Çağlayan: Türkiye'de Türk'ün Kürt'e, Kürt'ünde Türk'e üstünlüğü yoktur
Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan Türkiye'de Türk'ün Kürt'e, Kürt'ün Türk'e, Arab'ın Türkmen'e Sünni'nin Alevi'ye, Alevi'ninde Sünni'ye bir üstünlüğünün olmadığını belirtti.
Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan Türkiye'de Türk'ün Kürt'e, Kürt'ün Türk'e, Arab'ın Türkmen'e Sünni'nin Alevi'ye, Alevi'ninde Sünni'ye bir üstünlüğünün olmadığını belirtti.
Çağlayan Mersin'de Doğu ve Güneydoğu'dan göç edenlerin yoğun olarak yaşadığı merkez Akdeniz ilçesi Özgürlük Mahallesi'nde bir işadamı tarafından verilen 'çözüm sürecine destek' yemeğine katıldı.
BDP'li Akdeniz Belediye Başkanı Mehmet Fazıl Türk'ünde katıldığı yemekte konuşan Çağlayan terör yüzünden Türkiye'nin 30 yılda gencecik evlatlarını kaybettiğini ve ekonomik anlamda da ciddi yaralar aldığına dikkat çekti.
Türkiye'de Türk'ün-Kürt'e, Kürt'ün-Türk'e, Arap'ın-Türkmen'e, Türkmen'in-Arap'a, Alevi'nin-Sunni'ye, Sunni'nin-Alevi'ye bir üstünlüğünün olmadığını anlatan Çağlayan, bu ülkenin herkesin ülkesi olduğunu söyledi.
'Bu ülke Türk'ün, Kürt'ün, Arap'ın, Laz'ında, Çerkez'inde ülkesi. Biz bir ve beraber büyüdük. Allah'ın izniyle yine beraber olacağız' diyen Çağlayan şöyle devam etti: Kötü günleri geride bıraktık. Aslında bu Türkiye'ye dışarıdan verilmiş olan bir görevdi. Türkiye'nin büyümesinden gelişmesinden, kardeşliğinden, birlik ve beraberliğinden endişe edenlerin bize kurmuş olduğu bir tuzaktı. Maalesef Türkiye bu tuzağı yedi, yuttu. Aradan geçen 30 yıldan sonra yine birlik ve beraberlik içerisinde, bu ülkenin bütün katmanları bu ülkenin sahibi olarak bir ve beraber olmaya karar verdi.'
Birleştiren olunması gerektiğini vurgulayan Çağlayan şunları söyledi: 'Ayrıştıran olmak kolay. Bölmek kolay ama birleştirmek, birleşmek zordur. Birlik olmada rahmet vardır. Ayrılıkta azap vardır. Türkiye uzun yıllar bu azabı boşu boşuna yaşadı. Ancak cesur insanlar cesur karar alabilirdi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Başbakanlığındaki hükümetimiz bu cesareti gösterdi. Bu yoldan asla geri dönmeyeceğiz. Gençlerimiz ölmeyecek, anaların göz yaşlarını dindireceğiz diyerek yola çıktık. Altı aydır artık ölüm haberi gelmiyor. Bugün bizim yapma cesaretini gösterdiğimiz çözüm sürecini keşke 15-20 sene önce yapılsaydı da bu kadar kan dökülmeseydi.'
Taksim Gezi Parkı'nda yaşanan olayları hatırlatan Çağlayan şunları söyledi: Faizleri, hortumları kesildiği için bu kan emiciler Türkiye'yi olduğundan farklı bir ortama getirip, olduğundan farklı bir döneme sokup Türkiye'yi yeniden faiz lobisinin cirit attığı bir yer haline getirmek istiyorlar. Evel Allah güçleri yetmez. Hevesleri kursağında kaldı ve kalacak. Olayların nereye tırmandığını gördünüz. Çözüm sürecinin sabote edilmesi ve Türkiye'nin elde ettiği ekonomik başarılardan haz etmeyen, 1 milyar dolar için kapısında bekletilen bir Türkiye'yi arzulayanların tezgahıdır bu. Yapılan masumane eyleri bunun dışında tutuyorum. Zaten o insanlar sahayı terk ettiler, çıktılar. Çünkü işin içerisine marjinal grupların ve manüpüle etmek isteyenlerin devreye girdiğini gördüler.'
Çağlayan Mersin'de Doğu ve Güneydoğu'dan göç edenlerin yoğun olarak yaşadığı merkez Akdeniz ilçesi Özgürlük Mahallesi'nde bir işadamı tarafından verilen 'çözüm sürecine destek' yemeğine katıldı.
BDP'li Akdeniz Belediye Başkanı Mehmet Fazıl Türk'ünde katıldığı yemekte konuşan Çağlayan terör yüzünden Türkiye'nin 30 yılda gencecik evlatlarını kaybettiğini ve ekonomik anlamda da ciddi yaralar aldığına dikkat çekti.
Türkiye'de Türk'ün-Kürt'e, Kürt'ün-Türk'e, Arap'ın-Türkmen'e, Türkmen'in-Arap'a, Alevi'nin-Sunni'ye, Sunni'nin-Alevi'ye bir üstünlüğünün olmadığını anlatan Çağlayan, bu ülkenin herkesin ülkesi olduğunu söyledi.
'Bu ülke Türk'ün, Kürt'ün, Arap'ın, Laz'ında, Çerkez'inde ülkesi. Biz bir ve beraber büyüdük. Allah'ın izniyle yine beraber olacağız' diyen Çağlayan şöyle devam etti: Kötü günleri geride bıraktık. Aslında bu Türkiye'ye dışarıdan verilmiş olan bir görevdi. Türkiye'nin büyümesinden gelişmesinden, kardeşliğinden, birlik ve beraberliğinden endişe edenlerin bize kurmuş olduğu bir tuzaktı. Maalesef Türkiye bu tuzağı yedi, yuttu. Aradan geçen 30 yıldan sonra yine birlik ve beraberlik içerisinde, bu ülkenin bütün katmanları bu ülkenin sahibi olarak bir ve beraber olmaya karar verdi.'
Birleştiren olunması gerektiğini vurgulayan Çağlayan şunları söyledi: 'Ayrıştıran olmak kolay. Bölmek kolay ama birleştirmek, birleşmek zordur. Birlik olmada rahmet vardır. Ayrılıkta azap vardır. Türkiye uzun yıllar bu azabı boşu boşuna yaşadı. Ancak cesur insanlar cesur karar alabilirdi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Başbakanlığındaki hükümetimiz bu cesareti gösterdi. Bu yoldan asla geri dönmeyeceğiz. Gençlerimiz ölmeyecek, anaların göz yaşlarını dindireceğiz diyerek yola çıktık. Altı aydır artık ölüm haberi gelmiyor. Bugün bizim yapma cesaretini gösterdiğimiz çözüm sürecini keşke 15-20 sene önce yapılsaydı da bu kadar kan dökülmeseydi.'
Taksim Gezi Parkı'nda yaşanan olayları hatırlatan Çağlayan şunları söyledi: Faizleri, hortumları kesildiği için bu kan emiciler Türkiye'yi olduğundan farklı bir ortama getirip, olduğundan farklı bir döneme sokup Türkiye'yi yeniden faiz lobisinin cirit attığı bir yer haline getirmek istiyorlar. Evel Allah güçleri yetmez. Hevesleri kursağında kaldı ve kalacak. Olayların nereye tırmandığını gördünüz. Çözüm sürecinin sabote edilmesi ve Türkiye'nin elde ettiği ekonomik başarılardan haz etmeyen, 1 milyar dolar için kapısında bekletilen bir Türkiye'yi arzulayanların tezgahıdır bu. Yapılan masumane eyleri bunun dışında tutuyorum. Zaten o insanlar sahayı terk ettiler, çıktılar. Çünkü işin içerisine marjinal grupların ve manüpüle etmek isteyenlerin devreye girdiğini gördüler.'