof. Dr. Aras, şunları söyledi;
'Eğer 'Madenlerde Güvenlik ve Sağlık Sözleşmesi' 19 yıl önce imzalansaydı 1995 yılından bu yana gerçekleşen kazalarda yüzlerce vatandaşımızı belki de kaybetmeyecektik. Örneğin; 26 Mart 1995'de Yozgat'ın Sorgun ilçesinde grizu patlaması sonucu 37 madencimiz, 22 Kasım 2003'de Karaman'ın Ermenek ilçesinde grizu patlaması sonucu 10 madencimiz, 8 Eylül 2004'de Kastamonu'nun Küre ilçesinde yangında 19 madencimiz, 2 Haziran 2006'da Balıkesir'in Dursunbey ilçesinde grizu patlaması sonucu 17 madencimiz, 10 Aralık 2009'da Bursa'nın Mustafakemalpaşa ilçesinde grizu patlaması sonucu 19 madencimiz, 17 Mayıs 2010 da Zonguldak'ta grizu patlaması sonucu 30 madencimiz, 8 Ocak 2013de Kozlu'da grizu patlaması sonucu 8 madencimiz, 13 Mayıs 2014 de Soma da yaşanan maden kazasında 301 madencimiz, 2 Eylül 2014'de Somada bir kömür madeninde 1 madencimiz bekli de ölmeyecekti.'