Maşalacı'dan Sağduyu ve Sükunete Davet
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Kastamonu İl Başkanı İbrahim Maşalacı Ankara'daki patlama nedeni ile basın açıklamasında bulundu.
Değerli Hemşerilerim,
10 Ekim 2015 Cumartesi günü saat 10.00'da Ankara'da bazı partilerin ve sivil toplum örgütlerinin yapacakları yürüyüş öncesi iki büyük patlama oldu. İlk belirlemelere göre 86 kişinin öldüğü, 186 kişinin yaralandığı açıklandı. Başkentte kana bulanan bu acı olay, 1 Kasım 2015'de yapılacak milletvekili seçimleri öncesinde özellikle ülkemizin doğu ve güneydoğusunda yaşanan terör olaylarının ülkenin batısına da taşınacağı, büyük şehirlerde de terör olaylarının yaşanacağı konusundaki endişeyi haklı çıkaran büyük bir provokasyon oldu.
7 Haziran 2015 tarihinde yapılan milletvekili genel seçim sonucunda oluşan parlamento yapısı tek başına bir siyasi partinin iktidar olmasına imkn vermedi. Bu seçimlerde vatandaşlar, AKP'nin tek başına iktidarına son verdi. Türk milletinin siyasi partilere verdiği ' uzlaşma ' ve 'birlikte yönetme' mesajı, siyasi ikbal kaygısı ve hesap verme korkusuyla görmezden gelinmiş ve ülke yeni bir seçim sürecine sokulmuştur. Bu sürece girilmesinde, Cumhurbaşkanı'nın hile ve desiseye dayanan yıkıcı, bozucu ve anayasal konumuyla örtüşmeyen tarafgir tutumu belirleyici olmuş; yapılacak yeni bir seçimle tekrar tek başına yeniden iktidar olma umuduyla AKP, tabiri caizse hükümet kurma çalışmaları sürecinde top çevirerek vakit geçirmiş , bu arada hükümetin kurulamaması konusunda da diğer partileri suçlayarak suç bastırma psikolojisi içine girmiştir.
Seçim kararı; terörün tırmandığı, sözde özerklik ilnlarıyla devlet otoritesinin zaafa uğratıldığı, sokak çatışmalarının yaşandığı, her gün şehit cenazelerinin geldiği, özel güvenlik bölgeleri ve sokağa çıkma yasaklarının iln edildiği, can güvenliği ve seçim güvenliğinin tehdit altında olduğu bir ortamda alınmıştır.
Ülkenin bazı bölgelerinde devlet otoritesinin tesis edilemediği, sokağa çıkma yasaklarının ilan edildiği, öğretmenlerin okullarından alınarak kaçırıldığı, resmi binaların, karakolların, lojmanların roketatarlarla vurulduğu, kurşunlandığı, girilemeyen mahallelerin olduğu gerekçesiyle seçim sandıklarının taşınmasının istendiğinin gündeme getirildiği bir ortamda , namlunun gölgesinde seçime gidilmesinin doğru olmayacağı yönünde Milliyetçi Hareket Partisi'nin yapmış olduğu uyarılar dikkate alınmamıştır.
Değerli Hemşerilerim,
Büyük milletimizin engin feraseti, muazzam irade ve hissiyatı 1 Kasım'da tüm tahmin ve beklentileri alt üst edecektir. Bölücü terör, Türkiye'yi yakıp yok etmeden sandıktan yetki almış MHP, terörün ve hainlerin kökünü kazıyacaktır. Çözüm süreci adı altında teröristleri merasimle karşılayan, terör örgüyle müzakere yapan, terör örgütünün yurt içinde kadrolaşmasına, yığınak yapmasına hatta asfalt yolların altına bile tuzak patlayıcıların yerleştirilmesine göz yuman AKP, olayların sorumlusudur. 1 Kasım'da çözülme sürecine son verilecek, AKP ve onun sorumlu kadrolarından bu gaflet ve hıyanetin hesabı sorulacaktır.
Kan duracaksa, şiddet sonlanacaksa, ihanet tepelenecekse, terör bitecekse bunu Milliyetçi Hareket Partisi'nin kararlı ve inançlı kadroları gerçekleştirecektir.
Bu arada ülkemiz için şehit olan askerlerimize, polislerimize şükran ve minnet duygularımızla Yüce Allah'tan rahmet, kederli ailelerine ve milletimize başsağlığı diliyorum. Yine cumartesi günü Ankara'da kaybettiğimiz vatandaşlarımıza da rahmet, yaralılara şifa diliyor, vatandaşlarımızı sağduyuya ve sükûnete davet ediyorum.
10 Ekim 2015 Cumartesi günü saat 10.00'da Ankara'da bazı partilerin ve sivil toplum örgütlerinin yapacakları yürüyüş öncesi iki büyük patlama oldu. İlk belirlemelere göre 86 kişinin öldüğü, 186 kişinin yaralandığı açıklandı. Başkentte kana bulanan bu acı olay, 1 Kasım 2015'de yapılacak milletvekili seçimleri öncesinde özellikle ülkemizin doğu ve güneydoğusunda yaşanan terör olaylarının ülkenin batısına da taşınacağı, büyük şehirlerde de terör olaylarının yaşanacağı konusundaki endişeyi haklı çıkaran büyük bir provokasyon oldu.
7 Haziran 2015 tarihinde yapılan milletvekili genel seçim sonucunda oluşan parlamento yapısı tek başına bir siyasi partinin iktidar olmasına imkn vermedi. Bu seçimlerde vatandaşlar, AKP'nin tek başına iktidarına son verdi. Türk milletinin siyasi partilere verdiği ' uzlaşma ' ve 'birlikte yönetme' mesajı, siyasi ikbal kaygısı ve hesap verme korkusuyla görmezden gelinmiş ve ülke yeni bir seçim sürecine sokulmuştur. Bu sürece girilmesinde, Cumhurbaşkanı'nın hile ve desiseye dayanan yıkıcı, bozucu ve anayasal konumuyla örtüşmeyen tarafgir tutumu belirleyici olmuş; yapılacak yeni bir seçimle tekrar tek başına yeniden iktidar olma umuduyla AKP, tabiri caizse hükümet kurma çalışmaları sürecinde top çevirerek vakit geçirmiş , bu arada hükümetin kurulamaması konusunda da diğer partileri suçlayarak suç bastırma psikolojisi içine girmiştir.
Seçim kararı; terörün tırmandığı, sözde özerklik ilnlarıyla devlet otoritesinin zaafa uğratıldığı, sokak çatışmalarının yaşandığı, her gün şehit cenazelerinin geldiği, özel güvenlik bölgeleri ve sokağa çıkma yasaklarının iln edildiği, can güvenliği ve seçim güvenliğinin tehdit altında olduğu bir ortamda alınmıştır.
Ülkenin bazı bölgelerinde devlet otoritesinin tesis edilemediği, sokağa çıkma yasaklarının ilan edildiği, öğretmenlerin okullarından alınarak kaçırıldığı, resmi binaların, karakolların, lojmanların roketatarlarla vurulduğu, kurşunlandığı, girilemeyen mahallelerin olduğu gerekçesiyle seçim sandıklarının taşınmasının istendiğinin gündeme getirildiği bir ortamda , namlunun gölgesinde seçime gidilmesinin doğru olmayacağı yönünde Milliyetçi Hareket Partisi'nin yapmış olduğu uyarılar dikkate alınmamıştır.
Değerli Hemşerilerim,
Büyük milletimizin engin feraseti, muazzam irade ve hissiyatı 1 Kasım'da tüm tahmin ve beklentileri alt üst edecektir. Bölücü terör, Türkiye'yi yakıp yok etmeden sandıktan yetki almış MHP, terörün ve hainlerin kökünü kazıyacaktır. Çözüm süreci adı altında teröristleri merasimle karşılayan, terör örgüyle müzakere yapan, terör örgütünün yurt içinde kadrolaşmasına, yığınak yapmasına hatta asfalt yolların altına bile tuzak patlayıcıların yerleştirilmesine göz yuman AKP, olayların sorumlusudur. 1 Kasım'da çözülme sürecine son verilecek, AKP ve onun sorumlu kadrolarından bu gaflet ve hıyanetin hesabı sorulacaktır.
Kan duracaksa, şiddet sonlanacaksa, ihanet tepelenecekse, terör bitecekse bunu Milliyetçi Hareket Partisi'nin kararlı ve inançlı kadroları gerçekleştirecektir.
Bu arada ülkemiz için şehit olan askerlerimize, polislerimize şükran ve minnet duygularımızla Yüce Allah'tan rahmet, kederli ailelerine ve milletimize başsağlığı diliyorum. Yine cumartesi günü Ankara'da kaybettiğimiz vatandaşlarımıza da rahmet, yaralılara şifa diliyor, vatandaşlarımızı sağduyuya ve sükûnete davet ediyorum.