'Şap Nedeniyle Hayvancılığımız Risk Altında'
Kastamonu Veteriner Hekimler Odası Başkanı Hacı İbrahim Maşalacı, şap hastalığı nedeniyle hem Kastamonu'da hem de ülke genelinde hayvancılığın risk altında olduğunu söyledi.
Maşalacı, ayrıca serbest veteriner hekimler olarak şap hastalığıyla ilgili yapılacak mücadeleye destek vermeye hazır olduklarını kaydetti.
Şap hastalığı nedeniyle hayvancılığın risk altında ve yetiştiricilerinin de dar boğazda olduğunu ifade eden Kastamonu Veteriner Hekimler Odası Başkanı Hacı İbrahim Maşalacı, 'Hastalık çok önemli verim kayıplarına neden olurken genç ve ithal hayvanlarda ölümlere neden olmaktadır. Hastalık çok hızlı yayılma özelliğine sahiptir. Verim kayıpları da dikkate alındığında, ülkemizdeki en önemli salgın hastalıkların başında gelmektedir. Şap, bir kaç senede bir, değişik virüs tipleri ile ülkemizde bu tür salgınlara neden olmaktadır' dedi.
Hastalık nedeniyle, ağız ve ayaklarda oluşan (aft) yaraların, yem yemeyi engellediği için hayvanlarda yüzde 50'ye varan verim kayıplarının oluştuğunu belirten Maşalacı, 'Genç hayvanlarda da virüs doğrudan kalbi etkileyerek ölümlere neden olmaktadır. Bununla birlikte, hastalık insan sağlığı açısından risk oluşturmamaktadır. Bu nedenle, et ve sütün tüketilmesinde de herhangi bir sakınca bulunmamaktadır. Verim kayıpları ve hayvan ölümleri nedeniyle yaşanan önemli miktardaki ekonomik kayıplar ve hastalık nedeniyle, tüm tarımsal ürünlerin ihracatına getirilen yasaklar, yaşanan ekonomik kayıpları önemli boyutlara ulaştırmaktadır' diye konuştu.
Salgın hastalıklarla mücadelede, biyo güvenlik tedbirlerinin ve karantinanın çok önem taşıdığını aktaran Maşalacı, 'Daha önce yaşadığımız kuş gribi salgınında, yeterli biyo güvenlik önlemi alan entegre işletmelere hastalık bulaşmamış ve çok büyük kayıplar önlenmişti. Şap hastalığında da benzer tedbirler uygulanmak zorundadır. İşletmeler, aldıkları biyo güvenlik tedbirlerini arttırmalı ve işletmeye giriş çıkışları, zorunluluklar dışında engellemelidir' şeklinde konuştu.
'Ülkemiz, bu salgını hak etmemektedir' diyen Hacı İbrahim Maşalacı, hayvan hastalıkları ile mücadele çalışmalarının Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı sorumluluğunda yürütüldüğünü hatırlatarak, 'Sorumlu meslek de veteriner hekimlerdir. Ülkemizdeki aktif olarak çalışan veteriner hekim sayısı 25 bine ulaşmıştır. Bu sayı AB ülkelerinin her birinden fazladır. Bakanlıkta 8 bin, serbest muayenehane çalıştıran 6 bin veteriner hekim, hayvan sağlığı alanında görev yapmaktadır. Bu kadar veteriner hekimin olduğu yerde böyle bir salgının yaşanması mümkün değildir. Ancak; hem kurumda çalışan veteriner hekimlerden hem de muayenehane sahibi veteriner hekimlerden, hayvan hastalıkları ile mücadele amacı doğrultusunda yeterince yararlanılmamaktadır' ifadelerini kullandı.
Hastalıklarla mücadelenin temel kurallarının bulunduğunu söyleyen Maşalacı, şöyle konuştu: 'Birinci öncelik koruyucu hekimliktir. Bununla ilgili iyi bir alt yapı oluşturulması gerekir. İkincisi, hastalık tespit edildiğinde, yayılmayı önlemek için çok süratli karar alabilecek ve hareket edebilecek yetkili otoriteye ihtiyaç vardır. Maalesef Bakanlığımız bugünkü yapısı ile bu özelliklere sahip değildir. Bakanlık, salgın hastalıklarla mücadele çalışmalarında, bütçe imkanlarını arttırma çareleri bulmalı, hızlı karar alabilen ve uygulayabilen yetkili birimler oluşturmalı, serbest hekimleri bu çalışmaların içine, yetki ve sorumluluk vererek entegre etmelidir.'
Türkiye'nin, şap hastalığı yanında, tüberküloz, bursella, çiçek, kisthidatik gibi halk sağlığını da tehdit eden hastalıklarla da etkin bir şekilde mücadele etmek zorunda olduğunu belirten Maşalacı, şunları kaydetti: 'Bu hastalıklar ülkemize yakışmıyor. Ayrıca Kastamonu hayvan sağlığı şube müdürlüğümüzün hastalığın yayılmasının engellenmesi için pazar yerinin kapatılması ile ilgili aldığı kararın yerinde olduğunu ifade ediyor ve destekliyor ve Kamuoyuyla paylaşmak istiyoruz.'
Maşalacı, bir an önce şap hastalığı çıkan bölgelerde, hızlı bir şekilde şap aşısı yapılmasının gerektiğini ve serbest veteriner hekimler olarak hayvan hastalıklarına karşı yapılacak mücadelelere destek verebileceklerini sözlerine ekledi.
(İHA)
Şap hastalığı nedeniyle hayvancılığın risk altında ve yetiştiricilerinin de dar boğazda olduğunu ifade eden Kastamonu Veteriner Hekimler Odası Başkanı Hacı İbrahim Maşalacı, 'Hastalık çok önemli verim kayıplarına neden olurken genç ve ithal hayvanlarda ölümlere neden olmaktadır. Hastalık çok hızlı yayılma özelliğine sahiptir. Verim kayıpları da dikkate alındığında, ülkemizdeki en önemli salgın hastalıkların başında gelmektedir. Şap, bir kaç senede bir, değişik virüs tipleri ile ülkemizde bu tür salgınlara neden olmaktadır' dedi.
Hastalık nedeniyle, ağız ve ayaklarda oluşan (aft) yaraların, yem yemeyi engellediği için hayvanlarda yüzde 50'ye varan verim kayıplarının oluştuğunu belirten Maşalacı, 'Genç hayvanlarda da virüs doğrudan kalbi etkileyerek ölümlere neden olmaktadır. Bununla birlikte, hastalık insan sağlığı açısından risk oluşturmamaktadır. Bu nedenle, et ve sütün tüketilmesinde de herhangi bir sakınca bulunmamaktadır. Verim kayıpları ve hayvan ölümleri nedeniyle yaşanan önemli miktardaki ekonomik kayıplar ve hastalık nedeniyle, tüm tarımsal ürünlerin ihracatına getirilen yasaklar, yaşanan ekonomik kayıpları önemli boyutlara ulaştırmaktadır' diye konuştu.
Salgın hastalıklarla mücadelede, biyo güvenlik tedbirlerinin ve karantinanın çok önem taşıdığını aktaran Maşalacı, 'Daha önce yaşadığımız kuş gribi salgınında, yeterli biyo güvenlik önlemi alan entegre işletmelere hastalık bulaşmamış ve çok büyük kayıplar önlenmişti. Şap hastalığında da benzer tedbirler uygulanmak zorundadır. İşletmeler, aldıkları biyo güvenlik tedbirlerini arttırmalı ve işletmeye giriş çıkışları, zorunluluklar dışında engellemelidir' şeklinde konuştu.
'Ülkemiz, bu salgını hak etmemektedir' diyen Hacı İbrahim Maşalacı, hayvan hastalıkları ile mücadele çalışmalarının Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı sorumluluğunda yürütüldüğünü hatırlatarak, 'Sorumlu meslek de veteriner hekimlerdir. Ülkemizdeki aktif olarak çalışan veteriner hekim sayısı 25 bine ulaşmıştır. Bu sayı AB ülkelerinin her birinden fazladır. Bakanlıkta 8 bin, serbest muayenehane çalıştıran 6 bin veteriner hekim, hayvan sağlığı alanında görev yapmaktadır. Bu kadar veteriner hekimin olduğu yerde böyle bir salgının yaşanması mümkün değildir. Ancak; hem kurumda çalışan veteriner hekimlerden hem de muayenehane sahibi veteriner hekimlerden, hayvan hastalıkları ile mücadele amacı doğrultusunda yeterince yararlanılmamaktadır' ifadelerini kullandı.
Hastalıklarla mücadelenin temel kurallarının bulunduğunu söyleyen Maşalacı, şöyle konuştu: 'Birinci öncelik koruyucu hekimliktir. Bununla ilgili iyi bir alt yapı oluşturulması gerekir. İkincisi, hastalık tespit edildiğinde, yayılmayı önlemek için çok süratli karar alabilecek ve hareket edebilecek yetkili otoriteye ihtiyaç vardır. Maalesef Bakanlığımız bugünkü yapısı ile bu özelliklere sahip değildir. Bakanlık, salgın hastalıklarla mücadele çalışmalarında, bütçe imkanlarını arttırma çareleri bulmalı, hızlı karar alabilen ve uygulayabilen yetkili birimler oluşturmalı, serbest hekimleri bu çalışmaların içine, yetki ve sorumluluk vererek entegre etmelidir.'
Türkiye'nin, şap hastalığı yanında, tüberküloz, bursella, çiçek, kisthidatik gibi halk sağlığını da tehdit eden hastalıklarla da etkin bir şekilde mücadele etmek zorunda olduğunu belirten Maşalacı, şunları kaydetti: 'Bu hastalıklar ülkemize yakışmıyor. Ayrıca Kastamonu hayvan sağlığı şube müdürlüğümüzün hastalığın yayılmasının engellenmesi için pazar yerinin kapatılması ile ilgili aldığı kararın yerinde olduğunu ifade ediyor ve destekliyor ve Kamuoyuyla paylaşmak istiyoruz.'
Maşalacı, bir an önce şap hastalığı çıkan bölgelerde, hızlı bir şekilde şap aşısı yapılmasının gerektiğini ve serbest veteriner hekimler olarak hayvan hastalıklarına karşı yapılacak mücadelelere destek verebileceklerini sözlerine ekledi.
(İHA)