Devlet Bahçeli'den Hükümete Sert Eleştiri

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Kastamonu'da partisi tarafından düzenlenen aday tanıtım törenine katıldı.

  • 827
TAKİP ET
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Kastamonu'da partisi tarafından düzenlenen aday tanıtım törenine katıldı. Bahçeli, Rüya Düğün Salonu'nda yaptığı konuşmada, Kastamonu'ya çok önem verdiklerini belirterek, buradan doğacak milli iradenin tüm yurda örnek teşkil edeceğini kaydetti.

Geçmişte olduğu gibi bugün de Kastamonuluların milli iradeye riayet edeceğini gördüğünü belirten Bahçeli, 'Kastamonu'nun geçmişinde destanlar saklıdır. Vatan ve millet, istiklal uğruna nice Kastamonulu yiğit, gözünü daldan budaktan sakınmamıştır. Burada yetişen binlerce vatan evladı, Çanakkale'de kanlarıyla bağımsızlığımızı perçinlemiştir. İnebolu'dan Ankara'ya Türk milletinin özlemleri, rahmetle yad ettiğimiz nesiller tarafından taşınmıştır. Nitekim kayıkla kağnının işbirliği bir Türk atılganlığı olmuş, burada toplanan silah ve mühimmatlar, milli mücadelenin seyrini değiştirmiştir. Dikkat edin o tarihlerde İnebolu'dan kalkan TIR'lar yoktur. Başkalarının yararına çalışan, terör gruplarının imdadına yetişen, yolları silah cephaneliğine çeviren karanlık emeller yoktur. Ne komplo, ne paralel şarlatanlık, ne de komşu ülkelere gizli operasyon hedefleri olmamıştır. Peki, ne vardır? Türk milletinin varlığı için dağ yamaçlarından ite kaka yürüttükleri kağnılarıyla, sevdalarını ana yurdunun bağrına kazıyan insanlık burçları vardır. Türklük vardır, İslam vardır ve istiklal tutkusu vardır' diye konuştu.

Kastamonu'nun gerek Şerife Bacı gerekse Halime Çavuş gibi hayırlı vatan evlatlarını yetiştirdiğini ve bağrına bastığını belirten Bahçeli, 'Onların tek ümitleri vatanın kurtuluşu olmuştur. Onların tutunacakları vatan sevgisi, tek adresleri vatan ve millet sevgisi olmuştur. Onlar ki çileyi azık, zorluğu katık etmişlerdir. Bireysel çıkar peşine koşmamışlardır. Onlar görevden kaçmamışlardır. Onlar görevlerinin ağırlığından ürkmemişlerdir. Kastamonu tarihin her döneminde görevini layıkıyla yaptı. Lazım olan her şartta ileri atıldı. Kastamonulu kardeşlerim atalarından aldığı güç ve ilhamla hainlere fırsat vermedi. Menfaatperestlere şans vermedi. Allah'ın izniyle bundan sonra da şans tanımayacaktır. Kastamonu 30 Mart'ta da vatanın safında bulunacaktır. Yine Türk milleti, yine bağımsız yaşama ülküsünde karar kılacaktır. Yine milliyetçiliği kader bilecektir. Daha da önemlisi Şerife Bacı'nın, Halime Çavuş'un yolundan ayrılmayacaktır. 15. yüzyılın kmil ve hidayet sahibi maneviyat büyüklerimizden olan Hz. Pir öğütlerini yabana atmayacaktır. Benim tüm beklentim budur. Sizlere bu konuda güvenim tamdır. Kastamonu'ya olan inancım eksiksizdir' şeklinde konuştu.

'TERÖR ÖRGÜTÜ ETRAFIMIZI ÇERÇEVEYE ALMIŞTIR. TEHLİKELER GÜN GEÇTİKTE FAZLALAŞMAKTADIR'

Mehmet Akif Ersoy'un 19 Kasım 1920'de Nasrullah Camii'nde verdiği mesajların halen tazeliğini koruduğunu dile getiren Bahçeli, şunları kaydetti: 'Sevr Antlaşması'ndan bir süre sonra bu ilimize gelen merhum Akif herkesi birliğe davet etmiş, tefrikayı kağıt parçası gibi yırtıp atmıştır. Yankısı çok fazla olan bu ihtar aynı zamanda Kastamonu'yu milli mücadele kararına tümüyle ortak etmiştir. Ölüm vesikası olan Sevr paçavrasına buradan en üst düzeyden tepki göstermiştir. Türk milletini dağıtıp parçalamayı hedefleyen plan, proje ve niyetler merhum şairimizin muhteşem üslubuyla anlatılmıştır. Sözlerindeki ahenk, disiplin ve içtenlik, yorumlardaki derinlik ve tutarlılık merhum vatan şairimizin haklılığını ortaya koymuştur. Akif'in 94 yıl evvel buradaki konuşmasında şu ifadeleri özellikle dikkat çekicidir. 'Düşmanların bugün bizden istedikleri ne filanca vilayet ne sancaktır. Doğrudan doğruya; başımızdır, boynumuzdur, hayatımızdır, devletimizdir.' Şimdi vicdan sahibi her kardeşime soruyorum; bugün de istenen başımız, boynumuz, hayatımız, milletimiz ve devletimiz değil midir? Şüphe yok ki bu sorulara 'hayır' cevabını vermek imkansızıdır. Dünkü miskinlik ve bozgunculuk bugün de vardır. Dünkü bölücülük bugün de misliyle etkindir. Hatta dünkü gaflet dünkü hıyanet bir fazlasıyla bugün de hakimdir. Türk milleti Dolmabahçe'de temellendirilen ve 63 sözde akilin görevlendirildiği acımasız ve vicdansız bir psikolojik hareketin hedefi yapılmıştır. Netice olarak da PKK'nın silahla yapamadığı ne varsa süreç ihaneti parantezine alınmış ve il il gezilerek toplumsal dokuyu ballandıran zehri enjekte edilmiştir. Son 11 yılda süren ve geçtiğimiz yıl hızlanan gelişmeler çerçevesinde Türkiye Cumhuriyeti'nin ilke ve esasları sorgulanmış, ana fikri yargılanmıştır. Üniter devlet yapısı sulandırılmış, milli devleti tasfiye etme kampanyası yoğunlaştırılmıştır. Etnik ve mezhep ayrımcılığı kışkırtılmış ve Türk milletinin ayrışması tahrik edilerek, farklı ayrıyet merkezleri teşvik edilmiştir. Oslo'dan İmralı'ya kadar yürütülen müzakereler, özellikle geçtiğimiz Nevruz Bayramı'nda Diyarbakır'da sahnelenen ayaklanma hazırlıkları cani başını yeniden örgüt lideri mertebesine çıkartmıştır. Türkiye, hem içeride hem de dışarıda sıkışmıştır. Milli güvenliğimiz tehdit altındadır. Sınırlarımızın hemen dibinde PKK'nın yan kolu PYD, Suriye'nin kuzeyindeki Cezire'de özerklik ilan etmiştir. Suriye'nin Kamışlı ve Haseki şehirlerini içerisine alarak, Cezire'nin petrol rezervi bakımından zengin bir yer olması ayrıca dikkate değerdir. Terör örgütü etrafımızı çerçeveye almıştır. Tehlikeler gün geçtikte fazlalaşmaktadır. Dışişleri Bakanlığı'nın 'ateşle oynuyorlar, meşru görülemez' sözlerini ortada takan kimseler yoktur. PKK ve PYD, bildiğini okumaktadır.'

'SURİYE'DEKİ TERÖR ÖRGÜTLERİ, BOZGUNDAN NEMALANMAYA, ÖZERK YAPILAR KURMAYA VE HAKİMİYET ALANLARINI GENİŞLETMEYE CANİCE GAYRET ETMİŞLERDİR'

'PYD öncülüğünde teşkil ettirilen sözde yaşama meclisi, bu ayın başında Amuda şehrinde toplanarak bir anayasa hazırlamış, Cezire bölgelerinde meydana gelen üç ayrı kanton yönetimi oluşturulmuştur. Cezire'den sonra kantonun özerklik ilan etmesi, an meselesidir. Başbakan Erdoğan'ın 2011 yılında 'PYD provokasyonuna izin vermeyiz, müdahale ederiz' sözü yerle bir olmuştur. Başbakan'ın hiddetlenmeleri sonuç vermemiştir' diyen Bahçeli, şunları söyledi:

'PYD'yi değişik tarihlerde Türkiye'de ağırlayan Başbakan ve hükümeti, esasında özerk yönetimin önündeki son engelleri kaldırmış, bu konuda millete karşı başka, müzakere odalarında başka konuşmuştur. Bölücü mihraklar Türkiye'de özerklik beklemektedir. Bunu hedef olarak belirlemişlerdir. 30 Mart'ı Kürt kökenli kardeşlerimiz için referandum olarak gören meclisteki PKK maşaları, sözde Kürt sorunun çözümü için demokratik özerkliği iyice gündeme getirmeye alışmıştır. Başbakan'ın müzakere dostları Türkiye'nin yapısını, toprak bütünlüğünü, kardeşlik ve birlik harcının alt üst edilmesini amaçlamaktadır. Ancak hükümet bu tehdidi kulak arkası yapmaktadır. Sınırlarımızın hemen ardındaki bölücü terör yapılanması Türkiye'yi içine çekecek bir mihraktır. Türkiye parçalanmaya, hükümetin yardım ve yataklığıyla üniter yapısından vazgeçmeye doğru sürüklenmektedir. Suriye'deki terör örgütleri, bozgundan nemalanmaya, özerk yapılar kurmaya ve hakimiyet alanlarını genişletmeye canice gayret etmişlerdir. Esad yönetiminin yaptığı söylenen ve fotoğraflarla Cenevre öncesinde basına sızdırılan vahşet ve işkence görüntüleri şu an her şeyi perdelemiştir. Şiddetin izahı yoktur. Canavarca, insan hayatına kastetmenin bahanesi olamaz. Orantısız güz gösterisiyle savunmasız ve masum insanların öldürülmesi insanlığına topyekun vurulmuş bir darbedir. Suriye'deki soykırımı aratmayan kanlı olayları, kimden gelirse gelsin vicdanları kanatan olayları geçiştirmemiz, görmezlikten gelmemiz mümkün değildir. Ülke ve kamuoyuna yansıyan ve görenleri çileden çıkartan katliam fotoğrafları 'insanım' diyen herkesi düşünceye sevk edecektir. Suriye'deki sistematik ve toplu kıyımı şiddetle lanetliyorum. Suçsuz ve günahsız sivillere yönelik cinayetlerin cezasız bırakılmaması, uluslararası toplumun duyarlı insan olarak hareket etmesini temenni ediyorum. Zalim Esad yönetiminin sığınacak yeri elbette kalmamıştır. Ancak Suriye muhaliflerinin estirdiği terör olaylarını da yok saymak aklın ve mantığın inkarı olacaktır. Anlayamadığımız taraf Cenevre Konferansı, azar yiyeceği, eleştiri alacağı yer midir; yoksa Suriye'deki kaosun çözüleceği bir platform mudur? Ne acıdır ki Başbakan ve hükümetinin politikaları sayesinde Türkiye'nin caydırıcılık vasfı kalmamıştır.'

'Başbakan yaklaşık 40 gündür rüşvet ve yolsuzluk haberlerini inkar ile vakit geçirmektedir. Onların komplo olduğunu söylüyor. Olanların küresel saldırı olduğunu söylüyor. Olanları paralel devlet içerisindeki bir örgütün yaptığını söylüyor. 'Rüşvet yalandır, asılsızdır, uydurmadır' diye söylüyor. Diyor ki; yolsuzluk kisvesi altında Türkiye'ye, Türk milletine, istiklalimize ve geleceğimize tuzak kurulmaktadır. Yaşananların kendilerine yönelik yapılmış en büyük darbe olduğunu söylüyor. 'Casuslar, ajanlar, hainler, haşhaşiler, virüsler devrededir.' Peki, casus varsa, ajan varsa, bugüne kadar yapılan en büyük darbe söz konusu ise failler nerededir?' ifadelerini kaydeden Bahçeli, sözlerine şöyle devam etti: 'Devlet ve millet aleyhine casusluk suçtur. Darbe suçtur. Ajanlık suçtur. Vesayet düzeni kurmak suçtur. Başbakan ve hükümeti bu casusları, devlet içerisinde yuvalanmış çete mensuplarını, suikast düzenleyen örgüt yanlılarını ne zaman adalete teslim edecek? Lider kadrosunu hukukun önüne hangi güç çıkaracaktır? Henüz, paralel devlet diye yaygarası koparılan yapının hiçbir ferdi mahkemeye çıkarılmamıştır. Türkiye'yi ajanlar sarmışsa, casuslar devletin her kurumuna sirayet etmişse, devlet çetelerin güdümüne girmişse bu zamana kadar Başbakan ve hükümeti ne ile meşgul olmuştur?'

Kastamonululara seslenen Bahçeli, 'Şimdi söz sırası sende Kastamonu ve Kastamonulu kardeşlerim. AK Parti'ye yeter, MHP'ye geçer not verecek misiniz? Biz herkesi kucaklayacağız. Türkiye'de yaşayan her bir vatandaşımın ayırt etmeksizin temsilcisi olacağız. Kimseyi dışlamayacağız, kimseyi yabancı görmeyeceğiz. Herkesi bir ve eşit kabul edecek herkesin hakkını ve hukukunu savunacağız' dedi.

Konuşmaların ardından Bahçeli, adayları tanıttı. Daha sonra Bahçeli, partiye yeni katılan üyelere rozet taktı.

VEDAT YUNUS İKİZOĞLU (İHA)





Bakmadan Geçme