Ritim Bozukluğuna Yeni Yöntem
Çoğu hastanın kabusu olan ritim bozukluğunun tedavisinde geliştirilen yeni yöntem, Türkiye'de ilk kez Hacettepe Üniversitesi'nde uygulandı.
(İHA) - Çoğu hastanın kabusu olan ritim bozukluğunun tedavisinde geliştirilen yeni yöntem, Türkiye'de ilk kez Hacettepe Üniversitesi'nde uygulandı. Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kudret Aytemir, 'Yaşamı tehdit eden kalp ritim bozukluğunda klasik yöntemlere ek olarak böbrek damarındaki sinirlerin ısıtılarak yok edilmesi tedavisi Türkiye'de ilk kez uygulandı' dedi.
Prof. Dr. Aytemir, ani kalp ölüm nedenlerinden olan ventriküler takikardi (VT) ve ventriküler fibrilasyon (VF) tedavisinin önemli bir problem teşkil ettiğini belirterek, ani ölüm riski yüksek olan bu gruptaki hastalara umut olan yeni yöntemin Hacettepe Üniversitesi'nde 3 aydan beri uygulandığını kaydetti. Klasik tedavi yöntemlerinin ritim bozukluğu olan hastalara çare olamadığını ve bazı hastaların kaybedildiğini vurgulayan Prof. Dr. Aytemir, şu bilgileri verdi:
'Hastaların tedavisinde günümüzde ilaç tedavisinin ritim bozukluğuna neden olan anarşik odağın ablasyonunun (ısıtılarak ya da dondurarak odağın yok edilmesi) ve ICD ( implante edilen defibrilatör) uygulanıyordu. Bu tedavilere rağmen hastaların bir kısmı sık VT ve VF ataklarına girip, elektriksel fırtına nedeniyle sık ICD şoku alıyordu. Bu durum da ölümlere yol açıyordu. Yeni yöntemle böbrek damarındaki sinirler ısıtılarak yok ediliyor. Sempatik sinir sistem etkisinin azaltılması, kalp ritim bozukluklarının tedavisinde eskiden beri kullanılıyor. Ancak eski dönemlerde kullanılan cerrahi yöntemler şimdilerde terk edildi. Yeni yaklaşım ve tekniklerin oluşmasıyla artık böbrek damarları etrafındaki sinirlerin yok edilmesi ile sempatik sinir sistemi etkisi azaltılabiliyor. Önceleri dirençli hipertansiyon tedavisinde kullanılan bu yöntem, dünyada da ventriküler ritm bozuklukları tedavisinde yeni umut oluşturdu. Türkiye'de ilk olarak Hacettepe Üniversitesi'nde yeni yöntemi kullanmaya başladık. Yaklaşık 3 aydır bu yöntemle önemli oranda hastayı sağlığına kavuşturduk. Uygulama süresi yaklaşık 30 dakika olan tedavi hastalardaki şokları önemli ölçüde azaltıyor. Hastanın operasyondan sonraki gün evine gönderildiği yeni yöntemle yapılan işlem sırasında oluşabilecek önemli komplikasyonlar ise oldukça az.'
Prof. Dr. Aytemir, ani kalp ölüm nedenlerinden olan ventriküler takikardi (VT) ve ventriküler fibrilasyon (VF) tedavisinin önemli bir problem teşkil ettiğini belirterek, ani ölüm riski yüksek olan bu gruptaki hastalara umut olan yeni yöntemin Hacettepe Üniversitesi'nde 3 aydan beri uygulandığını kaydetti. Klasik tedavi yöntemlerinin ritim bozukluğu olan hastalara çare olamadığını ve bazı hastaların kaybedildiğini vurgulayan Prof. Dr. Aytemir, şu bilgileri verdi:
'Hastaların tedavisinde günümüzde ilaç tedavisinin ritim bozukluğuna neden olan anarşik odağın ablasyonunun (ısıtılarak ya da dondurarak odağın yok edilmesi) ve ICD ( implante edilen defibrilatör) uygulanıyordu. Bu tedavilere rağmen hastaların bir kısmı sık VT ve VF ataklarına girip, elektriksel fırtına nedeniyle sık ICD şoku alıyordu. Bu durum da ölümlere yol açıyordu. Yeni yöntemle böbrek damarındaki sinirler ısıtılarak yok ediliyor. Sempatik sinir sistem etkisinin azaltılması, kalp ritim bozukluklarının tedavisinde eskiden beri kullanılıyor. Ancak eski dönemlerde kullanılan cerrahi yöntemler şimdilerde terk edildi. Yeni yaklaşım ve tekniklerin oluşmasıyla artık böbrek damarları etrafındaki sinirlerin yok edilmesi ile sempatik sinir sistemi etkisi azaltılabiliyor. Önceleri dirençli hipertansiyon tedavisinde kullanılan bu yöntem, dünyada da ventriküler ritm bozuklukları tedavisinde yeni umut oluşturdu. Türkiye'de ilk olarak Hacettepe Üniversitesi'nde yeni yöntemi kullanmaya başladık. Yaklaşık 3 aydır bu yöntemle önemli oranda hastayı sağlığına kavuşturduk. Uygulama süresi yaklaşık 30 dakika olan tedavi hastalardaki şokları önemli ölçüde azaltıyor. Hastanın operasyondan sonraki gün evine gönderildiği yeni yöntemle yapılan işlem sırasında oluşabilecek önemli komplikasyonlar ise oldukça az.'