Karabuğdayın hasadına başlandı

Kastamonu'da, glüten içermemesi sebebiyle çölyak hastalarından büyük ilgi gören 'karabuğday'ın hasadına başlandı.

  • 2766

Kastamonu'da, glüten içermemesi sebebiyle çölyak hastalarından büyük ilgi gören ‘karabuğday'ın hasadına başlandı. Deneme amacıyla karabuğday eken bir çiftçi ise rekolte karşısında büyük memnuniyet yaşadığını söyledi.

Son dönemlerde glütensiz besin kaynaklarına artan rağbet ve çölyak hastalarının aradığı ürün haline gelen karabuğday, Kastamonu'da hasat edilmeye başlandı.

Arıcılığa da katkı sağlayan karabuğdayın Türkiye'deki ekim alanı her geçen gün genişliyor.

Çevresindeki birçok kişinin "yapamazsın" söylemlerini dikkate almayarak Kastamonu'nun İhsangazi ilçesinde karabuğday ekmeye karar veren ve geçen yıl deneme amacıyla 7,5 dönüm alana karabuğday eken Yasin Ciğerci, yüksek verim ve talebin fazla olması sebebiyle ekim alanını bu yıl genişletti. 20 dönüm alana karabuğday eken Yasin Ciğerci, aldıkları verim karşısında büyük memnuniyet yaşadığını söyledi.

Kentte çölyak hastalarının protein değeri yüksek ürünlere ulaşmasını kolaylaştıracak olan karabuğday üretiminde, 20 dönüm arazide yaklaşık 7 ton verim alındı.

“Deneme amaçlı ektim, yüksek verim alınca ekim alanını genişlettim”

Kastamonu'nun İhsangazi ilçesinde genç yaşta çiftçilik yaptığını anlatan Yasin Ciğerci, “Karabuğdayla ilk tanışmam, siyez buğdayından sonra daha farklı bir tür arayışındaydım. Bu arayış yaklaşık 2 yılımı aldı. Daha sonra karabuğdayla tanıştım ve bu buğdayın Türkiye'de neredeyse yok denilecek seviyede olduğunu gördüm. Deneme amacıyla ekim yaptım. Buğday hakkında çok bir bilgimiz yoktu. Çünkü normal familyası çok farklı, kuzugiller familyasından. Karabuğday üçgenimsi bir yapıya sahiptir. İlk deneme aşamasında gözlemledim. Çünkü normal buğday gibi olmuyor. Hiçbir bilgiye sahipte değildim ekim aşamasında. Bu buğdayı eken birilerine sorduğumda ise 'siz yapamazsınız, ekemezsiniz' gibi karşı görüşlerle karşılaştım. Ben bu buğdayı yetiştirebileceğime inandım ve babama danıştım, onunda desteği ile ekmeye başladık.” dedi.

“Siyez buğdayına alternatif bir ürün olsun diye karabuğday ektim”

Yasin Ciğerci, “Biz, bu buğdayı doğal olarak yetiştirmeyi planladık ve bunu da başardık. Karabuğdayın hasadını yaparken normal hasatlardan farkı biraz daha geç olması yani normalde siyez ya da buğdayda başak yapıları da farklı oluyor. Buğdayımızda glüten hiç yoktur, glüten olmadığı içinde çölyak hastaları çok rahat bir şekilde yiyebiliyor. En sağlıklı ürünü ortaya çıkarabilmemiz için çabaladık, zaten amacımız da buydu ve gerçekten risk alarak ektik. Biz bu ürünü, başta ne çıkacağını dahi bilmiyorduk ve şu anda da iyi diyebiliyoruz. Bir şeye inandığınızda ve bunu başardığınızda çok mutlu oluyorsunuz. Benimde mutluluğum karabuğday oldu. Çünkü siyez buğdayından sona daha farklı ne yapabilirim dedim, karabuğday olduğunu fark ettim. Bu buğdayın ise farklı çeşitlerine yönelmek istiyorum. Yani karabuğdayın makarnası, eriştesi hatta ekmeğini bile yapmayı düşünüyorum. Bunları yaparken doğallık çok önemli, farklı bir un işin içine girmeden sadece karabuğdayla olması gerekiyor. Yerken bile o aromatik kokusu kendine ait özellikleri ortaya çıkması gerekiyor. Karabuğdayı diğer buğdaylardan ayıran en büyük özelliği kendi aroması ve rengi. Çiğ ve fırınlanmış olarak ikiye ayrılabiliyor, bizim amacımız ise burada çiğ olarak üretebilmek. Çiğ derken tarlada iyice oluşması gerekiyor, eğer tarladan oluşmadan biçtiğimiz zaman olmuyor, aşamaları var. Biz en olgun kısımda karabuğdayı biçiyoruz. Biçme aşaması bittikten sonra kurutma aşaması geliyor. En doğal şekilde güneş ışığı ile kuruması gerekiyor. Fabrikasyon makineye girmeden en doğal şartta kurutulması gerekiyor. Benim amacımda buydu, karabuğdayla tanışmak ve tanışıktan sonra ise farklı daha neler yapılabilir mesela en sağlıklı hiç ilaç kullanmadan, buydu ve bunu da başardım.” diye konuştu.

“20 dönümlük araziden 7 ton civarında verim aldık”

İhsangazi'de 20 dönümlük araziden yaklaşık 7 ton civarında verim aldıklarını söyleyen Ciğerci, “İlk olarak 7,5 dönümlük bir araziye ektim, orada yaklaşık 1 ton ürün elde ettim. Bu sene ise 20 dönümlük araziye karabuğday ektim. 6 ila 7 ton arasında bir ürün elde ettim. Bu ürünleri ektikten sonra kendini nemli olarak veriyor ve o nemi de kurutmanız gerekiyor. Kurutmadığınız takdirde farklı türde böceklenmeler yapıyor.” şeklinde konuştu.

“Özellikle çölyak hastalarının talebi karabuğdaya yoğun oluyor”

Özellikle çölyak hastalarının karabuğdaya talebinin yoğun olduğunu belirten Ciğerci, “Ben bu ürünü yapmadan önce çölyak hastaları çok talepte bulundu. Böyle bir şey var mı? Doğal ne yapıp kullanabiliriz. Benimde uzun zamandır araştırdığım bir üründü. Benim için önemli olan sağlık konusu en doğal olan bir ürünü ortaya çıkarmaktı. Çölyak hastaları çok rahat bir şekilde kullanabiliyor. Son zamanlarda karabuğday yeni yeni ekilmeye başlandı. Biz çiftçiyiz araştırmamız gerekiyor nasıl farklı ürünler ortaya çıkarmamız gerekiyor bunu bilmeliyiz.” ifadelerini kullandı.

Bakmadan Geçme