İki usta yazarın röportajı

Aşk Yazarı Mustafa Çifci'nin tarihçi usta yazar Hidayet Yünsel ile yaptığı röportaj.

  • 1071

Yazılarıma konuk ettiğim, hakkında bir iki satır yazdığım dostlarımı, yazmadan önce gözlerimin önüne onun yüzünü getirir, uzaktan seyreder gibi öylesine bir iki dakika yüzünü seyrederim. Bunu da ilk defa burada yazıyorum. Bu hafta konuğum olan, çok değerli büyüğüm, değerli yazarım, Sayın Hidayet Yünsel oluyor. Neler sormam doğru olur diye düşünürken, daha önce yüzüne bakmış ve duygularımı şöyle yazmıştım: [Yüzüne baktığımda binlerce tecrübe, deyim yerindeyse hayatı dibine kadar yaşanmışlıkların izleri, insanların kötü yanlarını unutup iyilikleriyle değerlendirebilen, gönül koymayan, sevgiyle kucaklamasını bilen, her zaman nazik ve kibar olan bir babayiğit... Bir dost, bir ağabey.] Hidayet Yünsel, yaşayan Türk Yazarları arasında edebiyat kimliğiyle, koskoca İstiklalin Karargâhı adlı eseriyle gönlümüzde taht kuran kıymetli Hocama hoşgeldin diyerek kısa sorularımı yöneltiyorum.

Aşk Yazarı: Hoş geldiniz. Sizi tanımak için kısa kendinizi anlatır mısınız?

Hidayet Yünsel: Eskiden orta direk kabul edilen orta halli ticaret erbabına esnaf denirdi. Bende uzun süre esnaflık yaptım. Gıda-Turizm-İnşaat. Her boyaya girdim. Fıstıki hariç her rengi denedim. İmkânlarım elverdikçe de sosyal faaliyetlere zaman ayırdım. Spordan siyasete, basım-yayın işinden STK faaliyetlerine 40 yıl koştum ha koştum. Verdiğim emek ve maddiyatın karşılığını STK denilen toplum mektebinden sosyal bilgi ve ortak kültür olarak fazlası ile aldığımı düşünüyorum. Onlarca kısa görüş ve köşe yazılarımın yanında 1 araştırma 3 roman ve 1 tarih kitabımın kaynağını sorsanız mezuniyet diploması vermeyen hayat mektebinin ta kendisi derim.

Aşk Yazarı: Üretiminiz ve eserlerinizle sizi tanıyor, severek okuyoruz. Toplumsal ve bireysel konularda sorularıma geçiyorum. İlk sorum toplumsal olaylara bakışınızı nasıl tarif edersiniz?

Hidayet Yünsel: Toplumsal yaşanmışlık ve yaşananlar hakkında herkesin hissiyatı olur. Ancak yine toplumun ortak değerleri adına bireyler görüşlerini ortak değerlere saygı çerçevesinde kullanmalıdırlar. Toplum huzuruna katkı her bireyin de sorumluluğudur diye düşünüyorum. Diğerinin hissiyatına da değer veren bireylerin oluşturduğu toplum verimli toplumdur.

Aşk Yazarı: Yazmak, yazabilmek nasıl bir şeydir?

Hidayet Yünsel: Yazmak. Yaşanmışlığın, bilgi ve birikimin kâğıda dökülmesidir. İnsan hayatı yaşarken imkânlarına ve kazanımlarına göre yaşar ama iş yazmaya gelince kendi yaşanmışlıklarında bile onlarca "Keşke"ler bulur. Kendi hayatını yaşarken kendini sorgulamak pek gelmez aklına ama yazarken omuzlarında hissettiği sorumluluğun yorgunluğunu da tüm bedeninde hisseder yazar. İşte böyle bir şey benim için yazmak.

Aşk Yazarı: İsminizin anlamı nedir?

Hidayet Yünsel: İsmimin anlamını bende merak ederdim. Doğruluk, doğru yol anlamına geldiğini öğrendiğimde ismimin ağırlığını hep hissettim. Müspet veya menfi sanırım isimlerin kişi üzerinde az çok etkisi oluyor.

Aşk Yazarı: Dünyada kendinizi nasıl görürsünüz? Yani bir nesneye benzetmek istesek görünen dünyada neye benzerdiniz?

Hidayet Yünsel: Bazen kalabalıklar içinde yapayalnız, çok seslerin içinde de İsyanlı Sükût'a mecbur gibi hissederim. Genelde özgüven sorunu yaşamam. Hayatı geldiği gibi kabullenmek zor olsa da bunu başardığımı düşünürüm. Geriye bakmak pek bana göre değil. Kendimi neye benzettiğime gelince yol üstündeki meyve ağacına çok uygun benim geçmişim. Dalında meyve olup olmadığına bakmadan kimler taşlamadı ki.

Aşk Yazarı: Aynaya baktığınızda gördüğünüz nedir? Kendi fotoğrafınıza yorum yap deseler kendiniz hakkınızda neler söylerdiniz?

Hidayet Yünsel: Bu soruya cevabı sizin benim hakkımda yazdıklarınızdan kopya çekerek vereyim.
"Binlerce tecrübe -Dibine kadar yaşanmış hayat -Alnımda Sayısız keşkelerden kalan derin çizgiler. İşte fotoğrafımda gördüğüm ben.

Aşk Yazarı: Empati konusunda ne kadar başarılıyız?

Hidayet Yünsel: Empati!. Kendimizi sorgulama yüceliği. Bunu çoğu zaman samimiyetle denerim. Başarılı olsaydım hatalarımdan erken ders alırdım. Empati karnemin zayıf olduğunu düşünüyorum.

Aşk Yazarı: Dünyanın en mucizesi size göre nedir?

Hidayet Yünsel: İnsanoğlunun varoluşundan beri değişmeyen tek şey aşktır. Öyleyse bundan büyük mucize olmaz.

Aşk Yazarı: Her sırrınızı, her derdinizi, tüm kalbinizi paylaşabildiğiniz gerçek dostlarınız var mı hayatınızda?

Hidayet Yünsel: İnsanın dost, arkadaş bilerek sırrını paylaştığı birileri hep olur. Olur, da, Onu sır bilip tutan kaç kişi var dersen cevabım düşte gör derim. Bırakın düşmeyi tökezlediğimde tüyenlerin arkasından gülmeyi öğretti hayat bana. Onun için sevgi pınarım kurumadı hamdolsun.

Aşk Yazarı: Hayat nasıl bir şey diye sorsam size…

Hidayet Yünsel: Bireyin Hayatı da Ağaç gibidir. Filizlenip güneşe yürür. Sonra rüzgârlarla dans ederek hayata meydan okur. Çiçekler açıp bol meyve verirse el üstünde tutulur. Gün gelip hazan rüzgârları esince yaprakları dökülür. Bana göre hayatın varlığı verdiğinle ölçülen bir yaşam biçimidir.

Aşk Yazarı: Hayallerinizden birkaç örnek verebilir misiniz?

Hidayet Yünsel: Hayallerimden örneği 20'li yaşımda sorsaydınız yirmi bin satır yazardım. Yetmişimden sonra çocuklarım, yakınlarım ve memleketim için temennilerim olur. Huzur ve mutluluk hepimizin olsun.

Aşk Yazarı: Sizin vatan, millet ve Atatürk sevginizin çok derinlerde ve birçoğumuzun bilmediği gerçek tarihle ilgili geniş bir bilgi denizi olduğunuzu biliyorum. Ve itiraf edeyim size karşı sevgim ve saygım da biraz da bu yüzden diyebilirim. Atatürk sizin için ne anlama geliyor, tek kelime, bir cümle olarak anlatmak isteseniz ne derdiniz?

Hidayet Yünsel: Benim gönlümdeki Atatürk'ü yazmaya ne kalemimin mürekkebi nede kâğıtlar yeter. Tek kelime istiyorsun, hiç değilse 9 kelime hakkı ver. "TÜRK MİLLETİNİN KURTULUŞU İÇİN YÜCE YARATAN TARAFINDAN SEÇİLMİŞ ÖNDER" derim.

Aşk Yazarı: Atatürk düşünce sistemi dediğimiz size göre neyi anlatıyor?

Hidayet Yünsel: Atatürk düşüncesi hürriyettir. Zihin aydınlığıdır. Aydınlanmış zihinlerde esarete, batıl düşüncelere yer yoktur. Topluma fikri hürriyetini amaç olarak gösteren dünyada Atatürk'ten başkada bir lider yoktur.

Aşk Yazarı: Atatürk devrimleri amacına ulaştı mı?

Hidayet Yünsel: Kısmi olarak evet. En önemli kazancımız kimlik ve Ulus bilincimizdir. Yazabildiğimiz şu birkaç satırları bile devrimlerin kazanımlarına borçluyuz. Türk milletine Hürriyeti armağan eden Atatürk devrimlerin tamamlanmasını gençliğe hitap etmiştir. Yüzlerce yıllık kimlik kaybından sonra "NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE" diyebilmek en büyük devrimdir. Gerisi gelir.

Aşk Yazarı: Veraset sistemi devlet yönetiminde olumsuz etkileri neler olmuştur?

Hidayet Yünsel: Vesayet işi siyasete giriyor üstat. Ata'mızda kalabilirsek vesayet, veraset görmeyiz. Kaybedilen dirayetin esamesidir veraset. Halkın iradesine saygı yener her olumsuz etkiyi.

Aşk Yazarı: Devrimlerden bir tanesi eksik kalmış olsaydı bunu kim tamamlayabilirdi?

Hidayet Yünsel: Atatürk devrimleri Türk gençliğine emanet etti. Ben Türk gençliğine inandığım için devrimlerim varsa da eksik yanı zerre kadar endişem yoktur tamamlanmasından. Gençliğin damarlarındaki asil kandır bizi umutlu kılan.

Aşk Yazarı: Laikliğin önemi size göre nedir?

Hidayet Yünsel: Her milletin kendi yaşam biçimi, örf ve adetleri, inanç düşüncesi vardır. Ancak hiçbir millet ari değildir. Ortak yaşam şeklini bulmak zorundadır. İnanç sisteminin ağırlıklı olduğu yönetim biçimlerinde ötekine yer yoktur. Laiklik ise ötekine de yaşam hakkı demektir. İçi boşaltılmış Laiklik de feodal yapı kadar tehlikeli sonuçlar yaratır. Ulus millet oluşumuzun güvencesi cumhuriyetimizin laiklik ilkesi üzerine kurulmuş olmasıdır.

Aşk Yazarı: Türk tarihinde Türklerin bölünmeleri neden olmuştur?

Hidayet Yünsel: Türk özgürlük demektir. Aslı devlete biattır. Ancak özgürlüğüne halel getiren babası da olsa isyan eder. Devleti özgürlük ile eş görür. Kurulan ve yıkılan imparatorluklarımızı incelediğimiz de hiçbiri kişisel çıkarlar için kurulmamışta, yıkılmamışta. Hepsinin temeli özgürlüktür. Bölünmelerin sebebine gelince maalesef ihmal ve kişisel ihanet defterimiz kabarıktır. İlimde kaldığı sürece yücelmiş, bilimden uzaklaşınca da bölünmüşlerdir. Yine de Türk, genlerindeki özgürlük ruhunu ceddinden Ati'ye taşıyabilen tek millettir.

Aşk Yazarı: Son olarak neler söylemek istersiniz, konu serbest?

Hidayet Yünsel: Toplum barışımızda sorun var, ihmal var. Yaşam biçimimizde özenti var. Vatanımızda kiminin bitmez kini, kiminin vad edilmiş masalı var. İşin en vahim tarafı içimizde onların maşası var. Tarihin gördüğü en büyük acıları yaşayarak kurulan devletimizde bizi bir arada tutacak tek gerçek sevgidir, saygıdır. Bin isteğim olsa hepsini de birlik ve kardeşlikten yana kullanırım. Türk milletinin varlığı sonsuz, saadeti daim olsun.

Aşk Yazarı: Vakit ayırdığınız için teşekkür eder, çalışmalarınızda kolaylıklar dilerim.

Hidayet Yünsel: Bende size çok teşekkür ederim. İyi ki varsınız.

[Aşk Yazarı, Mustafa Çifci®- İstanbul, 15.01.2024]

Yorumlar 1
Hidayet yunsel 18 Ocak 2024 12:57

Bir röportajın ardından. ********** -Yazmak başka bir şey, üstat bir yazarın sorularına yanıt çok başka bir şey. Gözünüzde ve gönlünüzde büyük bir edebiyat ustasının her sorusunda dahada büyürken röportaj sorularına yanıt vermek kolay olmuyor. Bu röportaz soruları ile bir yazarın toplumun her kesimi ,sorunu ve ülke gerçekleri illede hemhal olması gerektiği de öğrenti bize üstat. Yazar konusu olan eserini yazarken eli,kalemi ve beyni koordineli çalıştığı için yorulsada zevk alır. Okurlarının beğendiği eserini anlatırken de bülbül gibi şakırdar. Röportajida sever yazar. Ancak:Sorular bir üstat dan gelirse bilirki toplumun ve hayatın ta dibinden gelir.Orada yazarın ne yazdığının önemi yoktur, yüreğinden gelen çümlelerdır aslolan. Bizde böyle bir usta imtihanından geçtik. Sürç'ü lisanımız oldu ise affola üstat Sn.Aşk yazarımız Mustafa ÇİFÇİ. Teşekkürlerimi kabul buyur. Hidayet YÜNSEL.

Bakmadan Geçme