Hamileliği riske sokan 5 neden

Anne adaylarının hamilelik sürecini sağlıklı geçirmesi büyük önem taşıyor.

  • 695
TAKİP ET
Anne adaylarının hamilelik sürecini sağlıklı geçirmesi büyük önem taşıyor. Acıbadem Bursa Hastanesi Kadın Hastalıkları Uzmanı Dr. Ebru Füsun Donat, 'Dikkat edilmediğinde bebeğin hatta annenin kaybına kadar gidebilen bu faktörler arasında; yüksek tansiyon, diyabet, tiroit, romatizmal yumuşak doku hastalıklar ve ileri yaşta gebelik geliyor. Sağlıklı bir doğum için bu tip gebeliklerde anne adayları sürekli kontrol altında tutulmalı.' dedi.

Öncelikle yüksek tansiyon konusunda bilgi veren Dr. Donat, şunları ifade etti: 'Anne adayında var olan yüksek tansiyon gebelik için önemli risk faktörleri arasında yer alıyor. Eğer yüksek tansiyon gebelik öncesinde bilinen bir rahatsızlıksa, hamilelik döneminde kullanıma uygun ilaçlarla tansiyonun kontrol altına alınması gerekiyor. Yüksek tansiyon sorunu gebelik sırasında tespit edildiyse gerekli tetkikler sonrasında yine uygun ilaç tedavisine başlanması öneriliyor.'

Hamilelerin kardiyoloji tarafından düzenli olarak takip edilmesi gerektiğini belirten Donat, 'Gebelik sırasında yüksek tansiyonun neden olabileceği komplikasyonların gelişip gelişmediği izlenmeli. Gerekirse kan, EKG ve EKO incelemeleri yapılmalı. Aksi takdirde yüksek tansiyon hastası hamilelerin gebeliğinin 2. evresinde preeklampsi denilen gebelik zehirlenmesi tablosunun gelişme riski artabiliyor.' diyerek konuya dikkat çekti.

Diyabetin gebelik öncesinde biliniyorsa öncelikle kan şekerinin; diyet, ilaç veya insülin ile kontrol altına alınması gerektiğine dikkat çeken Dr. Donat, şöyle devam etti: 'Bazı durumlarda hamileliğe bağlı şeker de gözlenebiliyor. Hamilelik şekerinin gelişip gelişmediğinin anlaşılabilmesine yönelik tetkiklerin 24 ile 26. haftalarda yapılması gerekiyor. Hamileliğe bağlı meydana gelen şeker, genellikle 24. haftada ortaya çıkıyor ve bu haftadan önce gelişen şeker sorunu çoğunlukla gebelikten önce var olan ancak tespit edilmemiş bir diyabet hastalığına bağlı oluyor. 24. hafta sonrasında hamilelik ile gelişen şeker, doğum sonrasında geçiyor. Nadir durumlarda hamilelik sırasında insülin kullanımı gibi ek yöntemlere başvurulabiliyor. Diyabetik anne adaylarının dikkat etmesi gereken bir diğer konu ise, bu hastaların çocuklarında özellikle kalple ilgili doğumsal anomali görülme riskinin yüksek olduğu. Diyabetik anne adaylarının hamileliklerinin ortalama 24. haftalarında bebeğin kalbinin fetal EKO ile detaylı incelenmesi gerekiyor.'

Ülkemizde oldukça sık görülen sağlık sorunlarından bir tanesinin de tiroit bezinin normalden az ya da çok çalışması olduğunu hatırlatan Donat, şu bilgileri verdi: 'Tiroidi az çalışan anne adaylarının gebeliklerinde, bebekte büyüme geriliği gözlenebiliyor. Bu nedenle bu tip hamileliklerde tiroit hormonunun normal seviyede tutulması gerekiyor ve tedavi, dışarıdan tiroithormonu takviyesi ile sağlanabiliyor. Tiroidi az ya da çok çalışan hamilelerin gebelik boyunca endokrinoloji uzmanıyla birlikte takip edilmesi önemli. Belirli aralıklarla endokrinolog, tiroit sorunu olan anne adaylarını kontrol ederek hormon seviyesinde doz ayarlamasına gitmeli. Hormon seviyesine, hamileliğin ilk genel tetkikleri arasında yer alan TSH yani tiroit fonksiyon ölçümü ile rutin olarak bakılıyor.'

Romatizmal hastalıkları olan anne adaylarının da hamilelik sırasında özel olarak kontrol edilmesi gerektiğini ifade eden Donat, 'Bu hastalıklarda, gebelik süresinde belirtilerin alevlenmesi ya da remisyon adı verilen belirtilerin kaybolması durumu gözlenebiliyor. Romatizmal yumuşak doku hastalığı olanların, diğer kronik hastalıklarda olduğu gibi hamilelik sürecinde de gerekli ilaç tedavisine devam etmesi gerekir. Bunun gibi Crohn ya da ülseratif kolit benzeri kronik enflamatuar bağırsak hastalığı olan anne adaylarında da medikal tedavi sürdürülmeli.' ifadelerini kullandı.

Son yıllarda kadınlarda evlilik yaşının ve çalışma oranının artması ile hamile kalma yaşının önemli oranda artış gösterdiğine dikkat çeken Donat, 'İlk ya da ikinci hamilelik yaşı 30 hatta 40'a kadar yükselmiş durumda. Özellikle 35 yaşından sonra gelişen gebeliklerde bebekte 'Down Sendromu' görülme oranı da artıyor. Geç gebeliklerde ikili, üçlü ve dörtlü genetik tarama testlerinin çok önemli olduğunu belirten Dr. Donat, 'Genetik tarama testleriyle birlikte amniosentez, koryonvillus biyopsisi gibi ekstra tetkiklerin yapılması önemli. Bu testler ile bebekte genetik problemler tespit edilebiliyor. Tetkikler sonrasında aile bebeğin genetik durumu ve ilgili alternatifler konusunda bilgilendiriliyor.' diyor.


Bakmadan Geçme