Bir lokma ekmeğini 36 kedi ile paylaşıyor
Kastamonu'nun Ağlı ilçesinde barakada yalnız yaşayan bir kişi, lokmasını 36 kedi ile paylaşıyor. 65 yaş maaşı alan hayvansever, kendi yiyemediği sosisleri kedilerine yediriyor.
Kastamonu'nun Ağlı ilçesinde Kırlardere Mahallesi Ayanoğlu Sokak'ta ikamet eden 68 yaşındaki Nazmi Özsoy, yalnız yaşadığı barakasını 36 kedi ile paylaşıyor.
65 yaş maaşı alan ve Kaymakamlıktan iki ayda bir verilen 300 lira ile 25 tanesi büyük, 11 tanesi yavru olan 36 kediye bakan Nazmi Özsoy, kendisi yiyemediği sosisleri kedilerine yediriyor.
Beslediği kedilerle aynı tastan yemek yiyen Nazmi Özsoy, kedilerle birlikte aynı döşekte yatıyor. Özsoy, kedilerin maliyetinin arttığını ve artık bakamayacak duruma geldiğini belirterek, kedilerin sahiplenilmesini ya da kendisine destek olunmasını istedi.
Kedilerin her yıl Mart ayında yavruladığını belirten Nazmi Özsoy, “Büyük kediler var. Benimle birlikte dağa gidip geliyorlar. Peşimden ayrılmıyorlar. Ben, 65 yaş aylığı alıyorum. Paramın hepsini kedilere harcıyorum, parasız kalıyorum. İki ayda bir kaymakamlıktan 300 lira para veriyorlar" dedi.
Kaymakamlık tarafından Ramazan ayında kendisine yemek geldiğini söyleyen Özsoy, “Yemek geldiği zaman eve bir tane kedi geldi. Bundan 4 yıl önce. Kedi evden bir daha ayrılmadı ve burada ocak başında yavru yaptı. Bende insanlık namına kediye yemek verdim, baktım ona. Daha sonra kedi yavru yapınca böyle çoğaldılar. Köyde de kimse yok. Kedilere bakan olmadı. Sadece ben bakabildim ama yavru yapa yapa çoğaldılar” diye konuştu.
“25 tane büyük, 11 tane yavru kediye bakıyorum”
Şu anda evde 25 tane büyük kedisinin, 11 tane de yavru kedisinin olduğunu ifade eden Nazmi Özsoy, “Bunlara artık yetişemiyorum, ya alıp buradan götürsünler ya da bana yardım etsinler, ben bakayım. Başka çaresi yok. Ben bıktım artık bu hayattan. Yavrular üşümesin diye sobayı da yaktım. Ben burada yaşıyorum, burada yatıp kalkıyorum. Aldığım bir lokma ekmeği, bu kedilere veriyorum, kendi yiyorum. Şimdiye kadar bu şekilde geçindim ama artık zorlanıyorum, geçinemiyorum” şeklinde konuştu.
“Kedilerle aynı tasta, aynı tabakta yemek yiyorum”
Kedilerle aynı tasta ve aynı tabakta yemek yediğini ve perişan halde olduğunu anlatan Özsoy, “Kediler üşümesin diye yaz aylarında yağmurlu havalarda, serin olduğu zaman sobayı mecbur yakıyorum. Yavrular üşüyor. Bunlara ben çocuklarım gibi bakıyorum. Fakat artık ben bıktım, olmuyor, ya devletten yardım bekliyorum ya da birileri alıp götürsün. Kaymakamlık iki ayda bir 300 lira para veriyor. Buda yetmiyor bana. 65 yaş maaşım var. Maaşım olmasa bu kedilere bakamam. Ama artık param yetmiyor, bende borç ediyorum. Kedilere süt, yoğurt, sosis, kedi maması, makarna, çorba her şeyi önlerine koyuveriyorum. Artık bakamıyorum ya bana yardım etsinler ya da bu kedileri alıp başka yere götürsünler, başka çaresi yok. Yoksa burada ölüp gideceğim. Köyde kimse yok, yardım eden yok. Tek başıma kaldım burada” ifadelerini kullandı.
Bir kedisinin hasta olduğuna işaret eden Özsoy, şöyle konuştu: “6 kardeş olan bir kedim var. 5 kardeşi öldü. Şu anda hasta, bu da ölmesin diye süt, yoğurt veriyorum. Bakıyorum ölmesin diye. Emin olun benim gibi kedilere kimse bakmamıştır.”
“Köyde bizleri sürekli rahatsız ediyorlar”
Köy sakinlerinden Tacettin Şahin ise, “Bu kardeşimiz burada yalnız yaşıyor. Evinde 30-40 tane kedi var. Bu kedilere de bakamıyor artık. Bu kediler barınağa mı alınır, belediyenin sosyal tesislerine mi konur, buna ne yapılacaksa bizlere bir yardımcı olunmasını istiyoruz. Bu kardeşimizi de kurtaralım. Evini de görüyorsunuz, evi de çok kötü durumda. Buna devletimiz bir el atsın istiyoruz. Kaymakamlık yardım etsin de bir ev yapalım, bizde destek olalım köylü olarak” dedi.
Hayvansever Özsoy'un aldığı maaş ile her gün marketten kedilere mama aldığını anlatan Şahin, şunları kaydetti: “Bu kardeşimizin işi gücü kedi. 65 yaş maaşı alıyor, aldığı para ile gidip her gün marketten alışveriş yapıyor. Bu aldıklarını kedilere yedirip kedilere içiriyor. Kedilerle yatıp kedilerle kalkıyor. İçeride durumu görüyorsunuz. Bu kedilere bir önlem alınmasını istiyoruz. Bu kediler köyde bizlere de rahatsız ediyor. Kapıları açık bırakamıyoruz. Hemen içeriye giriyorlar, boş gördükleri eve giriyorlar.”