Dünyanın en ünlü mahkûmu Nelson Mandela kimdir?
Modern Güney Afrika'nın kurucusu ve siyahî ilk devlet başkanı olan Nelson Rolihlahla Mandela, 18 Temmuz 1918'de Güney Afrika'nın Transkei bölgesinde bulunan Thembu kabilesinde doğdu.
Modern Güney Afrika'nın kurucusu ve siyahî ilk devlet başkanı olan Nelson Rolihlahla Mandela, 18 Temmuz 1918'de Güney Afrika'nın Transkei bölgesinde bulunan Thembu kabilesinde doğdu. Hayatını beyazların ırkçı rejimine karşı mücadeleye ve siyahların özgürlüğüne adayan Mandela'nın babası Gadla Henry Mphakanyiswa, Thembu Kabilesi'nin lideri idi.
1937'de Healdtown'a yerleşerek Fort Beaufort College'ta eğitimine devam etti. Burada siyasi olaylara karıştığı ileri sürülerek okuldan uzaklaştırıldı. Mandela'ya Nelson ismi öğretmeni tarafından verildi.
Hayatını adadığı davası için 27 yıl hapis yatan Mandela, Fort Hare Üniversitesi ve Witwatersrand Üniversitesi'nde hukuk eğitimi gördü. Ülkenin ilk siyah avukatı oldu.
'DÜNYANIN EN ÜNLÜ MAHKUMU' YA DA 'SİYAHLARIN BÜYÜK UMUDU'
Efsane lidere kabile isminden dolayı Madiba da dendi. Madiba, 'Siyahların Büyük Umudu' ismiyle de anıldı.
Genç avukat Mandela, en önemli dava arkadaşlarından Walter Sisilu ile 1941'de tanıştı ve Sisilu, geleceğin büyük liderine Witkin, Sidelsky ve Eidelman hukuk bürolarında iş buldu.
1944'de bugünkü iktidar partisi Afrika Ulusal Kongresi'ne (ANC) üye olan Mandela, partinin gençlik kollarının (ANC Youth League) kurulmasında rol aldı ve 1951'de başkanlığına seçildi.
Mandela diğer önemli dava arkadaşı olan Oliver Tambo ile 1952'de ülkenin ilk siyah ortaklığında açıklan hukuk bürosunu kurdu. Genç avukat, aynı yıl beyazların ırkçı (apartayt) rejiminin siyahlara uyguladığı şiddet içermeyen 'Haksız kanunlara karşı direnme kampanyası' başlattı.
Mandela, kampanyanın ardından Temmuz 1952'de Komünizmi Engelleme Yasası'ndan yargılandı. 5 Aralık 1956'da ise mücadelesinden dolayı 156 liderle beraber vatan hainliğinden mahkemeye çıktı. 21 Mart 1960'ta Sharpeville'de Apartayt idaresine karşı ayaklananlara polis ateş açtı. 69 protestocunun hayatını kaybettiği kanlı olayın ardından 8 Nisan 1960'da ANC yasaklandı ve Mandela, Sharpeville'den sonra çıkarılan sıkıyönetimde tutuklandı. 29 Mart 1961'de Mandelave dava arkadaşları vatan hainliği suçlamasından berat etti.
Mücadelesine devam eden Mandela, Haziran 1961'de ANC'nin silahlı kanadı olan Ulusun Mızrağı (Umkhonto we Sizwe) örgütünü kurdu. Genç Avukat, örgütün ırkçı rejime karşı sabotaj eylemleri ve silahlı mücadele yürüteceğini açıklayınca, Apartayt'ın bir numaralı hedefi haline geldi.
MANDELA İÇİN GÜNEŞSİZ GÜNLER BAŞLADI
Mandela örgütün gelişmesi için çalıştı. Güney Afrika dışına yolculuklar yaparak uluslararası ilişkiler kurmak ve destek aramakla geçirdiği illegal çalışma dönemi, 5 Ağustos 1962'de tutuklanmasıyla sona erdi.
Yasadışı grev çağrısı yapmak ve geçerli bir pasaporta sahip olmadan Güney Afrika dışına çıkmak suçlarından 5 yıl hapse mahkûm edildi.
Mandela ve arkadaşları, meşhur Rivonia Davası'nda 'Güney Afrika hükümetini devirmek için gizli planlar yapmak' suçundan ömür boyu hapse mahkûmedildiler.
O günden sonra Mandela, ırk ayrımına karşı mücadele eden Afrikalı siyahların sembolü oldu.
İLK SİYAHÎ DEVLET BAŞKANI
'Dünyanın en ünlü mahkûmu' olarak anılan Nelson Mandela tüm dünyanın ilgisini çekti. Irkçılığa karşı verdiği mücadele dünyanın onun üzerine yoğunlaşmasına sebep oldu.
Mandela, 11 Şubat 1990'da Cape Town'daki cezaevinden çıkarak, 27 yıl sonra özgürlüğüne kavuştu. Hapishaneden salıverildiğinde 71 yaşındaydı. Serbest bırakılmasına Güney Afrika siyahlarının yanında birçok beyaz da sevindi. Mandela'nın, 'Mücadele benim hayatımdır. Hayatımın sonuna kadar siyahların bağımsızlığı için mücadele edeceğim.' demesi, halk arasında onu bayraklaştırdı.
Nelson Mandela'nın başında bulunduğu Afrika Ulusal Kongresi'nin ırk ayrımına karşı uzun yıllar süren mücadelesi, 18 Mart 1992'de sonucunu verdi; siyahlara eşit vatandaşlık hakkı tanıyan ve Devlet Başkanı De Klerk tarafından planlanan anayasa değişikliği halk oylamasıyla kabul edildi.
Nelson Mandela, 10 Mayıs 1994'de Güney Afrika'nın ilk siyah Devlet Başkanı oldu.
TÜRKİYE'NİN ÖDÜLÜNÜ KABUL ETMEDİ
1962'de Lenin Barış,1979'da Nehru, 1981'de Bruno Kreisky İnsan Hakları, 1983'de UNESCO'nun Simon Bolivar Ödüllerine layık görüldü.
15 Ekim 1993'te Frederik W. De Klerk ile beraber Nobel Barış Ödülü'nü aldı. Ancak Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti tarafından kendisine verilmesi kararlaştırılan 1992 Atatürk Barış Ödülü'nü, 'Türk hükümetine yönelik insan hakları ihlali suçlamaları' nedeniyle kabul etmedi.
1937'de Healdtown'a yerleşerek Fort Beaufort College'ta eğitimine devam etti. Burada siyasi olaylara karıştığı ileri sürülerek okuldan uzaklaştırıldı. Mandela'ya Nelson ismi öğretmeni tarafından verildi.
Hayatını adadığı davası için 27 yıl hapis yatan Mandela, Fort Hare Üniversitesi ve Witwatersrand Üniversitesi'nde hukuk eğitimi gördü. Ülkenin ilk siyah avukatı oldu.
'DÜNYANIN EN ÜNLÜ MAHKUMU' YA DA 'SİYAHLARIN BÜYÜK UMUDU'
Efsane lidere kabile isminden dolayı Madiba da dendi. Madiba, 'Siyahların Büyük Umudu' ismiyle de anıldı.
Genç avukat Mandela, en önemli dava arkadaşlarından Walter Sisilu ile 1941'de tanıştı ve Sisilu, geleceğin büyük liderine Witkin, Sidelsky ve Eidelman hukuk bürolarında iş buldu.
1944'de bugünkü iktidar partisi Afrika Ulusal Kongresi'ne (ANC) üye olan Mandela, partinin gençlik kollarının (ANC Youth League) kurulmasında rol aldı ve 1951'de başkanlığına seçildi.
Mandela diğer önemli dava arkadaşı olan Oliver Tambo ile 1952'de ülkenin ilk siyah ortaklığında açıklan hukuk bürosunu kurdu. Genç avukat, aynı yıl beyazların ırkçı (apartayt) rejiminin siyahlara uyguladığı şiddet içermeyen 'Haksız kanunlara karşı direnme kampanyası' başlattı.
Mandela, kampanyanın ardından Temmuz 1952'de Komünizmi Engelleme Yasası'ndan yargılandı. 5 Aralık 1956'da ise mücadelesinden dolayı 156 liderle beraber vatan hainliğinden mahkemeye çıktı. 21 Mart 1960'ta Sharpeville'de Apartayt idaresine karşı ayaklananlara polis ateş açtı. 69 protestocunun hayatını kaybettiği kanlı olayın ardından 8 Nisan 1960'da ANC yasaklandı ve Mandela, Sharpeville'den sonra çıkarılan sıkıyönetimde tutuklandı. 29 Mart 1961'de Mandelave dava arkadaşları vatan hainliği suçlamasından berat etti.
Mücadelesine devam eden Mandela, Haziran 1961'de ANC'nin silahlı kanadı olan Ulusun Mızrağı (Umkhonto we Sizwe) örgütünü kurdu. Genç Avukat, örgütün ırkçı rejime karşı sabotaj eylemleri ve silahlı mücadele yürüteceğini açıklayınca, Apartayt'ın bir numaralı hedefi haline geldi.
MANDELA İÇİN GÜNEŞSİZ GÜNLER BAŞLADI
Mandela örgütün gelişmesi için çalıştı. Güney Afrika dışına yolculuklar yaparak uluslararası ilişkiler kurmak ve destek aramakla geçirdiği illegal çalışma dönemi, 5 Ağustos 1962'de tutuklanmasıyla sona erdi.
Yasadışı grev çağrısı yapmak ve geçerli bir pasaporta sahip olmadan Güney Afrika dışına çıkmak suçlarından 5 yıl hapse mahkûm edildi.
Mandela ve arkadaşları, meşhur Rivonia Davası'nda 'Güney Afrika hükümetini devirmek için gizli planlar yapmak' suçundan ömür boyu hapse mahkûmedildiler.
O günden sonra Mandela, ırk ayrımına karşı mücadele eden Afrikalı siyahların sembolü oldu.
İLK SİYAHÎ DEVLET BAŞKANI
'Dünyanın en ünlü mahkûmu' olarak anılan Nelson Mandela tüm dünyanın ilgisini çekti. Irkçılığa karşı verdiği mücadele dünyanın onun üzerine yoğunlaşmasına sebep oldu.
Mandela, 11 Şubat 1990'da Cape Town'daki cezaevinden çıkarak, 27 yıl sonra özgürlüğüne kavuştu. Hapishaneden salıverildiğinde 71 yaşındaydı. Serbest bırakılmasına Güney Afrika siyahlarının yanında birçok beyaz da sevindi. Mandela'nın, 'Mücadele benim hayatımdır. Hayatımın sonuna kadar siyahların bağımsızlığı için mücadele edeceğim.' demesi, halk arasında onu bayraklaştırdı.
Nelson Mandela'nın başında bulunduğu Afrika Ulusal Kongresi'nin ırk ayrımına karşı uzun yıllar süren mücadelesi, 18 Mart 1992'de sonucunu verdi; siyahlara eşit vatandaşlık hakkı tanıyan ve Devlet Başkanı De Klerk tarafından planlanan anayasa değişikliği halk oylamasıyla kabul edildi.
Nelson Mandela, 10 Mayıs 1994'de Güney Afrika'nın ilk siyah Devlet Başkanı oldu.
TÜRKİYE'NİN ÖDÜLÜNÜ KABUL ETMEDİ
1962'de Lenin Barış,1979'da Nehru, 1981'de Bruno Kreisky İnsan Hakları, 1983'de UNESCO'nun Simon Bolivar Ödüllerine layık görüldü.
15 Ekim 1993'te Frederik W. De Klerk ile beraber Nobel Barış Ödülü'nü aldı. Ancak Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti tarafından kendisine verilmesi kararlaştırılan 1992 Atatürk Barış Ödülü'nü, 'Türk hükümetine yönelik insan hakları ihlali suçlamaları' nedeniyle kabul etmedi.