TUSİAD Başkanı Yılmaz: Şiddet ve terörün geri gelmesini istemiyoruz

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Gezi Parkı olayları ile ilgili kritik bir görüşme yaptı. Erdoğan, Başbakanlık Merkez Bina'da TÜSİAD Başkanı Muharrem Yılmaz'ı kabul etti. Erdoğan'ın, eylemlerin arkasında faiz lobisinin bulunduğunu açıklaması…

  • 575
TAKİP ET
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Gezi Parkı olayları ile ilgili kritik bir görüşme yaptı. Erdoğan, Başbakanlık Merkez Bina'da TÜSİAD Başkanı Muharrem Yılmaz'ı kabul etti. Erdoğan'ın, eylemlerin arkasında faiz lobisinin bulunduğunu açıklaması ve Türkiye'deki bazı sermaye gruplarını açıktan eleştirmesi nedeniyle dikkatlerin çevrildiği görüşme 1 saat 15 dakika sürdü. Çıkışta gazetecilerin sorularını cevaplayan Muharrem Yılmaz, ekonomik istikrar, katılımcı demokrasi, hukukun üstünlüğü ve yeni anayasa mesajları verdi. Yılmaz, Türkiye'ye şiddet ve terörün geri gelmesini istemediklerini söyledi.

Başbakan Erdoğan ile görüşmesinin ardından gazetecilere açıklama yapan Muharrem Yılmaz, 'Sayın Başbakanı yönetim kurulumuzla birlikte ziyaretimizde, diyalog içinde olma konusunda bir anlayış birliği tesis etmiştik. Bu çerçevede bugün kendilerini ziyaret ederek bu diyalog anlayışının gereğini yerine getirdik. Yararlı bir toplantı oldu. Hem güncel konularla ilgili Sayın Başbakan'la gerekli değerlendirmeleri yapma fırsatı bulduk hem de ekonomimizin ulaştığı seviyede, kurumlarıyla, kurallarıyla, piyasasının derinliğiyle hiç birimizin korkmasına gerek olmayacak bir güçte olduğunu birlikte tespit ettik.' dedi.

Türk ekonomisinin bugününün de geleceğinin de herkesin güven duyacağı bir seviyede olduğuna dikkat çeken TUSİAD Başkanı, 'Bu bakımdan ekonomiyle ilgili kaygılarımız olmadığına göre ekonomide sağladığımız bu itibarın aynı şekilde ülkemizin toplumsal yaşamında, demokrasisinde sağlanması için eksiklerimiz varsa bu konuda da gereken adımların atılmasıyla ilgili görüşlerimizi ifade ettik. Sayın Başbakan, hukukun üstünlüğü ve katılımcı demokrasi noktasındaki çözümüyle güncel yaşadığımız olayları bu yöndeki çözüm açılımıyla bu konudaki inancını ifade etmişlerdi. Zannediyorum bunun çerçevesinde Türkiye'nin demokrasi alanındaki eksiklerinin giderilmesiyle yeni bir anayasa sürecini yaşadığımız bugünlerde hem çözüm sürecini rahatlatacak, kolaylaştıracak, sonuca ulaştıracak hem Türkiye'nin 21. yüzyıla uygun bir demokratik standartlar seviyesine ulaşmasını sağlayacak bir anayasayı beklediğimizi umut ettiğimizi kendilerine aktardım. Bu konuda onun da katılımcı demokrasi ve hukukun üstünlüğü anlayışıyla memleketin önündeki meselelerine çözüm getirmeye çalıştığını görmekten duyduğum memnuniyeti ifade ettim.' şeklinde konuştu.

FAZİ LOBİSİ

Bir gazetecinin görüşmede faiz lobisinin gündeme gelip gelmediğini sorması üzerine de Yılmaz, 'Faiz lobisiyle ilgili kavramda Sayın Başbakan'ın ekonomide ulaştığımız istikrarı tehlikeye düşürebilecek piyasa ekonomisinin kural ve düzenin bozulmasına sebep olabilecek gelişmelerle ilgili kaygıları olabileceğini tespit ettim. Ancak Türkiye'deki düzenleyici ve denetleyici kurumların gerçekten ekonominin geleceğiyle ilgili sağlam bir altyapı olarak güvenebileceğimiz kurumlar olduğunu tespit ettik. Bu alanda bir eksiklik varsa bu kurumların bunu ele alacaklarını ifade ettik. Zannediyorum bu konuyla ilgili kaygılarını Sayın Başbakan'ın tabi Türkiye'nin ekonomik istikrarının bozulmayacağı yönündeki kaygılardan kaynaklandığını düşünüyorum.' cevabını verdi.

DIŞ BAĞLANI VAR MI?

Olayların dış bağlantısı olduğu düşünüp düşünmediği de sorulan TUSİAD Başkanı, 'Ben böyle bir istihbaratın sahibi değilim. Bu konuda bir değerlendirme yapmak istemem. İç bağlantısı, dış bağlantısı ama bunu Türkiye'nin bir an önce katılımcı demokrasi ile ve hukukun üstünlüğü ile çözülecek sorunları olduğunu görüyorum. Demokratik standartları yükselttikçe tabi ki Türkiye'nin sorunlarını çözeriz ve eğer dışarıdan da etki olacaksa o etkilerin amacına ulaşamamasını sağlarız. Kendi demokratik standartlarımızı yükseltmek, kendi demokrasimizi geliştirmek bizi güçlendirir. Eğer bir dış etki varsa o etkileri de etkisizleştirir.' dedi.

Bazı firmaların boykot edildiği şeklindeki haberler de hatırlatılan Muharrem Yılmaz, 'Böyle bir konu gündeme gelmedi boykot olduğunu da düşünmüyorum ben. Bunlar ele alaınabilecek seviyede konular olmadığını düşünüyorum.' diye konuştu.

Bunun üzerine bazı firmaların eyleme destek verdiği gerekçesiyle hatta eylemin sponsoru olduğu gerekçisiyle eleştirildikleri ve Başbakan Erdoğan'ın hukuksal olarak hesabını soracakları şeklindeki beyanatı hatırlatılan Yılmaz, şöyle devam etti: 'Sayın Başbakan bunları hukuk yoluyla eğer hukuka aykırı eylem içerisinde olan varsa hukukun bunu çözmesi gerektiği kanaatinde olduğunu düşünürüm çünkü kendileri bu konunun çözümünü hukukun üstünlüğüne dayandırarak ele almışlardır.'

Başbakan Erdoğan'ın görüşmede iş dünyasından bu sürece yönelik bir talebi olup olmadığı sorulan Muharrem Yılmaz, 'Ben bir kurumu temsil ediyorum. TUSİAD kurum olarak Türkiye'de piyasa ekonomisinin tüm kural ve kurallarıyla çalışmasını Türkiye'de refahın artırılmasını Türk toplumsal hayatının geliştirilmesini refahın güvencesi olacak demokratik standartların geliştirilmesini ister. TUSİAD'ın bu çalışmaları çerçevesinde bu olaylara yön verebilecek faaliyetleri olacaksa veya bir eksiklik varsa Türkiye'nin demokrasisinde ekonomisinde bunların giderilmesi için bir tamamlayıcı katkımız olacaksa bugüne kadar olduğu görev yapmaya devam edeceğimizi ifade ediyorum.' dedi.

Son olarak Gezi Parkı olaylarını nasıl değerlendirdiği de sorulan TUSİAD Başkanı Muharrem Yılmaz, şöyle konuştu: 'Biz bütün bu olaylara Türkiye'de toplumun demokratik katılım kanallarından ülkesinin şehrinin semtinin meselelerine sahip çıkmanın ötesinde bir yere gitmesine sıcak bakmıyoruz. Yani yakıp yıkmak kırmak dökmek şiddet arınmaya çalıştığımız terör ve şiddet geri gelmemeli. bunları tabi ki kınıyoruz benimsemiyoruz ama bunlar hiçbir zaman toplumun katılımcı iradesine de engel olamamalı. Türkiye'nin olgunlaşması gelişmesi bireylerin daha güçlendikleri devlet birey ilişkisinde bireyin öne çıktığı bir demokrasi gelişimi ile olabileceğini sizlere ifade etmek isterim. devlet birey ilişkilerinde bireyi öne çıkartan bireyin katılımcı taleplerini karşılayan bir olgunlaşma içerisinde ilerlememiz lazım. ekonominin de güvencesi bu olacak refahın da güvencesi bu olacak. Herşeyin geleceğin de güvencesi bu.'

Bakmadan Geçme