Gülşen'den MHP'Lİ Çınar'ın İddialarına Yanıt
AK Parti Kastamonu Milletvekili Mustafa Gökhan Gülşen, MHP Kastamonu Milletvekili Emin Çınar'ın iddialarına yanıt verdi.
AK Parti Kastamonu Milletvekili Mustafa Gökhan Gülşen, TBMM Başkanlık Divanı Katip Üyesi ve MHP Kastamonu Milletvekili Emin Çınar'ın iddialarına yanıt vererek, 'Hakaret ve iftiralarla dolu açıklama, milletimizin üzerinde algı operasyonları yapan iç ve dış ihanet şebekelerinin değirmenine su taşır niteliktedir' dedi.
AK Parti Kastamonu Milletvekili Mustafa Gökhan Gülşen, MHP Kastamonu Milletvekili Emin Çınar'ın son dönemlerde terör örgütü tarafından sabote edilen çözüm süreci üzerinden Cumhurbaşkanı, Başbakan ve AK Parti'yi hedef alan açıklamalarını teessür ile karşıladığını belirterek, 'Siyasi etik ve politik seviyeden uzak, hakaret ve iftiralarla dolu açıklama, milletimizin üzerinde algı operasyonları yapan iç ve dış ihanet şebekelerinin değirmenine su taşır niteliktedir. Kendisinden bu hasmane ve kin dolu açıklamadan ziyade, akıl dolu, milli birlik ve beraberliğimize katkı sağlayacak açıklamalarda bulunmasını beklerdik. Şehitler üzerinden, kan ve gözyaşı üzerinden siyaset yapmak belki MHP'ye yakıştırılsa da, Sayın Çınar'a hiç yakışmadı. Çirkin iftiralar ve yalanlarla dolu algı sürecinde üzerimize atfedilen bu iddialara birkaç başlık altında cevap verme zarureti doğmuştur' dedi.
Türkiye'nin başındaki terör belasının bugünlerde başlamadığını hatırlatan Gülşen, '30 yılı aşkın süredir devam eden terör sebebi ile binlerce asker ve polisimiz şehit olmuş yine çok sayıda vatandaşımızın yapılan saldırılarda hayatını kaybetmiştir. Bu içler acısı duruma son verilmesi, ülkemizin birlik ve beraberliğinin temini, kardeşliğin yeniden tesisi için AK Parti hükümeti tarafından başlatılan çözüm süreci sonunda yaklaşık üç yıl boyunca kardeş kanı dökülmemiş, şehit haberleri son bulmuştur' diye konuştu.
'ANALAR AĞLAMASIN, MİLLİ BİRLİĞİMİZ DAİM OLSUN'
Gülşen, ''Analar ağlamasın, Milli birliğimiz daim olsun' diyerek başlatılan bu süreçte, bu cümleyi siyaset malzemesi yapanlar, şimdi aynı cümleye sahip çıkmak suretiyle kirli bir siyaset gütmektedirler. Üzüntü verici olan, MHP'nin çözüm süreci ve şehit haberlerinden başka, üzerinde fikir beyan edip, siyaset yaptığı ve ülke yönetimine katkıda bulunduğu hiçbir projesinin bulunmamasıdır. Sayın Cumhurbaşkanımızın 7 Haziran seçimleri öncesinde 'anayasa değişikliği' için bir partinin sahip olması gereken 400 milletvekili alması gerektiğine dair açıklamasını, bu günlere taşıyıp teröre ve partimize bağlamak büyük bir iftiradır. Bu iftiranın kaynağı olan yayın organları dahi, yaptıkları haberi geri çektiği halde, Sayın Emin Çınar'ın bu yalan haber üzerinden siyasi medet umması, içinde bulunduğu durumun vahametini göstermektedir' ifadelerini kullandı.
Çözüm sürecinde hain terör örgütünün gerçek yüzünü bölge halkına göstermek adına atılan adımları anlayabilmenin, derin bir tarih bilgisi, stratejik bir akıl ve güçlü bir siyasi birikim ile vizyon gerektirdiğine dikkat çeken Gülşen, 'Bu saydıklarımızdan yoksun olanlar ve terörü sadece silah ile çözeceğini zannedenler atılan adımların ehemmiyetini anlayamazlar. AK Parti hükümetleri, ne iddia edildiği gibi Oslo'da, ne de MHP'nin ülke yönettiği dönemde olduğu gibi Davos'ta, Nato'da, BM'de, IMF heyetleri karşısında, ülkemizin şerefini asla düşürmemiştir. Aksine bütün dünya kamuoyu tarafından takdir edilecek şekilde ülkemiz temsil edilmiştir. MHP kurulduğu günden bu tarafa ilk kez isyan söylemlerine başvurmuş, 'Büyük Saray Yürüyüşü' adını verdikleri bir kalkışma ile halkımızı isyana teşvik etmiştir. Sağduyulu olan hiçbir MHP'li bu ayrıştırıcı söyleme kulak vermeyecektir. Böyle bir partinin liderinden 'Büyük Saray Yürüyüşü' ifadesi yerine, illa bir yere yürüyeceklerse 'Büyük Kandil Yürüyüşü' demesi beklenirdi' şeklinde konuştu.
'AZİZ MİLLETİMİZİN FERASET VE ZEKASINI KÜÇÜMSEYENLER BUNUN BEDELİNİ EN AĞIR ŞEKİLDE ÖDEYECEKTİR'
Çözüm sürecinde büyük bir siyasi riskin alındığını ifade eden Gülşen, şunları söyledi:
'Çözüm sürecinde büyük bir siyasi risk alınmış, çok yönlü çalışmalar ile bütün imkanlar seferber edilerek, PKK'ya rağmen, 3 yıla yakın bir sürede hiçbir şehit cenazesi gelmemiş, analar ağlamamış, kan ve gözyaşı durmuş ve ülkemiz yıllar sonra ilk kez huzur ve barış iklimini tatmıştır. Çözüm sürecinde bölge halkına verilen demokratik haklarıdır. Bu sayede vatandaşlarımızın devletine ve ülkesine olan aidiyet duygusu daha da artmıştır. Bunun sonucunda, PKK'nın ayaklanma çağrıları yaptığı, sokağa dökmeye çalıştığı bölge halkı örgüt ile arasına mesafe koymuş, devletinin yanında yer almıştır. Halkımız, kimlerin siyasi sorumluluktan kaçtığını, kimlerin ülke yönetiminde bulunmaktan geri durduğunu, kimlerin çözüm ve barışı istemeyip çözülme ve şehit haberlerinden medet umduğunu, kimlerin iç güvenlik yasasında da olduğu gibi bazen CHP, bazen HDP ile kol kola girip meclisi sabote ettiğini çok iyi bilmektedir. Aziz milletimizin feraset ve zekasını küçümseyenler bunun bedelini en ağır şekilde ödeyeceklerdir.'
MHP lideri Devlet Bahçeli ile yönetici ve kadrolarına tavsiyede de bulunan Gülşen, 'Tavsiyemiz artık aziz milletimizin, milli değerlerini istismar etmelerini bırakmalarıdır. Şehitler üzerinden, kan, gözyaşı ve ırkçılık söylemlerinden ülkemize hiçbir menfaat sağlanamayacaktır. MHP ülkemizi yönetmeye talip olmadığını yaşanan koalisyon görüşmelerinde açıkça göstermiştir. Kendilerini tekraren akl-ı selime, birleştirici üsluba, sorumluluktan kaçmamaya, seviyeli siyasete ve yitirmiş oldukları, bir fikir partisi olma hüviyetine dönemeye davet ediyorum. Bilinmelidir ki, geçmişte pek çok kriz dönemini başarıyla yönetip, Türkiye'yi huzur ve güven iklimine taşıyan AK Parti kadroları, milletimizin güven ve desteği ile ülkemizi bu sıkıntılı günlerden de kurtaracaktır. Bizler, sorumluluğumuzun bilincinde olarak, ilk günkü aşkla milletimizin hizmetinde olmaya, milletimizi için çalışmaya devam edeceğiz' açıklamalarında bulundu.
VEDAT YUNUS İKİZOĞLU (İHA)
AK Parti Kastamonu Milletvekili Mustafa Gökhan Gülşen, MHP Kastamonu Milletvekili Emin Çınar'ın son dönemlerde terör örgütü tarafından sabote edilen çözüm süreci üzerinden Cumhurbaşkanı, Başbakan ve AK Parti'yi hedef alan açıklamalarını teessür ile karşıladığını belirterek, 'Siyasi etik ve politik seviyeden uzak, hakaret ve iftiralarla dolu açıklama, milletimizin üzerinde algı operasyonları yapan iç ve dış ihanet şebekelerinin değirmenine su taşır niteliktedir. Kendisinden bu hasmane ve kin dolu açıklamadan ziyade, akıl dolu, milli birlik ve beraberliğimize katkı sağlayacak açıklamalarda bulunmasını beklerdik. Şehitler üzerinden, kan ve gözyaşı üzerinden siyaset yapmak belki MHP'ye yakıştırılsa da, Sayın Çınar'a hiç yakışmadı. Çirkin iftiralar ve yalanlarla dolu algı sürecinde üzerimize atfedilen bu iddialara birkaç başlık altında cevap verme zarureti doğmuştur' dedi.
Türkiye'nin başındaki terör belasının bugünlerde başlamadığını hatırlatan Gülşen, '30 yılı aşkın süredir devam eden terör sebebi ile binlerce asker ve polisimiz şehit olmuş yine çok sayıda vatandaşımızın yapılan saldırılarda hayatını kaybetmiştir. Bu içler acısı duruma son verilmesi, ülkemizin birlik ve beraberliğinin temini, kardeşliğin yeniden tesisi için AK Parti hükümeti tarafından başlatılan çözüm süreci sonunda yaklaşık üç yıl boyunca kardeş kanı dökülmemiş, şehit haberleri son bulmuştur' diye konuştu.
'ANALAR AĞLAMASIN, MİLLİ BİRLİĞİMİZ DAİM OLSUN'
Gülşen, ''Analar ağlamasın, Milli birliğimiz daim olsun' diyerek başlatılan bu süreçte, bu cümleyi siyaset malzemesi yapanlar, şimdi aynı cümleye sahip çıkmak suretiyle kirli bir siyaset gütmektedirler. Üzüntü verici olan, MHP'nin çözüm süreci ve şehit haberlerinden başka, üzerinde fikir beyan edip, siyaset yaptığı ve ülke yönetimine katkıda bulunduğu hiçbir projesinin bulunmamasıdır. Sayın Cumhurbaşkanımızın 7 Haziran seçimleri öncesinde 'anayasa değişikliği' için bir partinin sahip olması gereken 400 milletvekili alması gerektiğine dair açıklamasını, bu günlere taşıyıp teröre ve partimize bağlamak büyük bir iftiradır. Bu iftiranın kaynağı olan yayın organları dahi, yaptıkları haberi geri çektiği halde, Sayın Emin Çınar'ın bu yalan haber üzerinden siyasi medet umması, içinde bulunduğu durumun vahametini göstermektedir' ifadelerini kullandı.
Çözüm sürecinde hain terör örgütünün gerçek yüzünü bölge halkına göstermek adına atılan adımları anlayabilmenin, derin bir tarih bilgisi, stratejik bir akıl ve güçlü bir siyasi birikim ile vizyon gerektirdiğine dikkat çeken Gülşen, 'Bu saydıklarımızdan yoksun olanlar ve terörü sadece silah ile çözeceğini zannedenler atılan adımların ehemmiyetini anlayamazlar. AK Parti hükümetleri, ne iddia edildiği gibi Oslo'da, ne de MHP'nin ülke yönettiği dönemde olduğu gibi Davos'ta, Nato'da, BM'de, IMF heyetleri karşısında, ülkemizin şerefini asla düşürmemiştir. Aksine bütün dünya kamuoyu tarafından takdir edilecek şekilde ülkemiz temsil edilmiştir. MHP kurulduğu günden bu tarafa ilk kez isyan söylemlerine başvurmuş, 'Büyük Saray Yürüyüşü' adını verdikleri bir kalkışma ile halkımızı isyana teşvik etmiştir. Sağduyulu olan hiçbir MHP'li bu ayrıştırıcı söyleme kulak vermeyecektir. Böyle bir partinin liderinden 'Büyük Saray Yürüyüşü' ifadesi yerine, illa bir yere yürüyeceklerse 'Büyük Kandil Yürüyüşü' demesi beklenirdi' şeklinde konuştu.
'AZİZ MİLLETİMİZİN FERASET VE ZEKASINI KÜÇÜMSEYENLER BUNUN BEDELİNİ EN AĞIR ŞEKİLDE ÖDEYECEKTİR'
Çözüm sürecinde büyük bir siyasi riskin alındığını ifade eden Gülşen, şunları söyledi:
'Çözüm sürecinde büyük bir siyasi risk alınmış, çok yönlü çalışmalar ile bütün imkanlar seferber edilerek, PKK'ya rağmen, 3 yıla yakın bir sürede hiçbir şehit cenazesi gelmemiş, analar ağlamamış, kan ve gözyaşı durmuş ve ülkemiz yıllar sonra ilk kez huzur ve barış iklimini tatmıştır. Çözüm sürecinde bölge halkına verilen demokratik haklarıdır. Bu sayede vatandaşlarımızın devletine ve ülkesine olan aidiyet duygusu daha da artmıştır. Bunun sonucunda, PKK'nın ayaklanma çağrıları yaptığı, sokağa dökmeye çalıştığı bölge halkı örgüt ile arasına mesafe koymuş, devletinin yanında yer almıştır. Halkımız, kimlerin siyasi sorumluluktan kaçtığını, kimlerin ülke yönetiminde bulunmaktan geri durduğunu, kimlerin çözüm ve barışı istemeyip çözülme ve şehit haberlerinden medet umduğunu, kimlerin iç güvenlik yasasında da olduğu gibi bazen CHP, bazen HDP ile kol kola girip meclisi sabote ettiğini çok iyi bilmektedir. Aziz milletimizin feraset ve zekasını küçümseyenler bunun bedelini en ağır şekilde ödeyeceklerdir.'
MHP lideri Devlet Bahçeli ile yönetici ve kadrolarına tavsiyede de bulunan Gülşen, 'Tavsiyemiz artık aziz milletimizin, milli değerlerini istismar etmelerini bırakmalarıdır. Şehitler üzerinden, kan, gözyaşı ve ırkçılık söylemlerinden ülkemize hiçbir menfaat sağlanamayacaktır. MHP ülkemizi yönetmeye talip olmadığını yaşanan koalisyon görüşmelerinde açıkça göstermiştir. Kendilerini tekraren akl-ı selime, birleştirici üsluba, sorumluluktan kaçmamaya, seviyeli siyasete ve yitirmiş oldukları, bir fikir partisi olma hüviyetine dönemeye davet ediyorum. Bilinmelidir ki, geçmişte pek çok kriz dönemini başarıyla yönetip, Türkiye'yi huzur ve güven iklimine taşıyan AK Parti kadroları, milletimizin güven ve desteği ile ülkemizi bu sıkıntılı günlerden de kurtaracaktır. Bizler, sorumluluğumuzun bilincinde olarak, ilk günkü aşkla milletimizin hizmetinde olmaya, milletimizi için çalışmaya devam edeceğiz' açıklamalarında bulundu.
VEDAT YUNUS İKİZOĞLU (İHA)