Hak ve Eşitlik Partisi (HEPAR) 9 yaşında!
Hak ve Eşitlik Partisi (HEPAR) Kastamonu İl Başkanı Şükrü Yılmaz basın açıklamasında bulundu.
Yılmaz; 'I. Dünya Savaşı bitmiş, Osmanlı Devleti çok ağır maddeler içeren Sevr Anlaşmasını imzalamıştı. Anlaşma maddeleri doğrultusunda Ege ve Trakya'da Yunanlar, Güneydoğuda Fransızlar, Güneyimiz ve Güneybatımızda İtalyanlar yeni Ortadoğu düzenince şekillenmeye başlıyordu. Dış ülkelerin tehditleri yetmiyor, içimizdeki azınlık isyancılar İngiltere'nin de desteği ile başkaldırıyordu. Tüm olumsuzluklar aynı dönemde yaşanırken Anadolu ve Trakya'da yaşayan insanlar tarafından kurtuluş mücadelesinin kıvılcımları çıkmaya başlamıştı. İşte bu kıvılcımları birleştirip Anadolu da tek bir nokta üzerine toplayacak bir Önder vardı. 19 Mayıs 1919 da Samsun'dan Anadolu'ya girdikten sonra önce Erzurum kongresi ve arkasından Sivas kongresi…
Tarih 4 Eylül 1919'du. Türlü engellemelere rağmen Mustafa Kemal Atatürk'ün başkanlığında Sivas Kongresi yapıldı. Kongrede başlıca; vatanın bölünmez bütünlüğü, milletin top yekün savunacağı, manda ve himayenin kabul edilemeyeceği, milli iradenin temsil yetkisinin Meclis-i Mebusan'da olacağı ve tüm gücün tek cephede toplanmasının öneminin göstergesi olarak Anadolu ve Rumeli de bulunan tüm kurtuluş mücadelesi veren cemiyetlerin ' Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti' adı altında birleşeceği kararları alınmıştı. Bu kararlar uygulandı ve Anadolu özgürlüğüne kavuştu.
Yakın zamana dönecek olursak; bize verilen bu özgürlüğün, millet olmanın, vatan sahibi olmanın, tüketen değil üreten bir ülke olmanın kıymeti bilinemedi. Bu durumu büyük önder Mustafa Kemal Atatürk öngörmüştü. İstikll ve Cumhuriyete kastedecek düşmanlar tekrardan gün yüzüne çıktı. Cebren ve hile ile aziz vatanın, bütün kaleleri zaptedilmeye başlandı, bütün tersanelerine girildi, bütün orduları dağıtılmaya başlandı ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilme girişimleri ile karşı karşıyaydı. Bütün bu şeritten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dallet ve hatt hıyanet içinde bulunuyorlar yine bu iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit ediyorlardı. Muhalefet partileri ise iktidarı olduğu mevkiden bir yukarı taşıma görevini üstlenmişlerdi. Tarih tekerrür ediyordu. Türk milletinin içinden bir önder daha çıkıyor önce 28 Temmuz çağrısını yapıyordu. Yine tarih 4 Eylül bu kez yıl 2008… Trakya ve Anadolu'dan çıkıp gelen aynı ruh, bu köhnemiş siyaset ortamına dur demek üzere Ankara'da Osman Pamukoğlu önderliğinde toplandı. Ülkenin başta güvenlik olmak üzere, siyasi ve ekonomik refahını oluşturacak reçetesi Hak ve Eşitlik Partisi parti programına yazıldı. Artık Hak ve Eşitlik Partisi, Osman Pamukoğlu önderliğinde siyaset arenasına çıkmış ve milletinden yetki istemişti. İşte o gün atılan temeller üzerine ilerleyen partimiz bugün 9. yılını doldurmaktadır. İlk günkü heyecanı taşıyan örgütlerimiz, hiçbir zaman olup bitene seyirci kalmamış daima sahada olmuştur. Hak ve Eşitlik Partisi tüm olumsuzluklara rağmen siyaset arenasının içerisinde yer almış, mücadelesini sürdürmeye devam etmiş ve edecektir. Türk milletinden yetki bekleyen partimiz için önderimiz Osman Pamukoğlu şöyle söylemiştir; 'Biz, 'HEPAR' olarak, Türk milletinin belinde bir silah olarak duralım. Belki bir gün milletimizin silaha ihtiyacı olabilir.'
4Eylül 2008'den bugüne kadar yaptığı katkılarla Hak ve Eşitlik Partisi bu günlere ulaştıran başta Onursal Başkanımız Sayın Osman Pamukoğlu ve Genel Başkanımız Sayın Yücel Savaş Bey olmak üzere tüm örgütümüze teşekkür ediyorum. Gelecekte ise büyük başarılara birlikte imza atacağımıza inanıyorum.'