'Patiköy'de yeniden hayat buldular

Kastamonu'da, 11 Ağustos'ta yaşanan sel felaketinde sahipsiz ya da sakat kalan hayvanlar, sahipsiz hayvanlar için kurulan Patiköy'de tedavi edilerek sağlıklarına kavuştu.

  • 1567

Kastamonu'da 11 Ağustos'ta Ezine ve Zarbana Çayı'nın taşması neticesinde meydana gelen sel, can kayıplarının yanı sıra çok sayıda ev ve iş yerinin zarar görmesine sebep oldu.

Selde insanlar, evler, iş yerleri kadar sokak hayvanları da büyük zarar gördü. Birçok hayvan selde sakat kaldı. Selde zarar gören, birçoğu bacağını, gözünü kaybeden sahipsiz kalan sokak hayvanları için hayvanseverler seferber oldu. Selin ilk gününden itibaren bölgeden ayrılmayan hayvan severler sokaktaki canlılar içinde çalışmalarını sürdürdü.

Selde sakat kalan sokak hayvanları, Patiköy'de tedavi altına alındı

Bir hastanede işçi olarak çalışan ve birikimlerinin yanı sıra bankadan çektiği krediyle aldığı arazide sahipsiz hayvanlar için "Patiköy"ü kuran, çoğunluğu doğada tek başına kaldığında yaşam şansı düşük olan engelli ve yaralı köpekler ile yavruların bakımını üstlenen Hülya Balcı, selzede sokak hayvanlarına da merkezin kapılarını açtı. Çoğunluğu engelli ve yavru 82 sokak köpeği ve 25 kedinin bakımını üstlenen hayvansever Hülya Balcı, selde zarar gören biri hamile kedi olmak üzere 8 hayvana daha kucak açtı.

Hayvanlar için konteynerde kalıyor

İş dışındaki zamanını Patiköy'de geçiren, köpekleri günde iki kere besleyen, sularını veren, temizlik ve bakımlarını yapan Hülya Balcı'nın, "can" dediği köpekleriyle kurduğu bağ, "merhamet", "sevgi" ve "minnet" duygularını gözler önüne seriyor. Köpekleri için konteynerde kalan ve Patiköy'de zorlu bir yaşamı göze alan Hülya Balcı, salgın döneminde, kronik rahatsızlıkları bulunan eşi hastalanmasın diye hayatını hastane, şehir merkezindeki evi ve Patiköy arasında sürdürüyor.

Kullanılmayan giysiler sokak hayvanlarını ısıtıyor

Hayvansever Hülya Balcı, havaların soğuması ile birlikte hayvanların özellikle geceleri üşümemesi için kullanılmayan giysileri de sokak hayvanlarına giydiriyor. Afet bölgesinden gelen görme özürlü 2 köpeğe daha fazla hassasiyet gösteren Hülya Balcı, onların daha iyi beslenmesi için yakından ilgileniyor. Balcı, ayrıca kullanılmayan battaniye, halı ve kilim gibi eski kullanılmayan eşyaları da yaptırdığı kulübelere seriyor.

“Afette sakat kalan ya da annelerini kaybeden sokak hayvanlarına bakıyoruz”

Patiköy'ün yaklaşık 4 yıl önce kurulduğunu anımsatan Hülya Balcı, Patiköy'de çoğunluğu engelli sokak hayvanlarına baktığını ifade etti.

Bakıma muhtaç sokak hayvanlarını Patiköy'de baktığını söyleyen Balcı, “Burada çoğu bakıma muhtaç engelli evlatlarımız var. 11 Ağustos'ta Bozkurt ilçemizde afet yaşamıştık. Oradan yeni gelen evlatlarımız oldu. Bebeklerimizin iki tanesi ayrı ayrı annelerden. Ne yazık ki annelerini kaybetmişlerdi. O şekilde aldık. 2 tane engellimiz var. Bacakları zarar görmüştü. Onları ameliyat ettirdik. Sağlıklarına kavuştular. Onları giydiriyorum. Patiköy'de engelliler olduğu için çabuk hastalanıyorlar. Giyilmeyen kıyafetler olur. Halı olur, nevresim olur. Battaniye olur. Burada ihtiyaç çok fazla var. En çok mama ve klinik desteğe ihtiyaç var. Tek başıma hepsine yetişemiyorum. Klinik masraflarım bitmiyor. Bugün mesela 2 tane kısırlaştırma gönderdim veterinere. Burası özel bir yer. Çekirdekten oluşan grupla bugüne geldik. Umarım bundan sonra daha güzel şeyler yapma fırsatı olur. Ben buraya herkesi davet ediyorum" dedi.

“Patiköy, sokak hayvanlarına ömürlük yuva olmaya devam ediyor”

Sokak hayvanlarının bakımları için bazı ihtiyaçları olduğunu belirten Balcı, “İhtiyaçları var çocukların. Gerek mama, gerek klinik ücreti gerekse vitaminleri, tasmaları, her şeye ihtiyaç var burada. Herkese sesleniyorum. Afet bölgesinden gelen ayrıca bir tane kedi annemiz vardı. 4 tane bebeği oldu. Onları da büyüttük. Anne ve bebekler gayet iyi. Toplamında 8 tane afet bölgesinden evlat aldım. Patiköy onlara da ömürlük yuva olmaya, ihtiyaç sahibi her hayvana yuva olmaya devam ediyor. 2 tane görme özürlü evladımız var. Hiç görmüyorlar. Onlara özel bakım sağlıyorum. Bazen mamalarını bulamadıkları zamanlar oluyor. Afet bölgesinden aldığım hayvanların burada yaşam kalitesi bir tık daha arttı. 2 tanesinin bacağı olmasa da burada çok mutlular. Ömürlük yuvalarındalar. Ben bu işi yaparken insan olduğumu hissediyorum. Evet, çok fazla borcum var ama sevgi her şeyin üstesinden gelir diye düşünüyorum. Her şey mama ile bitmiyor. Bunların hastalıkları da var. Bir hayvanın ilaç masrafı 200-300 lirayı bulabiliyor. Ben işçiyim. Her sabah 5.00'de kalkıyorum. Mesaim başlamadan köpeklerin ihtiyaçlarını hallediyorum” diye konuştu.

Bakmadan Geçme