Kebeci Market sahibi Zeki Kebeci ile özel röportaj
Kebeci Market sahibi Zeki Kebeci ile haber sitemiz köşe yazarı Emin Eğri özel röportaj yaptı.
Haber sitemiz köşe yazarı Emin Eğri, Kebeci Market sahibi Zeki Kebeci ile özel röportaj yaptı.
Eğri, "Kastamonu'da alanında 'başarı öyküsü' olan ve bilgisi, tecrübesi ile rol model olan, gençlerimize yol gösterici hikayeleri ile ön plana çıkan değerlerimizle söyleşiyoruz. Kastamonu'nun 'EN'lerinin ikincisini Kebeci Market sahibi, iş insanı Sayın Zeki Kebeci ile yaptık." dedi.
Emin Eğri: Sayın Kebeci, Kastamonu sizi 'KEBECİ MARKET' sahibi olarak tanıyor. Bir çok kişi de sadece gıyaben isminizi duyduğu için tanıyor. Zeki Kebeci kimdir?
Zeki Kebeci: Ben 1959 doğumluyum. Alpagut köyünde doğdum. 1988 yılında çiftçiliğe çok meraklıydım. Askerden sonra bu işe gönül vermiştim. Çeşitli tohumlar alıyorum, deniyorum, ayrıca yeni çıkan makinaları takip ediyor, işime yarayanı alıyordum. Biçer döveri ilk alanlardanım ben. Çiftçiliğe devam ederken; 'Bir de ticaret yapayım' dedim. Ne yapayım derken, köyde arpa buğday yetiştiriyorum, bu nedenle bir zahireci dükkanı açayım dedim.
İki sene sonra da bir 'Bakkal' dükkanı açalım dedik. Yumurta istediler, onu temin etmek için Ankara GİMAT'tan mal almaya başladık. Ticareti sevmiştik, işimizi de seviyorduk, İlk açtığımızda şimdiki gibi elektronik terazi yok, kefeli terazi vardı. Elemana derdim 'bak eksik olmasın, 10-15 gram fazla olsun' dikkat edin derdim.
Emin Eğri: O zamandan beri KEBECİ MARKET olarak devamlı yükseldiniz, bunu neye bağlıyorsunuz?
Zeki Kebeci: İşimizi çok sevdik, doğruluk, dürüstlük prensibimizdi. İşin başında duruyorum, takip ederim.
Emin Eğri: Market haricinde inşaat ve traktör bayiliği de yapmaya başladınız. Bu alanda bir boşluk mu gördünüz? Neden farklı sektöre de girdiniz?
Zeki Kebeci: İki oğlum var, bir de yeğenim var. Büyük oğlum inşaata çok meraklı. Baba yapalım dedi. Kendi marketimizi biz yaptık. Köylere evler yaptık. İnşaatı da bu şekilde öğrendik ve başarılı olduk. Bu nedenle de bu alanda girişimde bulunduk, halen de devam ediyoruz. Küçük oğlum da traktöre meraklı. Onun da merakı gitsin diye traktör işine başladık. Herkes sevdiği işi yapmalı. Onların da merakları vardı, seviyorlardı. Bir iş insanının yaptığı işi sevmesi çok önemlidir. Aksi halde başarılı olması zor olur.
Emin Eğri: Sayın Kebeci, sizi siyasette de görüyoruz. Siyasete girmeniz nasıl oldu, bir hedefiniz var mı?
Zeki Kebeci: Benim siyasette bir hedefim yok. Ülkemizin iyi olması için iyi şeyler yapmaktan hoşlanırım. 1990 yılında Erbakan'la başlayan siyasi hayatım, Tayyip Bey'le parti kurduktan sonra devam etti. Halen de devam ediyorum. İki dönem de Belediye Meclis üyeliği yaptım. Bu dönem aday olmadım. Üyelikten başka da görevim yok. Tabi ki partinin önemli toplantıları olunca, kongre gibi, bakan gelince karşılama da davet ederler, oraya gidiyorum.
Emin Eğri: Bir siyasetçi olarak, şimdi ki belediyenin performansını nasıl görüyorsunuz?
Zeki Kebeci: Yeni belediye başkanımız, güzel şeyler yapar inşallah. Temenni ediyorum güzel şeyler yapmasını. Şu ana kadar fikir beyan etmek pek doğru değil.
Emin Eğri: Sayın Kebeci, malum son günlerde memlekette bir gıda terörü olduğunu bakanlık açıkladı. Yani taklit ve tağşiş yapanlar bilhassa et ürünlerinde oldukça fazla. Sizin et ürünlerindeki durum nasıl?
Zeki Kebeci: Biz danayı kendimiz alıyoruz. Bilhassa bu işle ben ilgilenirim. Köylü danasını satacağı zaman bana bir ay önceden söyler, yazarım onu. İhtiyacımız olduğu zamanda ondan alırız. Veterinerimiz de var, kontrol edilir. Ayrıca mezbahane de belediyenin de veterineri kesim öncesi kontrol eder. Yani bizim et ürünlerinde hiçbir katkı yoktur. Millet gönül rahatlığı ile alabilir. Ayrıca tavuk ürünlerinde biz şoklanmış tavuk almayız. Bize soğuk zincir ile günlük gelir, yani sabah gelir, bizim çalışanlarımız bunları çeşitli kesimlerle paketleme yapar, akşama satılır biter. Biz de bir gün sonraya tavuk ürünü kalmaz.
Emin Eğri: Kırmızı et ihtiyacımızı Kastamonu üreticileri karşılayabiliyorlar mı?
Zeki Kebeci: Karşılayabiliyorlar. Büyükbaş hayvan konusunda ilimizde bir sıkıntı yok. Hatta Erzurum'dan, İstanbul'dan buraya dana almaya gelenler olmaktadır. Bizim hayvanlar sağlıklı ve kaliteli oldukları için tercih edilir.
Emin Eğri: İş hayatınızdaki başarıyı neye bağlıyorsunuz? Ayrıca sosyal yaşamda da vatandaşla iç içe görünüyorsunuz.
Zeki Kebeci: Ben zahirecilikten başladım. 36 yıldır bu işin içindeyim. O zamanlardan bile borcunu ödeyemeyenler olduğu halde, onları kırmamışımdır, destek olmuşumdur. Çok alacağımı silmişimdir. Kimseyi icraya vermişliğim olmamıştır. Helali hoş olsun.
Çocuklarıma da tavsiye etmişimdir, 'oğlum, siz de güzel insanlarla traktör satın, daire satın, benim bu düzenimi bozmayın kimseyi de icraya vermeyin' diye tembihlemişimdir.
Emin Eğri: Önemli bir anınız var mı?
Zeki Kebeci: Ben memleketimi çok severim. 2003 yılında bakkal dükkanını yıkalım, yeni yer yapalım dedik. O zaman bakkalı karşıya taşıdık fakat o gece bizim dükkandaki para kasası çalındı. İçinde de çekler, iki bin kişiye yakın veresiye defteri falan kıymetli evraklar da vardı. Çoğunlukla zahireden alacaklarımız vardı. Tabi ki üzüldük ve nasıl yapacağımızı düşünüyorduk. Sermaye gitmişti! İnanır mısın, yarın olduğunda duyan vatandaşlarımız banka kuyruğu gibi sıraya girdiler, her biri 'benim şu kadar borcum vardı' diye yazdırıyorlardı. Bizim bilme imkanımız yok. Bizim insanlarımız böyle dürüst, namuslu ve ahlaklı, gurur duyuyorum hemşehrilerimle. Bu sayede bunu da atlattık.
Ben bunu her zaman yeni gelen valilerimize, garnizon komutanımıza, savcı hakimlerimize gururla anlatırım. İşte Kastamonu'nun resmi bu derim. Her yerde de anlatırım.
Ayrıca dostların, iyi gününde de, kötü gününde de yanlarında olmaya önem verir ve uygularım.