Köylü:'Yolsuzluk Yapıldıysa Hesabı Sorulacaktır'
TBMM Adalet Komisyonu Başkanvekili Hakkı Köylü, 'Eğer yolsuzluk yapıldıysa hesabı mutlaka sorulacaktır' dedi.
TBMM ADALET KOMİSYONU BAŞKANVEKİLİ HAKKI KÖYLÜ:
'EĞER YOLSUZLUK YAPILDIYSA HESABI MUTLAKA SORULACAKTIR'
VEDAT YUNUS İKİZOĞLU (İHA)
TBMM Adalet Komisyonu Başkanvekili Hakkı Köylü, 'Eğer yolsuzluk yapıldıysa hesabı mutlaka sorulacaktır' dedi.
TBMM Adalet Komisyonu Başkanvekili ve AK Parti Kastamonu Milletvekili Hakkı Köylü, partisi tarafından Euro Center Düğün Salonu'nda düzenlenen toplantıya katıldı. Burada gündeme dair açıklamalarda bulunan Hakkı Köylü, 'Belediye başkan adayımız Tahsin Babaş, belediyecilik piri olan Recep Tayyip Erdoğan'ın neler yaptığını düşündüğünüz takdirde, Başbakan'ın sizlere önerdiği, tasvip ettiği ve sizlere aday gösterdiği bir belediye başkan adayıdır. Tahsin Babaş, belediye başkanlığı görevine getirildiği zamanda Kastamonu'daki değişim ve dönüşümü herkes kısa sürede görecektir, bundan hiç kimsenin şüphesi veya endişesi olmasın' dedi.
'TÜRKİYE ÜZERİNDE BÜYÜK OYUNLAR OYNANIYOR'
Türkiye üzerinde büyük oyunlar oynandığına dikkat çeken Köylü, 'Türkiye, yıllardır kendisine biçilen görevi uyguluyor. Yabancıların hangi projesi varsa Türkiye, bu projeleri uyguluyordu. 2006 yılından itibaren Türkiye, atılım yapmaya başlayınca yabancı ülkeler beklemeye başladı. Türkiye, şimdi öyle bir yere geldi ki dünyanın 27'nci ekonomisinden 10 yıl içerisinde 17'nci büyük ekonomisine kadar yükseldi. Bu çok büyük bir gelişmedir. Bunun dışında Türkiye, önüne bir hedef koydu ve 2023 yılında dünyanın 10'uncu büyük ekonomisi olma yolunda hızla ilerliyor. Şu anda yabancı uzmanlar, bilim adamları, 2050 yılında Avrupa'daki en büyük ülke Rusya, ikinci büyük ülke ise Türkiye olacak diyorlar. Ayrıca Türkiye'nin dünyanın ilk 5 ülkesi arasında olacağını söylüyorlar. Bu yüzden İspanya, İngiltere, Fransa, Almanya, Hollanda gibi büyük devletlerin hiçbirisi olmayacak diyorlar. Yabancılar, uzun hesaplar yapıyorlar, bizler gibi 2-3 yıllık hesaplar üzerinde durmuyorlar. Ondan sonra şuan ki büyük ve gelişmiş ülkeler, baktı ki Türkiye her geçen gün gelişiyor. Türkiye, milli gelirini 10 yılda 4 kat arttırdı. Fert başına milli gelir, 4 katına yükseldi. Türkiye, bunların dışında büyük projeler yapmaya başladı. Gezi olaylarıyla MİT müsteşarının yakalanmasının istenmesi bunun gibi olayların sebebidir. Taksim'de Gezi Parkı olaylarından 3-5 ağacı bahane ederek, Türkiye'yi karıştırdılar. Kastamonu'da bile bu, olaylardan yararlanmak isteyenler oldu. Bütün illerde ayaklanmalar oldu. Türkiye içerisinde de Türkiye dışında da bu tür olaylara destek sağlayan yabancı ülkeler ve şirketler oldu. Bu ülkelerin ve şirketlerin güdümündekiler, bunlara ajanslık yapanlarla birlikte Türkiye'nin hızlı ilerlemesini durdurmak istediler. İstanbul'daki 3. boğaz köprüsü, 3. havalimanı, nükleer santraller, Kanal İstanbul projesi, Hidroelektrik Santral (HES) projeleri gibi ülkenin geleceğini inşa edecek ve gelişmesini tamamlayacak projelerin yapılmasına engel olmak istediler. Bu projeler hayata geçtiği zaman Türkiye, başka ülkelerin ve şirketlerin ayağına basmış oluyor ve bir kısmının da ekmeğini elinden almış oluyor' diye konuştu.
'TÜRKİYE, SİYASİ OLARAK SÖZ SAHİBİ OLMAYA BAŞLADI'
Ekonomik gelişmelerin yanı sıra Türkiye'nin çevresindeki bölgelerde ve diğer ülkelerde siyasi olarak söz sahibi olmaya başladığına dikkat çeken Köylü, 'Şimdiye kadar hiç duydunuz mu dünyada hiçbir ülkenin Başbakanı veya Cumhurbaşkanı, 'Birleşmiş Milletler dediğiniz yapı, 5 ülkeden ibaret olamaz. Bunu değiştirmemiz gerekiyor' dediklerini. Bu sözleri söyleyebilen bugüne kadar gelmiş tek adam Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan'dır. 170'e yakın Birleşmiş Milletler üyesinden, 10-15 tanesi sesini çıkarmazken, geri kalan mazlum ülkeler Başbakanımızı ayakta alkışladılar. Çünkü bu 5 ülkeyi küresel şirketler yönetiyor. Her ülkenin kendi devlet başkanını ülkesini yönettiğini zannetmeyin. ABD'yi Obama yönetmiyor. Amerika'yı, büyük bir kısmını Yahudilerin sahibi olduğu küresel şirketler yönetiyor. Bu devlet başkanları, bu şirketlerin 'dur' dediğine durmak, 'yürü' dediğine yürümek zorundadır. Türkiye'yi de durdurmak isteyen işte bu küresel şirketlerdir. Bu yüzden ülkemizi karıştırmaya ve istikrarsızlaştırmaya çalışıyorlar. Bu oyunlara gelmeyelim' şeklinde konuştu.
'ADINI BİLE BİLMEDİĞİMİZ ÜLKELERE İHRACAT YAPIYORUZ'
Piyade tüfeğini dışarıdan aldıklarını fakat şu anda Türkiye'nin kendisinin ürettiğine işaret eden Köylü, 'Tankımızı kendimiz yapıp, dışarıya satıyoruz, topumuzu kendimiz yapıp dışarıya satıyoruz. Helikopterimizi kendimizi yapıp dışarıya satıyoruz. İnşallah yakın zamanda kendi uçağımızı yapacağız. Bunu da dışarıya satacağız. Ayrıca dünyada birkaç ülkede olan hatta birkaç ülkenin yaptığı uzak gemisini yapmak için çalışmalara başladık. Dünyada hiç adı olmayan ülkelere ihracat yapmaya başladık. Afrika'da birçok ülkeye elçilikler açtık. Bunları duyunca diğer ülkeler, 'Sen, bizim hakimiyet alanımıza girdin, bu böyle olmaz, Türkiye'nin durdurulması gerekiyor' dediler. Bu yüzden Gezi olaylarıyla başlayan süreçte MİT müsteşarının ifadeye çağrılması ve son olarak 17 Aralık'ta yapılan operasyonlar, bunların hepsi Türkiye'yi durdurmaya yönelik atılan adımlardır. Ayrıca 17 Aralık'ta yapılan operasyonlar, hükümeti yıkmaya yönelik yapılan girişimdir. Bunlar yıllar önce düşünülmüş ve planlanmış çalışmalardır. Fakat 17 Aralık'ta patlak verdi' ifadelerini kullandı.
'EĞER YOLSUZLUK YAPILDIYSA HESABI MUTLAKA SORULACAKTIR'
Türkiye'de herhangi bir şekilde yolsuzluk yapıldıysa bunun mutlaka hesabını soracaklarını ifade eden Hakkı Köylü, şunları söyledi:
''Bakanlar, 'bakan çocukları yolsuzluk yaptı' dediler Başbakan da bunların istifasını istedi. Bundan sonra eğer yolsuzluk gibi bir suç varsa bakanların hakkında gereken işlemi yapacağız. Muhalefetteki arkadaşlar, çıkıp kürsüye bağırdılar, 'Bakanlar hakkında neden işlem yapmıyorsunuz' dediler. Muhalefetteki arkadaşlardan 55 milletvekili bir araya gelip, önerge verebilirlerdi. Bu konuların da soruşturulmasını isteyebilirlerdi. Ama bunu yapmadılar. Muhalefet, seçime kadar bunu kullanmak istedi. Muhalefet, önerge vermeyince AK Partili 84 milletvekili bir araya gelip, konunun soruşturulması için önerge verdiler. İnşallah yerel seçimden sonra bir komisyon kurulacak ve konuyu soruşturacağız. Büyük ihtimalle de bu soruşturmanın başında ben yer alacağım. Allah ne verdiyse ve doğru bildiğimiz ne vardıysa, konu nereye kadar giderse gitsin sonuna kadar araştıracağız. Gerekirse bu bakanları, Anayasa Mahkemesi'ne göndereceğiz. Bundan hiç kimsenin şüphesi veya endişesi olmasın. En ufak bir pürüzde Anayasa Mahkemesi'ne konuyu göndereceğiz'
'TÜRKİYE'NİN YÜKSELİŞİNİ ENGELLEMEYE ÇALIŞIYORLAR'
Küresel güçlerin ve bununla birlikte bazı ülkelerin niçin 17 Aralık'a kadar beklediklerine değinen Hakkı Köylü, 'Yıllardır Başbakan'ı, Cumhurbaşkanı'nı, Bakanları, bunun yanında çok sayıda milletvekili, işadamı, gazeteci gibi kişileri dinlemişler. Zaten bunları dinleyen adam, haindir. Bunun başka bir açıklaması yoktur. Bu casusluktur ve bu konuyla ilgili de soruşturma açıldı, gereken ne ise yapılacak. Birde bu küresel güçler bu kadar yıl bekleyip de neden seçime 1 ay kala yapmadılar. Hatta bizler, bu konunun bir düzmece veya aldatmaca olduğunu halkımıza anlatana kadar seçim geçerdi. Bu işin içinden çıkamazdık. Ama 17 Aralık'ta düğmeye bastılar ve hükümeti yıkmaya kalktılar. Ama seçime yakın neden yapmadılar, çünkü yabancı ülkeler ve küresel şirketler, seçimi beklemelerini istedi. Hatta bu operasyon sonucu, AK Parti hükümetinin yıkılmasına ve Başbakan'ın bu ülkenin başından gitmesine kesin olarak inanmışlar. Bu yüzden de operasyon için erken düğmeye bastılar. Ayrıca bu büyük projeleri, milletin görmesinden korktular. Millet bu büyük projeleri görünce, 'bizim yapacağımız operasyonlara çok fazla itibar etmez' diye düşündüler. Bu yüzden bu büyük projelerin de bir an önce durdurulması gerekiyor dediler. Nitekim 17 Mart'ta Cumhuriyet Savcılığı, elinde doğru düzgün bir delil olmadan, polisten gelen dosyanın içerisinde ne var hiç bakmadan Türkiye'de bu büyük 7 projeyi yapan firmaların sahiplerinin mal varlıklarına el koydular. Böyle bir şeyin kanunda yeri falan yok. Anında emniyet müdürünü ve savcıyı görevden alıp, yerine başka birisini getirdi ve bu dosyaları incelemeye aldı. Mal varlığına el konulan bu kişilerin hakkındaki suçlamalar doğrumu değil mi bakmak istediler. Şimdi görüyorsunuz, hepsi düzmece çıktı. Bu dosyaların bırakın içerisini ağzını bile açmıyorlar. İki satır bir karar alarak, bu büyük projeleri yapan kişilerin mal varlığına el koydular. Eğer, buna müdahale etmeseydik ve 1 ay devam etseydi, bu kişiler batardı ve Ilgaz Tüneli ile diğer büyük projelere yapamazdı. Hatta ekmek bile alacak paraları kalmazdı. Hiçbir bankadan kredi alamazlardı. Bu yüzden yiyecek ekmeğe bile muhtaç olurlardı. Bu yüzden harekete geçip, bu büyük projeleri yapanların mal varlığına el koyarak Türkiye'yi durdurmak istediler. Ama bir şeyi hesap edemediler, Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan ile arkasındaki güçlü Türk milletini hesap edemediler. Kısaca yanlış hesapları Bağdat'tan döndü. Şimdi yavaş yavaş her şey yoluna girmeye başladı' dedi.
'ÜLKEMİZE YAPILANLARIN HESABI SORULACAK'
Yıllardır binlerce insanı dinleyenlerin, görevden alındıktan sonra dinleme kayıtlarını giderken yanlarında götürdüklerine işaret eden Köylü, şöyle konuştu: 'Bu kayıtları kaçırdılar, kimisini sildiler. Doğru iş yaptığına inanıyorsan, devletin adamıysan niye bu ses yakıtlarını yanında götürüyorsun veya niye siliyorsun. Dışarıya gönderdiklerini gönderdiler, gönderemediklerini ise imha ettiler. Ama bunları yapanların hepsi, hesap vermeye başlayacak. Kastamonu'da da dahil olmak üzere Türkiye'nin her yerinden yardım parası adı altında toplanan paralar, Amerika'da seçim parası olarak kullanıldı. Bu insanlar kandırıldı. Kastamonu'dan veya Türkiye'nin başka ilinden bu cemaate Allah rızası için yardım yapanlar, aldatıldı. Paraları yardım bekleyenlere gitmedi, başka amaç olarak kullanıldı. Türkiye'de birkaç yıl içerisinde zengin bazı holdingler türedi. 3-5 yılda çalışarak holding kurulamıyor. Yıllarca emek verilmesi gerekiyor. Birkaç yıl içerisinde 10 kat zengin olan var mı? Fakat bunlar, birden zengin oldular ve dünyaya hükmetmeye başladıklarını zannettiler. Zaten hükmetmeye başlayınca da artık harekete geçelim dediler ve geçtiler de. Geçtiklerine de elbette ki pişman oldular'
Son 12 yılda AK Parti iktidarı tarafından yurt dışındaki Türklere de yapılan hizmetleri anlatan Köylü, ayrıca Suriye'ye yardım götüren TIR'ların durdurulmasına sert tepki gösterdi. AK Parti'den daha milliyetçi bir partinin olmadığını vurgulayan Köylü, şöyle devam etti: 'Memleketine, vatanına milletine hizmet eden ve dünyanın her yerindeki Türkleri düşünen daha milliyetçi bir parti bulamazsınız. Türkiye'de en milliyetçi adam Mustafa Kemal Atatürk'tür. Atatürk dedi ki; 'Türkiye'yi muasır devletlerin üzerine çıkaracaksınız' dedi. Şimdiye kadar hiç bu sözü ciddiye alan olmadı. Atatürk'ün şimdiye kadar sadece resmi ve şapkasıyla ilgilendiler. Atatürk'ün neler söylediğine hiç kimse hiçbir parti bakmadı. Bu ülke muasır medeniyetler üzerine nasıl çıkar? Çalışarak çıkar, öyle yattığınız yerden çıkmaz. Bunun için bu seçimlerde belediye başkanlığı oylaması yapılacak elbette, ama bu seçimlerde şuna dikkat etmenizi istiyoruz. Bu seçimlerde Türkiye şunu ispat edecek, dışarıda kurulan bütün tuzakları alt eden, dışarıya karşı baş kaldıran, artık bu dünyada ben de varım, ben kimsenin oyuncağı değilim, istediğimi yaparım diyen bir Türkiye var karşınızda dedirtmenin zamanıdır. Bu seçimde bunu oylayacağız.'
'ECDADIMIZA SAHİP ÇIKMAK İÇİN 30 MART'TA DESTEK İSTİYORUZ'
AK Parti'nin 10 yıllık iktidar döneminde birçok ülkedeki Türklere yardım ettiğini ifade eden Hakkı Köylü, şöyle devam etti: 'Etiyopya'daki Harar şehrinde Harar Türklerini bulup, yardım ettik. Bu Türkler, mahsur kalmışlar. Bu Türklere ev yaptık, yol yaptık, su yaptık, hastane veya köprü gibi temel ihtiyaçlarını giderebilecekleri şeyler yaptık. Moğolistan'daki Duka Türklerine de yardım ettik. Fellik fellik dünyanın neresinde bir Türk varsa onu bulduk ve yardım ettik. Moğolistan'da Orhun Abideleri'nin bulunduğu yere 42 kilometre uzunluğunda yol yaptık. Orhun Abideleri, Türklerin yazılı ilk eseridir. Tarih kitaplarında Orhun Abideleri'ni herkes duymuştur fakat nerede olduklarını bilmezler. Biz, Orhun Abideleri'ni bulduk ve bunları düzenledik. Burayı açık hava müzesi haline getirdik. Burayı bütün dünyaya açtık, Türklerin yazılı eserlerine gidip bakın diye. Atalarımız, ne yapmış diye buraya gidip bakanlar da çok oluyor. Orhun Abideleri'nin girişinde, 'Ey Türk, yer yarılmadıkça, gök çökmedikçe senin töreni kimse bozamaz' diye başlar. Göktürkler yani atalarımız yazmıştır. Kazakistan'da Hun Türleri'ne ait mezarlıkları bulduk ve buraları düzenledik. Moldova'da Gökoğuz Türklerini bulduk. Bunlar Hıristiyan Türklerdir. Makedonya'nın Kocacık köyünde Atatürk'ün babasının kaldığı evi bulduk. Atatürkçüler fakat bilmezler bunu. Burada Atatürk'ün babasının evini yeniden inşa ettik. Manastırda Atatürk'ün okuduğu okulu onardık, burayı turizme açtık. Macaristan'daki Kanuni Sultan Süleyman'ın türbesini bulduk ve modern hale getirdik. Burayı çiçek bahçesi haline getirdik. Ayrıca birçok ülkede Türklerin bulunduğu eserleri, mezarlıkları ve türbeleri bulup bunları onardık. Türklere ait 15 tane şehitliği bulduk ve gerçek manada Türk şehitliği haline getirdik. Bu yardımların hepsini, bizler yaptık. Türkleri, hiçbir zaman ihmal etmedik. Bulgaristan'da İsmail Bey'in türbesini ve mezarını yıkmışlar. Biz, bu mezarı Bulgaristan'ın her yerinde arıyoruz. Bu mezarı bulunca Kastamonu'ya getirip adını taşıyan İsmail Bey Camii'nin yanına türbesini yapacağız. İsmail Bey, Candaroğulları Beyliği'nin sultanıdır. İsmail Bey'in soyu ise, 1071'de Malazgirt'te Türklere Anadolu'nun kapısını açan savaşın komutanı Alparslan'ın soyundan geliyor. Kahraman komutan Alparslan'ın oğlu Şemsettin'dir. Onun oğlu Yakup Bey, onun oğlu Adil Bey, onun oğlu Beyazıt Bey, onun oğlu İsfendiyar Bey, onun oğlu İsmail İbrahim Bey, onun oğlu İsmail Bey'dir. Candaroğulları'nın son sultanı İsmail Bey'dir. Kastamonu'nun her tarafından eserleri olan İsmail Bey'dir. Biz, İsmail Bey'in torunlarıyız. Yani Alparslan'ın torunlarıyız. Biz, böyle bir ecdattan geliyoruz. Eğer biz, bu ecdattan geliyorsak ve bugün de Türkiye'nin üzerinde bu tür kirli oyunlar oynanıyorsa, 1071'de Sultan Alparslan, yabancılara karşı nasıl mücadele edip Türk'ün sesini dünyaya duyurduysa, şuanda da Anadolu'daki Türkiye Cumhuriyeti devletinin hükümetini yıkmaya kalkanlara Kastamonulular olarak, bizlerin gerçek bir cevap vermemiz gerekiyor. Çünkü 30 Mart, Türk halkının dik durma, Türklerin dünyaya karşı baş kaldırma seçimidir. Bu yüzden Kastamonu halkından ve Türk milletinden 30 Mart'ta destek bekliyoruz.'
'EĞER YOLSUZLUK YAPILDIYSA HESABI MUTLAKA SORULACAKTIR'
VEDAT YUNUS İKİZOĞLU (İHA)
TBMM Adalet Komisyonu Başkanvekili Hakkı Köylü, 'Eğer yolsuzluk yapıldıysa hesabı mutlaka sorulacaktır' dedi.
TBMM Adalet Komisyonu Başkanvekili ve AK Parti Kastamonu Milletvekili Hakkı Köylü, partisi tarafından Euro Center Düğün Salonu'nda düzenlenen toplantıya katıldı. Burada gündeme dair açıklamalarda bulunan Hakkı Köylü, 'Belediye başkan adayımız Tahsin Babaş, belediyecilik piri olan Recep Tayyip Erdoğan'ın neler yaptığını düşündüğünüz takdirde, Başbakan'ın sizlere önerdiği, tasvip ettiği ve sizlere aday gösterdiği bir belediye başkan adayıdır. Tahsin Babaş, belediye başkanlığı görevine getirildiği zamanda Kastamonu'daki değişim ve dönüşümü herkes kısa sürede görecektir, bundan hiç kimsenin şüphesi veya endişesi olmasın' dedi.
'TÜRKİYE ÜZERİNDE BÜYÜK OYUNLAR OYNANIYOR'
Türkiye üzerinde büyük oyunlar oynandığına dikkat çeken Köylü, 'Türkiye, yıllardır kendisine biçilen görevi uyguluyor. Yabancıların hangi projesi varsa Türkiye, bu projeleri uyguluyordu. 2006 yılından itibaren Türkiye, atılım yapmaya başlayınca yabancı ülkeler beklemeye başladı. Türkiye, şimdi öyle bir yere geldi ki dünyanın 27'nci ekonomisinden 10 yıl içerisinde 17'nci büyük ekonomisine kadar yükseldi. Bu çok büyük bir gelişmedir. Bunun dışında Türkiye, önüne bir hedef koydu ve 2023 yılında dünyanın 10'uncu büyük ekonomisi olma yolunda hızla ilerliyor. Şu anda yabancı uzmanlar, bilim adamları, 2050 yılında Avrupa'daki en büyük ülke Rusya, ikinci büyük ülke ise Türkiye olacak diyorlar. Ayrıca Türkiye'nin dünyanın ilk 5 ülkesi arasında olacağını söylüyorlar. Bu yüzden İspanya, İngiltere, Fransa, Almanya, Hollanda gibi büyük devletlerin hiçbirisi olmayacak diyorlar. Yabancılar, uzun hesaplar yapıyorlar, bizler gibi 2-3 yıllık hesaplar üzerinde durmuyorlar. Ondan sonra şuan ki büyük ve gelişmiş ülkeler, baktı ki Türkiye her geçen gün gelişiyor. Türkiye, milli gelirini 10 yılda 4 kat arttırdı. Fert başına milli gelir, 4 katına yükseldi. Türkiye, bunların dışında büyük projeler yapmaya başladı. Gezi olaylarıyla MİT müsteşarının yakalanmasının istenmesi bunun gibi olayların sebebidir. Taksim'de Gezi Parkı olaylarından 3-5 ağacı bahane ederek, Türkiye'yi karıştırdılar. Kastamonu'da bile bu, olaylardan yararlanmak isteyenler oldu. Bütün illerde ayaklanmalar oldu. Türkiye içerisinde de Türkiye dışında da bu tür olaylara destek sağlayan yabancı ülkeler ve şirketler oldu. Bu ülkelerin ve şirketlerin güdümündekiler, bunlara ajanslık yapanlarla birlikte Türkiye'nin hızlı ilerlemesini durdurmak istediler. İstanbul'daki 3. boğaz köprüsü, 3. havalimanı, nükleer santraller, Kanal İstanbul projesi, Hidroelektrik Santral (HES) projeleri gibi ülkenin geleceğini inşa edecek ve gelişmesini tamamlayacak projelerin yapılmasına engel olmak istediler. Bu projeler hayata geçtiği zaman Türkiye, başka ülkelerin ve şirketlerin ayağına basmış oluyor ve bir kısmının da ekmeğini elinden almış oluyor' diye konuştu.
'TÜRKİYE, SİYASİ OLARAK SÖZ SAHİBİ OLMAYA BAŞLADI'
Ekonomik gelişmelerin yanı sıra Türkiye'nin çevresindeki bölgelerde ve diğer ülkelerde siyasi olarak söz sahibi olmaya başladığına dikkat çeken Köylü, 'Şimdiye kadar hiç duydunuz mu dünyada hiçbir ülkenin Başbakanı veya Cumhurbaşkanı, 'Birleşmiş Milletler dediğiniz yapı, 5 ülkeden ibaret olamaz. Bunu değiştirmemiz gerekiyor' dediklerini. Bu sözleri söyleyebilen bugüne kadar gelmiş tek adam Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan'dır. 170'e yakın Birleşmiş Milletler üyesinden, 10-15 tanesi sesini çıkarmazken, geri kalan mazlum ülkeler Başbakanımızı ayakta alkışladılar. Çünkü bu 5 ülkeyi küresel şirketler yönetiyor. Her ülkenin kendi devlet başkanını ülkesini yönettiğini zannetmeyin. ABD'yi Obama yönetmiyor. Amerika'yı, büyük bir kısmını Yahudilerin sahibi olduğu küresel şirketler yönetiyor. Bu devlet başkanları, bu şirketlerin 'dur' dediğine durmak, 'yürü' dediğine yürümek zorundadır. Türkiye'yi de durdurmak isteyen işte bu küresel şirketlerdir. Bu yüzden ülkemizi karıştırmaya ve istikrarsızlaştırmaya çalışıyorlar. Bu oyunlara gelmeyelim' şeklinde konuştu.
'ADINI BİLE BİLMEDİĞİMİZ ÜLKELERE İHRACAT YAPIYORUZ'
Piyade tüfeğini dışarıdan aldıklarını fakat şu anda Türkiye'nin kendisinin ürettiğine işaret eden Köylü, 'Tankımızı kendimiz yapıp, dışarıya satıyoruz, topumuzu kendimiz yapıp dışarıya satıyoruz. Helikopterimizi kendimizi yapıp dışarıya satıyoruz. İnşallah yakın zamanda kendi uçağımızı yapacağız. Bunu da dışarıya satacağız. Ayrıca dünyada birkaç ülkede olan hatta birkaç ülkenin yaptığı uzak gemisini yapmak için çalışmalara başladık. Dünyada hiç adı olmayan ülkelere ihracat yapmaya başladık. Afrika'da birçok ülkeye elçilikler açtık. Bunları duyunca diğer ülkeler, 'Sen, bizim hakimiyet alanımıza girdin, bu böyle olmaz, Türkiye'nin durdurulması gerekiyor' dediler. Bu yüzden Gezi olaylarıyla başlayan süreçte MİT müsteşarının ifadeye çağrılması ve son olarak 17 Aralık'ta yapılan operasyonlar, bunların hepsi Türkiye'yi durdurmaya yönelik atılan adımlardır. Ayrıca 17 Aralık'ta yapılan operasyonlar, hükümeti yıkmaya yönelik yapılan girişimdir. Bunlar yıllar önce düşünülmüş ve planlanmış çalışmalardır. Fakat 17 Aralık'ta patlak verdi' ifadelerini kullandı.
'EĞER YOLSUZLUK YAPILDIYSA HESABI MUTLAKA SORULACAKTIR'
Türkiye'de herhangi bir şekilde yolsuzluk yapıldıysa bunun mutlaka hesabını soracaklarını ifade eden Hakkı Köylü, şunları söyledi:
''Bakanlar, 'bakan çocukları yolsuzluk yaptı' dediler Başbakan da bunların istifasını istedi. Bundan sonra eğer yolsuzluk gibi bir suç varsa bakanların hakkında gereken işlemi yapacağız. Muhalefetteki arkadaşlar, çıkıp kürsüye bağırdılar, 'Bakanlar hakkında neden işlem yapmıyorsunuz' dediler. Muhalefetteki arkadaşlardan 55 milletvekili bir araya gelip, önerge verebilirlerdi. Bu konuların da soruşturulmasını isteyebilirlerdi. Ama bunu yapmadılar. Muhalefet, seçime kadar bunu kullanmak istedi. Muhalefet, önerge vermeyince AK Partili 84 milletvekili bir araya gelip, konunun soruşturulması için önerge verdiler. İnşallah yerel seçimden sonra bir komisyon kurulacak ve konuyu soruşturacağız. Büyük ihtimalle de bu soruşturmanın başında ben yer alacağım. Allah ne verdiyse ve doğru bildiğimiz ne vardıysa, konu nereye kadar giderse gitsin sonuna kadar araştıracağız. Gerekirse bu bakanları, Anayasa Mahkemesi'ne göndereceğiz. Bundan hiç kimsenin şüphesi veya endişesi olmasın. En ufak bir pürüzde Anayasa Mahkemesi'ne konuyu göndereceğiz'
'TÜRKİYE'NİN YÜKSELİŞİNİ ENGELLEMEYE ÇALIŞIYORLAR'
Küresel güçlerin ve bununla birlikte bazı ülkelerin niçin 17 Aralık'a kadar beklediklerine değinen Hakkı Köylü, 'Yıllardır Başbakan'ı, Cumhurbaşkanı'nı, Bakanları, bunun yanında çok sayıda milletvekili, işadamı, gazeteci gibi kişileri dinlemişler. Zaten bunları dinleyen adam, haindir. Bunun başka bir açıklaması yoktur. Bu casusluktur ve bu konuyla ilgili de soruşturma açıldı, gereken ne ise yapılacak. Birde bu küresel güçler bu kadar yıl bekleyip de neden seçime 1 ay kala yapmadılar. Hatta bizler, bu konunun bir düzmece veya aldatmaca olduğunu halkımıza anlatana kadar seçim geçerdi. Bu işin içinden çıkamazdık. Ama 17 Aralık'ta düğmeye bastılar ve hükümeti yıkmaya kalktılar. Ama seçime yakın neden yapmadılar, çünkü yabancı ülkeler ve küresel şirketler, seçimi beklemelerini istedi. Hatta bu operasyon sonucu, AK Parti hükümetinin yıkılmasına ve Başbakan'ın bu ülkenin başından gitmesine kesin olarak inanmışlar. Bu yüzden de operasyon için erken düğmeye bastılar. Ayrıca bu büyük projeleri, milletin görmesinden korktular. Millet bu büyük projeleri görünce, 'bizim yapacağımız operasyonlara çok fazla itibar etmez' diye düşündüler. Bu yüzden bu büyük projelerin de bir an önce durdurulması gerekiyor dediler. Nitekim 17 Mart'ta Cumhuriyet Savcılığı, elinde doğru düzgün bir delil olmadan, polisten gelen dosyanın içerisinde ne var hiç bakmadan Türkiye'de bu büyük 7 projeyi yapan firmaların sahiplerinin mal varlıklarına el koydular. Böyle bir şeyin kanunda yeri falan yok. Anında emniyet müdürünü ve savcıyı görevden alıp, yerine başka birisini getirdi ve bu dosyaları incelemeye aldı. Mal varlığına el konulan bu kişilerin hakkındaki suçlamalar doğrumu değil mi bakmak istediler. Şimdi görüyorsunuz, hepsi düzmece çıktı. Bu dosyaların bırakın içerisini ağzını bile açmıyorlar. İki satır bir karar alarak, bu büyük projeleri yapan kişilerin mal varlığına el koydular. Eğer, buna müdahale etmeseydik ve 1 ay devam etseydi, bu kişiler batardı ve Ilgaz Tüneli ile diğer büyük projelere yapamazdı. Hatta ekmek bile alacak paraları kalmazdı. Hiçbir bankadan kredi alamazlardı. Bu yüzden yiyecek ekmeğe bile muhtaç olurlardı. Bu yüzden harekete geçip, bu büyük projeleri yapanların mal varlığına el koyarak Türkiye'yi durdurmak istediler. Ama bir şeyi hesap edemediler, Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan ile arkasındaki güçlü Türk milletini hesap edemediler. Kısaca yanlış hesapları Bağdat'tan döndü. Şimdi yavaş yavaş her şey yoluna girmeye başladı' dedi.
'ÜLKEMİZE YAPILANLARIN HESABI SORULACAK'
Yıllardır binlerce insanı dinleyenlerin, görevden alındıktan sonra dinleme kayıtlarını giderken yanlarında götürdüklerine işaret eden Köylü, şöyle konuştu: 'Bu kayıtları kaçırdılar, kimisini sildiler. Doğru iş yaptığına inanıyorsan, devletin adamıysan niye bu ses yakıtlarını yanında götürüyorsun veya niye siliyorsun. Dışarıya gönderdiklerini gönderdiler, gönderemediklerini ise imha ettiler. Ama bunları yapanların hepsi, hesap vermeye başlayacak. Kastamonu'da da dahil olmak üzere Türkiye'nin her yerinden yardım parası adı altında toplanan paralar, Amerika'da seçim parası olarak kullanıldı. Bu insanlar kandırıldı. Kastamonu'dan veya Türkiye'nin başka ilinden bu cemaate Allah rızası için yardım yapanlar, aldatıldı. Paraları yardım bekleyenlere gitmedi, başka amaç olarak kullanıldı. Türkiye'de birkaç yıl içerisinde zengin bazı holdingler türedi. 3-5 yılda çalışarak holding kurulamıyor. Yıllarca emek verilmesi gerekiyor. Birkaç yıl içerisinde 10 kat zengin olan var mı? Fakat bunlar, birden zengin oldular ve dünyaya hükmetmeye başladıklarını zannettiler. Zaten hükmetmeye başlayınca da artık harekete geçelim dediler ve geçtiler de. Geçtiklerine de elbette ki pişman oldular'
Son 12 yılda AK Parti iktidarı tarafından yurt dışındaki Türklere de yapılan hizmetleri anlatan Köylü, ayrıca Suriye'ye yardım götüren TIR'ların durdurulmasına sert tepki gösterdi. AK Parti'den daha milliyetçi bir partinin olmadığını vurgulayan Köylü, şöyle devam etti: 'Memleketine, vatanına milletine hizmet eden ve dünyanın her yerindeki Türkleri düşünen daha milliyetçi bir parti bulamazsınız. Türkiye'de en milliyetçi adam Mustafa Kemal Atatürk'tür. Atatürk dedi ki; 'Türkiye'yi muasır devletlerin üzerine çıkaracaksınız' dedi. Şimdiye kadar hiç bu sözü ciddiye alan olmadı. Atatürk'ün şimdiye kadar sadece resmi ve şapkasıyla ilgilendiler. Atatürk'ün neler söylediğine hiç kimse hiçbir parti bakmadı. Bu ülke muasır medeniyetler üzerine nasıl çıkar? Çalışarak çıkar, öyle yattığınız yerden çıkmaz. Bunun için bu seçimlerde belediye başkanlığı oylaması yapılacak elbette, ama bu seçimlerde şuna dikkat etmenizi istiyoruz. Bu seçimlerde Türkiye şunu ispat edecek, dışarıda kurulan bütün tuzakları alt eden, dışarıya karşı baş kaldıran, artık bu dünyada ben de varım, ben kimsenin oyuncağı değilim, istediğimi yaparım diyen bir Türkiye var karşınızda dedirtmenin zamanıdır. Bu seçimde bunu oylayacağız.'
'ECDADIMIZA SAHİP ÇIKMAK İÇİN 30 MART'TA DESTEK İSTİYORUZ'
AK Parti'nin 10 yıllık iktidar döneminde birçok ülkedeki Türklere yardım ettiğini ifade eden Hakkı Köylü, şöyle devam etti: 'Etiyopya'daki Harar şehrinde Harar Türklerini bulup, yardım ettik. Bu Türkler, mahsur kalmışlar. Bu Türklere ev yaptık, yol yaptık, su yaptık, hastane veya köprü gibi temel ihtiyaçlarını giderebilecekleri şeyler yaptık. Moğolistan'daki Duka Türklerine de yardım ettik. Fellik fellik dünyanın neresinde bir Türk varsa onu bulduk ve yardım ettik. Moğolistan'da Orhun Abideleri'nin bulunduğu yere 42 kilometre uzunluğunda yol yaptık. Orhun Abideleri, Türklerin yazılı ilk eseridir. Tarih kitaplarında Orhun Abideleri'ni herkes duymuştur fakat nerede olduklarını bilmezler. Biz, Orhun Abideleri'ni bulduk ve bunları düzenledik. Burayı açık hava müzesi haline getirdik. Burayı bütün dünyaya açtık, Türklerin yazılı eserlerine gidip bakın diye. Atalarımız, ne yapmış diye buraya gidip bakanlar da çok oluyor. Orhun Abideleri'nin girişinde, 'Ey Türk, yer yarılmadıkça, gök çökmedikçe senin töreni kimse bozamaz' diye başlar. Göktürkler yani atalarımız yazmıştır. Kazakistan'da Hun Türleri'ne ait mezarlıkları bulduk ve buraları düzenledik. Moldova'da Gökoğuz Türklerini bulduk. Bunlar Hıristiyan Türklerdir. Makedonya'nın Kocacık köyünde Atatürk'ün babasının kaldığı evi bulduk. Atatürkçüler fakat bilmezler bunu. Burada Atatürk'ün babasının evini yeniden inşa ettik. Manastırda Atatürk'ün okuduğu okulu onardık, burayı turizme açtık. Macaristan'daki Kanuni Sultan Süleyman'ın türbesini bulduk ve modern hale getirdik. Burayı çiçek bahçesi haline getirdik. Ayrıca birçok ülkede Türklerin bulunduğu eserleri, mezarlıkları ve türbeleri bulup bunları onardık. Türklere ait 15 tane şehitliği bulduk ve gerçek manada Türk şehitliği haline getirdik. Bu yardımların hepsini, bizler yaptık. Türkleri, hiçbir zaman ihmal etmedik. Bulgaristan'da İsmail Bey'in türbesini ve mezarını yıkmışlar. Biz, bu mezarı Bulgaristan'ın her yerinde arıyoruz. Bu mezarı bulunca Kastamonu'ya getirip adını taşıyan İsmail Bey Camii'nin yanına türbesini yapacağız. İsmail Bey, Candaroğulları Beyliği'nin sultanıdır. İsmail Bey'in soyu ise, 1071'de Malazgirt'te Türklere Anadolu'nun kapısını açan savaşın komutanı Alparslan'ın soyundan geliyor. Kahraman komutan Alparslan'ın oğlu Şemsettin'dir. Onun oğlu Yakup Bey, onun oğlu Adil Bey, onun oğlu Beyazıt Bey, onun oğlu İsfendiyar Bey, onun oğlu İsmail İbrahim Bey, onun oğlu İsmail Bey'dir. Candaroğulları'nın son sultanı İsmail Bey'dir. Kastamonu'nun her tarafından eserleri olan İsmail Bey'dir. Biz, İsmail Bey'in torunlarıyız. Yani Alparslan'ın torunlarıyız. Biz, böyle bir ecdattan geliyoruz. Eğer biz, bu ecdattan geliyorsak ve bugün de Türkiye'nin üzerinde bu tür kirli oyunlar oynanıyorsa, 1071'de Sultan Alparslan, yabancılara karşı nasıl mücadele edip Türk'ün sesini dünyaya duyurduysa, şuanda da Anadolu'daki Türkiye Cumhuriyeti devletinin hükümetini yıkmaya kalkanlara Kastamonulular olarak, bizlerin gerçek bir cevap vermemiz gerekiyor. Çünkü 30 Mart, Türk halkının dik durma, Türklerin dünyaya karşı baş kaldırma seçimidir. Bu yüzden Kastamonu halkından ve Türk milletinden 30 Mart'ta destek bekliyoruz.'