Gözetleme kulesinde geçen ömür
30 yıldır bu kuleden, Kastamonu'nun ormanlarını gözetliyorlar.
Kastamonu'da Orman Bölge Müdürlüğü'nde görevli bir çift, hayatlarını 30 yıldır orman gözetleme kulesinde geçiriyor.
Kastamonu Orman Bölge Müdürlüğü'ne bağlı Merkez Ahlatçık yangın gözetleme kulesinde görev yapan Sadık Bozacı (56) ve eşi Remziye Bozacı (49) çifti, 1984 yılından bugüne Orman Bölge Müdürlüğü'nün kadrolu personeli olarak çalışıyor. 30 yıldır yaşamlarını gözetleme kulesinde sürdüren Bozacı çifti, çocuklarını bile kulede büyütmüş. Adeta ormanın gözü olan çift, bir duman gördükleri anda ilgili birimleri uyararak, yangının büyümeden kontrol altına alınmasını sağlıyor.
Görevleri ile ilgili bilgi veren Sadık Bozacı, mesleklerini seve seve yaptıklarını belirterek, “Herhangi bir yangın olduğu zaman bilgisayardan yangın mahalline bakıp, buradan takip edebiliyoruz. Herhangi bir yangın olduğunda PTZ'den yangın mahalline bakıyoruz. Bizimle aynı anda Orman Bölge Müdürlüğü ve Ankara'da Orman Genel Müdürlüğü de takip edebiliyor. Bu sayede bizimle aynı anda diğer müdürlüklerimizde yangın mahallini izleyebiliyor. İki tane kameramız var. Bu kameralar 360 derece kendi eksene etrafında sürekli dönüyor ve olası çıkan bir yangında gözetleme yapıyor” dedi.
7/24 saat eşi ile birlikte devamlı ormanları gözetlediklerini ifade eden Bozacı, “Herhangi bir olay olduğu zaman yetkili birimleri haberdar ediyoruz. En kısa yoldan ve en kısa zamanda yangın bölgesine gitmeye çalışıyoruz. Daha sonra diğer birimlerle haberleşme yapıp, ekip ve ekipmanları yangın bölgesine ulaştırıyoruz. Bu şekilde her gün 24 saat ormanlarımızı gözetliyoruz” diye konuştu.
Hayatlarının burada güzel geçtiğini aktaran Bozacı, “Doğduğun yerde değil doyduğun yerde yaşamak gerekiyor. Bizde, bu sözden yola çıkarak burada hayatımızı idam ettirmeye çalışıyoruz. Zorluklarımız çok oluyor. Zorluklarına katlanmak gerekiyor” şeklinde konuştu.
Ahlatçık kulesinden 87 bin 300 hektarlık alanı gözetim altında tuttuklarını açıklayan Bozacı, “Bu kuleden Taşköprü, Araç, Samatlar, Karadere, İhsangazi, Daday gibi birçok işletmenin görebildiği yangın alanlarını da görebiliyorum. Burasının rakımı bin 485 metredir. Bu yükseklik soğuk oluyor. Bu yüzden sıcak ve soğuk havalarda dengeyi kurmaya çalışıyoruz. Kışları çok fazla soğuk oluyor. Fakat bizimde, soğukta duracak halimiz yok, bölge müdürlüğümüzden verilen kömürle ısınmaya çalışıyoruz” ifadelerini kullandı.
Ramazan ayında iftar davetini çok fazla veremediklerini iftar davetlerine ise gidemediklerini anlatan Bozacı, görevlerinin çok riskli ve bir o kadar önemli olduğunu belirterek, şunları kaydetti: “7/24 saat çevreyi kontrol altında tutuyoruz. Uykumuz geldiği zaman birimiz nöbet tutuyor, birimiz uyuyor. Bu işi yapmak zor, ateşin ne zaman çıkacağı belli değil, her an için ormanları gözetlemek zorundasın. Ateşi görüp hemen merkeze iletmek anında bizim işimiz.”
İki çocuk annesi Remziye Bozacı da, yangın gözetleme kulesinde iki çocuk büyüttüğünü ifade ederek, “1984 yılından beri bu kulede bulunuyoruz. Yaklaşık 32 yıllıkta evliyiz. Burada ormanlarımızı gözetliyoruz. Nöbetleşe duruyoruz. Bazen eşim duruyor, bazen de ben duruyorum. Bu şekilde hayatımı idam ettirmeye çalışıyoruz. Misafirliğe veya komşularımıza gidemiyorum. Gitsek bile çok kısa durabiliyorum. Birimizin burada mutlaka kalması gerekiyor. İftar daveti ara sıra verebiliyoruz, fakat iftar davetlerine gidemiyoruz. Hayat şartları çok zor. Burada çocuk büyütmek biraz sıkıntılı olsa da zor falan büyüttük. Burada çok zor anlarımız oluyor” diye konuştu.
“Hayatımdan memnunum” diyen Remziye Bozacı, şöyle devam etti: “İnşallah Allah ömür verirse buradan emekli olmayı planlıyoruz. Artık yorulduk, burada bir 5 yıl daha belki dururuz. Hayat şartları neyi götürür şimdiden bilemiyorum.”