Kurtulmuş: 'Bu anayasa bir fantezi değildir'
Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, "Bu anayasa bir fantezi değildir. Laf olsun diye yapılan bir değişiklik değildir. Türkiye'deki mevcut sistem artık halkı taşımıyor, milleti taşımıyor, milletin hedeflerini taşımıyor. Dolayısıyla bu anayasanın değiştirilmesi gerekiyor" dedi.
Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Kastamonu Belediyesi önlüğünde Atatürk Spor Salonunda düzenlenen 'Sivil Toplum Kuruluşları ve Halk Buluşması'na katıldı.
Referandum gündemine dair önemli açıklamalarda bulunan Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, 'İnşallah 16 Nisan Türkiye'nin siyasi tarihi bakımından önemli bir dönüm noktası olacaktır. Devrim niteliğinde bir adım olacaktır. Türkiye yeni hükümet modeliyle birlikte çok daha etkili, çok daha hızlı karar alabilen ve küresel yarışta çok daha güçlü bir şekilde var olabilen bir Türkiye haline gelecek' dedi.
Halk oylamasında 16 Nisan'da en yüksek oranda 'evet' oyu çıkmasıyla Türkiye'nin Cumhurbaşkanlığı Hükümet modelini onaylamış olacağını ifade eden Kurtulmuş, yeni sistemin şimdiden bereket, iyilik ve güzellik getirmesi temennisinde bulundu.
Daha evvel 1982 Anayasası'nın 18 kere değiştirildiğini hatırlatan Kurtulmuş, 'Şimdi 19'uncusunu değiştiriyoruz. Böylece çok köklü bir değişiklik yapıyoruz. Belki Türkiye'nin 150 yıllık siyasi tarihini en önemli geçiş noktasından geçiyoruz. Bundan sonra eski sistemin bütün hastalıklarını geride bırakıyor, ayaklarımızdaki bütün prangalardan kurtuluyor ve yolumuza devam ediyoruz. Bu anayasa değişikliğini nereden çıktığını soruyorlar. Bu anayasa bir fantezi değildir. Laf olsun diye yapılan bir değişiklik değildir. Türkiye'deki mevcut sistem artık halkı taşımıyor, milleti taşımıyor, milletin hedeflerini taşımıyor. Dolayısıyla bu anayasanın değiştirilmesi gerekiyor. Eski sistemin hastalıkları dolayısıyla değiştirilmesi gerekiyor. 1946 yılında halk, sandıkta başka bir şey söyledi, ülkeyi yöneten vesayet odakları sandıktan CHP'yi çıkardı. Bu bir şike seçimidir. Bunu saymıyorum. 1950 yılından 2017 yılına kadar çok partili bir sistemle yönetiliyoruz' diye konuştu.
Eski vesayet sistemini yani mevcut sistemin Türkiye'ye getirdiklerinin bir gözden geçirilmesin isteyen Kurtulmuş, 'Türkiye'de 67 yılda 5 tane darbe meydana geldi. Bu millete yazık günah değil mi? Bu millet ikide bir darbe tehdidiyle mi hareket edecek. Yetmedi 6-7 tane de darbe teşebbüsü oldu. En son darbe teşebbüsü en son 15 Temmuz hain darbe teşebbüsüdür, FETÖ ve eşkıya çetesinin ortaya koyduğu ihanettir' şeklinde konuştu.
Bu esnada salondaki kalabalık tarafından 'yuh' çekildi. Kurtulmuş'ta, yuh çeken vatandaşları yönelik, 'Çektiğiniz yuhlar buradan Pensilvanya'ya kadar gitsin' dedi.
Alman istihbaratının başındaki kişinin her şeyi anladığını fakat hain darbe girişiminin FETÖ'nün yaptığına ikna olmadığını belirten Kurtulmuş, 'Be densiz adam, 15 Temmuz hain darbe girişimini FETÖ'nün yaptığını anlamanız için 250 şehit yetmedi mi? 250 bin şehit mi vermemiz gerekiyordu. Ama hiç aklınızdan çıkarmayın. Bu millet gerektiğinde İstiklal Harbinde olduğu gibi Şehit Şerife Bacı'nın gösterdiği cesaret gibi aynı bayrağında altında aynı ezanın altında gösterdiği cesaret gibi yine gerekirse 250 bin şehit verir emperyalistleri ve uşaklarını denize döker ve bu memleketten kovar' ifadelerini kullandı.
Güneş Motel olayını anlatan Kurtulmuş, şöyle konuştu:
'Yaşı müsait olanlar bilir. İstanbul'da Yeşilyurt'ta Güneş Motel diye bir otel vardı. O otelde iktidar pazarlıkları yapıldı. Dönemin Adalet Partisinin oyları yetmiyordu, CHP'nin de oyları yetmiyordu hükümet kurmaya, AP'den 11 kişiyi aldılar, para verdiler, çantalar dolusu paralar verdiler ve hükümeti kurdular. Haramla kurulan hükümette hiçbir işe yaramadı ve tepetaklak oldu gitti. Biz, Türkiye'de 65'inci hükümetiz. 94 yılda 65 hükümet kurulmuş, yani 17 ayda bir hükümet değişmiş. Bu millete Allah'tan revamıdır? Köşe başına bir market açsanız 17 ayda ancak ayakları üzerinde durur. 80 milyonluk bir ülkeyi siz 17 aylık hükümetler yöneteceksiniz. Böyle bir şey olamaz. Şimdi 16 Nisan'da sandıklar geliyor, sandık akşamında millet kimi Türkiye'de hükümetin başkanı olarak seçer, Cumhurbaşkanı olarak seçerse o 5 yıl süreyle ülkeyi yönetiyor.'
Bülent Ecevit ile Ahmet Necdet Sezer arasında anayasa kitapçığı kavgası çıktığını söyleyen Kurtulmuş, şunları söyledi:
'Sadece kavga kısmında duruyoruz. Ama 22 banka ve finans kuruluşu iflas etti. Esnaflar dükkan kapattı. Fabrikalar kapandı. Türkiye 580 milyar TL borçlandı dışarıya. Öde Allah öde, 2011'da ancak bitti. Allah'tan reva mı? Şimdi bu dönem geride kalıyor. Bundan sonra sandık geldiği zaman iki sandık gelecek. Birinci sandıkta hükümetin başı kim olacak. Ülkeyi kim yönetecek. Kim Cumhurbaşkanı olacak. Buna karar verilecek. Karar verecek olan millettir. Şimdiye kadar Cumhurbaşkanını kim olacağına vesayet sistemleri karar veriyordu. Allah'ın izniyle sözde kararda milletin olacaktır, millet beşeri dünyada tek egemen güç haline gelecektir.'
Timur ile Yıldırım Beyazıt arasında yaşanan savaşa dikkat çeken Kurtulmuş, 'Timur'un orduları Anadolu'ya geliyordu. Çok büyük silahları vardı. Kalabalık bir ordu. Yıldırım Beyazıt'ın etrafındakiler diyordu ki sultana. Sultanım, ne yaparsak yapalım, yenemeyiz, bunlar güçlü bir ordu. Anlaşalım. Uzlaşalım. Bütün Anadolu'yu tarumar edecekler. Bunların karşısına çıkmanın bir anlamı yok. Yeni bir anlaşma yaparak paylaşımı birlikte yapalım. Yıldırım Beyazıt ise şu cevabı verir. Diyor ki: 'Paşalar, ben milletime korkuyu miras bırakmayacağım' Biz, 15 Temmuz akşamı korkuyu miras bırakmayan Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'a millet olarak minnettarız' dedi.
Kurtulmuş, 'Bu halk, bu millet Cumhurbaşkanını seçmeye devam ettikçe inan ki bu milletin çarşısından pazarından geçmeyen, bu milletin camisiyle mescidiyle ilgisi olmayan, bu milletin tarihini kültürünü bilmeyen, bu milletin dertleriyle dertlenip bu milletin tasasıyla kederlenmeyen hiçbir kimse bu ülkede Cumhurbaşkanı olamayacak' diye konuştu.
CHP'nin 16 Nisan'da evet çıkması halinde 'evet' verenleri İzmir'den denize dökeceklerini dediklerini anlatan Kurtulmuş, sözlerini şöyle sürdürdü:
'Neresini düzeltelim. Haddini bil, edebini takın. Edepli bir şekilde kenarda otur ve milletten özür dile. Milletin ben size bunu söylemek istemedim. Başka milletlerde denize dökme tabiri yoktur. Ama denize dökme tabiri bizim lügatimizde vardır. İzmir'in şanlı tarihinde vardır. Bu millet emperyalistin ve uşaklarını yeri geldiği zaman denize de döker, 15 Temmuz'da olduğu gibi karşısına yumrukla da geçer, onların karşısında direnir.'
Konuşmasının ardından Kastamonu Belediye Başkanı Tahsin Babaş ile AK Parti Kastamonu İl Başkanı Av. Halil Uluay, tablo ile Kastamonu'nun yöresel ürünlerinden oluşan hediye sepeti takdim ettiler.
Ayrıca Kastamonu Üniversitesi Resim Öğretmenliği Bölümü öğrencisi Furkan Şimşek de, Numan Kurtulmuş'u çizdiği tabloyu Kurtulmuş'a hediye etti.