CHP'li Erbilgin'den gündeme dair önemli açıklamalar!

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Kastamonu İl Başkanı Hikmet Erbilgin, Kastamonu TV366'nın canlı yayın konuğu oldu ve gündeme açıklamalarda bulundu.

  • 1317
TAKİP ET

Yaklaşık 1.5 saat süren programda İrfan Salcı'nın sorularını yanıtlayan CHP İl Başkanı Erbilgin, 19 Mayıs 1919'un 101'nci yıldönümünden BAKAP'a, il ekonomisinden Kastamonu Belediyesi'nce yapılan işçi alımlarına bir çok konuda düşüncelerini kamuoyuyla paylaştı.

CHP İl Başkanı Hikmet Erbilgin'in açıklamaları şöyle;

'BELEDİYENİN MİLLİ BAYRAMLARLA İLGİLİ TUTUMU BİR GÖREV SAVMANIN ÖTESİNE MAALESEF ÇIKAMIYOR

Kastamonu olmadan bir Milli mücadele düşünülemez. Kastamonu'nun olmadığı, kurtuluş ve kuruluşta Kastamonu'nun anılmadığı bir durum olamaz. İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin yüzyılın rotası adı altında sanal bandırma vapuru çalışması oldu. Cide Belediyemiz bu çalışmaya katkı sundu. İnebolu Belediyesi'nden de bu konuda destek istendiğini biliyorum. Ancak içinde bulunduğumuz siyasi iklimden tüm İnebolu'yu temsil eden Belediye Başkanı Mustafa Hüner Özay'ın etkilendiğini, tek başına bağımsız karar veremediğini duyduk. Çalışmada kullanılmak üzere İnebolu Belediyesi'nden talep edilen Atatürk resimlerini vermekten imtina edildiğini gördük. Bu nedenle Milletvekilimiz Hasan Baltacı İnebolu'nun temsiliyetinin eksik olmaması ve tüm Kastamonu'yu kucaklamak adına bu sürece katkı sundu. 19 Mayıs 1919'un 101'nci yıldönümü dolayısıyla Valimiz Yaşar Karadeniz ile birlikte Atatürk ve Şehit Şerife Bacı Anıtı'na çelenk sunumu yaptık. Daha sonra Cumhuriyet Halk Partisi olarak bir çelenk sunma töreni gerçekleştirdik. Pandemi koşulları nedeniyle 19 Mayıs'ı halkımızla birlikte kutlayamayacağımız için otobüsle halkımızı selamlamayı tercih ettik. Gördük ki Kastamonulu hemşerilerimiz bayramımıza sahip çıktılar. Biz halkımızla buluşmaktan mutlu olduk, halkımız da 19 Mayıs'ın bu biçimde kutlanmasından mutlu oldular. Çünkü girdiğimiz her sokakta, her caddede balkonlarından bizi Türk bayraklarıyla selamlayanları görmek bizi mutlu etti. Milli bayramlarla ilgili süreç çok uzun zamandır tartışılıyor. Pandemiden önce de gerçekleştirilen kutlamalar; yeri, düzen alışı, içeriği bakımından anlamının dışında bırakıldığına yönelik çokça eleştiri oluyor. Özellikle geçmiş bayramların tadını yaşamış kuşaklar bunun eksikliğini her daim vurguladılar. Üzülerek görüyoruz ki; Kastamonu Belediyesi'nin Milli bayramlarla ilgili tutumu bir görev savmanın ötesine maalesef çıkamıyor. Kastamonu Belediyesi'nin Kastamonululara Milli bayramları nasıl tattırır nasıl daha iyi yaşatırız arayışının olmadığını ben üzülerek görüyorum. Temenni ederim ki bundan sonraki Milli bayramlarımızda belediyemiz işin merkezine konumlansın, daha çok rol alsın. Kurtuluş mücadelesinin göbeğinde olan Kastamonu'yu daha coşkulu kutlamalarla buluştursun istiyorum.

İKTİDAR VEKİLLERİNİN ŞAPKALARINI ÖNÜNE KOYUP DÜŞÜNMELERİ GEREKİYOR

Kastamonu'nun yıllardır çok istemesine rağmen bölgesel kalkınma planlarının dışında kalması içimizi yakan, kanayan bir yaradır. Kastamonu'da uzunca bir süredir Batı Karadeniz illerini yani Kastamonu, Sinop, Çankırı, Zonguldak, Karabük ve Bartın'ı içine alacak böyle bir kalkınma modeline ihtiyaç olduğu hep konuşuldu, talep edildi. Bu talep ta ki Hasan Baltacı Meclis'e gidene kadar Kastamonu dışına çıkmamıştı. Milletvekilimiz Hasan Baltacı her çıktığı kürsüde bu bölgenin pozitif ayrımcılığa ihtiyacı olduğunu dile getirdi. Bundan 9 ay önce de tıpkı GAP gibi, tıpkı KOP gibi, tıpkı DAP gibi, tıpkı DOKAP gibi Batı Karadeniz Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı adıyla yani BAKAP adıyla yeni bir bölgesel kalkınma idaresi başkanlığı kurulması için kanun teklifi verdi. Sonrasında da birçok kez samimi olarak iktidar vekillerine çağrıda bulundu; 'Eğer bu teklifi Hasan Baltacı getirdi, CHP getirdi diye Meclis'e gelmesini önlüyorsanız aynı teklifi siz getirin ben el kaldırayım' dedi. Ama iktidar bu öneriyi görmezden, Baltacı'nın çağrısını ise duymazdan geldi. Üzülerek gördük ki; Çorum ve Amasya'nın iktidar vekilleri kafa kafaya vermiş ve bu konuda istediklerini almış. Amasya vekilleri demiş ki Çorum'a DOKAP'ta Amasya'nın yer alması için Çorum olarak siz bize katkı sunun, bizde Çorum'un yer alması için size destek olalım demiş. Peki bizim iktidar vekilleri ne yapmış; Sarımsak başında fotoğraf verip Antep vekili ile paslaşmaya, günü geçiştirmeye çalışmış. Bu Kastamonu açısından birçok konuda olduğu gibi içimizi acıtan bir durum. Hakkı Köylü, Metin Çelik eğer partilerinin Çorum ve Amasya vekilleriyle istişare edebilseydi, DOKAP'ta bizde yer alalım, biz size, siz bize destek olun diyebilseydi 12. il Kastamonu olabilirdi. İktidar vekillerinin şapkalarını önüne koyup düşünmeleri gerekiyor. Sivil toplum kuruluşlarının da bunu neden yapamadığımızı iktidara sormaları gerekiyor. Elsiz ayaksız bir sivil toplum inşa edilmiş ve sorunları öteleyen gözü sarayda olan iktidar vekillerinin hizmet etmesini bekliyoruz. Kastamonu biçare, Kastamonu sahipsiz. Çok hızlı bir biçimde Kastamonu'yu buradan çıkarmamız gerekiyor. İşte tamda bu noktada Milletvekilimiz Hasan Baltacı Kastamonu'nun sahipsiz olmadığını anlatmak için gece gündüz hem Meclis'te, hem de Kastamonu'da canla başla çalışıyor.

TAŞKÖPRÜ SARIMSAĞI İLE ANTEP SARIMSAĞINI KIYASLAMAK ZÜLDÜR

Kastamonu Taşköprü sarımsağı bir dünya markasıdır. Gaziantep vekili çıkmış ve 'bizim Kastamonu'yu da aşan bir sarımsak üretimimiz var' demiş. Metin Çelik cevap olarak sarımsağımızın kalitesinden bahsederek durumu kurtarmaya çalışmış. Kendiri Samsun'a kaptırdık, bu gidişle sarımsağı Gaziantep'e, siyezi de Nevşehir'e kaptıracağız. Ve halka masal anlatmaya devam edilecek. Taşköprü sarımsağı ile Gaziantep Araban'ın sarımsağını kıyaslamak aslında züldür. Bunu kıyaslamak iktidar vekilinin de ayıbıdır. Eğer iktidar vekilleri için Taşköprü sarımsağı çok önemliyse Milletvekilimiz Hasan Baltacı 2019 yılında başta Taşköprü sarımsağı olmak üzere coğrafi işaretli diğer tarım ürünlerimiz pirinç ve siyezin üretiminin arttırılmasını teşvik edecek bir yasa teklifi sundu. Sarımsağa, pirince ve siyeze alan bazlı gelir desteği verilmesi yönünde Meclis'e teklif verdi. Bilindiği gibi ülkemizde fındık gibi, kayısı gibi ürünlere alan bazlı gelir desteği veriliyor. İktidar vekili Gaziantep vekiline cevap vereceğine Taşköprülü sarımsak üreticisinin yükünü nasıl hafifletiriz buna kafa yorsun. Evet sarımsak bu sene üreticisine para kazandırdı. Ama seneye sarımsak para kazandıracak mı? Taşköprü sarımsağını yok etmesi an meselesi olan Çin sarımsağının tohumunun ekimi önlenebilecek mi? Metin Çelik bu sorulara cevap arasın.

KAMUSAL NOKTALARDA İŞE ALIMLARIN ŞEFFAF VE ADALET DUYGUSUNU ZEDELEMEDEN YAPILMASI GEREKİYOR

Ben isterim ki Kastamonu'da tek bir genç işsiz kalmasın, gelecekleri kurtulsun, evine, çoluğuna çocuğuna ekmek götürebilsin. Belediyeye başlayan 80 vatandaşımız evine ekmek götürecek bir imkn yakalamıştır. Bu önemlidir. Bu konuda telefonuma ve sosyal medya hesabıma sayısız mesaj ve yorum alıyorum. Bu mesajlarda deniliyor ki; 'Biz gittik, aslında alınacak herkes belli, usulen bir tiyatro oynanıyor' deniliyor. Bu durum bize adaletin sarsıldığını gösteriyor. Daha dün yapılan bir araştırmaya göre kendisini MHP'li olarak tanımlayan gençlerin yüzde 68'i yurt dışına gitmek istiyor. AKP'ye oy veren gençlerin yaklaşık yüzde 48'i de imkn olursa yurt dışında yaşamak istiyor. Yine gelen mesajlardan birinde 'ben mülakata girdim. Kazanan isimler belediyenin sitesinde yayınlanmış. Hiç birinin ekmeğinde, işinde gözüm yok ama işe alınanların sosyal medyalarını kontrol edin, alımların liyakate göre mi yoksa bir siyasete tabi olduğu için mi yapılıp yapılmadığını göreceksiniz' denilmiş. Ben tekrar ediyorum biz her gencin iş, aş, ekmek sahibi olmasını diliyoruz, bunun için siyaset yapıyoruz. Ancak böyle kamusal noktalarda işe alımların daha şeffaf ve adalet duygusunu zedelemeden yapılması gerektiğini bir kez daha vurguluyorum. Kaldı ki Vidinlioğlu mazbatasını aldığında yaptığı ilk açıklamada 'adalet ve liyakat ön planda olacak' demişti. Bu açıklamanın üzerinden henüz çok kısa bir süre geçmişken adaleti sarsan bu uygulamalar Vidinlioğlu'nun vicdanına dokunmalı ve üzerine düşünme ihtiyacı doğurmalıdır.

GALİP VİDİNLİOĞLU TELEFERİK KONUSUNDA SEÇMENİ ALDATMIŞ OLDU

Kulakları çınlasın eski belediye başkanı Turhan Topçuoğlu'nun da teleferik düşüncesi vardı diye hatırlıyorum. Vidinlioğlu seçimlerden önce bu teleferik üzerinden sert eleştiriler yaptı. Seçildikten sonra yıkmak için referanduma gidileceğini açıkladı. Sonra vazgeçti, 'belli bir noktaya gelmiş projeyi yapmak zorundayım' dedi. Bugün yine halen 'şehrin iki yakasına çakılmış hançer' diyor. Seçim döneminde bu projenin ne aşamaya geldiği belliydi. Vidinlioğlu bence seçim döneminde seçmeni aldatmış oldu.

TASARRUF DİYECEKSİN SONRA DA ÜÇ OTOMATİK MAKAM ARACI BİRDEN KİRALAYACAKSIN

Ben Kastamonu Belediyesi konuşuluyorsa Honsalar üzerinden, İsmailbey'deki yoksulluk üzerinden, Esentepe'de bekleyen hizmetler üzerinden konuşalım istiyorum. Belediye tarafından bu kentin kadınları ve çocukları için yapılacak kreşler üzerinde konuşalım istiyorum. Ama biz işçi alımları üzerinden, kiralanmak istenen makam araçları üzerinden, yetersiz kalan temizlik hizmetleri üzerinden konuşmak durumunda kalıyoruz. Onun ötesinde personelinin mutsuz, hoşnutsuz olduğu bir belediye ile karşı karşıyayız. Onu o görevden al buraya ver, şunu bu görevden al diğer tarafa ver. Liyakat, adalet ve tasarruf diyeceksin sonra da üç otomatik makam aracı birden kiralayacaksın. Ben başkan kendisine makam aracı kiralamasın demiyorum. 3 tane kiralamasına gerek yok. Hani her kuruş beytülmal idi. Hem kamuoyuna ortak aklı oluşturalım deyip, sonra önerilere kulak tıkamanın ne belediyeyi ne de Kastamonu'yu götüreceği bir yer yok. Bu konuda yapıcı eleştirilerle katkı sunma gayretimizin olduğunu Kastamonuluların anladığını, sahiplendiğini her gün sokakta görüyorum.

ARTIK İKTİDARIN FİKRİ ENERJİSİ TÜKENDİ

Belediye Başkanımız Satılmış Sarıkaya'ya Araç'a her gün yeni ne hizmet sunabilirim diye verdiği üstün gayretten dolayı teşekkür ediyorum. Araç Belediyemizle ilgili imzasız yapılan bu şikyetlere baktığımızda ülkemizde adaletin hangi noktada olduğunu görebiliyorsunuz. Bu şikyetlerden birinde denilmiş ki Araç Sanayi Sitesi'ne parke yapıldı denilmiş. Spor salonunun açılması şikyet edilmiş. Mezarlık yeri alınması şikyet edilmiş. Ramazan yardımları şikyet edilmiş. Festival yapılması şikyet edilmiş. Kanalizasyon ve su hattı döşenmesi şikyet edilmiş. AKP tarafından yönetilen 10 yıl boyunca hiç bir şey yapılmayan, 15 milyon TL'ye yakın borçlandırılan bir belediyeyi yeniden hizmet edebilir duruma getiren Satılmış Sarıkaya'yı imzasız dilekçelerle şevkini kırmaya çalışmışlar. İktidar yanlılarının bu kadar hücum etmelerinin, bu kadar şikyet etmelerinin temel bir nedeni var. Artık iktidarın fikri enerjisi tükendi. İktidar yeni bir fikir sunamadığı için toplumu kutuplaştırmak üzerinden bir yere varabileceğini, iktidarını koruyabileceğini sanıyor. 23 Nisan'da siyasi propaganda yaptılar diye Araç Belediyesi şikyet edilmiş. Bizim için 23 Nisan, 19 Mayıs, 30 Ağustos, 29 Ekim siyasidir. Bu ülkenin bağımsızlığıdır, bu ülkenin kurtuluşudur. Bütün Milli bayramları göğsümüzü gere gere kutlamaya devam edeceğiz.

DOĞAN ÜNLÜ DOĞANYURT'UN ÜSTÜNÜ ÖRTEN BİR TUTUM İÇERİSİNDE

Doğanyurt Belediyesi'ndeki sıkıntıları dile getiren tek kişi ben değilim. Doğanyurt Belediyesi'nin MHP'li Meclis üyesi Doğanyurt Belediye Başkanı Ahmet Kaya hakkında İnebolu Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulundu. MHP'li Meclis üyesinin açıklamalarına partisinin yöneticilerinden kimse giremedi. Ne il başkanlığı, ne ilçe başkanlığı. Tek başına hukuk ve adalet mücadelesi yürütüyor. Seçimler öncesi 5'li çete diyenler şimdi Doğanyurt'u görmezden gelmeye gayret ediyor. Belediye Başkanı Ahmet Kaya ve AKP İl Başkanı Doğan Ünlü'nün birlikte katıldıkları programın ilk bölümünü izledim. Doğan Ünlü kamuoyunu aydınlatmak yerine, işin üzerini örten bir tutum içerisinde. İktidar bunların konuşulmasından rahatsız oluyor. İktidar bunlar konuşulduğunda kendisinin teşhir edildiğini anlıyor. Biz bu konuyu memleket meselesi olarak görüyoruz ve takip etmeyi sürdüreceğiz.

COVİD-19'LU BİR VATANDAŞIN ÖLÜM RAPORU DEĞİŞTİRİLMİŞ MİDİR?

Tosya kaymakamı çıkıyor salgınla ilgili açıklama yapamam diyor, Cide kaymakamı çıkıyor açıklama yapıyor. O da devletin kaymakamı, o da devletin kaymakamı. Nasıl oluyor da böyle. Kaymakamlar başına buyruk mu konuşuyor? Biz başından bu yana söylüyoruz. Merkezi bir noktadan kamuoyu doğru şekilde bilgilendirilmelidir. Bugün doğrulatamadık ama Kastamonu Devlet Hastanesi'nde bir vatandaşımızın öldüğü ve ölüm tutanağına ölüm sebebi olarak Covid-19 yazıldığı, 1 saat sonra da bu raporun değiştirildiği ölüm sebebine doğal ölüm yazıldığı yönünde bilgi geldiği. Cenazesinin teslimi sırasında bu olayın tartışma yarattığı bilgisi ulaştı. Umarım bu konu ile ilgili yetkililer kamuoyunu aydınlatır.

BORCU BORÇLA KAPATMAK SÜRDÜRÜLEBİLİR DEĞİL

Türkiye ekonomisi düzelmeden Kastamonu ekonomisinin düzelmesi çok mümkün değil. Borcu borçla kapatmak sürdürülebilir değil. Esnaf borçlu. Esnaf kredi çekerek borcu sürdürülebilir hale getirmeye çalışıyor. Çiftçi borçlu. Çiftçi ürettiğim şu ürünü satar borcumu öderim diyemiyor. Krediyle bu borcu kapatmaya zorlanıyor. Bu çözüm değil. Bizim üretim ekonomisine ihtiyacımız var. Devletin teşvik ettiği bir üretim ekonomisine. Dün gece 800'e yakın ürüne gümrük vergisi geldi. Sanayicimiz beni anlayacaktır. Bizim ihraç ettiğimiz ürünün yüzde 75'i ithal ettiğimiz hammaddeden oluşuyor. Üretim daha da zorlaşacak fiyatlar daha da yükselecek. Çek ve senet sarmalı daha da büyüyecek. Tarım da ve sanayide üretimi hedef alan bir politikaya ihtiyaç var. İktidar bu imkanı çoktan kaybetmiştir.

BU ÜLKENİN KURUCU PARTİSİNİN BÖLÜCÜ TERÖR ÖRGÜTÜYLE YAN YANA GELEBİLECEĞİNİ DÜŞÜNENLER TROLDEN BAŞKALARI OLAMAZ

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın hedef göstermesi üzerine Adana Yüreğir Gençlik Kolları Başkanımız Eren Yıldırım tutuklanmıştır. Osman Öcalan'ı Irak'ta bulup röportaj yaptıktan sonra TRT'de yayınlama kudretine sahip olanlar Yüregir Kaymakamlığı önündeki kamera kayıtlarını kamuoyuyla paylaşmalıdır. Sorunuza gelecek olursak çözüm sürecinde Akil İnsanlar Kastamonu'ya geldiğinde toplantı salonu önünde tepki gösterenler bugün AKP ile yan yanalar. Biz bu ülkede muhafazakar demokratların oyuna talibiz, istiyoruz. Biz bu ülkede milliyetçi demokratların oyuna talibiz. Biz bu ülkede Kürt demokratların oyuna talibiz. Şimdi Kürt vatandaşlarımızın oyunu AKP alınca sorun yok, CHP alınca terörist oluyorsunuz. HDP ile yan yana gelme hususunu öncelikle AKP'lilerin enine boyuna düşünmesi gerektiğine inanıyorum. Burada işi çarpıtan, hedef göstermeye yönelik açıklamalar yapılıyor. Kastamonu'da yaşayan 3 ila 4 bin Kürt vatandaş var. Belediye seçimleri olduğunda herkes o Kürt vatandaşların oyunu almak için temaslarda bulunuyor. AKP'liler, MHP'liler Kürt vatandaşlarımızın oyunu almaya gitmiyor mu? Onlar o oya talip olunca sorun yok, biz talip olunca sorun var. Böyle bir şey olmaz. Bu tartışma AKP'nin istediği bir tartışma. Ülkeyi doğru bir yere götürecek bir tartışma değil. Bu ülkenin kurucu partisinin, bağımsızlığı için mücadele edenlerin bölücü terör örgütüyle yan yana gelebileceğini düşünenler trolden başkaları olamaz.

NE ZAMAN YAPILIRSAYAPILSIN BİZ SEÇİME HAZIRIZ

Seçim erken olur, zamanında olur bilemeyiz ama biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak ülkemizi yönetmeye talibiz. Bunun hazırlıklarını yapıyoruz. Bu ülkeye iş, aş getirmeye talibiz. Bu ülkeyi büyütüp geliştirmeye talibiz. Cumhuriyet Halk Partisi il örgütü görevi aldığından bu yana canla başla çalışıyor. Başta milletvekilimiz olmak üzere ilçe başkanlarım, kadın ve gençlik kollarıyla çalışıyor. Seçim ne zaman yapılacak olursa olsun biz seçime hazırız, yurttaşlarımızla kucaklaşmaya hazırız.

CİDE KAYMAKAMLIĞI SİYASİ DAVRANIYOR

Cide Kaymakamlığı bu süreçte siyasi davranıyor. Bir kaymakam düşünün yardım kolisinin üzerine adını soyadını yazıp dağıtıyor. Cide Kaymakamlığı ilçedeki toplu taşıma hizmeti ile ilgili sosyal medyasından bir duyuru yapmış. Bu duyurunun altına yorum yapan vatandaşlara belediyeyi işaret ederek gereken dersi verirsiniz cevabı yazıyor. Bu devlet olma kabiliyetimize zarar verir. Daha hassas olunması gerekir. Kastamonu belki Cide kaymakamını yeni tanıdı ama Cide Kaymakamı 7 Haziran 2015 seçimlerinde sahada Cumhuriyet Halk Partisi adına seçim kampanyası yürütmüş bir kaymakam. O zaman kendisi öğrenciydi ve anlık bir tanışmamız var. Benim ona tavsiyem devlet adamı gibi davranmasıdır. Cide kaymakamı siyasi bir angajmanla iş yapmasın. Kendisinin Türkiye Cumhuriyeti'nin kaymakamı olduğunu unutmasın.

NEDEN KAYMAKAMLA KOL KOLA GİRİP ESNAFININ MAĞDUR OLMASINA MÜSAADE EDİYORSUN?

İnebolu'ya 19 Mayıs öncesi gittiğimizde oradaki esnaflarımıza da selam verme imkanımız oldu. Bu ziyaret ve sohbetlerimizde İnebolu Belediye Başkanı Mustafa Hüner Özay'ın belediye başkanı olmadan önce çok iyi biri olduğu, seçildikten sonra değiştiği yönünde yaygın bir kanı geliştiğine şahit olduk. AKP siyasetinin insanı nasıl değiştirdiğine bir örneğini verecek olursak; bu ziyaretlerimizde İnebolu Belediye Başkanının İnebolu Kaymakamı ile birlikte İnebolu'daki berber ve kuaförlere 392'şer TL ceza kestirdiği yönünde bize şikayet geldi. Milletvekilimiz Hasan Baltacı'nın bu konudan bilgisi olduğunu öğrenen Belediye Başkanı ve kaymakamın bizim orada olduğumuz gün tekrar berberleri gezip 'biz size kestirdiğimiz bu cezaları Sosyal Yardımlaşma Vakıfı'ndan ödeyeceğiz' demişler. Konuyla ilgili gelen son bilgiye göre berberlerimize bu cezaları sosyal yardımlaşma vakfı üzerinden ödeyemeyecekleri, bunun yerine ceza kesilen her bir berbere gıda çeki verileceği söylenmiş. Kaymakamın görev süresi bitti ve üç gün sonra gidecek ama belediye başkanı o ilçenin evladı. Neden kaymakamla kol kola girip esnafının mağdur olmasına müsaade ediyorsun? Yine İnebolu'da Hamit Köyü'nde bir vatandaşımız var ve barakada yaşıyor. Bu konu bize iletildi. İstanbul Büyükşehir Belediyesi bu vatandaşımız için konteyner göndereceğinin sözünü verdi. Bunu kaymakam duyunca paniğe kapılıyor. Ekrem İmamoğlu'ndan buraya konteyner gelirde ben sıkıntı yaşarım diye hemen vatandaşa gidip konteyner istemiyorum diye yazılı kağıt alınıyor. Bu vatandaşımızın sorununa acil çözüm bulunmasını istiyorum.'

Bakmadan Geçme