İlker Başbuğ, 'Sessiz Çığlık' eylemine katıldı
Genelkurmay eski Başkanı İlker Başbuğ tutuklu asker yakınlarına destek vermek için 'Sessiz Çığlık' eylemine katıldı.
(CHA) - Genelkurmay eski Başkanı İlker Başbuğ tutuklu asker yakınlarına destek vermek için 'Sessiz Çığlık' eylemine katıldı.
Vardiya Bizde Platformu öncülüğünde 80. 'Sessiz Çığlık' eylemine, Genelkurmay eski Başkanı İlker Başbuğ, platform üyeleri ve tutuklu yakınları katıldı. Başbuğ, burada bir açıklama yaptı. Nefret, intikam duyguları taşımadıklarını belirten Başbuğ, ortada bir kumpas olduğunu savundu. Bu kumpası planlayanların, icra edenlerin de adalet önüne getirilmesini istemelerinin en temel hakları olduğunu kaydetti.
Adil yargılama istediklerini vurgulayan Başbuğ, 'Çıksınlar adaletin karşısına hesabını versinler. Bu açıdan iki noktayı önemsiyorum. Birincisi mutlaka TBMM bu konuya el atmalıdır. Meclis'te kurulacak bir araştırma komisyonu vasıtasıyla, bu konuda bilgisi olan, açıklamalarda ve ifadelerle bulunacak, hakimler vardır. Savcılar vardır. Bulundukları dönemde bu oynanan kumpasın nasıl gerçekleştiğini bilen ve zaman zaman bunu kamuoyuna da açıklamaktan çekinmeyen hakimler ve savcılar vardır. Bunların ifadesine mutlaka başvurmalıdır. Yine bu kumpasın planlanmasında ve icrasında rol alan, polislerin durumunu bilen polisler vardır. Sabri Uzun'lar, diğerleri. Bunlar bilmektedir bu oynanan dolabın nasıl bir dolap olduğunu. Bunların da ifadesine başvurulmalı. Eğer başta iktidar partisi olmak üzere diğer siyasi partiler bu kumpasın ortaya çıkartılmasında gerçekten samimiyseler, bana göre ilk yapacakları iş Meclis'te bir araştırma komisyonu kurarak, süratle bu konuyla ilgili bilgi sunacak kişilerin ifadesine başvurulmasıdır. Bu mutlaka yapılmalıdır.' dedi.
'5 NO'LU HARDDİSK'İ O ODAYA KOYAN KİŞİ, BULUNMALIDIR, BULUNMALIDIR'
Genelkurmay eski Başkanı Başbuğ, diğer ikinci noktanın ise 6 Aralık 2010 tarihinde Gölcük Donanma Komutanlığı'nda savcıların adeta eliyle konmuş gibi bulduğu, başta 5 No'lu harddisk olmak üzere diğer dokümanların oraya kim tarafından konulduğunun bulunması olduğunu söyledi. O odaya, 5 No'lu harddisk ve diğer dokümanları koyan kişinin asker olduğunu savunan Başbuğ, 'Oraya 5 No'lu harddisk başta olmak üzere koyan asker kişidir. O odaya giren çıkanlar bellidir. 5 No'lu harddisk üzerinde parmak izi vardır. Bu parmak izi araştırılmamıştır. İhmal vardır. Bekliyorum. Takipçisiyim. Ümit ediyorum ki 5 No'lu harddisk başta olmak üzere o dokümanları oraya koyan kişinin bulunması başta Balyoz, Ergenekon, Oda Tv aklınıza ne gelirse; bütün davaların çözümü için ilk adımı oluşturacaktır. Bu fevkalade önemli bir konudur. Genelkurmay Başkanlığı'nın da bu konu üzerine eğildiğini biliyorum. Tekrar soruşturma açıldığını biliyorum. Ama bu bulunmalıdır, bulunmalıdır, bulunmalıdır. Başka çaresi yoktur.' şeklinde konuştu.
Özel Yetkili Mahkemelerin kaldırılmasını da değerlendiren Başbuğ, geç kalınmış ve doğru bir karar olduğunu ancak bu mahkemelerin almış olduğu kararlara da bir çözüm bulunması gerektiğini kaydetti.
Başbuğ'a bazı vatandaş ve eylemciler sevinç gösterisinde bulundu. Başbuğ, 'Mustafa Kemal'in askerleriyiz', 'Yurtseverler çıkacak, hesap soracak' sloganları ve alkışlar eşliğinde buradan ayrıldı.
Sakarya Caddesi'ndeki 80. eylemini gerçekleştiren grup ise olaysız bir şekilde dağıldı.
Vardiya Bizde Platformu öncülüğünde 80. 'Sessiz Çığlık' eylemine, Genelkurmay eski Başkanı İlker Başbuğ, platform üyeleri ve tutuklu yakınları katıldı. Başbuğ, burada bir açıklama yaptı. Nefret, intikam duyguları taşımadıklarını belirten Başbuğ, ortada bir kumpas olduğunu savundu. Bu kumpası planlayanların, icra edenlerin de adalet önüne getirilmesini istemelerinin en temel hakları olduğunu kaydetti.
Adil yargılama istediklerini vurgulayan Başbuğ, 'Çıksınlar adaletin karşısına hesabını versinler. Bu açıdan iki noktayı önemsiyorum. Birincisi mutlaka TBMM bu konuya el atmalıdır. Meclis'te kurulacak bir araştırma komisyonu vasıtasıyla, bu konuda bilgisi olan, açıklamalarda ve ifadelerle bulunacak, hakimler vardır. Savcılar vardır. Bulundukları dönemde bu oynanan kumpasın nasıl gerçekleştiğini bilen ve zaman zaman bunu kamuoyuna da açıklamaktan çekinmeyen hakimler ve savcılar vardır. Bunların ifadesine mutlaka başvurmalıdır. Yine bu kumpasın planlanmasında ve icrasında rol alan, polislerin durumunu bilen polisler vardır. Sabri Uzun'lar, diğerleri. Bunlar bilmektedir bu oynanan dolabın nasıl bir dolap olduğunu. Bunların da ifadesine başvurulmalı. Eğer başta iktidar partisi olmak üzere diğer siyasi partiler bu kumpasın ortaya çıkartılmasında gerçekten samimiyseler, bana göre ilk yapacakları iş Meclis'te bir araştırma komisyonu kurarak, süratle bu konuyla ilgili bilgi sunacak kişilerin ifadesine başvurulmasıdır. Bu mutlaka yapılmalıdır.' dedi.
'5 NO'LU HARDDİSK'İ O ODAYA KOYAN KİŞİ, BULUNMALIDIR, BULUNMALIDIR'
Genelkurmay eski Başkanı Başbuğ, diğer ikinci noktanın ise 6 Aralık 2010 tarihinde Gölcük Donanma Komutanlığı'nda savcıların adeta eliyle konmuş gibi bulduğu, başta 5 No'lu harddisk olmak üzere diğer dokümanların oraya kim tarafından konulduğunun bulunması olduğunu söyledi. O odaya, 5 No'lu harddisk ve diğer dokümanları koyan kişinin asker olduğunu savunan Başbuğ, 'Oraya 5 No'lu harddisk başta olmak üzere koyan asker kişidir. O odaya giren çıkanlar bellidir. 5 No'lu harddisk üzerinde parmak izi vardır. Bu parmak izi araştırılmamıştır. İhmal vardır. Bekliyorum. Takipçisiyim. Ümit ediyorum ki 5 No'lu harddisk başta olmak üzere o dokümanları oraya koyan kişinin bulunması başta Balyoz, Ergenekon, Oda Tv aklınıza ne gelirse; bütün davaların çözümü için ilk adımı oluşturacaktır. Bu fevkalade önemli bir konudur. Genelkurmay Başkanlığı'nın da bu konu üzerine eğildiğini biliyorum. Tekrar soruşturma açıldığını biliyorum. Ama bu bulunmalıdır, bulunmalıdır, bulunmalıdır. Başka çaresi yoktur.' şeklinde konuştu.
Özel Yetkili Mahkemelerin kaldırılmasını da değerlendiren Başbuğ, geç kalınmış ve doğru bir karar olduğunu ancak bu mahkemelerin almış olduğu kararlara da bir çözüm bulunması gerektiğini kaydetti.
Başbuğ'a bazı vatandaş ve eylemciler sevinç gösterisinde bulundu. Başbuğ, 'Mustafa Kemal'in askerleriyiz', 'Yurtseverler çıkacak, hesap soracak' sloganları ve alkışlar eşliğinde buradan ayrıldı.
Sakarya Caddesi'ndeki 80. eylemini gerçekleştiren grup ise olaysız bir şekilde dağıldı.