Erbilgin, Ünlü ve Vidinlioğlu'nu sert dille eleştirdi

Cumhuriyet Halk Partisi Kastamonu İl Başkanı Hikmet Erbilgin, TV366'da katıldığı canlı yayın programında Kastamonu gündemine dair önemli açıklamalarda bulundu.

  • 1629
TAKİP ET

Hikmet Erbilgin yaklaşık 1 saat süren programda AKP İl Başkanı Doğan Ünlü ve Kastamonu Belediye Başkanı Galip Vidinlioğlu'nu sert cümlelerle eleştirdi.

İl Özel İdaresi Genel Sekreteri Zafer Karahasan'ın görevden alınması, AKP İl Başkanı Doğan Ünlü'nün Milletvekili Hasan Baltacı, Daday ve Araç belediyeleri ilgili iddiaları, eski milletvekili Murat Demir'in Cide Belediyesi ile ilgili açıklamaları, Kastamonuspor toplantısı ve Kastamonuspor tesisleri yanındaki arazi başta olmak üzere yöneltilen soruları net ifadelerle cevaplayan Hikmet Erbilgin şunları söyledi;

İL ÖZEL İDARE ÜZERİNDE BİR BİLEK GÜREŞİ YAŞANIYOR

Öncelikle şu hakkı teslim etmemiz gerekiyor. Bürokrasideki atamalarda siyasetin iradesine saygı göstermek gerekir. Bu yönüyle İl Özel İdaresi'nde bir değişiklik olabilir mi? Elbette olabilir. Ancak bu değişikliği ortaya çıkaran fay hatlarına baktığımızda biz en azında bir rant kavgasının olduğunu görüyoruz. Genel sekreter 11 yıldır bu görevdeydi. Ortada bir sıkıntı varsa bunun aşılması için önümüze çok fırsatlar geçti. Ancak görüyoruz ki hem İGM'de Meclis Başkanlığına Güray Parçal'ın karşısına aday çıkarmışlardı kendileri, orada bir bilek güreşi yaşandı. İl Özel İdaresinde il başkanı üzerinden ya da partinin diğer odakları üzerinden bir bilek güreşi yaşandığı anlaşılıyor. Biz Kastamonu'ya hizmete bakarız. Bu işin esas budur. Kimin gelip gittiği, görevden alındığı siyasi iradenin tasarrufundadır. Biz İl Özel İdare'ye Kastamonu'nun köylerinden başlayarak bir çok sorunun kronikleştiğini, çözülemediğini görüyoruz. Bundan sonra göreve gelecek kişinin mevcut iktidarın içinde bulunduğu koşullar gereğince işinin çok kolay olmadığını görebiliyoruz.

DADAY HALKININ İRADESİNE SAHİP ÇIKTIK

İyi ki karşımızda böyle bir iktidar partisi il başkanı var, bu bizim işimizi kolaylaştırıyor. Daday üzerinden bir sahte seçmen tartışması yapınca insanlar muhtemelen İstanbul Büyükçekmece'deki seçmenlere yapılan hikyeleri hatırlıyor. 31 Mart'ta Ekrem İmamoğlu'nun kazandığı seçimi iptal ettirmek üzerine AKP'nin yaptığı manevraları hatırlatıyor. 'Hiçbir şey olmamış ise kesinlikle bir şey oldu' diyen AKP'li Ali İhsan Yavuz 'u hatırlıyor. Seçmen manipülasyonu ile ilgili AKP'nin Türkiye genelinde yaptıkları dün gibi aklımızda. Doğan Ünlü Daday'da yaklaşık 200'e yakın seçmenden bahsediyor, iddia ediyor. Özellikle 31 Mart Doğan Ünlü'nün unutamadığı bir yerel seçim deneyimi olmuş. Bir çok ilçeyi kaybetmesi Doğan Ünlü'yü üzmüş. Doğan Ünlü'nün bahsettiği seçmenlerden biri de Daday'da belediye başkanlığı yapmış olan Kadir Er'dir. Başkanımızın ömrü Daday'da geçiyor ama kendisi taşıma seçmen olarak kabul edilmek isteniyor. Biz aslında Milletvekilimiz Hasan Baltacı ile birlikte Daday halkının iradesini korumak için canla başla mücadele ettik. Dolayısıyla Doğan Ünlü'nün yaptığı çok anlamlı bir çıkış değil.

DOĞAN ÜNLÜ'NÜN DENGESİ BOZULUNCA DİLİ DE AHLAKI DA BOZLUYOR

Siyasette mizah olacaktır ama nezaketi hiç elden bırakmamak lazım. Ben milletvekilimiz Hasan Baltacı için arı gibi çalışıyor benzetmesi yapınca Doğan Ünlü'nün şey arısı gibi bir ifade kullandı. Bu siyasetin nezaketiyle örtüşen bir ifade değil. Doğan Ünlü'nün dengesi bozulunca dili de, ahlakı da bozuluyor. Böyle bir ifadeyi keşke kullanmasaydı. Kastettiği arı her ne ise keşke o ifadeyi kullanmasaydı. Araç Belediyesi'nin kayıtları açıktır, Doğan Ünlü ile beraber gidip inceleyebiliriz. Bir rant üzerinden yaratılan ciddi bir borçla biz belediyeyi devraldık. Biz şikyetçi değiliz, hizmet üretmeye, çalışmaya devam edeceğiz. Kastamonu'da ki Cumhuriyet Halk Partili belediyelerin bu şekilde eleştiriliyor olması işimizi doğru yaptığımızı da gösteriyor. Çünkü Azdavay Belediyesi kendi bakanlarının verdiği soruşturma izni ile karşı karşıya. Süleyman Soylu Azdavay Belediyesi'nde ters giden işler olduğuna ikna olmuş ki Azdavay Belediye başkanının soruşturulmasına izin vermiş. Azdavay uzun zamandır hak edilmediği şekilde yönetiliyor. Azdavay Belediyesi bir rant ilişkisi üzerinden yönetiliyor. Kamuoyunu manipüle etme adına da gayet maharetli bir belediye başkanı var. Hatta insanı insana düşüren, hatta seçmeni tehdit eden bir belediye başkanı var. Artık meydan boş değil, Cumhuriyet Halk Partisi var. Temennimiz odur ki sağlıklı bir yargılama süreci yaşanır. Azdavay Belediye Başkanının Azdavaylıların hak ettiği birçok kaynağı nasıl çarçur ettiğini, birilerini nasıl zengin ettiğini hep birlikte görürüz. Daha önce kamuoyuna duyurmuştuk. MHP belediye meclis üyelerince bu konu daha sonra yargıya taşındı. Doğanyurt Belediyesi'nde yapılan yolsuzluk iddiaları var. AKP belediyeciliği artık en küçüğünden, en büyüğüne rant ve yolsuzluk iddiaları ile anılıyor.

BAŞKANIN ÇEVRESİNDEKİLERDEN REYSAŞ HİSSESİ ALAN OLDU MU?

İnebolu Belediyesi'ne bakıyoruz. AKP 1.Sıra Belediye Meclis Üyesi nezaketen sağlık sorunlarını gerekçe göstererek istifa etti. 1.Sıra Meclis Üyesi belediye başkanı boşluğunda o ilçeye belediye başkanlığı yapacak kişi demektir. Anlaşılıyor ki orada başkanla meclis üyeleri arasındaki ahenk bozulmuş. Araç Muayene İstasyonu ile ilgili İnebolu'da herkes karşı görüş bildirirken Belediye Başkanı inadına o arsayı peşkeş çekmiştir. Bağımsız ekspertiz şirketleri var. Değer takdiri yapabilecek firmalar var. Tıpkı Kastamonuspor'un yanı başındaki arsa gibi İnebolu'da da değerli bir parselin kurban edildiği anlaşılıyor. Bizim tespitlerimize göre yaklaşık değeri 18 milyon TL'yi bulan bir arsa 277 bin TL değerle bir firmaya devrediliyor. Bu uygulamada insanların iş, ekmek, aş ihtiyacı istismar edilerek yapılıyor. Bize gelen iddialar var. Buradan soruyorum; İnebolu Belediye Başkanının kendisi, yakınları ya da çevresinden herhangi birileri borsadan Reysaş hissesi almış mıdır? Bunun cevabını Kastamonu kamuoyu bekliyor. Bu parsel İnebolu'nun çıkarına değil de birilere rant sağlamak için mi devredilmiştir? Umarım bu yanlıştan dönülür.

ANKARA'YA 'HAVALİMANIMIZI AÇIN MUHALEFET SIKIŞTIRIYOR' DİYEREK GİDEN BİR AKP İL BAŞKANI VAR

Kastamonu'da iktidar siyasetinde müthiş bir boşluk var. Biz Ankara'ya 'Lütfen havalimanımızı açın. Muhalefet bizi sıkıştırıyor' diye gidiyoruz. Bu içler açısı bir durum. İktidar partisinin il başkanı Ankara'ya, 'Buraya önemli yatırımlar yapalım. SEKA'yı bu şehrin nazar boncuğu yapalım. Şeker fabrikasını bu şehrin nazar boncuğu yapalım. Öyle bir şey yapalım ki Ilgaz'ımızda spor kompleksleri yapalım. Kastamonu'ya turistik bir tesis yapalım' diye gitmiyor. Turizmle ilgili, balıkçılıkla ilgili, eğitimle ilgili bir yatırımımız var mı? Yok. Nitelikli nüfusumuz başka illerde kendine gelecek arıyor. Bu şehrin milletvekilleri, bürokratları lütfen şapkasını önüne koyup düşünsünler. Burada bu öyküyü büyütecek samimiyete ve yeni bir hikayeye ihtiyaç var. Karadeniz'de tarihsel kimlikleri olan iki şehir var. Biri Amasya, bir diğeri ise Kastamonu. Bu müthiş bir avantaj ama bunu avantaja dönüştürecek bir yapıya ihtiyaç var.

ÜNLÜ PARTİ İÇİNİ DİZAYN ETMEKTEN KAFAYI KALDIRMALI

Daday yolu yılan hikayesine döndü. Doğan bey tünellerin önünde fotoğraf çekiliyor. Kastamonu'ya çivi çakılacaksa biz mutlu oluruz. Ama Daday yolunu da takip etmek Doğan beyin boynunun borcudur. Partisinin içini dizayn etmekten kafayı kaldırıp Kastamonu'nun sorunlarına cevap vermesi gerekiyor.

KSK İLE İLGİLİ BİR TOPLANTI YAPILIYOR AMA MUHALEFET YOK

Kastamonuspor ile ilgili sayın valimizin himayesinde bir buluşma gerçekleştirildi. Vali, devlettir. Herkesle eşit mesafe kurar. Herkesin sorunlarını çözer. Sayın valimizin yanlış yönlendirildiğini düşünüyorum. Toplantıda Valimiz, AKP il başkanı, MHP il başkanı, belediye başkanı, İGM başkanı ve Milletvekili Metin Çelik bir araya gelmişler. Kastamonuspor'u herkesin kucaklaması ve siyaset üstü görmesi isteniyor. Ama bir toplantı yapılıyor o şehrin muhalefet milletvekili yok. İYİ Parti ve Cumhuriyet Halk Partisi il başkanı yok. İyi niyetli bir toplantı olabilir. Ama samimiyetsiz bir toplantı olmuş. Neden çağırmazlar diye düşünüyorum; Toplantıda konuşulacaklarla ilgili kaygıları var, şeffaf bir süreç yürütülmüyor ve ana muhalefet partisinin buna şahit olmasından tedirginlik duymuş olunabilir. Burada yanlış düşünüyorlar. Kastamonuspor hepimizindir. Kastamonuspor hepimizin evidir. Ya da kendilerine yanlış bilgi veriliyor. Böyle bir toplantı bizler olmadan yapılabilir mi? Tabi ki yapılabilir ama en azından kamuoyuna duyurulmamalıdır. Duyuruluyor ise muhalefet milletvekilini de davet edin. Takım play-off maçlarına uğurlanırken yalnızca sayın Hasan Baltacı orada kulübün yanındaydı. Play-off'ların oynanması ile ilgili 'Kastamonuspor'un hakkını yedirmem' diye ilk açıklama yapan yine Hasan Baltacı'ydı. Şimdi Hasan bey Kastamonuspor için ter dökecek. Karınca kararınca bir şeyler yapmaya çalışacağız. Ama Kastamonu ile ilgili toplantıya 'Siz gelmeyin' denilecek. Böyle devlet yönetilmez, böyle iktidar partisi milletvekili olunmaz. Temennim şu ki belediye başkanı 'Yanlış yapıyoruz. Burada Mehmet Çıvgın'da, Hikmet Erbilgin'de, Hasan Baltacı'da olmalıydı' demiş olsun. Demedilerse de canları sağ olsun. Birlik ve beraberliğin olmadığı yerden sağlıklı sonuçlar alınmaz.

KASTAMONU BELEDİYESİ'NDE AKP'NİN GEÇMİŞ İCRAATLARINI DENETLEYEBİLECEK YÜREK YOK

Kastamonuspor tesisi önünde ki 600 metrekarelik inşaat alanının sorununu çözememiş bir belediye var. Kastamonuspor tesislerinin orada temel açıldı, demirler döşendi ve beton atılıyor. Belediye başkanımız bir şey yapabilir mi? İşaretler o ki, kanaatim o ki sayın Vidinlioğlu burayla ilgili hiçbir şey yapamaz. Çünkü orayla ilgili alınan karara imza atanlar MHP yönetimi ne girdi. Muzaffer Berber, bugün MHP yönetiminde değil mi? Aynı Muzaffer Berber, 'Biz Tahsin Bey'le el ele, güle oynaya çalışıyoruz' demedi mi? Sayın Emin Çınar, 'Aynı çivinin başına beraber vuracağız' demedi mi? Bunları söyleyen bir MHP il başkanı varken nasıl olacak ta Tahsin Bey'in bu icraatları takip edilebilecek? Nasıl olacakta objektif bir biçimde 'Kardeşim bu yanlıştır. Bende şu önlemi alıyorum' denilebilecek? AKP belediye başkanının kamuoyunun vicdanına, her birimizin kesesine zarar veren icraatlarını denetleyebilecek yürek yok ortada. Yani yine Kastamonuspor yine yalnız kaldı. Bize Kastamonu belediye başkanı öncülük etsin, biz her türlü desteğe hazırız.

HAMZAOĞLU 'ARAŞTIRILSIN' DEDİ OĞLU ÖNERGE VEREMEDİ, BİZ VERDİK

Kastamonu siyasetinde değerli olduğu düşünülen, kıymet verilen bir isim var. Hayati Hamzaoğlu. Çıktı dedi ki, 'Arsalarla ilgili önerge verilmelidir. Araştırılmalıdır' dedi. Adamı dediğine pişman ettiler. Oğlu Belediye Meclis Üyesi. Önerge verecek diye duyduk. Metehan bey ortalarda yok. Önergeyi biz verdik, rahatsız oldular. Baba bunu deyince, evladı da belediye meclis üyesi ise önerge vermesi gerekir. Verebilecek mi? Ama veremeyecek. Çünkü aynı rant ilişkileri devam ediyor.

KASTAMONU VİDİNLİOĞLU'NDAN HİZMET BEKLİYOR

Belediye başkanımız 'Benim seçim vaatlerimi, proje diye önüme getiriyorlar' diye biz kızmış. Siz verdiğiniz sözleri tutmadığınız için bu projeleri yeniden gündeme getiriyoruz. Önceki günlerde 'Belediye başkanı çalışacak ta, MHP il başkanı müsaade etmiyor' deniliyordu. Şimdi ağzı var, dili yok bir il başkanı geldi. Artık meydan senin sayın Vidinlioğlu, Kastamonu senden hizmet bekliyor.

ESNAFIN BELİ DİK OLMAZSA HER SEKTÖR ZARAR GÖRÜR

Bir şehirde, bir ülkede esnafın beli dik olmazsa o ülkede bütün dengeler bozulur. Biz esnafımızı koruyamazsak, o esnafımızı dik tutamazsak her sektör zarar görecektir. Esnaf bu haldeyken Kastamonu Belediyesi gitti il dışında esnaf getirip 7 Bölge 7 Renk etkinliği yaptı. Daha öncede iki kez yaptı bunu. Kastamonu Belediyesi'nin Kastamonu esnafı ile alıp veremediği nedir merak ediyorum. Kastamonu'nun sorunu bu. Belediye el değiştirdi ama aynı rant ilişkileri devam ediyor. Vatandaşta, Tahsin Babaş'tan devralınan rant ilişkilerinin devam ettiğine yönelik ciddi bir kanaat var. Vekilimiz Hasan Baltacı işsizlik rakamlarını açıkladı, kapanan işyeri sayılarını açıkladı. Doğan Ünlü hemen çıktı 'Kastamonu'ya şu kadar yardım ettik' dedi. O kadar yardım edildi ise neden yansımalarını göremedik. Biraz samimiyete ihtiyaç var. Biraz gözlerini saraydan ayırıp, Kastamonu esnafının yüzüne bakmaya ihtiyaç var. Siyaset gelip geçici. Hep benim yandaşım kazansın diyerek siyaset olmaz.

BUZDOLAPLARI DOLU MU EV EV BİRLİKTE GEZİP BAKALIM

Konut satışlarında bir artış varsa, piyasada bir kaygının olduğu ortaya çıkıyor. TÜİK'in açıklamaları üzerinden bir yere varmamız mümkün değil. Çünkü güvenilirlik ortadan kalktı. İktidar partisi temsilcileri ile ev ziyareti yapalım. Açalım bakalım evlerin buzdolapları dolu mu? Türkiye'de şuanda yüz makinadan 30 makine üretim dışı kalmış durumda. Yani sanayi yüzde 30 daralmış durumda. İşsizlik hat safhada. Her gün anne-babalar telefon açıyor. Sıkıntılarını anlatıyor. İnsanlarımız iş bulmak için ciddi bir gayretin içerisinde ama iş bulamıyor. Gidelim esnafımızla konuşalım. İktidar partisi gözlerini, esnafın gözlerinden kaçırıyor. Esnafın gözlerine bakıp konuşabilecek bir anlayışa ihtiyacımız var. Esnafımız devletine borçlu. İnsanlarımız ciddi bir sıkıntının içerisinde. Herkes gidişatın iyi olmadığının farkında. Türkiye'yi buradan çıkartmamız gerekiyor. Üreten bir Türkiye'ye inşa etmemiz lazım. Benim ülkem yerli sanayiyi, tarımı yükseltirse 'Çocuğum ne yapacak' diye düşünmek zorunda kalmayız. Bu iktidar geldiğinde ülkenin dışa bağımlılığı yüzde 62'ymiş. Bugün dışa bağımlılık yüzde 72,4. Çok önemli bir artış yaşanmış. Bir ülke üretmiyorsa o ülkede adalet olmaz, hanelerin mutluluğu olmaz. Bu hepimizin düşünmesi gereken bir konu.

LİYAKATE OLAN GÜVEN BOZULDU

Bir kurumuna 35 kişi alınacakken oraya 1000 kişinin başvurmasını normalleştirebiliriz. Ama Bu işe alıma başvuran 1000 kişinin 960'ı aslında işe alınacak kişilerin belli olduğunu düşünüyor. Toplumda liyakat sistemi bozulduğu için, girenlerin birçoğu bu işin olacağına inanmıyor. Belediyelere gelince, buraların istihdam kapısı olarak görülmesi doğru değil. Ama insanlar işsiz kaldığı için parti mensupları kendi kazandıkları belediyelerde istihdam edilmek istiyorlar.

MUTLU'NUN İMAMOĞLU'NA BENZETİLMESİNDEN MUTLULUK DUYARIZ

AK Parti İl Başkanı'nı da AKP Eski Milletvekili Murat Demir'i de seviyorum, Allah başımızdan eksik etmesin. Biz Cide Belediye Başkanımızın Ekrem İmamoğlu'na benzetilmesinden müthiş mutluluk duyarız. Çünkü Ekrem İmamoğlu İstanbulluların gönlünü almış, Belediye Başkanı seçilmesinden bu yana iktidarın bütün baskılarına rağmen, Belediye Meclisi çoğunluğunun Cumhur İttifakı'nda olması ve her gün İstanbullulara gidecek hizmetin önüne geçmesine rağmen bıkmadan, usanmadan, nezaketini bozmadan İstanbullulara hizmet götürmek için canla başla çalışıyor. Bütün kamuoyu araştırma şirketleri gösteriyor ki Ekrem Bey'in oyu her gün artıyor. Sayın Eşref Mutlu Cide'de halkın teveccühünü aldığından bu yana ciddi ve gayretli bir çalışma yürütüyor. Elinden geleni yapıyor. Buradaki çalışmalara engel olmak için sayın Murat Demir gönderilen kaymakamın sırtını çok sıvazladı. Cidelilerin bunu bilmesi gerekiyor. Oradaki hizmetlerin, tahsis edilmiş alanların belediyeden geri alınması için kaymakam hamlelerde bulundu, Cidelilere hizmet gitmesin diye sırtı sıvazlandı. 10 binlik yer yaz aylarında 80 binlere kadar çıkıyor. Görevden giden kaymakam Cide'nin nüfusu için insanlara ceza kesti. Hiç kimse sesini çıkarmadı. Nüfus üzerinden Cide'ye bütçe gelecek bizler de yaptık diyemedi Murat Demir. Tam aksine kaymakamın sırtını sıvazladı. Gebze'ye yatırım yaptı ama en çok Cideliyim dedi. Murat Bey'e toplum notunu verdi, dinlen dedi kenara aldı. Şunu hatırlatmakta da fayda var, Murat Bey kendi belediye başkanlarıyla kavga etti. Kastamonu'da kendi bürokratlarıyla kavga etti, kendi yöneticilerine kafa tuttu, kendi takdirleridir ama yatırımlarını başka yere yaptı. AKP içerisinde yeni bir oyun alanı açmak için topa girmeye gayret ediyor. Murat Bey'e buradan hiçbir şey çıkmaz, Murat Bey siyasetini Tuzla'da yaparsa alanı daha çok büyür. Artık Kastamonu'da Cumhuriyet Halk Partisi var. Siyasete yakından bakanlar AK Parti'deki hesaplaşmayı net olarak göreceklerdir. Abana Belediye Başkan adaylarıyla ilgili Murat Bey'in söylediklerini sadece ben bilmiyorum. Yerel seçimlerde ortaya çıkan tablo üzerinden Murat Bey'in ifadelerini hepimiz biliyoruz.

YAŞANAN SORUN KİMİ İLGİLENDİRİYORSA ONUN DIŞINDAKİLER ÜÇ MAYMUNU OYNUYOR

Sivil toplum kuruluşlarının siyasete müdahil olması gerekir, buna saygı duyulması gerekiyor. Ancak bir süredir sivil toplum kuruluşları özellikle iktidarın yörüngesinde iktidarın aparatı olarak açıklama yapıyor. Bu üzücü ve yaralayıcı bir şey. Dernek bulunduğu il ve ilçeye katkıda bulunmak istiyorsa oranın yerel yöneticileriyle, milletvekilleriyle, bürokratıyla doğru bir şekilde ilişki içinde olması gerekiyor. İktidar yereliyle geneliyle tıkanmış durumda. Bütün aksaklıkları artık sivil toplum kuruluşları görüp daha fazla dile getirmesi gerekiyor. Kendi partimizi dışta tutarak söylüyorum: Kastamonuspor ile ilgili bir mesele oluyor. Kulüp başkanı yalnız ve tek başına mücadele ediyor. Hukuk alanındaki mücadelede BARO başkanı yalnız. Şeker Fabrikasıyla ilgili bir gelişme oluyor sendika başkanı yalnız. Kuzeykent mahallesi muhtarı açıklama yaptı bakanlığa kadar şikayet ediliyor. Loç Vadisi'yle ilgili mücadelede Loç halkı yalnız. Yaşanan sorun kimi ilgilendiriyorsa onun dışındakiler 3 maymunu oynuyor. Kastamonu sivil toplum kuruluşlarının böylesine zaafı var. Ta ki iktidardan bir işaret gelirse bunların her birisi oraya göz kırpma adına heyecanlanıyorlar. Halbuki bütün bu alanlarda Kastamonulular el ele verebilse daha hızlı yol alacağız. Bunlar yapılmayınca iktidar milletvekillerinin keyfi gayet yerinde, yalan da söyleyebiliyorlar. Kastamonu'nun bundan kurtulması lazım, Kastamonu bir bölge şehri, ülke şehri, dünya şehri. Doğru önderliklerle bu şehir bir kez ayağa kalktığında hiç kimse tutamaz. Bu şehri ayağa kaldıracak dinamikler maalesef zayıf. Bunun için de biz elimizden geleni yapacağız.

AKP KIZILAY BAŞKANINI İLÇE BAŞKANI, YEŞİLAY BAŞKANINI BELEDİYE MECLİS ÜYESİ YAPIYOR

Kastamonu'da hizmet ettiği için görevi bırakan AK Merkez İlçe Başkanı'na da teşekkür ediyorum, gayet beyefendi aklı başında bir Kastamonu evladıydı, sen dinlen dediler. AK Parti bütün süreçlerde ideolojik davranır. Kastamonu çıkarı yerine partisinin çıkarları için ideolojik davranıyor. Kamuya ait, hepimizi ilgilendiren, 80 milyonu kucaklaması gereken kurumlar vardır. Kızılay da bu kurumlardandır. AKP Yeşilay'dan meclis üyesi, Kızılay Başkanı'ndan ilçe başkanı yapıyor. Kızılay yönetimi aslında AKP merkez ilçe yönetimi. Kongreye gitmeden aday da belirlemişsin olay bitmiş, tiyatro oynanacağı belli Ankara'ya mülakata birileri çağırılmışsa muhakkak birilerinin referansıyla çağırılmıştır. Anlaşılıyor ki Doğan Bey'in arzu ettiği isim oradan çıkmamış. Bu bile aslında içeride birbirine karşı bir rakipleşme diyelim. Akif Bey ile Doğan Bey'in geçmişteki ilişkilerine baktığınızda bu görülür.

AKP KADROLARIYLA, MHP KADROLARI UYUMLU HALE GETİRİLİYOR

Cumhur İttifakı kendi içerisinde uyumlu hale gelmeye çalışıyor. Bunun en sarsıcı hali Cemal Enginyurt vakasıydı. Bunun daha az şiddetli versiyonunu Kastamonu aslında yaşadı. Bir il başkanı değişikliği yaşandı. MHP İl Başkanı eski milletvekilimiz Emin Çınar, aynı çivinin başına vuracağız dedi. Bu da AKP kadrolarıyla MHP kadrolarını uyumlu, bürokrasiyle uyumlu hale getireceğiz demektir. Ayrıkı davrandıklarını düşündükleri herkes bu değişimin dışında kalacaktır, bunu önümüzdeki günlerde göreceğiz.

BALTACI'YA KASTAMONU'YU AŞAN BİR İLGİ VAR

Milletvekilimiz Hasan Baltacı Millet İttifakı ile bu göreve seçildiği günden bu yana Kastamonu için ciddi gayret gösteriyor. Hem ilimizin sorunlarını Meclis'e taşımaya, hem de ilimiz de kurumlarla koordineli çalışmaya, halkla kucaklaşmaya gayret ediyor. Biz Milletvekilimiz Hasan Baltacı'nın Kastamonu'yu aşan bir ilgiye kavuştuğunu gördük. Disiplinli çalışmalarının ve gayretinin Genel Merkezimizce dikkat edildiğinin de farkına vardık. Bu yönüyle ilimizin çok uzun zaman sonra Parti Meclisi'nde temsil edilmesi bizim için gurur verici. Tabi bu durumun bizim sorumluluklarımızı da arttıran bir işlevi var. Başta Batı Karadeniz olmak üzere Milletvekilimiz Hasan Baltacı'nın bölgeyi kucaklayan bir çalışma gerçekleştirecek. Bizde kendisine destek olacağız. Partimiz açısından ise 37. Olağan Kurultayımızı Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu'nun önderliğinde tamamladık. Bu kurultay aslında bir iktidar kurultayıydı. Ülkemiz zor günlerden geçtiği bir süreçte gerçekleştirdiğimiz bu kurultayda Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu iki yüzyıla çağrı beyannamesini kamuoyuyla paylaştı. Bu beyannamenin içeriğine değinecek olursak; yeni bir Anayasa ile Güçlendirilmiş Demokratik Parlamenter Sisteme geçilecektir. Cumhurbaşkanının tarafsız olması sağlanacak, partili ve yanlı Cumhurbaşkanı uygulamasına son verilecektir. Kuvvetler ayrılığı esas alınacak, gerekli denge ve denetim mekanizmaları kurulacaktır. Yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı kesin olarak sağlanacak; Hkimler ve Savcılar Kurulu, Anayasa Mahkemesi, yüksek yargı organları ve mahkemeler üzerinde yasama ve yürütmenin doğrudan ya da dolaylı vesayetine son verilecektir. Türkiye'nin toplumsal barışı ve huzuru sağlanacaktır. Devlet yönetiminde ve toplumsal düzende liyakat sistemi hkim kılınacaktır. Bu sorunu her gün her gün yaşıyoruz. En son Pamukkale Üniversitesi'nde eşini atama gayretinde olan bir rektörle karşılaştık. Kastamonu Belediyesi'nde buna benzer süreçler yaşandı. Seçim Yasası değişecek, milletin vekilini millet seçecektir. Siyasi Ahlak Yasası çıkarılacaktır. Kamu İhale Kanunu, rekabet ve şeffaflığı sağlayacak şekilde yeniden düzenlenecektir. Sayıştay gerçek işlevine kavuşturulacak, Ulusal Vergi Konseyi ve TBMM'de Kesin Hesap Komisyonu kurulacaktır. Güçlü bir Stratejik Planlama Teşkilatı kurulacaktır. Eğitim sistemi, tüm bileşenlerinin ortak çabasıyla yeniden yapılandırılacaktır. Gelecek nesiller için Ekosistem Hakkı korunacaktır. Güçlü sosyal devletin ilk adımı olarak Aile Destekleri Sigortası Kurumu kurulacaktır. Yeni bir merkez-yerel dengesi kurulacaktır. Hatırlayacak olursak Kastamonu Belediyesi el değiştirdiğinde bunun sancılarını yaşadık. Cumhuriyet Halk Partili belediyelerde bu iktidarın oyunlarıyla her gün karşı karşıya kalıyoruz. Ortadoğu Barış ve İşbirliği Teşkilatı kurulacaktır. Bizim kurultayımızın ana omurgası iktidarı devralma üzerine kurulmuştur bunu bir kez daha tüm kamuoyunun bilmesini istiyoruz.

KOVİD-19 SÜRECİNDE İPİN UCU TAMAMEN KAÇMIŞ DURUMDA

Muhalefet partileri, iktidar partileri olarak hastaneye destek vermemiz gerekiyor. 'Biz çözeriz' diyorlarsa biz destek verelim. Ama birçok sorun ortada. Kovid-19 sürecinde ipin ucu kaçmış durumda. Salgının kontrol altına alınması gerekiyor. Eğer kontrol altına alınmazsa bizleri kötü günler bekliyor demektir. Şeffaflık ortadan kalkmış futumda. Ülkede rakamlar açıklanıyor. İlimizde ortaya çıkan rakamlarla Sağlık Bakanının açıkladığı rakamlara bakıyorum, açıklanan rakamların mümkün olmayacağı orta çıkıyor. Biran önce bu sürecin yeniden kontrol altına alınması gerekir diye düşünüyorum.

Bakmadan Geçme