Bayramda aşırı şekerli tatlı tüketmek sağlığınızı bozabilir
Türk mutfağının en önemli tatlıları arasında yer alan baklava, Ramazan ayının ve Ramazan Bayramı'nın vazgeçilmezleri arasında yer alıyor. Ancak bayramlarda tatlının fazla tüketildiğine dikkat çeken beslenme ve diyet uzmanları, sağlık…
Türk mutfağının en önemli tatlıları arasında yer alan baklava, Ramazan ayının ve Ramazan Bayramı'nın vazgeçilmezleri arasında yer alıyor. Ancak bayramlarda tatlının fazla tüketildiğine dikkat çeken beslenme ve diyet uzmanları, sağlık açısından baklava yerine sütlü tatlıların tüketilmesini tavsiye ediyor.
Beslenme ve diyet uzmanları, baklavalarda yüksek karbonhidratlı hamurun, yağın, şerbetin kilo aldırıcı etkisinin yanında yaşlılar, şeker, kalp ve böbrek hastaları ile hamile bayanlar için sağlık açısında risk meydana getirebileceğini dile getiriyor. Metabolizmanın vücut için gerekli şeker ihtiyacını gıdalardan elde ettiğini hatırlatan Ondokuz Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Diyetisyeni Güzin Tümer, baklavaların vücut için gerekli bir besin olmadığını söyledi. Baklava türü tatlıların toplumun damaksal zevki olduğunu kaydeden Tümer, 'Çocukluktan itibaren tuzsuz ve şekersiz gıda almaya alışmış olsak yemekleri tuzsuz ve çayı da şekersiz tüketebiliriz. Şeker ekmeğin ham maddesi. Meyveler de var. Tatlılarla da ihtiyacımızı damaksal olarak gideriyoruz. Ama baklavanın vücudumuza yararı yok. Yağlı, kızartma, baklava, hamur tatlısı değil de daha çok sütlü tatlılar tercih edilmeli. Hamurdur, karbonhidratlıdır, kilo alımı sağlar, yağlıdır, şerbetlidir. Tek faydası cevizidir. Oda yağlı ve yüksek kalorili. Yaşlılar ile şeker, kalp, böbrek hastaları ve hamile bayanlar için risk oluşturabilir. Halk arasında sütlü tattılar fazla yaygın değil ama sütlü tatlılar tercih edilmesi daha doğrudur.' bilgisini verdi.
Ramazan'da insan metabolizmasının değiştiğini, Ramazan sonrasında ise vücudun eski alışkanlıklarına dönme sürecinde tüketilecek gıdalara da dikkat edilmesini isteyen Diyetisyen Güzin Tümer, dengesiz beslenmemek gerektiğini vurguladı. Ramazan'dan sonra mideye fazla yüklenilmemesini öneren Tümer, 'Günde 3 öğün yemek yeme alışkanlığı, Ramazan'da iki öğüne hatta sahur alışkanlığı olmayanlar için tek öğüne düşüyor. Neredeyse insanlar tek öğünle oruç tutmaya çalışıyor. Yazların uzun olduğu dönemde insanlar 12 saat yemek yemiyor. Bunun sonucunda da yemek yenildiğinde denge tamamen bozuluyor. Ramazan'ın 2. haftasından itibaren metabolizma tamamen yavaşlamaya başlıyor. Dolayısıyla Ramazan'da özellikle akşam yenilen yemeklerle kilo alınmaya başlanıyor. Böyle bir süreçten sonra Ramazan bitiminde insanlar birden yemek yemeğe başlıyor. Yemek yemede insanlar eski alışkanlıklarına denmeye başlayınca yine kilo alma ile karşı karşıya kalıyor. Bunun önüne geçmek için de az az ve sık sık yemek tüketilmelidir.' uyarılarında bulundu.
Beslenme ve diyet uzmanları, baklavalarda yüksek karbonhidratlı hamurun, yağın, şerbetin kilo aldırıcı etkisinin yanında yaşlılar, şeker, kalp ve böbrek hastaları ile hamile bayanlar için sağlık açısında risk meydana getirebileceğini dile getiriyor. Metabolizmanın vücut için gerekli şeker ihtiyacını gıdalardan elde ettiğini hatırlatan Ondokuz Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Diyetisyeni Güzin Tümer, baklavaların vücut için gerekli bir besin olmadığını söyledi. Baklava türü tatlıların toplumun damaksal zevki olduğunu kaydeden Tümer, 'Çocukluktan itibaren tuzsuz ve şekersiz gıda almaya alışmış olsak yemekleri tuzsuz ve çayı da şekersiz tüketebiliriz. Şeker ekmeğin ham maddesi. Meyveler de var. Tatlılarla da ihtiyacımızı damaksal olarak gideriyoruz. Ama baklavanın vücudumuza yararı yok. Yağlı, kızartma, baklava, hamur tatlısı değil de daha çok sütlü tatlılar tercih edilmeli. Hamurdur, karbonhidratlıdır, kilo alımı sağlar, yağlıdır, şerbetlidir. Tek faydası cevizidir. Oda yağlı ve yüksek kalorili. Yaşlılar ile şeker, kalp, böbrek hastaları ve hamile bayanlar için risk oluşturabilir. Halk arasında sütlü tattılar fazla yaygın değil ama sütlü tatlılar tercih edilmesi daha doğrudur.' bilgisini verdi.
Ramazan'da insan metabolizmasının değiştiğini, Ramazan sonrasında ise vücudun eski alışkanlıklarına dönme sürecinde tüketilecek gıdalara da dikkat edilmesini isteyen Diyetisyen Güzin Tümer, dengesiz beslenmemek gerektiğini vurguladı. Ramazan'dan sonra mideye fazla yüklenilmemesini öneren Tümer, 'Günde 3 öğün yemek yeme alışkanlığı, Ramazan'da iki öğüne hatta sahur alışkanlığı olmayanlar için tek öğüne düşüyor. Neredeyse insanlar tek öğünle oruç tutmaya çalışıyor. Yazların uzun olduğu dönemde insanlar 12 saat yemek yemiyor. Bunun sonucunda da yemek yenildiğinde denge tamamen bozuluyor. Ramazan'ın 2. haftasından itibaren metabolizma tamamen yavaşlamaya başlıyor. Dolayısıyla Ramazan'da özellikle akşam yenilen yemeklerle kilo alınmaya başlanıyor. Böyle bir süreçten sonra Ramazan bitiminde insanlar birden yemek yemeğe başlıyor. Yemek yemede insanlar eski alışkanlıklarına denmeye başlayınca yine kilo alma ile karşı karşıya kalıyor. Bunun önüne geçmek için de az az ve sık sık yemek tüketilmelidir.' uyarılarında bulundu.