Haberal: Şu anda ülkemiz bir süreçten geçiyor
CHP Zonguldak Milletvekili Mehmet Haberal, terör örgütü Ergenekon davasından cezaevinden çıktıktan sonra bayramı Zonguldak'ta geçiriyor. Haberal, 'Benim 4 sene 4 ayımı geri getirmek mümkün mü? Değil. Dolayısıyla burada hakikaten ciddi...
CHP Zonguldak Milletvekili Mehmet Haberal, terör örgütü Ergenekon davasından cezaevinden çıktıktan sonra bayramı Zonguldak'ta geçiriyor. Haberal, 'Benim 4 sene 4 ayımı geri getirmek mümkün mü? Değil. Dolayısıyla burada hakikaten ciddi bir yanlışlık var. Ülkemiz bir süreçten geçiyor. Bunu bir an önce çözmek durumundayız. Biz çözeceğiz. Ama bunu kavga ederek ve bir birimizi kırarak değil.' dedi.
Haberal, milletvekilliği yeminiyle ilgili Meclis'in kararı doğrultusunda hareket edeceklerini kaydetti.
Zonguldak'ta çeşitli ziyaretlerde bulunan Haberal, CHP il teşkilatında gazetecilerin sorusunu cevaplandırdı. Bir gazetecinin, Cumhurbaşkanı ve TBMM Başkanı mahkemenin vermiş olduğu kararlardan dolayı üzüntülü olduklarını söylüyorlar, siz ne düşünüyorsunuz?' şeklindeki sorusuna, 'Gayet tabi mahkemelerin arkasında -Adalet, mülkün temelidir- yazıyor. Aslında adalet yüceler yücesi Allah'ın emridir. Cuma namazlarında imam efendi hutbeyi okur, arkasından 'Muhakkak ki Allah adaleti, iyiliği, akrabaya yardımı emreder. Kötü işleri, fenalığı ve azgınlığı yasaklar. O düşünüp tutasınız diye size öğüt veriyor' ayetini okur. Adalet, adil bir şekilde bir ülkede dağılım sağlayamıyorsa orada sıkıntılar vardır. Ben şunu söylüyorum: Adaletin ve hürriyetin olmadığı ülkelerde mutluluk olmaz. Kaldı ki insanın en önemli haklarından bir tanesi hürriyettir.' diye konuştu.
'BEN HALA SUÇUMU BİLMİYORUM'
Konuşmasını Kur'andan ayetlerle sürdüren Haberal, şunları söyledi: 'Suç varsa ceza olmalıdır. Mehmet Haberal suç mu işliyor, cezasını verin. Başkaları aynı suçu işleyip mağdur olmasın. Allah, 'Ey akıl sahipleri, kısasta sizin için hayat vardır. Umulur ki suç işlemezsiniz' diyor. Şimdi ben söylüyorum: Benim suçum ne? Adını koyacaksınız. 13 Nisan 2009'dan beri ben hep suçum ne diye soruyorum. Suçumu söyleyin, cezamı verin. Ben hala bilmiyorum, bilen varsa bana söylesin. 4 yıl 4 ay içerdeydim. İki şey vardır geri gelmez. Biri insan hayatı diğeri de zamandır. Hazreti Ömer diyor ki: Yaydan çıkan ok, ağızdan çıkan söz, kaçan fırsat, geçen zaman bir daha geri gelmez. Benim 4 sene 4 ayımı geri getirmek mümkün mü? Değil. Dolayısıyla burada hakikaten ciddi bir yanlışlık var. Ülkemiz bir süreçten geçiyor. Bunu bir an önce çözmek durumundayız. Biz çözeceğiz. Ama bunu kavga ederek ve bir birimizi kırarak değil.'
'DIŞARI ÇIKTIM AMA HALA O ORTAMDA YAŞIYORUM'
Tahliye edilmesine rağmen cezaevi ortamının gözlerinin önünden gitmediğini ifade eden Haberal, 'Ben oradan çıktım. Ama şu anda her gün ben o ortamda yaşıyorum. Düşünebiliyor musunuz, demir kapı, günde iki kez açılıyor. Beton ve demir yığını var. Çok ağır bir ortam. Dünyada doğrudan insan hayatını ilgilendiren iki meslek var, o da hekimlik ve hkimliktir. Hekim olarak benim görevim karşıma gelen hastaların teşhisini koyup, tedavisini yapmak ve sonra topluma kazandırmaktır. Aynı şey mahkemeler için de geçerlidir. Ama bugün maalesef cezaevlerinde tecrit ediliyoruz. İspat edilen bir suç varsa cezasının olması lazım. Kanuni döneminde bir ay devam eden yargılama zulüm kabul edilirmiş, ben bugünü sizlerin ve milletimin takdirine bırakıyorum.' diye konuştu.
Haberal, milletvekilliği yeminiyle ilgili Meclis'in kararı doğrultusunda hareket edeceklerini kaydetti.
Zonguldak'ta çeşitli ziyaretlerde bulunan Haberal, CHP il teşkilatında gazetecilerin sorusunu cevaplandırdı. Bir gazetecinin, Cumhurbaşkanı ve TBMM Başkanı mahkemenin vermiş olduğu kararlardan dolayı üzüntülü olduklarını söylüyorlar, siz ne düşünüyorsunuz?' şeklindeki sorusuna, 'Gayet tabi mahkemelerin arkasında -Adalet, mülkün temelidir- yazıyor. Aslında adalet yüceler yücesi Allah'ın emridir. Cuma namazlarında imam efendi hutbeyi okur, arkasından 'Muhakkak ki Allah adaleti, iyiliği, akrabaya yardımı emreder. Kötü işleri, fenalığı ve azgınlığı yasaklar. O düşünüp tutasınız diye size öğüt veriyor' ayetini okur. Adalet, adil bir şekilde bir ülkede dağılım sağlayamıyorsa orada sıkıntılar vardır. Ben şunu söylüyorum: Adaletin ve hürriyetin olmadığı ülkelerde mutluluk olmaz. Kaldı ki insanın en önemli haklarından bir tanesi hürriyettir.' diye konuştu.
'BEN HALA SUÇUMU BİLMİYORUM'
Konuşmasını Kur'andan ayetlerle sürdüren Haberal, şunları söyledi: 'Suç varsa ceza olmalıdır. Mehmet Haberal suç mu işliyor, cezasını verin. Başkaları aynı suçu işleyip mağdur olmasın. Allah, 'Ey akıl sahipleri, kısasta sizin için hayat vardır. Umulur ki suç işlemezsiniz' diyor. Şimdi ben söylüyorum: Benim suçum ne? Adını koyacaksınız. 13 Nisan 2009'dan beri ben hep suçum ne diye soruyorum. Suçumu söyleyin, cezamı verin. Ben hala bilmiyorum, bilen varsa bana söylesin. 4 yıl 4 ay içerdeydim. İki şey vardır geri gelmez. Biri insan hayatı diğeri de zamandır. Hazreti Ömer diyor ki: Yaydan çıkan ok, ağızdan çıkan söz, kaçan fırsat, geçen zaman bir daha geri gelmez. Benim 4 sene 4 ayımı geri getirmek mümkün mü? Değil. Dolayısıyla burada hakikaten ciddi bir yanlışlık var. Ülkemiz bir süreçten geçiyor. Bunu bir an önce çözmek durumundayız. Biz çözeceğiz. Ama bunu kavga ederek ve bir birimizi kırarak değil.'
'DIŞARI ÇIKTIM AMA HALA O ORTAMDA YAŞIYORUM'
Tahliye edilmesine rağmen cezaevi ortamının gözlerinin önünden gitmediğini ifade eden Haberal, 'Ben oradan çıktım. Ama şu anda her gün ben o ortamda yaşıyorum. Düşünebiliyor musunuz, demir kapı, günde iki kez açılıyor. Beton ve demir yığını var. Çok ağır bir ortam. Dünyada doğrudan insan hayatını ilgilendiren iki meslek var, o da hekimlik ve hkimliktir. Hekim olarak benim görevim karşıma gelen hastaların teşhisini koyup, tedavisini yapmak ve sonra topluma kazandırmaktır. Aynı şey mahkemeler için de geçerlidir. Ama bugün maalesef cezaevlerinde tecrit ediliyoruz. İspat edilen bir suç varsa cezasının olması lazım. Kanuni döneminde bir ay devam eden yargılama zulüm kabul edilirmiş, ben bugünü sizlerin ve milletimin takdirine bırakıyorum.' diye konuştu.