MHP'li Öztürk'ten Ak Parti'ye Sert Eleştiri
MHP Genel Başkan Yardımcısı ve Erzurum Milletvekili Oktay Öztürk, iktidara geldikleri ilk gün kaldırılan 'Andımız'ı AK Parti'ye okutturacaklarını söyledi. Ayrıca Öztürk, PKK'nın dayatmalarını iktidar partisinin tek tek hayata geçirdiğini iddia etti.
MHP'Lİ ÖZTÜRK'TEN AK PARTİ'YE SERT ELEŞTİRİ
MHP GENEL BAŞKAN YARDIMCISI OKTAY ÖZTÜRK;
'İKTİDARA GELDİĞİMİZ İLK GÜN ANDIMIZ'I AK PARTİ'YE OKUTTURACAĞIZ'
'PKK'NIN DAYATMALARINI İKTİDAR HAYATA GEÇİRİYOR'
'İKTİDAR, TÜRKLÜĞÜ KALDIRMAK İÇİN ÇABALIYOR'
'REZİLLİKLERİNİ MİLLET GÖRMESİN DİYE TÜRBANLA KAPATMAYA ÇALIŞIYORLAR'
'BİTME NOKTASINA GELEN PKK'YA BAŞBAKAN YENİDEN HAYAT VERDİ'
MHP Genel Başkan Yardımcısı ve Erzurum Milletvekili Oktay Öztürk, iktidara geldikleri ilk gün kaldırılan 'Andımız'ı AK Parti'ye okutturacaklarını söyledi. Ayrıca Öztürk, PKK'nın dayatmalarını iktidar partisinin tek tek hayata geçirdiğini iddia etti.
Öztürk, partisinin İl ve Merkez İlçe Başkanlığı tarafından düzenlenen 4 günlük Kastamonu ziyaretinde partililerle bir araya geldi. İl Başkanlığında gerçekleştirilen toplantıda AK Parti'ye sert eleştirilerde bulunan MHP Genel Başkan Yardımcısı ve Erzurum Milletvekili Oktay Öztürk, siyasi iradenin partizanlıkla çiğnenmemesi gerektiğini ifade ederek, 'Ben yetkiyi milletten aldım' deyip iktidara oy vermeyen kitleleri hesaba katmamanın demokrasinin özüne aykırı olduğunu söyledi.
'İKTİDAR, TÜRKLÜĞÜ KALDIRMAK İÇİN ÇABALIYOR'
AK Parti iktidarının ortak irade yerine parti yönetiminin iradesini hakim kıldığını ve siyasi iradeyi dayatmaya dönüştürdüğünü belirten Öztürk, 'Dayatmanın en büyüğü Türk adı ve Türklük üzerindedir. Türk milletine has ne varsa ortadan kaldırmak için kolları sıvayan AK Parti, Türk milletine kendi adını kullanmasını ve egemenlik haklarına sahip çıkmasını yasaklamaya çalışmaktadır AK Parti iktidarının aldığı kararların bütünü, milli varlığımızı boğmak, birlik ve beraberliğimizi ortadan kaldırma hedefine yöneliktir. Bir taraftan Türklük, etnik bir kavram gibi gösterilmeye, baskı altında tutulmaya çalışılırken, diğer taraftan da bölücülerin ekmeğine yağ sürecek projeler hayata geçirilmektedir' dedi.
'DEMOKRATİKLEŞME PAKETİ AYRILIKÇI PROJELERE MEŞRUİYET KAZANDIRMA ÇALIŞMASIDIR'
Türkiye'nin PKK elebaşına ve militanlarına siyasi meşruiyet kazandırmaya çalışan örgütün silahlı eylemcilerini terörist değil de 'Kandil'deki vatan evlatları' olarak nitelendiren iktidar vekilleri gördüğünü ifade eden Öztürk, 'Türkiye, kanlı örgütün temsilcileriyle yol arkadaşlığı yapmayı demokratik çözüm olarak sunan bir iktidarın siyasi cinnetini yaşamaktadır. Cinnetin bir aşaması da sözde Demokratikleşme Paketinin TBMM'ye getirilerek ayrılıkçı projelerin milletin vekillerine onaylatılması hazırlıklarıdır. Hükümetin milli iradeyi ve mevcut yasaları hiçe sayarak reform adı altında çıkarmaya çalıştığı bölücü değişimler, demokratikleşme diye sunduğu projeler, henüz yürürlükte olan anayasaya aykırıdır. Yeni anayasa çalışmalarının sürüyor olması, mevcudun yok sayılmasını sağlamaz. Cumhuriyet savcıları iktidarın projelerini didik didik etmeli, bunların meşruiyetini, uygulayıcıların ehliyet ve maksadını masaya yatırmalıdır' diye konuştu.
'TÜRKLÜĞÜ KABUL ETMEYEN BİRİ TÜRK KÜLTÜRÜ'NE NASIL KATKIDA BULUNABİLİR'
İktidarın bölücülere verdiği tavizleri katmerlendiren son kararının Cumhurbaşkanlığı tarafından alındığına dikkat çeken MHP Genel Başkan Yardımcısı Öztürk, sağlığında bölücülük yapmakla meşhur olan ve Türk milletine ihanetten başka marifeti bulunmayan ölmüş bir sanatçıya 'Türk kültür ve sanatına katkılarından dolayı' ödül verilmesinin manidar olduğunu kaydetti.
'AK PARTİ'NİN TARİHİ SORUMLULUKLARINA CUMHURBAŞKANI DA ORTAK OLMASIN'
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından Ahmet Kaya'ya verilen Cumhurbaşkanlığı ödülünü şiddetle kınadıklarını aktaran Öztürk, 'Ödül verileceği ilan edilen sanatçı, Türkiye'yi terk ederek gittiği ülkeden milletimize küfürler savurmuş biridir. Türklüğü kabul etmeyen birisi nasıl Türk Kültürü'ne katkıda bulunabiliyor? Adam kendisini Türk hissetmiyorsa neden Türk adını kullansın diye zorluyorlar. Biz de şimdi kendilerine soruyoruz. Adam kendini Türk olarak kabul etmiyorsa Türk kültür ve sanatına hangi eserler sunmuş ve siz ne adına bu ödülü veriyorsunuz? Sayın Cumhurbaşkanını, Türk milletini derinden yaralayan bu karardan ve iktidarın uygulamalarını destekleyen çabalarından vazgeçmeye davet ediyoruz. Aksi takdirde AK Parti iktidarının tarihi sorumluluk ve vebaline kendisi de ortak olacaktır' şeklinde konuştu.
'İKTİDARA GELDİĞİMİZ İLK GÜN AK PARTİ'YE ANDIMIZ'I OKUTTURACAĞIZ'
İktidara geldikleri ilk gün Andımız'ı AK Parti'ye okutturacaklarını belirten Öztürk, şöyle konuştu: 'Andımız, bir yönetmelikle ortaya çıkmış ama kanun hükmü veya Anayasa maddesi gibi 1933'den beri kabul görmüş bir yemindir. Yukarıdan aşağıya baktığımız zaman kimsenin rahatsız olmaması gereken bir metindir. Türk'üm diyor, bundan kim rahatsızlık duyar. Bu millete mensup olmayanlar bu ifadeden rahatsızlık duyar. Doğruyum diyor, bütün eğrilikleri içerisinde bulundurup ta kendisini doğruyum diye lanse edenler bundan rahatsız olur. Çalışkanım diyenler, onun bunun ortaya koyduğu emeklerin üzerine konanlar rahatsızlık duyar. Ve daha kötüsü de oturup konuşursunuz, Andımız'a gerek var mı yok mu tartışırsınız. Sonuçta bir karara varırsınız. Ne yapılması gerekiyorsa ve toplumun bütün katmanları bunun kalkmasını istiyor sonucuna varırsanız kaldırırsınız, aksi taktirde devam eder. Ama eğer bu bir tehditle yada birilerine belli masalarda verilen sözlerin gereği olarak kaldırılıyor ise o zaman bu milletin hükümdarlık hakları ortadan kalkmıştır. Egemenliği ortadan kalkmıştır. İnşallah iktidarları sona erdiği zaman iktidara geldiğimiz ilk gün Andımız'ı onlara da okutturacağız'
'BÖLÜNMEK İSTESENİZ HANGİ TALEPLERDE BULUNURSUNUZ'
Yeni bir milletin inşaa edildiğini vurgulayan Öztürk, yeni bir devletin temellerinin atıldığını ifade ederek, şunları kaydetti: 'Şimdi bu unsurlarının Anayasal teminat altına alınması sağlanıyor. Eğer yeni devletin unsurlarının yeni milletin unsurlarına anayasal teminat altına alırlarsa bunun bir adım sonrası meseleyi uluslararası platforma taşımaktır. Bölünmek istemiyoruz diye etrafta konuşuyorlar. ABD'de aynı ifadeleri kullandılar. Merak ediyoruz. Bölünmek isteseniz hangi taleplerle ortaya çıkarsınız. Hangi talepleri sunarsınız. Adını koymuyor ama bir noktaya geldikten sonra son adımı atmayı kolaylaştırıyorlar. Bu durum bağımsız devlete giden son adından bir önceki adımdır. Sayın Başbakanın ifadesiyle hazmettire hazmettire, üzerine perde çekerek kabul ettirmeye çalışıyorlar'
'REZİLLİKLERİNİ MİLLET GÖRMESİN DİYE TÜRBANLA KAPATMAYA ÇALIŞIYORLAR'
Rezilliklerini millet görmesin diye türbanla kapatmaya çalıştıklarını ileri süren Öztürk, şöyle devam etti: 'Demokratikleşme paketinin üzerine türban çektiler. 11 yıldır iktidardasınız, türbanı niye ona buna şuna alet ediyorsunuz. Açıkça getirseniz ne? MHP, size çok açık bir çek verdi. Türbanı meclise getir kaldıralım dedik. Ama demokratikleşme paketinin içerisindeki rezilliklerini millet görmesin diye durumu türbanla kapattılar. Şimdi türban tartışılıyor. Bu rezillikleri kimse tartışmıyor.
Biz daha önce türbanla ilgili kanun teklifi verdik ve 411 milletvekiliyle kabul edilmişti. Hatta YÖK kanunun 17. maddesini de değiştirmek istedik ancak hükümet tarafından kabul edilmedi. Çünkü türban konusunda ellerinden aldığınız vakit artık bir şey kalmıyor. Türban konusundaki bütün kozlarını Cumhurbaşkanlığı seçiminde harcayacaklar. Ondan sonrası tufandır. Bu noktada CHP'li kardeşlerimize de akıllı olun tavsiyesinde bulunmak istiyoruz. Siz bu işe karşı çıktığınız vakit Başbakan'ın arabasına yakıt taşımış olacaksınız. Başörtüsünü taşıyan hanımların başındaki örtüden daha tehlikelisini erkekler taşıyor ve hatta meclisteler. Yıkım projesinin mimarları mecliste oturuyor'
'BİRLEŞİK ORTADOĞU KÜRT DEVLETİ, KURULMAK İSTENİYOR'
Birleşik Ortadoğu Kürt Devleti'nin Anadolu'da kurulmak istendiğine işaret eden Öztürk, 'Sevr anlaşması, Güneydoğu'da bir Kürt devleti ile Kuzey'de bir Ermenistan'ın kurulmak istenmesiyle Anadolu'yu parçalamaya çalıştıkları vakit ortaya koydukları projeydi. Daha sonra büyük Ortadoğu projesi ortaya çıktığı vakit Başbakanın Eşbaşkanı olduğu proje ortaya çıktığı vakit, orada dört coğrafyadan dört parçayı almak suretiyle 'Birleşik Ortadoğu Kürt Devleti'ni kurmak istiyorlar. Burada çeşitli amaçları var. Kendi iradeleriyle kurdukları bir devletin sınırlarını istedikleri şekilde kullanabilirler. Zaruret olduğu zaman İncirlik üstünü kullanmaya başladıkları vakit bir sürü prosedür vardı. Bunlardan da kurtulacaklar. Bu devletin sınırlarını istedikleri şekilde kullanabilecekler. Mobil bir güç oluşturacaklar. Bir taş ile iki kuş vuracaklar. İsrail'i bu coğrafyadan yalnızlıktan kurtarmış olacaklar. Yani bu devlet kurulduğu zaman Araplar sadece İsrail ile uğraşmayacak aynı zamanda Kürt Devleti ile uğraşacaklar'
'BİTME NOKTASINA GELEN PKK'YA BAŞBAKAN YENİDEN HAYAT VERDİ'
Mayıs ayında Türk Silahlı Kuvvetlerinin saldırıları sonrası bitme noktasına gelen PKK'nın Başbakanın müdahalesi sonrası yeniden hayat bulduğunu iddia eden Öztürk, şöyle konuştu: 'Hepimizin gözünden kaçan bir şey var. Mayıs ayında hatırlarsanız İmralı'da yatan bebek katili müdahale etti hapishanelerdeki açlık grevleri sona erdi. Ondan sonrada pazarlıklar başladı. O güne kadar Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) bugüne kadar olmadıkça hedefleri vurdu. Genel Kurmay Başkanı sahaya indi. Hedefleri Genel Kurmay Başkanı, bizzat hareket merkezine bildiriyor, oradan da kalkan uçaklar direk hedefleri vuruyor. 1000'i aşkın militan geberdi gitti. Büyük bir kayba uğradılar. Bu açılım projesi her şey bir araya geldi. Herkes buradan menfaatlenecek yapı oluştu ve ondan sonra her şey başladı. Oysaki PKK bitme noktasına gelmişti. Sayın Başbakanın, Cumhurbaşkanlığı hevesleri de bu dönemde üst safhaya çıkmaya başlamıştı. Herkesin arzu ve isteklerinin kesiştiği bir noktaydı. Orada silah bırakıyoruz, ateşkes ilan ediyoruz demekle TSK'nın bir adım daha ileriye gitmesini engellediler. PKK'da elde kalan, savaşa bilme yeteneğine salip militanlarını ise Suriye'nin kuzeyine gönderdi. Dikkat edin Suriye'nin kuzeyindeki hareketlilikte buradaki ateşkes başladıktan sonra oldu. Orada da köprübaşı oluşturdular. Yani bizim coğrafyamızdaki parçayı halletmişler. Kuzey Irak'ı da halletmişler. Suriye'yi de bu şekilde hallettiler. Geriye İran kaldı. Ondan sonra da son adımı atacaklar. Suriye'nin kuzeyinde böyle bir hareketlilik böyle bir köprübaşı tutmaları Türkiye'yi ilgilendiriyor. Güvenliğimiz açısından tehlikelidir. Birlik ve beraberliğimizin temini noktasında da sıkıntılar ortaya koymuştur. Biz hükümetin, oynamak istediği zaman yerim dar demesin diye getirdiği tezkereye evet dedik. Yarın Türk milletinin aleyhine herhangi bir hadise geliştiği vakit adım atmamız gerektiği vakit artık bahaneleri yok. İzin vermediler diye bir bahanenin arkasına sığınamayacaklar. Onun için bu tezkereye biz, evet oyu verdik. Şimdi bekliyoruz. Türkiye'yi yönetenler ne zaman Türk milletinin dışarıdaki menfaatlerini de istikbalimizi ve istiklalimizi garanti altına alacak şekilde hareket edecekler. Bizi dışarıdaki bu yalnızlıktan kurtaracaklar'