Çelebi: 'Adil bir referandum süreci yürütülmüyor'
24. Dönem CHP Milletvekili Süleyman Çelebi, adil bir referandum sürecinin yürütülmediğini söyledi.
16 Nisan'da gerçekleştirilecek olan Anayasa Değişikliği Halk Oylaması çalışmaları kapsamında Kastamonu'ya gelen DİSK Eski Genel Başkanı, 24. Dönem CHP Milletvekili Süleyman Çelebi adil bir referandum sürecinin yürütülmediğini, korkutulmuş ve ürkütülmüş bir toplum haline dönüştürüldüğünü 'evet' diyenin de 'hayır' diyenin de ifadesini özgürce ortaya koyamadığını söyledi.
16 Nisan'da gerçekleştirilecek olan Anayasa Değişikliği Halk Oylaması'na 2 haftadan az bir süre kala çalışmalarını hızlandıran CHP İl Örgütü, İzmir Milletvekili Zekeriya Temizel ve 24. Dönem CHP Milletvekili Süleyman Çelebi ile birlikte 'hayır' oyu için destek istedi.
Gönüllü milletvekili olarak Kastamonu'ya çok kez geldiğini ifade eden 24. Dönem CHP Milletvekili Süleyman Çelebi, Kastamonu'nun tarımdaki, hayvancılıktaki sorunlarını, pancar üreticisinin, şeker fabrikasının, Seka'daki kapatmada yaşadıkları sorunlarını meclis kürsüsüne ve yazılı önergelerle ilgili bakanlıklara kadar taşıdığını söyledi.
Türkiye'nin geleceği ile ilgili bir sürecin yaşandığını ifade eden Süleyman Çelebi, referandum sürecinin eşit koşullarda, özgürlükler içerisinde yapılmadığını ifade etti. Türkiye'nin çok ciddi sorunları varken halk oylamasına gidilmesinin arızalı bir durum olduğuna dikkat çeken Süleyman Çelebi: 'Referandumun sonuçları ne olursa olsun Türkiye'nin belli başlı sorunları devam edecektir. Türkiye'nin geleceği açısından umut verici bir çaba değildir. Referandumda eşit koşullar yok. 'Hayır' diyenler nerede ise yasaklı hale gelmiş, evet diyenler nerede ise göklere çıkartılıyor. 'Hayır' diyenlerin tamamı nerede ise terörist diye suçlanıyor. Bunu çok haksız buluyorum. Türkiye'de tüm meydanları gezdiğimde her tarafta 'evet' pankartları asılabiliyor ama 'hayır' pankartları ya kesiliyor veya indiriliyor. Başka türlü baskılara maruz kalıyorlar. Dövülüyor ve bıçaklanıyorlar. Bunların hepsini bugünlerde görüyor ve yaşıyoruz' dedi.
Türkiye'de özellikle bu dönemlerde yargısız infaz yapıldığına dikkat çeken Çelebi: 'Yargısız infazın sonucunda pek çok kişi işinden atıldı. Tutuklandı, tutuklanan kişileri serbest bırakan savcı sorgulanıyor ve hemen gözaltına alınıyor. Yargıç vicdani bir kararını, belgeye bakar yargıç varsa gerçekler onu zaten bırakamaz. Yani elindeki deliller yeterli değilse savcının yeni bir iddiası yoksa bu uygulamayı bırakır. Bunu gördüğüm zaman tablonun çok vahim olduğunu çok net görebiliyorum. Böyle bir Türkiye fotoğrafını da buradan belirtmek istiyorum. Hepsinde yanıldılar ve bu anayasada da yanıldılar, şimdiki anayasada da yanılıyorlar. Burada da çok ciddi bir yanılgı içerisindeler. Keşke bu yanılgıyı yaşamamış olsalar. Sonra 'pardon' diyeceğiz, iş işten geçecek. Türkiye'nin zamanı bu kadar buna harcaması benim açımdan yanlıştır' diye konuştu.
'ALLAH AFFETSİN İLE OLMUYOR BU İŞLER'
Partilerde çok önemli görevlerde bulunanların, FETÖ'yle çok yakın ilişkileri olduğunu iddia eden Çelebi; 'Söyle Fetullah Hocam' diyen belediye başkanları, 'güzelim hocam' diye övenlerin hiçbirisi bu noktada tek bir cümle etmiyorlar. Yönlendirmişler, onlarda inanmışlar. Ne yapalım bu ülkenin şimdiki Adalet Bakanı, çok methetmiş onları. İçişleri Bakanı çok methetmiş. Dışişleri Bakanı çok methetmiş. Meclis Başkanı çok methetmiş. Belediye Başkanı etmiş. Başbakan etmiş. 'Bu hasret bitsin' demiş. Gazeteler bunları yazmışlar, çizmişler vatandaşı yönlendirmişler. Bu yönlendirmenin içinde olanlar cezalandırılıyor. Yönlendirenler kenara oturmuşlar. Allah affetsin ile olmuyor bu işler' şeklinde konuştu.
'HALKIN İRADESİNE İPOTEK KOYULMAYA ÇALIŞILIYOR'
İktidar mensubu siyasilerin baskı unsuru oluşturarak zorla 'evet' dedirtmeye çalışıldığını kaydeden Çelebi: 'Bir milletvekilinin muhtarları ve halkı korkutarak, kendi taleplerini dikte ettirmeye kalkması hoş değildir. Herkes siyasal olarak farklı bir düşüncede olabilir. Ama halkın iradesine ipotek koyarak adeta kaplumbağa terbiyecisi mantığıyla halka değnek göstermesi toplum vicdanını yaralamıştır. Bunu gezdiğimiz yerlerde, kendisini ifade etmekte sıkıntı çeken memur arkadaşlarda, gerek de halkın seçilmiş temsilcilerinde gördük. Köylerde bir sorun var, bunun altını çizerek söylüyorum. Dün köy muhtarları ile de görüşme yaptım. Birçok köy muhtarı şu an tehdit altında, kaymakamlar tarafından. Bu çok net ifade ediyorlar. Muhtarlarla görüşmemi anlatıyorum, 'eğer buradan full 'evet' çıkmazsa, size yol hizmeti, size sağlık hizmeti, kışın yol açma hizmeti vermeyiz' şeklinden tutun çocuklarınız diye devam eden tehdit sürecinin çok yaygın olduğunu görüyorum. Bu tehdidin köylerde 'evet' anlamında sıkıntı yaşatacağını görüyorum. Ama merkezlerde bunun daha özgürleşeceğini düşünüyorum. Hem Kastamonu İl Merkezi açısından söylüyorum, hem de ilçeler açısından söylüyorum. 16 Nisan'da ciddi bir toplumsal kırılmayı başlatacağına inanıyoruz' açıklamasında bulundu.
Kazım BOLAT