GPS cihazıyla takip edilen karacalar yaban hayatına ışık tutacak
GPS verici takılan 4 karaca üzerinde bir yıldır yürütülen çalışmada sona gelindi.
Kastamonu ve Sinop illerinde GPS verici takılan 4 karaca üzerinde bir yıldır yürütülen çalışmada sona gelindi.
Kastamonu Üniversitesi (KÜ) Orman Fakültesi ile Orman ve Su İşleri Bakanlığı 10. Bölge Müdürlüğü arasındaki protokol kapsamında bir yıl önce yaralı halde bulunan 4 karaca, tedavilerinin tamamlanmasının ardından verici takılarak doğaya salındı.
KÜ Orman Fakültesi Orman Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ömer Küçük ve KÜ Orman Fakültesi Araştırma Görevlisi Özkan Evcin tarafından bir yılı aşkın süredir izlenen karacalarla ilgili birçok yeni bilgiye ulaşıldı.
Fotokapanlar sayesinde karacaları görüntüleyen ekibin çalışması neticesinde, orman planlamalarında ve karacaların ihtiyacı olan besin türlerinin bulunmasında kolaylık sağlanacak.
Prof. Dr. Ömer Küçük, yaklaşık 5 yıldır karacalar üzerine çalışma yürüttüklerini belirtti.
Ilgaz ve Küre dağları, Azdavay, Pınarbaşı ile Sinop'taki bazı alanlarda yaban hayatı üzerine çalışma yaptıklarını ifade eden Küçük, 'Ülkemizin önemli türlerinden birisi de karaca. Karacanın şimdiye kadar popülasyon ekolojisi çalışılmamış. Daha sonra biz bir çalışma yapmaya karar verdik. Çalışmamız, karacaların habitat tercihleri, karacaların GPS yardımıyla habitat uygunluk modellerinin geliştirilmesi, karacanın besin diyeti, karacanın DNA genetik çeşitliliği olmak üzere 4 alandan oluşuyor.' dedi.
Proje kapsamında fotokapanlar aracılığıyla 5 yıldır karacalarla ilgili görüntüler aldıklarını anlatan Küçük, şunları dile getirdi:
'Daha sonra 4 adet karacaya GPS'li tasma taktık. Bunları 15 ay izledik. Yazın, kışın, sonbahar ve ilkbahar dönemlerinde doğum ve doğum sonrası dönemlerde hangi alanları tercih ediyorlar, gece hangi bölgelerde daha çok dolaşıyorlar, gündüz beslenmeleri hangi alanlarda oluyor, en aktif olduğu saatler hangileri gibi birçok veriyi sinyallerden tespit ettik. Potansiyel yayılış alanlarını haritaladık. Hangi bölgeler karaca için yaban hayatı gelişme sahası olabilir, alan büyüklüğü ne olması gerekiyor, hangi tür besinler gerekiyor, bir alanda ne kadar karacanın bulunması gerekiyor soruları bize ciddi referans oldu.'
'Karacaların komşuluk ilişkilerini de araştırdık'
Yapılan çalışmanın orman planlamalarının yapılması açısında önemli olduğuna işaret eden Küçük, 'Orman alanlarını planlarken bazı bölgeleri yaban hayatı açısından uygun diye yaban hayatı fonksiyonuna ayırıyoruz. Ayıracak olduğumuz yerlerde yaban hayatı hangi tür için hangi meşcerenin ayrılması ve içlerinde hangi besin türlerinin bulunması gerektiği anlamında bize fikir veriyor.' diye konuştu.
Ormanları yaban hayatı fonksiyonuna ayırırken bu fikirlerin göz önünde bulundurulması önemli olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Küçük, şunları kaydetti:
'Karacaların ülkemizin dört bir tarafında yayılış gösterdiğini literatürden biliyoruz. Karacaların komşuluk ilişkilerini de araştırdık. Avrupa'da, İran tarafında yaşayan karacalarla irtibatlı olup olmadığını, kendi içinde bir çeşitlilik bulunup bulunmadığını en azından Batı Karadeniz bölgesinde ortaya koyduk. Bir türün Kafkasya ve İran kolu tarafından gelebilecek olduğunu gördük. Oradaki karacalarla genetik olarak uyum sağladığını gördük. Bu bizim için yeni ve önemli bir bulgudur. Ülkemiz açısından ilk defa dünya gen bankasına karacalarla ilgili genetik şifre kodlarının referans olarak girilmesi sağlanmış olacak.'
Küçük, çalışma sonuçlarının Doğa Koruma ve Mili Parklar Genel Müdürlüğüne sunulacağını sözlerine ekledi.
Orman Fakültesi Araştırma Görevlisi Özkan Evcin ise Kastamonu ve Sinop'taki belli alanlara fotokapanlar yerleştirdiklerini söyledi.
Evcin, 'Tasmalama çalışmalarımız da oluyor. Ben doktora çalışmamda karaca türünün tasmalamasını yaptım. Tasmalama çalışması bize günlük olarak hayvanın aktiviteleriyle ilgili bilgi veriyor. Hangi saatlerde durağan hangi saatlerde hareketli olduğu bilgilerini veriyor. Bu protokol çalışmalarının devam etmesini istiyoruz.' ifadesinde bulundu.