Milletvekili Baltacı'dan Başkan Arslan'a cevap gecikmedi

CHP Kastamonu Milletvekili Hasan Baltacı 'Taşköprü Belediye Başkanı Hüseyin Arslan, sarımsağın tanıtımı için daha çok mücadele etmelidir. Aksi takdirde pazar payının büyük bölümünü kaptırdığımız Çin'e festivali de kaptırmamız an meselesidir' dedi.

  • 1069
TAKİP ET

Milletvekili Baltacı; '27'nci dönemde şahsımı Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde Kastamonu'yu temsil etmekle yetkilendiren hemşehrilerimizle seçim öncesi olduğu gibi seçim sonrası da kucaklaşmak için ilçelerimize düzenlediğimiz ziyaretlerimiz Taşköprü'yle sürmüştür.

Gittiğimiz her ilçede olduğu gibi Taşköprü'müzde de yurttaşlarımız samimi ilgi göstermiş, gün boyu Taşköprülü hemşehrilerimizle sohbet imkanımız olmuştur.

Taşköprü'de vatandaşlarımızla bire bir yaptığımız görüşmelerde hemşehrilerimiz bizlere; 2017 Aralık ayında düzenlenen doğalgaz töreninde yetkililerce; 2018 yılı sonuna Taşköprü'nün tamamının doğalgaza kavuşturulacağına dair söz verildiğini, bu doğrultuda da kendilerinin ikametlerinde doğalgaz dönüşümü için ciddi sayılacak bir harcama yapıp kömür alımı gerçekleştirmediklerini iletmişlerdir. Taşköprülü hemşehrilerimiz; geçen yıl 900 TL civarında olan, 1 ay öncesine kadar bin 250 TL dolaylarında seyreden ancak bugün ton fiyatı bin 500 TL'ye yükselen kömürün ekstra maliyet getireceğinden şikayet etmiş, kış öncesi ellerinde avuçlarındakini kömür satın almak için kullanmak zorunda kalacaklarını dile getirmişlerdir. Taşköprü'nün tamamında doğalgaz alt yapısı tamamlanmadığı gerçeği göz önünde bulundurulduğunda ise sorunun kış mevsimi öncesi büyüyebileceğini görmek çok zor değildir. Verilen sözlerin bir beklenti oluşturduğuna, ilerleyen günlerde bir mağduriyet doğabileceğine ve kamulaştırma çalışmalarının hızlandırılması gerektiğine vurgu yapıp bu konuda üzerime düşen her çalışmaya katkı sağlayacağımı dile getirdiğim, içerik olarak da sorun tespitinden öteye gitmeyen kısa açıklamam ne yazık ki Taşköprü Belediye Başkanı Hüseyin Arslan tarafından 'siyaset yapmakla' bağdaştırılıp saygı kurallarını aşan ifadelerle cevaplanmıştır.

Kamulaştırmanın hızlandırılması uyarımı en son üzerine alınması hatta bu durumdan memnuniyet duyması gereken, ilçesinde yaşayan her bir vatandaşın sorunuyla dertlenme zorunluluğu bulunan Taşköprü Belediye Başkanı Hüseyin Arslan olmalıdır.

Hüseyin Arslan'ın okumadığını, okudu ise anlamadığını düşündüğüm kısa beyanatıma aklından geçenlerle verdiği cevaplarda şahsım; Taşköprü'yü çok iyi tanımamak, Taşköprü'de olan biteni takip etmemek, mevcutta taşıma sistemiyle yürütülen doğalgaz hizmetinde sorun olduğunu iddia etmek ve Taşköprü'nün doğalgaz hizmeti almasını istememekle suçlanmaktadır.

Dünyanın Mars'a otomobil gönderdiği 21'nci yüzyılda Taşköprü'ye doğalgaz hizmetinin gelmesiyle kimse yapılamayanı yaptığını iddia edemeyeceği gibi, bu hizmetin gelmemesini istemenin de kimseye fayda sağlamayacağı aşikardır. Bunu destekler bir beyanım var ise ispatı zorunludur. Belirttiğim gibi sorun tespiti niteliğindeki açıklamamım ayaklarının yere basmadığını dile getiren Hüseyin Arslan'ın 2017 yılının Aralık ayında Taşköprü'de düzenlenen törende kullandığı '2018 yılı sonunda Taşköprü'de doğalgaz ulaşmayan ev kalmayacak' ifadesi ile aynı törende kürsüye çıkan Kargaz yetkilisinin kurduğu 'Şu an taşımalı sistem ile evinin önünden doğalgaz hattı geçen bütün herkes bu yıl doğalgaz kullanılabilecek. 2018 yılı sonunda tüm ilçemizde doğalgaz kullanılacak' cümlesinin ne kadar ayakları yere basan söylemler olduğunu Taşköprü halkı mutlaka muhasebe edecektir.

Hüseyin Arslan'ın doğalgaz kamulaştırmasında çalışmaların hızlandırılması uyarım üzerine takındığı agresif tavır, Taşköprü sarımsağında rekolte düşüşüne sebep olan hastalıklarla mücadelede daha etkin olunması ve sarımsakta düşük rekoltenin fiyat artışının değil ithalatın önünü açacağı yönündeki ifadelerime karşı, çok daha saldırgan bir üsluba bürünmüştür. Arslan'ın böylesi sığ bir düşüncenin arkasında problemi gizlenmeye çalışan kamu kurumu nitelindeki meslek odası başkanlarının avukatlığına soyunması talihsizlikle açıklanabilir.

Arslan şahsıma cevap niteliğindeki açıklamasında Taşköprü sarımsağıyla ilgili sorunları adeta doğrular itiraflarda bulunmuştur; 'Taşköprü sarımsağının nereden nereye geldiğini kamuoyu biliyor', 'Birilerinin kalkıp bu konuda çiftçilerimizin mağduriyetini polemik hadisesine getirmesi aslında bir cehalete dayanıyor', 'Taşköprü sarımsağı pazardaki değerini bulmaya devam edecek' ve 'Hastalıkla ilgili ortada bir sonuç var' cümleleri söylemlerimizin üreticiyi dinleyip, umutsuzluğunu hissederek durumla ilgili değerlendirme yaptığımızı net olarak göstermektedir.

Taşköprü sarımsağının nereden nereye geldiğini evet tüm kamuoyu bilmektedir. Sarımsakla ilgili bilgi edinmek için Arslan'a gitmeye gerek olmadığını, doğru bilgiye emeğinin karşılığını alamayan üreticinin nasırlı ellerini sıkarak, yorgun gözlerine bakarak ulaşılabileceği bilinciyle hareket edeceğim akıllardan çıkarılmamalıdır. Sarımsakla ilgili gerçekleri öğrenmesi için Hüseyin Arslan'a Taşköprü sarımsak pazarına uğrama tavsiyesinde bulunmak ise bu doğrultuda bana görev düşmüştür. Çiftçinin mağduriyetini dile getirmemi 'cehalet' olarak niteleyen Hüseyin Arslan'ın 'vatandaşımızın bir mağduriyeti varsa Taşköprü Belediyesi üzerine düşeni yapmakta' ifadelerinden ise ekonominin ağır yükü altında her gün can çekişen çiftçimize açık çek sunduğu, mağdur olan çiftçilerimizin mağduriyetlerini karşılamayı taahhüt ettiği anlamı çıkmaktadır. Hüseyin Arslan'ın 2017 Aralık ayında Taşköprü Meydanı'nda düzenlenen doğalgaz töreninde kullandığı ifadelerden ders çıkaramamış, küçük dağları ben yarattım egosundan sıyrılamamış olması, içinde mangal ve küp kelimelerini barından birçok atasözünü akıllara getirmektedir.

Taşköprü ile ilgili sorunları dile getirenlere 'dikkatli olun' tehdidi savuran, Taşköprü sarımsağının ve Taşköprü'nün sahibi olduğu hayaline kapıldığı anlaşılan Hüseyin Arslan, sarımsağın tanıtımı için daha çok mücadele etmelidir. Aksi takdirde pazar payının büyük bölümünü kaptırdığımız Çin'e festivali de kaptırmamız an meselesidir.

Hüseyin Arslan şunu iyi bilmelidir; Kastamonu'nun hiçbir ilçesi sıradan değildir. Hiçbir mahallesi, hiçbir köyü, hiçbir mezrası 'sıradanlıkla' eşleştirilemez. Sıradan olanlar rüzgra göre kanat açanlardır. İşi; kimseyi ötekileştirip, kutuplaştırmadan hizmet üretmek olan koltuk sahiplerinin, saray ve onun kapıkulu yöneticilerinin şövalyeliğine soyunması, eninde sonunda önce itibarlarını, sonrada küçük krallıklarını kaybetmeleriyle neticelenecektir.

Bu kentin ağacı, toprağı, suyu, anaların çocukları, evlatların babaları, tarlalardan doyan çiftçileri, fabrikalarında ter akıtan işçileri bize emanettir. 'Mağdurum, mağdur olacağım' diyen yurttaşın haklı taleplerine bile tahammülü kalmayanlara, her daim cevabımız olacak ve çok daha yüksek sesle verilecektir.'

Bakmadan Geçme