Erdoğan: Youtube ve Facebook'u kapatabiliriz
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, tartışmalı İnternet yasasına tepkiler henüz dinmemişken, Youtube ve Facebook gibi sitelerin kapatılabileceğini söyledi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, tartışmalı İnternet yasasına tepkiler henüz dinmemişken, Youtube ve Facebook gibi sitelerin kapatılabileceğini söyledi. Bir televizyon programında konuşan Erdoğan, 'O alanda 30 Mart'tan sonra atacağımız başka adımlar var. Mesela bazıları Youtube, Facebook'la ilgili bazı şeyler söylüyorlar. Yani o konularda acaba dünya ne der, şu ne der, bu ne der? İnanın benim ve bazı arkadaşlarımın bu konuda kararlığımız var. Yani biz bu milleti Youtube, Facebook'a bilmen şuraya, buraya yediremeyiz. Atılması gereken adım neyse biz bu adımı en kesin hatlarla atacağız. Kapatılmaları da dahil' dedi.
'GÜVENİLİR TELEFONLARI DA BIRAKTIM'
ATV ve AHaber kanallarının ortak yayınına katılan Erdoğan'a programda 'Cumhurbaşkanı, bakanlarınız ve MİT Başkanı ile dinleme riski olmadan konuşabilecek durumda mısınız?' sorusu yöneltildi. Erdoğan, ''Hayır şunda değilim. Ben şu anda güvenilir hat dedikleri telefonları kullanmıyor. Bıraktım. Şimdi artık normalden konuşuyorum. Dinlerseniz dinleyin diyorum. Ne dinlersiniz onu dinleyin diyorum. Bu hale geldik. Bu işin rezilliği çıktı. Şunda TÜBİTAK'ta vs. çok kararlı adımlar attık, atıyoruz. Buraları temizleyeceğiz. Bunun lami cimi yok. Öyle hafiften geçemeyiz ve mutlaka da bunun hesabını en ciddi şekilde, soracağız. Onun için diyorum ben bunların inine gireceğiz derken bunu söylüyorum. Bunu millet adına söylüyorum. Şahsım adına değil. Bunun ortakları içinde ana muhalefeti de var diğerleri de var. Niye? Onlar bizimle beraber bu yolda bu mücadele vermiyorlar onlarda bunun hesabını verecekler. Çünkü oranlarında takıntıları var. Bu ülkede hakimi dinleniyor, savcısı dinleniyor. Çıkıyor kendisi diyor ki ben de dinleniyorum, öbürü de diyor ki benim partim de dinleniyor. Niye beraber değilsin? Niye beraber değilsin? Yani biz daha önce genel başkanları dinleniyordu biz anayasa müzakeresi yapıyorduk ve arkadaşlar geldiler ya böyle böyle işte CHP Genel Başkanın şu anda görüntüleri düştü dediler ben hemen Binali beyi yanıma çağırdım dedim bunu işe müdahale et. Daha yarım saatte işi kesti. Ve hala bakıyorum CHP'nin o günkü genel başkanı diyor ki 'kağıtlı belge var.' Bunun kağıtlı belgesi olur mu? İşte görüntü ortada. Biz senin bu görüntünü durdurduk mu, durdurmadık mı? Durdurduk. Bitti. Şu anda yapılanlar, dinlemeler vs. işte senin halef selef olduğun adamın Meclis salonuna getiriyor orada montaj dinlemeler gösteriyor. Hatta geçenlerde ben AHaber'de bazı böyle montaj dinlemeleri sizlerde yayınladınız. Bahçeli'nin, Kılıçdaroğlu'nun… Hatta bilmiyorum şu anda yanınızda onlar varsa onları vatandaşa dinletebilirsek yani bu montaj teknolojisi ne kadar ileri gitmiş bunları halkımın görmesi bakamından çok çok isabetli diyorum. Çok çok isabetli olur. Çünkü halkımız bilmiyor. Gerçekten montaj olabiliyor mu? Kılıçdaroğlu'nun Sarıgül'le ilgili oradaki ifadeleri. Bunlar hep çok çok manidar. Adamı ipe götürür bu dinlemeler. Öyle montaj var. İnsanları eşlerinden ayırır. Aileyi bozar. Her türlü şey bunun içinde var.' dedi.
Erdoğan'a ardından şu şekilde bir soru yöneltildi: 'Yargının tümü enfekte değil. Sağlam kadrolar da var. Aynı şekilde emniyette de var. Fakat hepsinin paralel yapının elemanlarınca dinlendikleri ve şantaja her zaman maruz kalabilecekleri korkusu var. Siz her türlü yasal düzenlemeyi yaptıktan sonra eğer onların korkularını yenemezseniz, onlara o güvenceleri veremezseniz onların o felç durumdan çıkmaları çok olay olmayacak. Onlara nasıl bir yasal güvence vermeyi düşünüyorsunuz?'
Erdoğan, 'Biz bir İnternet yasası olayı getirdik. Bakın bu İnternet yasasına malum çevreler hemen isyan ettiler. Niye? Biz çomağı sokuyorduk. Onu gördüler. İsyan ettiler. Biz neyse yapabildiğimiz kadarıyla şu anda onu yaptık. O alanda bile 30 Mart'tan sonra atacağımız başka adımlar var. Mesela bazıları Youtube, Facebook'la ilgili bazı şeyler söylüyorlar. Yani o konularda acaba dünya ne der, şu ne der, bu ne der? İnanın benim ve bazı arkadaşlarımın bu konuda kararlığımız var. Yani biz bu milleti Youtube, Facebook'a bilmen şuraya, buraya yetiremeyiz. Atılması gereken adım neyse biz bu adımı en kesin hatlarla atacağız.' dedi.
Bu arada 'Kapatılmaları dahil mi? sorusu yöneltilen Erdoğan, 'Dahil. Çünkü bu insanlar veya bu kurumlar kazançları için imkanları için her türlü ahlaksızlığı, her türlü casusluğu, ajanlığı teşvik ediyor. Bunu çünkü sınırı yok. Sınırsız bir şey. Böyle bir özgürlük anlayışı olamaz. Mesela az önce ifade ettiğiniz konuda devletin bütün kurumlarında bunlar var. Fakat bizim şu anda ilk etaptaki hedefimiz karar mekanizmalarını temizlemek. Çünkü karar mekanizmalarından bunları temizlediğimiz takdirde yavaş yavaş aşağı doğru bu inecek tabi. Ondan sonra bu iyi büyük ölçüde hallederiz. Ondan sonra korku asıl onları alacak. Ondan sonra acaba biz bundan sonra nereye gideriz diyecekler. Çünkü karar mekanizmalarındaki ağabeyler yok olunca o zaman tabiî ki korku bacayı saracak. Bir de yargı mekanizması onların düşündüğü şekilde oluşmayınca o da tabiî ki onları ciddi manada vuracaktır.' şeklinde konuştu.
Erdoğan, 'paralel yapı' ile ilgili bir 'üst akıl' olduğu şeklinde bir soru sorulması üzerine 'Ben üst akıl diye birisini değil de kainat imamı diye birisini sadece tanıdım. Yani önüme geldi, baktım kainat imamı var. Altında kıtaların imamları var. Baktım ki devletin yapısı içerisinde aman yarabbim yargının imamından bahsediyor, güvenliğin imamından bahsediyor, o zaman ben zaten dengelerim sarsılmaya başladı. Çünkü iyi niyetimizin kurbanı olmuşuz. Bizim dinimiz iyi niyet dinidir. Bizde zannediyorduk ki karşımızdakilerde aynı iyi niyeti gösteriyor. Meğerse öyle değilmiş.' dedi.
'GÜVENİLİR TELEFONLARI DA BIRAKTIM'
ATV ve AHaber kanallarının ortak yayınına katılan Erdoğan'a programda 'Cumhurbaşkanı, bakanlarınız ve MİT Başkanı ile dinleme riski olmadan konuşabilecek durumda mısınız?' sorusu yöneltildi. Erdoğan, ''Hayır şunda değilim. Ben şu anda güvenilir hat dedikleri telefonları kullanmıyor. Bıraktım. Şimdi artık normalden konuşuyorum. Dinlerseniz dinleyin diyorum. Ne dinlersiniz onu dinleyin diyorum. Bu hale geldik. Bu işin rezilliği çıktı. Şunda TÜBİTAK'ta vs. çok kararlı adımlar attık, atıyoruz. Buraları temizleyeceğiz. Bunun lami cimi yok. Öyle hafiften geçemeyiz ve mutlaka da bunun hesabını en ciddi şekilde, soracağız. Onun için diyorum ben bunların inine gireceğiz derken bunu söylüyorum. Bunu millet adına söylüyorum. Şahsım adına değil. Bunun ortakları içinde ana muhalefeti de var diğerleri de var. Niye? Onlar bizimle beraber bu yolda bu mücadele vermiyorlar onlarda bunun hesabını verecekler. Çünkü oranlarında takıntıları var. Bu ülkede hakimi dinleniyor, savcısı dinleniyor. Çıkıyor kendisi diyor ki ben de dinleniyorum, öbürü de diyor ki benim partim de dinleniyor. Niye beraber değilsin? Niye beraber değilsin? Yani biz daha önce genel başkanları dinleniyordu biz anayasa müzakeresi yapıyorduk ve arkadaşlar geldiler ya böyle böyle işte CHP Genel Başkanın şu anda görüntüleri düştü dediler ben hemen Binali beyi yanıma çağırdım dedim bunu işe müdahale et. Daha yarım saatte işi kesti. Ve hala bakıyorum CHP'nin o günkü genel başkanı diyor ki 'kağıtlı belge var.' Bunun kağıtlı belgesi olur mu? İşte görüntü ortada. Biz senin bu görüntünü durdurduk mu, durdurmadık mı? Durdurduk. Bitti. Şu anda yapılanlar, dinlemeler vs. işte senin halef selef olduğun adamın Meclis salonuna getiriyor orada montaj dinlemeler gösteriyor. Hatta geçenlerde ben AHaber'de bazı böyle montaj dinlemeleri sizlerde yayınladınız. Bahçeli'nin, Kılıçdaroğlu'nun… Hatta bilmiyorum şu anda yanınızda onlar varsa onları vatandaşa dinletebilirsek yani bu montaj teknolojisi ne kadar ileri gitmiş bunları halkımın görmesi bakamından çok çok isabetli diyorum. Çok çok isabetli olur. Çünkü halkımız bilmiyor. Gerçekten montaj olabiliyor mu? Kılıçdaroğlu'nun Sarıgül'le ilgili oradaki ifadeleri. Bunlar hep çok çok manidar. Adamı ipe götürür bu dinlemeler. Öyle montaj var. İnsanları eşlerinden ayırır. Aileyi bozar. Her türlü şey bunun içinde var.' dedi.
Erdoğan'a ardından şu şekilde bir soru yöneltildi: 'Yargının tümü enfekte değil. Sağlam kadrolar da var. Aynı şekilde emniyette de var. Fakat hepsinin paralel yapının elemanlarınca dinlendikleri ve şantaja her zaman maruz kalabilecekleri korkusu var. Siz her türlü yasal düzenlemeyi yaptıktan sonra eğer onların korkularını yenemezseniz, onlara o güvenceleri veremezseniz onların o felç durumdan çıkmaları çok olay olmayacak. Onlara nasıl bir yasal güvence vermeyi düşünüyorsunuz?'
Erdoğan, 'Biz bir İnternet yasası olayı getirdik. Bakın bu İnternet yasasına malum çevreler hemen isyan ettiler. Niye? Biz çomağı sokuyorduk. Onu gördüler. İsyan ettiler. Biz neyse yapabildiğimiz kadarıyla şu anda onu yaptık. O alanda bile 30 Mart'tan sonra atacağımız başka adımlar var. Mesela bazıları Youtube, Facebook'la ilgili bazı şeyler söylüyorlar. Yani o konularda acaba dünya ne der, şu ne der, bu ne der? İnanın benim ve bazı arkadaşlarımın bu konuda kararlığımız var. Yani biz bu milleti Youtube, Facebook'a bilmen şuraya, buraya yetiremeyiz. Atılması gereken adım neyse biz bu adımı en kesin hatlarla atacağız.' dedi.
Bu arada 'Kapatılmaları dahil mi? sorusu yöneltilen Erdoğan, 'Dahil. Çünkü bu insanlar veya bu kurumlar kazançları için imkanları için her türlü ahlaksızlığı, her türlü casusluğu, ajanlığı teşvik ediyor. Bunu çünkü sınırı yok. Sınırsız bir şey. Böyle bir özgürlük anlayışı olamaz. Mesela az önce ifade ettiğiniz konuda devletin bütün kurumlarında bunlar var. Fakat bizim şu anda ilk etaptaki hedefimiz karar mekanizmalarını temizlemek. Çünkü karar mekanizmalarından bunları temizlediğimiz takdirde yavaş yavaş aşağı doğru bu inecek tabi. Ondan sonra bu iyi büyük ölçüde hallederiz. Ondan sonra korku asıl onları alacak. Ondan sonra acaba biz bundan sonra nereye gideriz diyecekler. Çünkü karar mekanizmalarındaki ağabeyler yok olunca o zaman tabiî ki korku bacayı saracak. Bir de yargı mekanizması onların düşündüğü şekilde oluşmayınca o da tabiî ki onları ciddi manada vuracaktır.' şeklinde konuştu.
Erdoğan, 'paralel yapı' ile ilgili bir 'üst akıl' olduğu şeklinde bir soru sorulması üzerine 'Ben üst akıl diye birisini değil de kainat imamı diye birisini sadece tanıdım. Yani önüme geldi, baktım kainat imamı var. Altında kıtaların imamları var. Baktım ki devletin yapısı içerisinde aman yarabbim yargının imamından bahsediyor, güvenliğin imamından bahsediyor, o zaman ben zaten dengelerim sarsılmaya başladı. Çünkü iyi niyetimizin kurbanı olmuşuz. Bizim dinimiz iyi niyet dinidir. Bizde zannediyorduk ki karşımızdakilerde aynı iyi niyeti gösteriyor. Meğerse öyle değilmiş.' dedi.