Türkiye Kamu-Sen Terörü Kınadı
Türkiye Kamu-Sen Kastamonu İl Başkanı Nedim Afacan, Ankara'da yapılan terör saldırısını kınadı.
Afacan, yazılı yaptığı açıklamada her gün ülkenin dört bir yanından gelen terör saldırılarında kaybettikleri evlatlarının acısını yaşarken, 10 Ekim günü Ankara Gar binası önünde toplanan vatandaşlara karşı gerçekleştirilen saldırı ile yüreklerin bir kez daha yandığını belirterek, 'Birliğimize, dirliğimize ve kardeşliğimize karşı girişilen bu saldırı nice yüreklere ateş düşürmüş, nice ocakları söndürmüştür. Terörün etnik kökeni, ideolojisi, dili, inancı, cinsiyeti, yaşı ne olursa olsun ayrım yapmadan, insanlığa karşı girişilen en alçakça saldırı olduğu bu menfur olayla bir kez daha görülmüştür. Bir yanda 7 Hazirandan bu tarafa tam 157 vatan evladımız, askerimiz, polisimiz alçakça şehit edilirken, diğer tarafta da sivil vatandaşlarımızın da bombalar, tuzaklar, suikastlar yoluyla canlarına kastedilmektedir' dedi.
'80 MİLYON YURTTAŞ YÜREĞİNDEN YARALANMIŞTIR' Şu ana kadar Ankara'daki saldırıda 95 vatandaşın hayatını kaybettiğini hatırlatan Agacan, '80 milyon yurttaşımız da yüreklerinden yaralanmıştır. Sebepsiz yere, suçsuz bir insanı öldürenin bütün insanlığı katletmiş sayıldığı mümtaz bir dinin mensuplarıyız. Hiç kimsenin masum birinin yaşama hakkına müdahale etmesini, elinden almasını kabul etmemiz mümkün değildir. Askere, polise kurşun sıkan, bombalarla kahpe pusular kuran, alçakça sırtından kurşunlayanlarla, sivil vatandaşlarımızın canlarına kast edenler aynı güç odaklarının piyonlarıdır. Bugün şehitlerimiz için yüreklerimiz yanmakta, katledilen vatandaşlarımız için yüreklerimiz parçalanmaktadır. Bu ülkenin doğusuyla, batısıyla, güneyi ve kuzeyiyle her köşesindesin vatandaşlarımız bizim için birdir; aynı değerdedir. Biz Türkiye Kamu-Sen olarak, nereden gelirse gelsin, kime karşı gerçekleştirilirse gerçekleştirilsin, terörün her şekline ve her türlüsüne lanet olsun diyor, hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet, yaralananlara acil şifalar diliyoruz. İnanıyoruz ki, aynı acıyla yandığımız, aynı mutluluklara sevindiğimiz bu topraklarda bizleri birbirimizden ayırmaya, aramıza nifak tohumları sokmaya kimsenin gücü yetmeyecektir'
Tarihin en büyük terör saldırısına maruz kalındığı şu günlerde yaklaşık iki ay içerisinde de 157 asker ve polisin şehit edildiğini hatırlatan Afacan, şöyle devam etti: 'Buna karşın tarihimizin en büyük terör saldırısına maruz kaldığımız, 2 ay gibi kısa bir zaman diliminde 157 askerimizi, polisimizi kara toprağa verdiğimiz şu dönemde ülkemizin bir Ortadoğu bataklığı haline getirilmek istendiği asla gözlerden kaçmamalı, Türkiye'nin hızla bir toplu ölümler ülkesine dönüştüğü gerçeği göz ardı edilmemelidir. Cumhuriyetimizin başkentinde, Emniyet, MİT, Genel Kurmay Başkanlığı, Cumhurbaşkanlığı gibi Devletimizin kalbinin attığı bir bölgede, nasıl olup da teröristlerin ellerini kollarını sallayarak tarihin en ağır saldırısını gerçekleştirebildikleri mutlaka sorgulanmalıdır. Güneydoğu'da nasıl olup da tonlarca patlayıcının kimseden habersiz yollara döşendiği mutlaka sorgulanmalıdır. Eşlerinin, çocuklarının gözleri önünde, evinde uyurken katledilen askerimizin, polisimizin Nasıl böyle korumasız bırakıldığı mutlaka sorgulanmalıdır. Saldırıların toplu katliamlara dönüştüğünü, vatandaşlarımızda korku ve panik havasının hakim olduğunu, terör saldırılarının ve buna bağlı can kayıplarının sıradanlaştığını üzülerek görmekteyiz. Hal böyleyken, ülkemizi kan gölüne döndürme azminde olanların, büyükşehirlerimize kadar sızarak eylemler gerçekleştirebiliyor olması, bir istihbarat ve buna bağlı bir güvenlik zafiyeti yaşandığının en büyük ispatıdır. Eğer Cumhuriyet tarihimizde geride bıraktığımız 92 yılda yaşamadığımız acıları son bir kaç ay içerisinde yaşamışsak, elbette bunun bir bedeli de olmalıdır. Öncelikle yüzlerce askerimizi, polisimizi, vatandaşımızı toplu katliamlarla katleden hainler ve bunların azmettiricileri bir an önce bulunup, adaletin karşısına çıkarılmalıdır. Ancak, milletimiz böylesine büyük terör saldırılarına maruz kalırken, istihbarat ve güvenliğimizden sorumlu olan yetkililerin de onurlu bir özeleştiri ile gereğini yerine getirmesi icap etmektedir. Dünyanın her yerinde terör saldırısı ve ölümler yaşanabilir. Dünyanın her yerinde istihbarat açığı, güvenlik zafiyeti olabilir. Ama dünyanın her yerinde, bu saldırıları önlemekle görevli olanlardan da hesap sorulur'
VEDAT YUNUS İKİZOĞLU (İHA)
'80 MİLYON YURTTAŞ YÜREĞİNDEN YARALANMIŞTIR' Şu ana kadar Ankara'daki saldırıda 95 vatandaşın hayatını kaybettiğini hatırlatan Agacan, '80 milyon yurttaşımız da yüreklerinden yaralanmıştır. Sebepsiz yere, suçsuz bir insanı öldürenin bütün insanlığı katletmiş sayıldığı mümtaz bir dinin mensuplarıyız. Hiç kimsenin masum birinin yaşama hakkına müdahale etmesini, elinden almasını kabul etmemiz mümkün değildir. Askere, polise kurşun sıkan, bombalarla kahpe pusular kuran, alçakça sırtından kurşunlayanlarla, sivil vatandaşlarımızın canlarına kast edenler aynı güç odaklarının piyonlarıdır. Bugün şehitlerimiz için yüreklerimiz yanmakta, katledilen vatandaşlarımız için yüreklerimiz parçalanmaktadır. Bu ülkenin doğusuyla, batısıyla, güneyi ve kuzeyiyle her köşesindesin vatandaşlarımız bizim için birdir; aynı değerdedir. Biz Türkiye Kamu-Sen olarak, nereden gelirse gelsin, kime karşı gerçekleştirilirse gerçekleştirilsin, terörün her şekline ve her türlüsüne lanet olsun diyor, hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet, yaralananlara acil şifalar diliyoruz. İnanıyoruz ki, aynı acıyla yandığımız, aynı mutluluklara sevindiğimiz bu topraklarda bizleri birbirimizden ayırmaya, aramıza nifak tohumları sokmaya kimsenin gücü yetmeyecektir'
Tarihin en büyük terör saldırısına maruz kalındığı şu günlerde yaklaşık iki ay içerisinde de 157 asker ve polisin şehit edildiğini hatırlatan Afacan, şöyle devam etti: 'Buna karşın tarihimizin en büyük terör saldırısına maruz kaldığımız, 2 ay gibi kısa bir zaman diliminde 157 askerimizi, polisimizi kara toprağa verdiğimiz şu dönemde ülkemizin bir Ortadoğu bataklığı haline getirilmek istendiği asla gözlerden kaçmamalı, Türkiye'nin hızla bir toplu ölümler ülkesine dönüştüğü gerçeği göz ardı edilmemelidir. Cumhuriyetimizin başkentinde, Emniyet, MİT, Genel Kurmay Başkanlığı, Cumhurbaşkanlığı gibi Devletimizin kalbinin attığı bir bölgede, nasıl olup da teröristlerin ellerini kollarını sallayarak tarihin en ağır saldırısını gerçekleştirebildikleri mutlaka sorgulanmalıdır. Güneydoğu'da nasıl olup da tonlarca patlayıcının kimseden habersiz yollara döşendiği mutlaka sorgulanmalıdır. Eşlerinin, çocuklarının gözleri önünde, evinde uyurken katledilen askerimizin, polisimizin Nasıl böyle korumasız bırakıldığı mutlaka sorgulanmalıdır. Saldırıların toplu katliamlara dönüştüğünü, vatandaşlarımızda korku ve panik havasının hakim olduğunu, terör saldırılarının ve buna bağlı can kayıplarının sıradanlaştığını üzülerek görmekteyiz. Hal böyleyken, ülkemizi kan gölüne döndürme azminde olanların, büyükşehirlerimize kadar sızarak eylemler gerçekleştirebiliyor olması, bir istihbarat ve buna bağlı bir güvenlik zafiyeti yaşandığının en büyük ispatıdır. Eğer Cumhuriyet tarihimizde geride bıraktığımız 92 yılda yaşamadığımız acıları son bir kaç ay içerisinde yaşamışsak, elbette bunun bir bedeli de olmalıdır. Öncelikle yüzlerce askerimizi, polisimizi, vatandaşımızı toplu katliamlarla katleden hainler ve bunların azmettiricileri bir an önce bulunup, adaletin karşısına çıkarılmalıdır. Ancak, milletimiz böylesine büyük terör saldırılarına maruz kalırken, istihbarat ve güvenliğimizden sorumlu olan yetkililerin de onurlu bir özeleştiri ile gereğini yerine getirmesi icap etmektedir. Dünyanın her yerinde terör saldırısı ve ölümler yaşanabilir. Dünyanın her yerinde istihbarat açığı, güvenlik zafiyeti olabilir. Ama dünyanın her yerinde, bu saldırıları önlemekle görevli olanlardan da hesap sorulur'
VEDAT YUNUS İKİZOĞLU (İHA)