Çocuklarla İletişim Kurmanın Püf Noktaları
Özel Optimed Hastanesi Uzm. Klinik Psk. Merve Baydar, çocuklarla iletişimin önemine dikkat çekerek, çocuklarla kurulan iletişimde öncelikle dinlemeyi öğrenmek gerektiğini söyledi.
Özel Optimed Hastanesi Uzm. Klinik Psk. Merve Baydar, çocuklarla sağlıklı iletişim kurarken dikkat edilmesi gereken noktalar hakkında bilgi verdi. Çocuğun doğumdan itibaren en çok vakit geçirdiği bireylerin aile bireyleri olduğuna dikkat çeken Psk. Baydar, ailenin çocukla olan iletişiminin çocuğun duygusal, sosyal ve bilişsel gelişiminde etkisi büyük olduğunu dile getirdi.
Yetişkinlerle iletişim kurarken olduğu gibi çocuklarla kurulan iletişimde de öncelikle dinlemeyi öğrenmek gerektiğini belirten Psk. Baydar, 'Çocuğunuzun sözünü kesmemeniz ve ona kendini ifade etme fırsatı vermeniz, onu daha iyi anlamanızda etkili olacak ayrıca çocuğunuza kendisine önem verildiği ve değer verildiği mesajını verecektir. Bir diğer önemli konu çocuğunuzla tartıştığınızda verdiğiniz tepkilerdir. Çocuğunuzla tartışırken ona bağırmanız ya da cezalandırmanız sorunu çözmediği gibi, ileride çocuğun karşılaştığı tartışmalarda da sizi örnek almasına neden olabilir. Bunun yerine çocuğunuzu kendisini daha sakin bir şekilde ifade etmesi konusunda uyarabilirsiniz' dedi.
Çocukla sağlıklı iletişim kurmada önemli bir etkenin, çocuğun hata yaptığı durumlarda verilen tepkiler olduğunu dile getiren Psk. Baydar, 'Öfkeli olduğunuz bir durumda çocuğunuzu yaptığı hatadan dolayı cezalandırmanız, vurmanız ya da 'aptal, geri zekalı' şeklinde yakıştırmalar yapmanız çocuğunuzun hatasını anlamasına yardımcı olmayacaktır. Ayrıca bu yakıştırmalar çocuğun ebeveynlere karşı öfke duymasına, daha da hırçın davranışlar sergilemesine ya da içine kapanmasına neden olabilir. Bunun yerine hatasına yönelik açıklama yapmanız, olası durumda doğru davranışın ne olabileceği üzerinde konuşmanız daha yararlı olacaktır' ifadelerini kaydetti.
'ÇOCUĞUNUZA SEVGİNİZİ KOŞULA BAĞLAMAYIN'
Çocukla olan iletişimde sevginin de önemli bir yeri olduğunu söyleyen Psk. Baydar, ancak sevginin koşula bağlanmaması gerektiğini kaydetti. Psk. Baydar, 'Örneğin; çocuğunuza uslu durmazsa, derslerinde başarılı olmazsa onu sevmeyeceğinizi ifade etmek çocuğa ancak bazı koşullar karşılandığında onu seveceğiniz mesajını verir. Sevginizi sözlü olarak ifade etmeye ek olarak, sözsüz bir şekilde öperek, kucaklayarak da ifade etmeniz çocuğunuzda 'Seviliyorum, destekleniyorum' şeklindeki düşüncelerin yerleşmesini sağlayacaktır. Ayrıca hoş bir davranışını gördüğünüz çocuğunuza karşı gerek sözlü, gerekse sözsüz mesajlarla sevginizi ifade etmeniz ve çocuğunuzu bu davranışından dolayı övmeniz çocuğunuzun o davranışı tekrarlama olasılığını arttıracak, çocuğunuzun kendisini değerli hissetmesine katkı sağlayacaktır. Çocukla olan iletişimlerinde bir diğer önemli nokta ise, çocuklara karşı tutarlı davranmaktır. Söylediklerinin tersini yapan ebeveynler karşısında çocuk ne yapacağını, nasıl davranacağını bilemeyebilir. Bu konuda bir diğer önemli konu ise ufak da olsa çocuklara verilen sözlerin tutulmasıdır. Böylece çocuğun anne-babasına duyduğu güven artacak, ebeveyn-çocuk ilişkisi güçlenecektir' dedi.
'ÇOCUĞUNUZU KIYASLAMAYIN'
Ebeveynlerin çocuklarıyla olan iletişimlerinde sıklıkla yaptıkları hatanın çocuklarını başkaları ile kıyaslamak olduğunu belirten Psk. Baydar, 'Burada unutulmaması gereken nokta her çocuğun duygularının, düşünce biçimlerinin, zekalarının, yeteneklerinin birbirinden farklı olduğudur. Çocuğunuzu başka çocuklarla kıyaslamak ve çocuğunuzla ilgili mükemmeliyetçi beklentiler içine girmek onlara 'diğerlerinden daha kötü olduğu' mesajını verebilir ve çocuğunuzun kendine olan güveni sarsılabilir. Ayrıca çocuğunuzu abla, ağabey, kardeşleriyle kıyaslamak kardeş kıskançlığına da neden olabilir. Çoğu ebeveyn çocuklarıyla oldukça fazla vakit geçirdiğini düşünmektedir. Ancak bu durum ayrıntılı incelendiğinde bu sürenin daha çok yemek yeme, banyo yaptırma gibi bedensel ihtiyaçlarını karşılamak için ayrıldığı görülmektedir. Oysa çocukların bedensel ihtiyaçlarının dışında duygusal ihtiyaçlarını karşılamak da önemlidir. Bu yüzden ebeveynlerin sadece çocuğuna vakit ayırdıkları zaman diliminin olması, televizyon, internet ya da başka bir şeyle ilgilenmeden ilgilerini sadece çocuklarına vermeleri önemlidir. Oyun çağında olan bir çocukla yarım saat oynanan oyun ya da ergenlik dönemindeki bir gençle bir süre oturup sohbet etmek, onlara kendileriyle ilgilenildiği, sevildikleri ve değerli oldukları mesajını verecektir. Özellikle 3-6 yaş arası çocukların dil becerilerinin gelişmesiyle birlikte çevreyi ve içinde yaşadıkları dünyayı tanımaya yönelik ebeveynleri soru yağmuruna tuttukları bilinmektedir. Bazı anne babalar bu sorulara kayıtsız kalabilmektedirler. Ancak bu durum çocuğun yeni bilgiler öğrenmesine yardımcı olmadığı gibi çocuğa önemsenmediğini düşündürebilir. Bu yüzden çocukların sorularına onların anlayabileceği bir dille yanıt vermek gereklidir. Cevabını sizin de bilmediğiniz sorular olabilir, bu durumda dürüst davranıp bilmediğinizi; ancak birlikte araştırıp cevabını öğrenebileceğinizi ifade etmek yararlı olacaktır' açıklamasında bulundu.
Anne- babaların çocuklarıyla olan iletişiminde sorun yaşanan bir diğer konunun ise, ebeveynlerin çocuklarının eleştirilerine karşı zaman zaman hoş görülü davranamaması olduğunu kaydeden Psk. Baydar, ebeveynlerin çocuklarının eleştirilerinde haklılık payı olduğunu düşündüklerinde özür dileyebilmesi gerektiğini dile getirdi. Bu şekilde yapılan davranışın, çocuklarına 'hata yaptıkları zaman bu hatayı kabul etme ve özür dileme' konusunda örnek olabileceklerini sözlerine ekleyen Psk. Baydar, 'Son olarak toplumumuzda çocukla ilgilenmek ve çocuğun hem bedensel hem de duygusal ihtiyaçlarını karşılamak daha çok annenin rolüymüş gibi algılansa da bu konuda babalara da önemli görevler düşmektedir. Çocuğun ihtiyaçlarını karşılamada annenin varlığı yeterli görülmemeli, çocuğun babasıyla vakit geçirmeye de ihtiyacı olduğu unutulmamalıdır' ifadelerini kaydetti.
MELTEM KAY (İHA)
Yetişkinlerle iletişim kurarken olduğu gibi çocuklarla kurulan iletişimde de öncelikle dinlemeyi öğrenmek gerektiğini belirten Psk. Baydar, 'Çocuğunuzun sözünü kesmemeniz ve ona kendini ifade etme fırsatı vermeniz, onu daha iyi anlamanızda etkili olacak ayrıca çocuğunuza kendisine önem verildiği ve değer verildiği mesajını verecektir. Bir diğer önemli konu çocuğunuzla tartıştığınızda verdiğiniz tepkilerdir. Çocuğunuzla tartışırken ona bağırmanız ya da cezalandırmanız sorunu çözmediği gibi, ileride çocuğun karşılaştığı tartışmalarda da sizi örnek almasına neden olabilir. Bunun yerine çocuğunuzu kendisini daha sakin bir şekilde ifade etmesi konusunda uyarabilirsiniz' dedi.
Çocukla sağlıklı iletişim kurmada önemli bir etkenin, çocuğun hata yaptığı durumlarda verilen tepkiler olduğunu dile getiren Psk. Baydar, 'Öfkeli olduğunuz bir durumda çocuğunuzu yaptığı hatadan dolayı cezalandırmanız, vurmanız ya da 'aptal, geri zekalı' şeklinde yakıştırmalar yapmanız çocuğunuzun hatasını anlamasına yardımcı olmayacaktır. Ayrıca bu yakıştırmalar çocuğun ebeveynlere karşı öfke duymasına, daha da hırçın davranışlar sergilemesine ya da içine kapanmasına neden olabilir. Bunun yerine hatasına yönelik açıklama yapmanız, olası durumda doğru davranışın ne olabileceği üzerinde konuşmanız daha yararlı olacaktır' ifadelerini kaydetti.
'ÇOCUĞUNUZA SEVGİNİZİ KOŞULA BAĞLAMAYIN'
Çocukla olan iletişimde sevginin de önemli bir yeri olduğunu söyleyen Psk. Baydar, ancak sevginin koşula bağlanmaması gerektiğini kaydetti. Psk. Baydar, 'Örneğin; çocuğunuza uslu durmazsa, derslerinde başarılı olmazsa onu sevmeyeceğinizi ifade etmek çocuğa ancak bazı koşullar karşılandığında onu seveceğiniz mesajını verir. Sevginizi sözlü olarak ifade etmeye ek olarak, sözsüz bir şekilde öperek, kucaklayarak da ifade etmeniz çocuğunuzda 'Seviliyorum, destekleniyorum' şeklindeki düşüncelerin yerleşmesini sağlayacaktır. Ayrıca hoş bir davranışını gördüğünüz çocuğunuza karşı gerek sözlü, gerekse sözsüz mesajlarla sevginizi ifade etmeniz ve çocuğunuzu bu davranışından dolayı övmeniz çocuğunuzun o davranışı tekrarlama olasılığını arttıracak, çocuğunuzun kendisini değerli hissetmesine katkı sağlayacaktır. Çocukla olan iletişimlerinde bir diğer önemli nokta ise, çocuklara karşı tutarlı davranmaktır. Söylediklerinin tersini yapan ebeveynler karşısında çocuk ne yapacağını, nasıl davranacağını bilemeyebilir. Bu konuda bir diğer önemli konu ise ufak da olsa çocuklara verilen sözlerin tutulmasıdır. Böylece çocuğun anne-babasına duyduğu güven artacak, ebeveyn-çocuk ilişkisi güçlenecektir' dedi.
'ÇOCUĞUNUZU KIYASLAMAYIN'
Ebeveynlerin çocuklarıyla olan iletişimlerinde sıklıkla yaptıkları hatanın çocuklarını başkaları ile kıyaslamak olduğunu belirten Psk. Baydar, 'Burada unutulmaması gereken nokta her çocuğun duygularının, düşünce biçimlerinin, zekalarının, yeteneklerinin birbirinden farklı olduğudur. Çocuğunuzu başka çocuklarla kıyaslamak ve çocuğunuzla ilgili mükemmeliyetçi beklentiler içine girmek onlara 'diğerlerinden daha kötü olduğu' mesajını verebilir ve çocuğunuzun kendine olan güveni sarsılabilir. Ayrıca çocuğunuzu abla, ağabey, kardeşleriyle kıyaslamak kardeş kıskançlığına da neden olabilir. Çoğu ebeveyn çocuklarıyla oldukça fazla vakit geçirdiğini düşünmektedir. Ancak bu durum ayrıntılı incelendiğinde bu sürenin daha çok yemek yeme, banyo yaptırma gibi bedensel ihtiyaçlarını karşılamak için ayrıldığı görülmektedir. Oysa çocukların bedensel ihtiyaçlarının dışında duygusal ihtiyaçlarını karşılamak da önemlidir. Bu yüzden ebeveynlerin sadece çocuğuna vakit ayırdıkları zaman diliminin olması, televizyon, internet ya da başka bir şeyle ilgilenmeden ilgilerini sadece çocuklarına vermeleri önemlidir. Oyun çağında olan bir çocukla yarım saat oynanan oyun ya da ergenlik dönemindeki bir gençle bir süre oturup sohbet etmek, onlara kendileriyle ilgilenildiği, sevildikleri ve değerli oldukları mesajını verecektir. Özellikle 3-6 yaş arası çocukların dil becerilerinin gelişmesiyle birlikte çevreyi ve içinde yaşadıkları dünyayı tanımaya yönelik ebeveynleri soru yağmuruna tuttukları bilinmektedir. Bazı anne babalar bu sorulara kayıtsız kalabilmektedirler. Ancak bu durum çocuğun yeni bilgiler öğrenmesine yardımcı olmadığı gibi çocuğa önemsenmediğini düşündürebilir. Bu yüzden çocukların sorularına onların anlayabileceği bir dille yanıt vermek gereklidir. Cevabını sizin de bilmediğiniz sorular olabilir, bu durumda dürüst davranıp bilmediğinizi; ancak birlikte araştırıp cevabını öğrenebileceğinizi ifade etmek yararlı olacaktır' açıklamasında bulundu.
Anne- babaların çocuklarıyla olan iletişiminde sorun yaşanan bir diğer konunun ise, ebeveynlerin çocuklarının eleştirilerine karşı zaman zaman hoş görülü davranamaması olduğunu kaydeden Psk. Baydar, ebeveynlerin çocuklarının eleştirilerinde haklılık payı olduğunu düşündüklerinde özür dileyebilmesi gerektiğini dile getirdi. Bu şekilde yapılan davranışın, çocuklarına 'hata yaptıkları zaman bu hatayı kabul etme ve özür dileme' konusunda örnek olabileceklerini sözlerine ekleyen Psk. Baydar, 'Son olarak toplumumuzda çocukla ilgilenmek ve çocuğun hem bedensel hem de duygusal ihtiyaçlarını karşılamak daha çok annenin rolüymüş gibi algılansa da bu konuda babalara da önemli görevler düşmektedir. Çocuğun ihtiyaçlarını karşılamada annenin varlığı yeterli görülmemeli, çocuğun babasıyla vakit geçirmeye de ihtiyacı olduğu unutulmamalıdır' ifadelerini kaydetti.
MELTEM KAY (İHA)