Arınç: Başbakan Çarşamba günü 'olayların başında bulunanlarla' görüşecek
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında gerçekleştirilen Bakanlar Kurulu sona erdi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında gerçekleştirilen Bakanlar Kurulu sona erdi. Yeni Başbakanlık binasında yaklaşık 6 saat süren toplantının ardından Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç bir basın toplantısı düzenledi. Arınç, Başbakan Erdoğan'ın 'Bu olayların başında bulunan, ilk günlerde bulunan bazı toplulukların talepleri üzerine kendilerine randevu verdiğini' söyledi. Arınç, 'Zannediyorum bir kısmı ile Çarşamba günü görüşmeler yapacaktır, bir kısmıyla farklı zamanlarda bir araya gelecektir.' dedi.
Bülent Arınç, Bakanlar Kurulu sonrasındaki açıklamasında iki gündem maddesinin ele alındığını belirterek, 'Her kurulda olduğu gibi Avrupa Birliği ile ilgili süreci değerlendiriyoruz. AB Bakanımızın verdiği bilgiler etrafında Avrupa Birliği'nde ve bu dönem içerisinde yapılabilecek konular görüşüldü.' dedi.
İkinci ana gündem maddesinin ise Gezi Parkı ve sonrasında gelişen olaylarla ilgili olarak hükümet içerisinde bir müzakere açtıklarını söyleyen Bülent Arınç, 'İçişleri Bakanlığımız bir brifing verdi. Emniyet Genel Müdürlüğümüz ve ilgili daire başkanları olmak üzere konu üzerinde bütün bakanlarımız düşüncelerini ifade ettiler. Bundan sonra alınabilecek tedbirler yapılması gereken hususlar Sayın Başbakanımız tarafından talimat olarak arkadaşlarımıza iletildi. Başbakanımız ülkeye döndüğü andan itibaren bu konudaki düşüncelerini ifade ettiğini biliyoruz. Önce İstanbul'da yapılan MKYK'da daha sonra Adana ve Mersin'de muhtelif açılışları takiben yaptığı konuşmalarda sonra Ankara'ya dönüşlerinde büyük kalabalıkların kendisini karşılaması ve onlara hitaben yaptığı konuşmalarının içeriiğini hepimiz biliyoruz. Bildiğiniz gibi hafta sonunda da önce Ankara'da sonra İstanbul'da legal mitingler yapılacaktır. Kanuna uygun olarak belirlenen mahallerde belirlenen usul ve süre içerisinde. Bu mitinglerde de Sayın Başbakanımızın Türkiye'nin bugün içinde bulunduğu olumlu şartları tekrar ifade edeceğini, bu olaylar başladıktan bugün geldiği nokta itibari ile geçirdiği sefahatı ve bugün artık Türkiye'nin huzur ve sükunun avdet etmiş, kanunsuzluklara yasa dışı eylemlere karşı yapılması gereken tüm işlemlerin de bitirildiği bir hafta sonunu hep beraber görmüş olacağız.' ifadelerini kullandı.
'TÜRKİYE BUNU YAŞAMAMALIYDI'
Arınç, sözlerini şöyle sürdürdü: 'Elbette Sayın Başbakanımızın önceki açıklamaları benim Başbakan Vekili olarak yaptığım değerlendirmeler, ilgili bakanlarımızın açıklamaları ile durum şu merkezde görebildiğimiz kadarıyla: Taksim'de ve Kızılay'da gruplar zaman zaman toplanmakta, sloganlarla ellerindeki pankartlarla düşüncelerini ifade etmekteler. Bir takım aşırı gruplar ve illegal örgütler de bu toplantıları bahane ederek çevreye zarar vermektedir. Bu çevre sadece kaldırımdan veya bankomatlardan veya oturulan banklardan ibaret değildir. Bunların içerisinde sizlere tek tek bilgi verilmişti, ambulanslardan tutunuz polisimizin kullandığı araçlara kadar, özel ticari araçlardan özel araçlara kadar ve maalesef pek çok işyerinin tahrip edilmesine kadar büyük bir tahribat gözlenmektedir. Giderek azalmıştır ama bu olaylar içerisinde yurttaşlarımızdan da vefat edenler olmuştur, yaralananlar olmuştur, gözaltına alınanlar ve haklarında tutuklama kararı verilen zannedersem iki kişi olmuştur. Bütün bunlar etraflıca değerlendirildi. Türkiye bunu yaşamamalıydı, olayların büyümesine yol açan gerçek amacın ne olduğunun az çok biliyoruz.'
'HÜKÜMET İŞİN BAŞINDADIR'
Bu konuda yapılması gereken işleri de hükümet tarafından tek tek tespit dildiğini dile getiren Arınç, 'Vatandaşlarımızın huzur ve sükun içerisinde güven içerisinde olmalarını tekrar diliyorum. Hükümetimiz işin başındadır. İşe vaziyet etmektedir. Güvenlik güçlerimiz görevlerinin bilinciyle hareket ediyorlar. Türkiye'de artık yasa dışı eylemlere kesinlikle izin verilmeyecek ve bunlara karşı kanunun üzerimize koyduğu görevler mutlaka yapılacaktır. İyi niyetle başladığı söylenen eylemler konusunda ise eğer konu çevre duyarlılığı, eğer konu insan hakları ise eğer konu demokrasi ise bunları konuşmak bunları muhataplarımızla tartışmayı gerçekten isteriz. Sayın Başbakanımız bu olayların başında bulunan, yani ilk günlerde bulunan bazı toplulukların talepleri üzerine kendilerine randevu vermiştir. Zannediyorum bir kısmı ile Çarşamba günü görüşmeler yapacaktır, bir kısmıyla farklı zamanlarda bir araya gelecektir. Onlara işin gerçeği anlatılacak, onların da düşünceleri Sayın Başbakanımız tarafından dinlenecektir. Yine bizlere, bakanlarımıza bu konuda gelebilecek bütün taleplere de demokratik bir olgunlukla karşılayacağımızı ifade edebilirim.' diye kaydetti.
İşin güvenlik boyutunun, mali boyutunun, dış itibar boyutunun önemli olduğunun altını çizen Arınç, 'Bunlara zarar verebilecek tüm eylemlere karşı da güvenlik güçlerimiz de istihbaratımız da yetkili amir ve mevkide bulunanlarla mücadelemizi sürdüreceğimizi halkımızın huzur ve güvenlik içerisinde olmasını ve bundan büyük bir memnuniyet duyacağımızı söylemek istiyorum.' diye ekledi.
Kendisine Başbakan Erdoğan'ın hangi isimlerle görüşeceği sorulması üzerine ise Arınç, şu cevabı verdi: 'Kimler bu isimler bilmiyorum. Bir gurup talepte bulunduğunu, Başbakanımız olumlu talep verdiğini biliyorum. Taksim Gezi Platformu adıyla beni ziyaret eden Taksim Gezi Parkı, Topçu Kışlasıyla ilgili bilgiler verdiler. Sonunda da kamuoyuna açıkladıkları talepleri koydular. Biz neyi yapıp neyi yapamayacağımızı söyledik. Onlar şu olmasın bu olsun noktasındaydılar böyle bir dayatmayı kabul edemeyiz. Bunu bize teklif edemezsiniz. Buna karar verecek olan Büyükşehir'dir. Ama, Patrona Halil İsyanı'nda kelle isteriz gibi onu görevden alın bunu şöyle yapın, gözaltındakileri bırakın, şunlara şunlara ilişmeyin, her taraf bizim olsun, böyle bir anlayış 2013 Türkiyesinde AK Parti iktadarında kesinlikle söz konusu olamaz. Bütün gözaltılar kaldırılsın, bu insanlar serbest kalsın derken polise karşı cinayet işleyenler dahil değil mi? Kaldırım taşlarını kaldırmış, insanlara karşı eylem yapanları yargı süreci başlatmak zorunda değil miyiz? Bizleri arayanlar bu işin asıl muhatabı biziz, onların söylediklerine itibar etmeyin dediler. Bildiriyi okudular. Bunlar ne oldu diye merak ediyorlarmış. Bize sorsunlar. Türkiye bir kabile, aşiret devleti değil. Hukuk devletinde herkes yaptığının karşılığını görür. Hukuk devleti demek kanun hakimeyetinin sağlandığı hakim karşısına çıkılan devlettir. Biz istediklerimizi verin, yoksa yakar yıkarız anlayışı doğru, demokratik bir anlayış değil. Taksim konusunda duyarlı olanlar sadece beni ziyaret edenlerle sınırlı değil.'
Bülent Arınç, Bakanlar Kurulu sonrasındaki açıklamasında iki gündem maddesinin ele alındığını belirterek, 'Her kurulda olduğu gibi Avrupa Birliği ile ilgili süreci değerlendiriyoruz. AB Bakanımızın verdiği bilgiler etrafında Avrupa Birliği'nde ve bu dönem içerisinde yapılabilecek konular görüşüldü.' dedi.
İkinci ana gündem maddesinin ise Gezi Parkı ve sonrasında gelişen olaylarla ilgili olarak hükümet içerisinde bir müzakere açtıklarını söyleyen Bülent Arınç, 'İçişleri Bakanlığımız bir brifing verdi. Emniyet Genel Müdürlüğümüz ve ilgili daire başkanları olmak üzere konu üzerinde bütün bakanlarımız düşüncelerini ifade ettiler. Bundan sonra alınabilecek tedbirler yapılması gereken hususlar Sayın Başbakanımız tarafından talimat olarak arkadaşlarımıza iletildi. Başbakanımız ülkeye döndüğü andan itibaren bu konudaki düşüncelerini ifade ettiğini biliyoruz. Önce İstanbul'da yapılan MKYK'da daha sonra Adana ve Mersin'de muhtelif açılışları takiben yaptığı konuşmalarda sonra Ankara'ya dönüşlerinde büyük kalabalıkların kendisini karşılaması ve onlara hitaben yaptığı konuşmalarının içeriiğini hepimiz biliyoruz. Bildiğiniz gibi hafta sonunda da önce Ankara'da sonra İstanbul'da legal mitingler yapılacaktır. Kanuna uygun olarak belirlenen mahallerde belirlenen usul ve süre içerisinde. Bu mitinglerde de Sayın Başbakanımızın Türkiye'nin bugün içinde bulunduğu olumlu şartları tekrar ifade edeceğini, bu olaylar başladıktan bugün geldiği nokta itibari ile geçirdiği sefahatı ve bugün artık Türkiye'nin huzur ve sükunun avdet etmiş, kanunsuzluklara yasa dışı eylemlere karşı yapılması gereken tüm işlemlerin de bitirildiği bir hafta sonunu hep beraber görmüş olacağız.' ifadelerini kullandı.
'TÜRKİYE BUNU YAŞAMAMALIYDI'
Arınç, sözlerini şöyle sürdürdü: 'Elbette Sayın Başbakanımızın önceki açıklamaları benim Başbakan Vekili olarak yaptığım değerlendirmeler, ilgili bakanlarımızın açıklamaları ile durum şu merkezde görebildiğimiz kadarıyla: Taksim'de ve Kızılay'da gruplar zaman zaman toplanmakta, sloganlarla ellerindeki pankartlarla düşüncelerini ifade etmekteler. Bir takım aşırı gruplar ve illegal örgütler de bu toplantıları bahane ederek çevreye zarar vermektedir. Bu çevre sadece kaldırımdan veya bankomatlardan veya oturulan banklardan ibaret değildir. Bunların içerisinde sizlere tek tek bilgi verilmişti, ambulanslardan tutunuz polisimizin kullandığı araçlara kadar, özel ticari araçlardan özel araçlara kadar ve maalesef pek çok işyerinin tahrip edilmesine kadar büyük bir tahribat gözlenmektedir. Giderek azalmıştır ama bu olaylar içerisinde yurttaşlarımızdan da vefat edenler olmuştur, yaralananlar olmuştur, gözaltına alınanlar ve haklarında tutuklama kararı verilen zannedersem iki kişi olmuştur. Bütün bunlar etraflıca değerlendirildi. Türkiye bunu yaşamamalıydı, olayların büyümesine yol açan gerçek amacın ne olduğunun az çok biliyoruz.'
'HÜKÜMET İŞİN BAŞINDADIR'
Bu konuda yapılması gereken işleri de hükümet tarafından tek tek tespit dildiğini dile getiren Arınç, 'Vatandaşlarımızın huzur ve sükun içerisinde güven içerisinde olmalarını tekrar diliyorum. Hükümetimiz işin başındadır. İşe vaziyet etmektedir. Güvenlik güçlerimiz görevlerinin bilinciyle hareket ediyorlar. Türkiye'de artık yasa dışı eylemlere kesinlikle izin verilmeyecek ve bunlara karşı kanunun üzerimize koyduğu görevler mutlaka yapılacaktır. İyi niyetle başladığı söylenen eylemler konusunda ise eğer konu çevre duyarlılığı, eğer konu insan hakları ise eğer konu demokrasi ise bunları konuşmak bunları muhataplarımızla tartışmayı gerçekten isteriz. Sayın Başbakanımız bu olayların başında bulunan, yani ilk günlerde bulunan bazı toplulukların talepleri üzerine kendilerine randevu vermiştir. Zannediyorum bir kısmı ile Çarşamba günü görüşmeler yapacaktır, bir kısmıyla farklı zamanlarda bir araya gelecektir. Onlara işin gerçeği anlatılacak, onların da düşünceleri Sayın Başbakanımız tarafından dinlenecektir. Yine bizlere, bakanlarımıza bu konuda gelebilecek bütün taleplere de demokratik bir olgunlukla karşılayacağımızı ifade edebilirim.' diye kaydetti.
İşin güvenlik boyutunun, mali boyutunun, dış itibar boyutunun önemli olduğunun altını çizen Arınç, 'Bunlara zarar verebilecek tüm eylemlere karşı da güvenlik güçlerimiz de istihbaratımız da yetkili amir ve mevkide bulunanlarla mücadelemizi sürdüreceğimizi halkımızın huzur ve güvenlik içerisinde olmasını ve bundan büyük bir memnuniyet duyacağımızı söylemek istiyorum.' diye ekledi.
Kendisine Başbakan Erdoğan'ın hangi isimlerle görüşeceği sorulması üzerine ise Arınç, şu cevabı verdi: 'Kimler bu isimler bilmiyorum. Bir gurup talepte bulunduğunu, Başbakanımız olumlu talep verdiğini biliyorum. Taksim Gezi Platformu adıyla beni ziyaret eden Taksim Gezi Parkı, Topçu Kışlasıyla ilgili bilgiler verdiler. Sonunda da kamuoyuna açıkladıkları talepleri koydular. Biz neyi yapıp neyi yapamayacağımızı söyledik. Onlar şu olmasın bu olsun noktasındaydılar böyle bir dayatmayı kabul edemeyiz. Bunu bize teklif edemezsiniz. Buna karar verecek olan Büyükşehir'dir. Ama, Patrona Halil İsyanı'nda kelle isteriz gibi onu görevden alın bunu şöyle yapın, gözaltındakileri bırakın, şunlara şunlara ilişmeyin, her taraf bizim olsun, böyle bir anlayış 2013 Türkiyesinde AK Parti iktadarında kesinlikle söz konusu olamaz. Bütün gözaltılar kaldırılsın, bu insanlar serbest kalsın derken polise karşı cinayet işleyenler dahil değil mi? Kaldırım taşlarını kaldırmış, insanlara karşı eylem yapanları yargı süreci başlatmak zorunda değil miyiz? Bizleri arayanlar bu işin asıl muhatabı biziz, onların söylediklerine itibar etmeyin dediler. Bildiriyi okudular. Bunlar ne oldu diye merak ediyorlarmış. Bize sorsunlar. Türkiye bir kabile, aşiret devleti değil. Hukuk devletinde herkes yaptığının karşılığını görür. Hukuk devleti demek kanun hakimeyetinin sağlandığı hakim karşısına çıkılan devlettir. Biz istediklerimizi verin, yoksa yakar yıkarız anlayışı doğru, demokratik bir anlayış değil. Taksim konusunda duyarlı olanlar sadece beni ziyaret edenlerle sınırlı değil.'