Reis Gıda sahibi Mehmet Reis'le özel röportaj

Reis Gıda Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Reis'le sitemiz köşe yazarı Emin Eğri özel röportaj yaptı.

  • 930

Haber sitemiz köşe yazarı Emin Eğri, Reis Gıda Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Reis'le özel röportaj yaptı.

Eğri, "Sayın Mehmet Reis'e biz sorduk, kendisi cevapladı." dedi.

Emin Eğri: Sayın Reis, Gıdada üretim planlaması var mı? Çünkü bazı ürünler, karpuz, domates, patates gibi üretenler tarafından ya döküldü, ya da tarlada bırakıldı. Ayrıca Limon üreticileri toplamadı para etmiyor diye. Zeytin üreticileri de aynı şekilde ağaçları kesti. Neden böyle oluyor?

Mehmet Reis: Maalesef 2024 yılında, yani bu yıl, patatesi tarlada 4 liraya satamıyoruz diyen üreticiler dertliydi. Niye öyle oldu derseniz; Patates fazla ekilince üretim fazlası oldu. Satışta zorlanıldı. Planlı bir üretim yapılsa, Türkiye'nin ihtiyacı ne kadar, ihracat potansiyeli ne kadar diye planlı üretim yapılsaydı ürün ne tarlada kalırdı, ne de fiyatı artardı.

Gelelim planlı üretim konusuna. 2001 yılından beri tarımda sayım yapılmadı. Bu yıl, Ekim ayından itibaren planlı üretime geçilecek. Resmi Gazete'de yayımlandı.

2023 yılında Cumhurbaşkanlığı tarafından 'Stratejik ürün' kabul edilen, hububat, bakliyat, yağlı tohumlar ve sonradan ilave edilen patates, 81 ilde plan doğrultusunda üretilecektir.

Ben de bunu 48 yıldır bu işin içinde olan bir kişi olarak olumlu buluyorum. Planlı üretim yapılmadan tarımda istikrarı sağlayamayız.

Kırsal kalkınmada üretimden vazgeçecek olanların şehre göç ettiği, bunun da üretimde dengeyi bozduğu bir gerçektir. Köylüyü yerinde tutmak için ihtiyaçlarını sağlamak gerekir.

Emin Eğri: İklim konusunda konuştunuz. Bahsedilen Paris İklim anlaşmasına katılımcı ülkeler uyum sağlıyor mu?

Mehmet Reis: Maalesef, imzacı ülkeler halen 'fosil' yakıt kullanmaya devam ediyorlar. Dünya karbon düzeyi artıyor. Bunu önlemek lâzım. Dünya sıcaklığı(ortalama) 2C derece artarsa mısır, buğday gibi bir çok ürünü yetiştiremeyeceğiz. Ülkemizin de bu konuda tedbirleri alması ve uygulaması gerekiyor.

Emin Eğri: Konuşmanızda yeni teknolojilerin tarımda kullanılması gerekir diyorsunuz. Bunu temin etmek köylü için kolay mı?

Mehmet Reis: Çok önemli bir soru. Biz de tabi ki, gelişmiş ülkeler gibi kullanabilmeliyiz. Biz de araziler parçalı, böyle yerlerde bahsettiğimiz gelişmiş teknolojik tarım aletleri kullanılması zor. Maliyetler daha fazla olur. Bu nedenle, parçalı araziler toplulaştırılmalıdır.

Köyde veya kırsal alanlarda çiftçilerimizin bir araya gelip araç modernizasyonu ile ilgili birleşmelidir.

Mesela, bir köyde 7 traktör var, bunun 2 tanesi ile hepsinin işleri görülebilir.

Bunun gibi, teknolojiyi daha yaygın kullanabilmesi için birlikte hareket etmelerinde fayda var. Bu sayede maliyetler düşer, devlet desteği ile de rekabet edebilmesi için zaman harcamasını daha azaltma imkanı olur. Pek çok konuda başarılabilir. Bu gün 'YAPAY ZEKA' var, her konuda yararlanılabiliyor. Sizin ne kadar yeterli kullanacağınızdan tutun da, ne yapmanız gerektiğini biliyor yapay zeka. Ya da 'Hassas Tarım' ve 'Akıllı Tarım' dedikleri bu yöntem olmaktadır.

Öncelikle teknolojinin yaygınlaştırılması gerek. Bunların yanında mutlaka veri tabanı oluşturulması lâzım.

Emin Eğri: Yıllardan beri BAKLİYAT konusu haber olur. Kanada'ya mercimek yetiştirmesini öğrettik, şimdi biz onlardan alıyoruz denilmektedir. Bakliyat üretimi Türkiye'ye yetiyor mu?

Mehmet Reis: Şöyle cevap vereyim. 1990 yılından 2023 yılına geldiğimizde, kuru baklagiller 20 milyon dekarda ekilirken, 8.8 milyon dekara ekilir olmuş. Yani yüzde 56 ekim alanı azalmış. Üretim miktarı ise yüzde 34 azalmış. 12 milyon ton üretimden 1.3 milyon tona düşmüşüz! Nüfusumuz ise 54 milyondan 85 milyona çıkmış. Dediğiniz gibi Kanada bizden yeşil mercimek tohumu almış, dünyaya yeşil ve sarı mercimek satıyor.

Emin Eğri: Yerli tohumu kullanalım diyorsunuz ama sertifikası olmayınca izin verilmiyor. Çiftçi o zaman ne yapsın?

Mehmet Reis: Dünyada tohumların ıslah edilmesi sayesinde birim üretimde artış sağlandı. Islah sonucu ürün artışı yüzde 39 oluyor. Bu da azımsanmayacak bir artış. Bu nedenle verimi yüksek tohum kullanmak gerekmektedir. Buna rağmen tarım alanlarına baktığımızda da azalma görüyoruz.

Emin Eğri: Madem artış var diyorsunuz, o zaman neden Ukrayna ve Rusya'dan buğday alıyoruz?

Mehmet Reis: Bazen bu konuyu tv'lerde izah ediyorum. Farklı algılanabiliyor. Türkiye evet Ukrayna ve Rusya'dan buğday alıyor. 9 ile 12 milyon ton arası olabiliyor. Bundan maksat iç tüketim değil, işleyerek makarna ve unlu mamuller haline getirip ihracat için yapmaktadır. Aldığının yaklaşık yüzde 90'nını ihraç ediyor.

Unlu mamuller ihracatı konusunda Türkiye ilk üç arasındadır. Ay çekirdeğinde olduğu gibi ihraç edeceğimiz buğdayın bile hammaddesini üretebilme kapasitesi var bizde.

Yarın bir gün, yani iki üç sene sonra Rusya'da un fabrikaları ve makarna fabrikaları açılacak. Mercimek de nasıl Kanada'ya kaptırdıysak, bunu da Rusya'ya kaptıracağız! Şu anda bile bizim fabrikalarımız yüzde 50-60 kapasite ile çalışmaktadır. O zaman ne olacak bu fabrikalar?

Onun için diyoruz ki; buğday üretimimizi artırmalıyız. 20 milyon ton olan üretimimizi 30 milyon tona çıkarabiliriz.

Emin Eğri: Tarım ve Hayvancılıkta girdileri azaltmadıktan sonra çiftçi nasıl kazanacak?

Mehmet Reis: EN ÖNEMLİ KONU BU. Türkiye'de şu anda tarımsal üretimde girdi maliyetleri sizin dediğiniz gibi. Besicilikte girdi maliyetlerini azaltmazsanız verimliliği artırmazsanız bu enflasyonda başarılı olamazsınız.

Maliyetleri düşürüp verimliliği artırmakla başarılı olunabiliyor. Bu sayede de nihai tüketicinin cebinden daha az bir para çıkar, onun da enflasyon düşüşüne katkısı olur.

Emin Eğri: İklim değişikliği konusunda Türkiye üzerine düşeni yapıyor mu?

Mehmet Reis: Türkiye AB 'Yeşil mutabakat' konusunda bir adım attı. Çünkü, AB'ye bizim ihracatımız en yüksek seviyede. Bu TBMM'den geçti. Önemli bir adım olarak görüyoruz. Ancak taahhütleri yerine getirmek lâzım.

Biz de şöyle bir alışkanlık var. Sonuna kadar bekleriz. Bu günün işini yarına, yarının işini daha sonraya bırakmamamız gerekiyor.

Küresel iklim değişikliklerinin etkisinden kurtulmak için hem de ticari ilişkilerimizi devam ettirmek için yapmalıyız.

Emin Eğri: İklim değişikliği doğrudan çevreyi etkilediği halde, Türkiye olarak yabancı ülkelerden 'ÇÖP' ithal ediyoruz. Bu konu da ne düşünüyorsunuz?

Mehmet Reis: Türkiye bu konuda maalesef hassas davranmıyor. Atıkların da küresel iklim değişikliğine etkisi var. Vizyon ve prestij açısından da olumsuz imaj yaratmaktadır. Türkiye için iyi değil. Karar vericilere şunu söylerim ki; Türkiye'nin kıymetini bilelim!

TAVSİYELERİ VE ÖNERİLERİ

Ayrıca not olarak bir konuya değinmek istiyorum. Türkiye'de tarımda yaşlı nüfus çalışıyor. 57-58 yaş civarı. Gençler maalesef tarımı güvenli görmüyor. Büyük kentlerde kendinin güvence altında olabileceğini düşünüyor.

54 üniversiteye söyleşi için gittim, gençlerimizin bir an önce tarıma yönelmelerini istedim. Kökenlerinde mutlaka tarım yapanlar var.

Pandemi dönemi tarımsal üretimin daha da artırılması gerektiğini gözümüzün önüne koydu.

Gençlerin teknolojiye yatkınlığı ve adaptasyon kabiliyeti var. Büyüklerin de tecrübeleri var. Birleştiğinde Türkiye'de tarımsal sürdürülebilir adımlar atmış oluruz.

Cazibeli hale getirmek lâzım. Eğitim, sağlık, güvenlik konularında ve sosyal donatıları yaparak gençleri köyünde tutmak lâzım.

Önerim; Köykent modeli ile kırsal alanlar daha cazip hale gelecek, yaş ortalaması gençleşecek, tarım çalışanları bu sayede gıda güvenliği açısından önemini koruyacaktır.

Yeni tarım liselerinin açılması Türk tarımının güvence altına alınmasına destek olacaktır.

Sayın Mehmet Reis'e teşekkür ederiz.

Mehmet Reis kimdir?

1957 yılında Kastamonu'nun İnebolu ilçesinde doğdu. Eğitim hayatına Samsun Eğitim Enstitüsünden sonra İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesinde devam etti. Yüksek öğrenimine başladığı yıl babasını kaybetti. Üniversiteyi bırakarak İstanbul Unkapanı'nda gıda işi yapan bir ticarethanede muhasebe ve satış bölümünde çalışmaya başladı. Daha sonra kendi işi REİS GIDA'yı kurdu. İki çocuk babasıdır.

Özel Haber

Bakmadan Geçme