MHP'li Maşalacı'dan AKP'ye Cevap
MHP İl Başkanı Maşalacı, AKP'li yöneticilerin AKP İl Danışma Meclisi Toplantısındaki açıklamalarını şaşkınlık ile karşılamaktayız dedi.
Milliyetçi Hareket Partisi olarak AKP'li yöneticilerin AKP İl Danışma Meclisi Toplantısındaki açıklamalarını şaşkınlık ile karşılamaktayız. Yapılan açıklamalara karşı verilecek cevaplarımızı siz değerli kamu oyu ile paylaşmak isteriz.
Metin Çelik yapmış olduğu konuşmada 'CHP ile uzun süren görüşmelerinde her iki tarafında da gayretlerinden bahsetmiş, partimizin ise ilk geceden koalisyona tüm kapıları kapattığını' söylemiştir. Parti olarak asla hükümet içerisine girmek istemediğimizi ifade etmiştir.
Ancak sayın milletvekilinin söylemleri kesinlikle gerçeği yansıtmamaktadır. Zira, seçim sonuçlarının açıklanması ile Kaçak saraydaki şahıs, koalisyon ihtimallerini tamamen ortadan kaldıracak biçimde strateji uygulamaya başlamış, ülkeyi hemen erken seçime sokmak için elinden gelen her şeyi yapmıştır. CHP ile yapılan koalisyon görüşmelerinin tamamı tiyatro oyunu olarak cereyan etmiş, CHP genel başkanı sayın Kılıçdaroğlu'nun açıklamasına göre CHP ye koalisyon hükümeti kurulması teklif dahi edilmemiştir. Hükümet kurmak için gerekli yasal süre olan 45 gün boyunca milletimiz sözde koalisyon görüşmeleri ile kandırılmış, hükümet kurma çalışması adı altında geçen sürede ülkedeki kaos ortamının artmasının beraberinde getirdiği terör olayları tırmanmış, zaten büyük bir sıkıntıda olan ülke ekonomisi tamamen iflas edecek noktaya gelmiştir . Sayın Başbakan , Kılıçdaroğlu ile görüşmesi sonrası basın toplantısında, MHP ile görüşmeden 'erken seçimden başka yol kalmadığını' söylemiştir. Zaten baştan beri MHP ile görüşmek gibi bir düşünceleri olmadığını belli etmişlerdir. CHP ile yapılan görüşmelerden sonuç aldırmayan Kaçak saray ve avanesi , partimizi zora sokmak amacıyla yaverini tekrar Sayın Genel başkanımıza göndermiş, seçim gecesinde sayın genel başkanımızın ortaya koyduğu ilkelerden asla taviz vermeyeceğini bile bile koalisyon görüşmesi yaptırmıştır. Sayın milletvekilinin ' biz her yolu denedik' açıklaması ise oldukça manidar olup, partimizin ortaya koyduğu vazgeçilmez ilkelerin neler olduğunu bilmemekte veyahut söyleyememektedir. MHP neden koalisyon içinde olmamıştır? 4 madde halinde belirtilen AKP genel başkanına da iletilen vazgeçilmez ilkelerimiz şunlardır ; 1-Anayasanın ilk dört maddesine bağlılık sözü (Milli devlet ,Üniter yapı , Başkentin Ankara olması, resmi dilin Türkçe olması )
2-Çözüm sürecinin tümüyle tasfiyesi, Cumhurbaşkanının buzdolabına kaldırdığını ifade ettiği çözüm sürecinin buzdolabında ise fişinin çekilmesi)
3-Rüşvet ve yolsuzluk vakalarının 17/25 aralık kapsamında,ucunun nereye dokunacağına bakılmaksızın araştırılması ve üzerine gidilmesi
4-Anayasal yetkilerini çiğneyen cumhurbaşkanının anayasal sınırlara çekilmesi ve kuvvetler ayrılığının kesin bir düzen içinde uygulanacağı kuralı Biz bütün hazırlıklarımızı tamamlayarak koalisyon görüşmesine gitmişken, yukarıda bahsettiğimiz dört şartın kabul edilmesi halinde, koalisyon hükümetinin protokolünü ve hatta bakanlar kurulunda yer alacak milletvekillerimizi dahi hazırlamışken, AKP genel başkanı ve başbakan hiçbir hazırlık yapmamış, görüşme sonrasında ise hükümete ortak olmadığımızı ifade ederek en kibar haliyle gerçekleri çarpıtmıştır. Sayın vekile, AKP genel başkanının koalisyon görüşmesi için TBMM'deki Genel Başkan makamına hangi hazırlıkları yaparak geldiğini bilip bilmediğini sormak isteriz. Sayın genel başkanımızın çok net biçimde ifade ettiği bu ilkeleri kabul etmeyen AKP Genel Başkanı koalisyon görüşmelerini başlamadan sonlandırmıştır. Yani AKP genel başkanı yolsuzlukların üstüne gidilmesin diyerek yolsuzluk yapan bakanlarının suçlarına ortak olmuştur , ülkenin üniter yapısı tartışılsın,çözüm süreci devam etsin, şehitler gelmeye devam etsin ve şehit anaları ağlamaya devam etsin demiştir. Bu şartlar altında Milliyetçi Hareket Partisinin koalisyon içinde olmayacağı çok nettir. Bu maddelerden hangisi sayın vekili de rahatsız etmektedir ? Ayrıca milletvekili Mustafa Gülşen'in MHP'nin stratejisiyle ilgili ' bizim memleket ile ilgili bir kaygımız yok, yönetme gibi bir iddiamız yok'tavrındalar açıklaması ise talihsiz bir açıklamadır. Zira , biz ülkemizin düştüğü bu zor durumda elimizi değil , gövdemizi taşın altına koymaya hazır bir parti olduğumuzu her koşulda belirttik . Genel başkanımızın açıklamış olduğu 4 temel şart kapsamında ülkenin bütünlüğünü koruyacak, yolsuzlukların önüne geçecek bir hükümette her zaman yer alacağımızı bildirdik. Ancak AKP kongresine onur konuğu olarak Barzani'yi davet eden , Diyarbakır'da Şivan Perver ile kolkola konserler,mitingler düzenleyen, Haburda teröristleri ayakta karşılayarak, mahkemeleri teröristlerin ayaklarına getiren, analar ağlamasın diyerek Barzani ile Abdullah Öcalan ile kardeşlik yapan AKP ile yan yana gelmemiz mümkün değildir. MHP olarak ' hayır ' dediğimiz hususlar her zaman net olmuştur. MHP'nin erken seçimle ilgili 20 Temmuzdan itibaren ülke güvenliğinde yaşanan tereddüt nedeniyle seçime gidilmesine karşı olduğumuzu ve bu sebeple hayır dediğimizi , olağanüstü toplantı ile seçim kararı alınması halinde erken seçim kararı alınmasında hayır oyu kullanacağımızı beyan etmiş bulunuyoruz. Ülkemizde her gün şehit haberleri gelirken,devletin askerine,polisine,memuruna,doktoruna sahip çıkılmadığı bir ortamda Güneydoğu'da seçimin hangi güvenlik önlemleri altında , nasıl yapılabileceği bilinmezken erken seçim kararı almak ülkeye ihanetten başka bir şey değildir. Cumhurbaşkanı ve AKP'nin bu hususları dahi düşünmeden, iktidarı kaybetme korkusuyla zaman kazanmak adına seçim kararı alması ile PKK'nın meclisteki siyasi uzantısı olan HDP milletvekillerinin seçim hükümetine bakan olarak atanması tamamen AKP'nin vebali ve sorumluluğundadır. MHP olarak hiçbir zaman baraj altında kalma korkusunda olmadığımızı, seçimin yapılması halinde AKP'nin oy kaybetmesinin muhakkak olduğunu, milletimizin çözüm sürecini çok daha fazla idrak ederek MHP'ni bu gidişe son vermesi için iktidar yapacağını bilmekteyiz. Milletvekili Gülşen hayal dünyasında yaşamaktadır. Kendisinin millet meclisinde olup olmayacağını bilmiyoruz ancak MHP milletvekilleri 1 Kasımda yapılacak seçim sonrası 26. Dönemde de TBMM'de hükümet kurmak için olacaklardır. Tüm parti mensuplarımız ve bizlere oy veren tüm seçmenimiz sayın genel başkanımızın ortaya koyduğu ilkelerin arkasında durmuş, körü körüne AKP ile koalisyon içinde olmayı hiç kimse istememiştir. Yolsuzlukların üzerine gitmeyecek, çözülme sürecini ortadan kaldırmayacak,tek devlet tek millet tek dil ilkelerini tartışan AKP ile hiçbir zaman bir araya gelmemiz mümkün değildir. Sayın vekillere öncelikli tavsiyemiz , Merkez ilçe başkanları Ahmet Bey'in bile kabul ettiği menfaat odaklarını partilerinden temizlemeleri, MHP'nin baraj problemlerini kafaya takmamalarıdır. Paralel yapılardan şikayet eden sayın milletvekilleri ile 14 defa yapılmış Ünlü Abant toplantılarında hangi vekil arkadaşlarının olduğunu incelemeleri, çok meşhur akil insanların Kastamonu'ya bir daha gelmemelerini sağlamak olmalıdır.Yahut Dolmabahçe sarayının kapılarını ardına kadar açarak 10 maddelik çözülme metnini tüm basının önünde açıklayan AKP Genel Başkan yardımcısı Yalçın Akdoğan ve dönemin İçişleri Bakanı Efkan Ala'yı seçim çalışmaları için Kastamonu'ya davet etmelerini tavsiye etmekteyiz. Bilinmelidir ki ; AKP il başkanının ' cihad' olarak tanımladığı seçim çalışmalarında Ülkemizin teminatı olan partimiz hiçbir provokasyona gelmeyecek,hiçbir saldırıya izin vermeyecek ve halkımıza anlatılan yalanlar teker teker ortaya dökülecektir. Ayrıca 'CİHAD' gayrimüslimlere karşı yapılır. Herhalde sayın başkan kendilerinden başkasını müslüman olarak görmemektedir. Yada diğer partilerin kendilerine 'cihad' ilan ettiğini düşünmektedir.
1 Kasımda yapılacak seçimler için partimizce tüm çalışmalar başlatılmış olup, 46 yıllık hareketimizin hiçbir zaman seçimden korkmadığını, tüm teşkilatlarımızın dimdik ayakta durduğunu gururla ifade etmek istiyoruz. İktidara giden bu kutlu yolda tüm ülkücülerin bu hususları halkımız ile paylaşarak Aldatma ve Kandırma hareketlerine halkımızın itibar etmeyeceğini bilmekteyiz.Yapılacak seçimlerin önce ülkemize ve milletimize, kadir şinas Kastamonulu hemşehrilerimize hayırlar getirmesini Yüce Mevla'dan niyaz ederiz.
Metin Çelik yapmış olduğu konuşmada 'CHP ile uzun süren görüşmelerinde her iki tarafında da gayretlerinden bahsetmiş, partimizin ise ilk geceden koalisyona tüm kapıları kapattığını' söylemiştir. Parti olarak asla hükümet içerisine girmek istemediğimizi ifade etmiştir.
Ancak sayın milletvekilinin söylemleri kesinlikle gerçeği yansıtmamaktadır. Zira, seçim sonuçlarının açıklanması ile Kaçak saraydaki şahıs, koalisyon ihtimallerini tamamen ortadan kaldıracak biçimde strateji uygulamaya başlamış, ülkeyi hemen erken seçime sokmak için elinden gelen her şeyi yapmıştır. CHP ile yapılan koalisyon görüşmelerinin tamamı tiyatro oyunu olarak cereyan etmiş, CHP genel başkanı sayın Kılıçdaroğlu'nun açıklamasına göre CHP ye koalisyon hükümeti kurulması teklif dahi edilmemiştir. Hükümet kurmak için gerekli yasal süre olan 45 gün boyunca milletimiz sözde koalisyon görüşmeleri ile kandırılmış, hükümet kurma çalışması adı altında geçen sürede ülkedeki kaos ortamının artmasının beraberinde getirdiği terör olayları tırmanmış, zaten büyük bir sıkıntıda olan ülke ekonomisi tamamen iflas edecek noktaya gelmiştir . Sayın Başbakan , Kılıçdaroğlu ile görüşmesi sonrası basın toplantısında, MHP ile görüşmeden 'erken seçimden başka yol kalmadığını' söylemiştir. Zaten baştan beri MHP ile görüşmek gibi bir düşünceleri olmadığını belli etmişlerdir. CHP ile yapılan görüşmelerden sonuç aldırmayan Kaçak saray ve avanesi , partimizi zora sokmak amacıyla yaverini tekrar Sayın Genel başkanımıza göndermiş, seçim gecesinde sayın genel başkanımızın ortaya koyduğu ilkelerden asla taviz vermeyeceğini bile bile koalisyon görüşmesi yaptırmıştır. Sayın milletvekilinin ' biz her yolu denedik' açıklaması ise oldukça manidar olup, partimizin ortaya koyduğu vazgeçilmez ilkelerin neler olduğunu bilmemekte veyahut söyleyememektedir. MHP neden koalisyon içinde olmamıştır? 4 madde halinde belirtilen AKP genel başkanına da iletilen vazgeçilmez ilkelerimiz şunlardır ; 1-Anayasanın ilk dört maddesine bağlılık sözü (Milli devlet ,Üniter yapı , Başkentin Ankara olması, resmi dilin Türkçe olması )
2-Çözüm sürecinin tümüyle tasfiyesi, Cumhurbaşkanının buzdolabına kaldırdığını ifade ettiği çözüm sürecinin buzdolabında ise fişinin çekilmesi)
3-Rüşvet ve yolsuzluk vakalarının 17/25 aralık kapsamında,ucunun nereye dokunacağına bakılmaksızın araştırılması ve üzerine gidilmesi
4-Anayasal yetkilerini çiğneyen cumhurbaşkanının anayasal sınırlara çekilmesi ve kuvvetler ayrılığının kesin bir düzen içinde uygulanacağı kuralı Biz bütün hazırlıklarımızı tamamlayarak koalisyon görüşmesine gitmişken, yukarıda bahsettiğimiz dört şartın kabul edilmesi halinde, koalisyon hükümetinin protokolünü ve hatta bakanlar kurulunda yer alacak milletvekillerimizi dahi hazırlamışken, AKP genel başkanı ve başbakan hiçbir hazırlık yapmamış, görüşme sonrasında ise hükümete ortak olmadığımızı ifade ederek en kibar haliyle gerçekleri çarpıtmıştır. Sayın vekile, AKP genel başkanının koalisyon görüşmesi için TBMM'deki Genel Başkan makamına hangi hazırlıkları yaparak geldiğini bilip bilmediğini sormak isteriz. Sayın genel başkanımızın çok net biçimde ifade ettiği bu ilkeleri kabul etmeyen AKP Genel Başkanı koalisyon görüşmelerini başlamadan sonlandırmıştır. Yani AKP genel başkanı yolsuzlukların üstüne gidilmesin diyerek yolsuzluk yapan bakanlarının suçlarına ortak olmuştur , ülkenin üniter yapısı tartışılsın,çözüm süreci devam etsin, şehitler gelmeye devam etsin ve şehit anaları ağlamaya devam etsin demiştir. Bu şartlar altında Milliyetçi Hareket Partisinin koalisyon içinde olmayacağı çok nettir. Bu maddelerden hangisi sayın vekili de rahatsız etmektedir ? Ayrıca milletvekili Mustafa Gülşen'in MHP'nin stratejisiyle ilgili ' bizim memleket ile ilgili bir kaygımız yok, yönetme gibi bir iddiamız yok'tavrındalar açıklaması ise talihsiz bir açıklamadır. Zira , biz ülkemizin düştüğü bu zor durumda elimizi değil , gövdemizi taşın altına koymaya hazır bir parti olduğumuzu her koşulda belirttik . Genel başkanımızın açıklamış olduğu 4 temel şart kapsamında ülkenin bütünlüğünü koruyacak, yolsuzlukların önüne geçecek bir hükümette her zaman yer alacağımızı bildirdik. Ancak AKP kongresine onur konuğu olarak Barzani'yi davet eden , Diyarbakır'da Şivan Perver ile kolkola konserler,mitingler düzenleyen, Haburda teröristleri ayakta karşılayarak, mahkemeleri teröristlerin ayaklarına getiren, analar ağlamasın diyerek Barzani ile Abdullah Öcalan ile kardeşlik yapan AKP ile yan yana gelmemiz mümkün değildir. MHP olarak ' hayır ' dediğimiz hususlar her zaman net olmuştur. MHP'nin erken seçimle ilgili 20 Temmuzdan itibaren ülke güvenliğinde yaşanan tereddüt nedeniyle seçime gidilmesine karşı olduğumuzu ve bu sebeple hayır dediğimizi , olağanüstü toplantı ile seçim kararı alınması halinde erken seçim kararı alınmasında hayır oyu kullanacağımızı beyan etmiş bulunuyoruz. Ülkemizde her gün şehit haberleri gelirken,devletin askerine,polisine,memuruna,doktoruna sahip çıkılmadığı bir ortamda Güneydoğu'da seçimin hangi güvenlik önlemleri altında , nasıl yapılabileceği bilinmezken erken seçim kararı almak ülkeye ihanetten başka bir şey değildir. Cumhurbaşkanı ve AKP'nin bu hususları dahi düşünmeden, iktidarı kaybetme korkusuyla zaman kazanmak adına seçim kararı alması ile PKK'nın meclisteki siyasi uzantısı olan HDP milletvekillerinin seçim hükümetine bakan olarak atanması tamamen AKP'nin vebali ve sorumluluğundadır. MHP olarak hiçbir zaman baraj altında kalma korkusunda olmadığımızı, seçimin yapılması halinde AKP'nin oy kaybetmesinin muhakkak olduğunu, milletimizin çözüm sürecini çok daha fazla idrak ederek MHP'ni bu gidişe son vermesi için iktidar yapacağını bilmekteyiz. Milletvekili Gülşen hayal dünyasında yaşamaktadır. Kendisinin millet meclisinde olup olmayacağını bilmiyoruz ancak MHP milletvekilleri 1 Kasımda yapılacak seçim sonrası 26. Dönemde de TBMM'de hükümet kurmak için olacaklardır. Tüm parti mensuplarımız ve bizlere oy veren tüm seçmenimiz sayın genel başkanımızın ortaya koyduğu ilkelerin arkasında durmuş, körü körüne AKP ile koalisyon içinde olmayı hiç kimse istememiştir. Yolsuzlukların üzerine gitmeyecek, çözülme sürecini ortadan kaldırmayacak,tek devlet tek millet tek dil ilkelerini tartışan AKP ile hiçbir zaman bir araya gelmemiz mümkün değildir. Sayın vekillere öncelikli tavsiyemiz , Merkez ilçe başkanları Ahmet Bey'in bile kabul ettiği menfaat odaklarını partilerinden temizlemeleri, MHP'nin baraj problemlerini kafaya takmamalarıdır. Paralel yapılardan şikayet eden sayın milletvekilleri ile 14 defa yapılmış Ünlü Abant toplantılarında hangi vekil arkadaşlarının olduğunu incelemeleri, çok meşhur akil insanların Kastamonu'ya bir daha gelmemelerini sağlamak olmalıdır.Yahut Dolmabahçe sarayının kapılarını ardına kadar açarak 10 maddelik çözülme metnini tüm basının önünde açıklayan AKP Genel Başkan yardımcısı Yalçın Akdoğan ve dönemin İçişleri Bakanı Efkan Ala'yı seçim çalışmaları için Kastamonu'ya davet etmelerini tavsiye etmekteyiz. Bilinmelidir ki ; AKP il başkanının ' cihad' olarak tanımladığı seçim çalışmalarında Ülkemizin teminatı olan partimiz hiçbir provokasyona gelmeyecek,hiçbir saldırıya izin vermeyecek ve halkımıza anlatılan yalanlar teker teker ortaya dökülecektir. Ayrıca 'CİHAD' gayrimüslimlere karşı yapılır. Herhalde sayın başkan kendilerinden başkasını müslüman olarak görmemektedir. Yada diğer partilerin kendilerine 'cihad' ilan ettiğini düşünmektedir.
1 Kasımda yapılacak seçimler için partimizce tüm çalışmalar başlatılmış olup, 46 yıllık hareketimizin hiçbir zaman seçimden korkmadığını, tüm teşkilatlarımızın dimdik ayakta durduğunu gururla ifade etmek istiyoruz. İktidara giden bu kutlu yolda tüm ülkücülerin bu hususları halkımız ile paylaşarak Aldatma ve Kandırma hareketlerine halkımızın itibar etmeyeceğini bilmekteyiz.Yapılacak seçimlerin önce ülkemize ve milletimize, kadir şinas Kastamonulu hemşehrilerimize hayırlar getirmesini Yüce Mevla'dan niyaz ederiz.