TÜGVA, Halep'teki saldırıyı protesto etti
Türkiye Gençlik Vakfı (TÜGVA) Kastamonu İl Temsilciliği, Halep'te sivillere yönelik gerçekleştirilen saldırıyı siyah pankartlarla protesto etti.
Kastamonu Üniversitesi Meslek Yüksekokulu önünde toplanan bir grup öğrenci ve vakıf temsilcileri, Suriye'nin Halep şehrinde yapılan saldırıları ellerindeki siyah pankartlarla protesto etti.
Grup adına basın açıklamasını okuyan TÜGVA Yüksek Öğrenim Koordinatörlüğü Üniversite Temsilcisi Yunus Çay, İslam coğrafyasının küresel sömürü düzeninin kıskacında kan gölüne çevrildiğini belirterek, Suriye'de her gün insanlık dramı yaşandığını ifade etti.
Çay, şunları kaydetti: 'Halep'e yapılan son bombardımanda çoğu çocuk ve kadın 500'ü aşkın sivil katledilirken kendisini muasır medeniyet olarak gören ülkelerin ve onların hükümranlığını koruyan birliklerin sessizliği, Müslüman ölümleri üzerinden yeni bir sömürü imparatorluğu kurulmasının planlandığına işaret etmektedir. Bizler, Müslümanlar olarak masum insanların ölümlerini ırk, din ve mezhep ayrımı gütmeden eşit görmekteyiz. Ölümlerin mukayesesi yapılmaz ancak dünyanın bir ucundaki Amerika'da öldürülen 5 kişi ile savunmasız halde bombardıman altında katledilen, çoğu çocuk ve kadın 500 kişinin ölümünün dünya kamuoyunda edindikleri yer hepimizin malumudur. Gösterdiğimiz bu hassasiyeti diğer milletlerden de insanlık namına beklemekteyiz. Müslümanlar hunharca katledildiğinde sessiz kalan, güçlünün haklı olduğu bir uluslararası hukuk sistemini ve onun iki yüzlü araçlarını reddediyoruz.'
Grup adına basın açıklamasını okuyan TÜGVA Yüksek Öğrenim Koordinatörlüğü Üniversite Temsilcisi Yunus Çay, İslam coğrafyasının küresel sömürü düzeninin kıskacında kan gölüne çevrildiğini belirterek, Suriye'de her gün insanlık dramı yaşandığını ifade etti.
Çay, şunları kaydetti: 'Halep'e yapılan son bombardımanda çoğu çocuk ve kadın 500'ü aşkın sivil katledilirken kendisini muasır medeniyet olarak gören ülkelerin ve onların hükümranlığını koruyan birliklerin sessizliği, Müslüman ölümleri üzerinden yeni bir sömürü imparatorluğu kurulmasının planlandığına işaret etmektedir. Bizler, Müslümanlar olarak masum insanların ölümlerini ırk, din ve mezhep ayrımı gütmeden eşit görmekteyiz. Ölümlerin mukayesesi yapılmaz ancak dünyanın bir ucundaki Amerika'da öldürülen 5 kişi ile savunmasız halde bombardıman altında katledilen, çoğu çocuk ve kadın 500 kişinin ölümünün dünya kamuoyunda edindikleri yer hepimizin malumudur. Gösterdiğimiz bu hassasiyeti diğer milletlerden de insanlık namına beklemekteyiz. Müslümanlar hunharca katledildiğinde sessiz kalan, güçlünün haklı olduğu bir uluslararası hukuk sistemini ve onun iki yüzlü araçlarını reddediyoruz.'