Çalışma arkadaşının gözünden Ahmet Katar

İYİ Parti Milletvekili adayı Ahmet Katar'ın çalışma arkadaşı 'Misafir kalem Mustafa Çelik' yazdı.

  • 2429

Misafir kalem Mustafa Çelik, çalışma arkadaşı İYİ Parti Kastamonu 1'inci sıra Milletvekili adayı Ahmet Katar'ı anlatan yazısıyla sitemize konuk oldu.

Ahmet Katar ve 14 Mayıs Seçimleri

Bu yazıyı tarihe not düşme ihtiyacı hissettiğim için yazıyorum. Aynı zamanda bunu bir vicdani sorumluluk olarak görüyorum.

Kastamonu gerek coğrafyası, gerekse tarihi ve kültürel zenginlikleri ile adeta keşfedilmeye aç bir şehir.

Bu kadar geniş bir yüz ölçümü, dört mevsim turizm olanakları, birçok coğrafi tescilli yerel ürün, saymakla bitmeyecek kültürel ve tarihi zenginlikler..

Öyleyse her şey bu kadar güzel de Kastamonu neden sürekli göç veriyor? Özellikle ilçelerimizdeki nüfus neden giderek azalıyor? Bu kadar muhteşem bir coğrafya neden terk edilmeye mahkûm oluyor?

Elbette ekonomik koşullar, yetersiz sanayileşme dolayısıyla istihdamın sınırlı olması, çeşitlenen mesleklere karşılık verebilecek iş sahasının dar olması vb. birçok sebep sayılabilir.

Peki, makûs talih neden on yıllardır tersine çevrilemiyor? Kastamonu muhalif bir şehir de iktidar partisi burayı görmezden mi geliyor? Atanan bürokratlar mı pasif kalıyor? Yoksa yıllardır siyasi parti listelerinde bize dayatılan adaylar mı yetersiz?

En büyük sıkıntı ne biliyor musunuz? Heyecan yok.

Şehrin seçilmişleri de atanmışları da Kastamonu halkını heyecanlandırmıyor.

Tabir-i caizse Kastamonu'nun idarecilerinde bir uyuşukluk, tükenmişlik hali söz konusu.

İnsanlar neden hemen bıkacakları, yorulacakları görevlere talip olurlar anlamak mümkün değil.

Tüm bu atmosfer ışığında önümüzde tekrar bir seçim var. Bu seçim ülke için elbette çok önemli, sadece kişiler değil bir rejim oylaması söz konusu. Aslında bu seçim bir referandum. Biz bu yazı itibariyle işin o kısmında değiliz. Kastamonu bu seçimde neyi ve kimi oylayacak? Bizim meselemiz bu.

Bu seçimin benim açımdan özel bir yanı, yıllardır beraber çalışma arkadaşı olduğum, hayatının çok hareketli geçen son dönemine bizzat şahit olduğum Ahmet Katar'ın milletvekili adayı olmasıdır. Biz Ahmet Bey ile üretim, yatırım ve ticaret anlamında şirketimiz içerisinde çok zevkli tecrübeleri beraber yaşadık.

Ama bunların yanı sıra Ahmet Bey'in Kastamonu'da ticari ve sosyal hayat içerisindeki yeri, sivil toplum geçmişi ve yakın dönem siyasi hayatı, benim de gerek eğitimim gerekse memleket meselelerine ilgim dolayısıyla Kastamonu'nun birçok sorunu hakkında beraber düşünme, tartışma, fikir üretme imkânımız oldu.

Ben bu süre zarfında gördüm ki -Ahmet Bey'de hep söyler- "Kastamonu sahipsiz". Elbette kimseye haksızlık etmemek lazım. Herkes bir iddia ile ortaya çıkar ve göreve talip olur. Muhakkak yapılan güzel işler, ortaya konulan politikalar olmuştur. Olması gereken de budur zaten bunlar bir lütuf değildir.

Gerçek şu ki çözülmesi gerektiği halde arka plana atılan Kastamonu'nun birçok sorunu var. Bu konular hakkında demeç çok fazla ama icraat yok. Sahipsizlik burada ortaya çıkıyor. Sorunu sahiplenen kimse yok. Kastamonu'nun herhangi bir sorununu çözümsüz bıraktığınızda Kastamonu'ya sahip çıkmamış oluyorsunuz.

Diğer her şeyi geçelim sadece Daday ve Tosya yolunda hayatını kaybeden vatandaşlarımızın sayısı bile tek başına Kastamonu'nun ne kadar sahipsiz olduğunu göstermiyor mu? Biz canımıza sahip çıkamadıktan sonra neyin mücadelesini veriyoruz? Hepsi 100 km yol. İhaleydi, projeydi, ödenekti, müteahhitti derken her gün yeni bir kaza ve can kaybı. Artık o kadar normalleşti ki Daday ve Tosya yolundaki kazalar dikkatimizi bile çekmiyor haberlerde.

Ahmet Katar hangi iddia ile ortaya çıkıyor?

Ahmet Katar, Kastamonu'ya heyecan vadediyor. Değişim vadediyor. Şunu çok rahat söyleyebilirim. Ahmet Katar siyasete girerek kendini ateşe attı. Çok rahat işinin başında durabilir, sadece kendini ve şirketini düşünerek daha sakin bir hayat sürebilirdi. Böyle bir hayatın içinde küçük bir şehirde siyasete giriyorsanız burada şahsi bir beklenti ile hareket etmiyorsunuz demektir. Hele de yeni kurulmuş, önceki seçimlerde rakiplerine nispeten daha az oy almış bir partiden.

Bunu neden yaptı?

Çünkü artık Kastamonu'da birilerinin inisiyatif alması gerekiyordu.

Aynı anda hem köylünün, hem işçinin, hem esnafın ve sanayicinin derdinden anlayabilen birinin ortaya çıkarak bu "uyuşukluğa" dur demesi gerekiyordu.

Kabul edelim ki siyaseten bir şehre katkı sunabilmek için Türkiye şartlarında "masaya yumruğunu vurmak" gerekiyor. Aday listeleri belli, her vicdanlı kişi takdir eder ki Kastamonu'daki mevcut adaylar içinde masaya yumruğunu vurabilecek tek kişi Ahmet Katar'dır.

Diğer adaylar çok eğitimli olabilir, güzel konuşuyor, şık giyiniyor da olabilirler. Ama hepsi denenmiş kişilerdir. İktidar partisi il başkanlığı becerebilen için en az milletvekilliği kadar etkili bir pozisyondur benim gözümde. Yine aynı şekilde daha önce milletvekilliği yapan adaylar var. Kastamonu'nun yeniliğe ve değişime ihtiyacı var. Tebdil-i mekânda ferahlık vardır meselesi kişiler içinde geçerlidir.

Türkiye'deki milletvekilliği müessesi maalesef ki tamamen meclis oylamalarında el kaldırıp indirme eylemi haline gelmiş durumda. Bunu herhangi aklı başında ve kendisine verilen talimatları algılayabilen birisi çok rahat yapabilir. Milletvekilliği bu değil. Ahmet Bey'in talip olduğu milletvekilli ise hiç değil.

Milletvekilliği vatandaşın menfaati için bürokrasi ile ters düşebilmeyi gerektirir.

Milletvekilliği milletin zararı söz konusu ise mecliste grup kararına karşı duruş gösterilmeyi gerektirir.

Milletvekilliği gelecek seçimlere, eşe dosta değil gelecek nesillere yatırım yapabilmeyi gerektirir.

Ahmet Katar bunları yapabilecek özgüvene ve beceriye sahiptir. Kendisini tanıyan herkes buna şahittir. İnşallah Kastamonu bu sefer değişimden, yenilikten ve heyecandan yana oyunu kullanacaktır.

Tüm eş, dost ve arkadaşlarımızın bu heyecana ve değişime ortak olacağına inancım tam.

Bakmadan Geçme