1950'lerde Menderes'e ne söylendiyse günümüzde de aynı tezgah planlanıyor
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, 1950'li yıllarda Menderes'e ne söylendiyse günümüzde de yine aynı tezgahın planlandığını ifade ederek, 'O zaman ona da diktatör diyorlardı. Otoriter diyorlardı. Aynı başlıklar, aynı kesimler 1980'li yılların…
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, 1950'li yıllarda Menderes'e ne söylendiyse günümüzde de yine aynı tezgahın planlandığını ifade ederek, 'O zaman ona da diktatör diyorlardı. Otoriter diyorlardı. Aynı başlıklar, aynı kesimler 1980'li yılların sonunda aynı başlıklar, aynı gazeteler, aynı şahıslar, ayni partiler. İşte Özal sivil diktatör dendi, bugün aynı oyun oynanıyor. Sorun ne biliyor musunuz. Sorun, 2000 yılında Türkiye'de kişi başına milli gelir Avrupa Birliği'nin yüzde 30'u civarındaydı. Geçen sene yüzde 56'ya çıktık. Arayı hızla kapatıyoruz. Bir çok alanda biz çok daha iyi bir noktaya geliyoruz. Bu bir çıkar yarışı. Büyük bir çıkar lobisi var tabi. Buna, içerden birilerinin bu fitneye alet olması anlaşılır değil.' dedi.
Batman'da Gıda İşletme Tesisinin temel atma törenine katılan Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ve Tarım Bakanı Mehdi Eker, gezi olaylarını değerlendirdi. Maliye bakanı Mehmet Şimşek; Huzur ve güven ortamını bozmak için militanca ve şuursuzca her şeyin yapıldığını, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker ise son günlerde olan bitenlerin çözüm sürecini engellemeye yönelik bir faaliyet olarak da gördüklerini söyledi.
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ve Tarım Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, Batman'da Organize Sanayi Bölgesi'nde yapılan gıda işleme fabrikasının temel atma törenine katıldı. Temel atma töreninde konuşan bakanlar, Gezi Parkı olaylarını değerlendir. Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, huzur ve güven ortamını bozmak için militanca ve şuursuzca her şeyin yapıldığına dikkat çekerek, Türkiye'nin hiç hak etmediği büyük bir karalama kampanyası çerçevesinde geriye götürülmeye çalışıldığını söyledi. On yıldır hiç kimsenin yaşam tarzına karışmanın söz konusu olmadığı, tam aksine on yıl içerisinde insanların çok daha özgür olduğunu ifade eden Bakan Şimşek, bölgede ve Türkiye'nin tamamında temel hak ve özgürlükleri genişlettiklerini ifade etti.
Bakan Şimşek, 'Demokrasinin standartlarını genişlettik. Yeterli midir değil, daha yapılması gereken çok şey var mı kesinlikle var. Ama bu sokaklarda yakıp yıkmayı, Türkiye'yi içerde ve dışarıda karalamayı ve Türkiye'nin itibarını zedelemeyi gerektirecek hiç bir düzenleme yoktu.' dedi. Mayıs ayında Türkiye'nin bir çok alanda zirveye ulaştığını, faizin, Cumhuriyet tarihinin en düşük seviyesine düştüğünü belirten Bakan Şimşek, faiz yüzde 4.7 civarındayken, bugün neredeyse bunun iki katına çıktığını söyledi.
Faizin yükselmesinin bütçede daha çok faize para ödenmesi, hizmete yatırıma daha az para gitmesi anlamına geldiğini belirten Bakan Şimşek, 'Bundan kazanan bizim sanayicimiz değil. Bundan kazanan bizim milletimiz değil. Bundan karlı çıkan bizim vatandaşımız değil. Çünkü bu faizin yükselmesi, bütçede daha çok faize para ödenmesi, hizmete, yatırıma daha az para gitmesi demektir. Mayıs ayının ilginç bir özelliği var, IMF'ye borç, 1960'dan sonra ilk defa kapatılmış. Faiz, Cumhuriyet tarihinin en düşük düzeyinde, Türkiye yatırım yapılabilir bir kategoride. Bu yatırımları finanse etmek için imkanların yaratıldığı bir dönemde Türkiye, Kürt meselesini, terör meselesini kökünden çözmek için adım atmış. Terör örgütünün militanları ülkeyi terk ediyor. Türkiye, artık alan bir ülke değil, veren bir ülke. Türkiye, bu sene uluslararası arenada 2.5 milyar dolarlık yardım yapmış bir ülke. İşte bu, içerde ve dışarıda birilerini mutsuz etti ki bu huzur ortamını, bu güven ortamını bozmak için militanca, şuursuzca her şey yapılıyor.' dedi.
'1950'Lİ YILLARDA MENDERES'E NE SÖYLENDİYSE YİNE AYNI TEZGAH'
Bakan Şimşek, demokratik haklarını meşru bir şekilde dile getirmek isteyenlere hiç bir zaman karşı olamayacaklarını ifade ederek, 'Bu, zaten demokrasinin çok temel bir bileşenidir. Kendilerini de dinliyoruz. Başbakanımız onlarla görüştü. Başbakan Yardımcımız, Cumhurbaşkanımız, valimiz, belediye başkanımız görüştü. O sözde olaylara sebep olan Gezi Parkı'yla ilgili referandum yapılacağı söylendi. Hatta otobüs durağı bile bundan sonra vatandaşla istişare şeklinde yapılacağı söylendi. Peki niye hala zorluyorlar. Demek ki dert ayrı. Diyorlarki Başbakan'ın tutumu, söylemi, tarzı bunu doğuruyor. Peki Brezilya'daki dedi bunlar güzel çocuklar, orda niye durmuyor. Aynı hikayeler. 1950'li yıllarda Menderes'e ne söylendiyse yine aynı tezgah. O zaman ona da diktatör diyorlardı. Otoriter diyorlardı. Aynı başlıklar, aynı kesimler 1980'li yılların sonunda aynı başlıklar, aynı gazeteler, aynı şahıslar, ayni partiler. İşte Özal sivil diktatör dendi, bugün aynı oyun oynanıyor. Sorun ne biliyor musunuz. Sorun, 2000 yılında Türkiye'de kişi başına milli gelir Avrupa Birliği'nin yüzde 30'u civarındaydı. Geçen sene yüzde 56'ya çıktık. Arayı hızla kapatıyoruz. Bir çok alanda biz çok daha iyi bir noktaya geliyoruz. Bu bir çıkar yarışı. Büyük bir çıkar lobisi var tabi. Buna, içerden birilerinin bu fitneye alet olması anlaşılır değil. Kabul edilebilir değil. Bütün sorun burada. Sorun, başka ülkelerin bizimle bir yarışta olması değil. Dolayısıyla bu komplo teorilerine inanmak istemiyorum. Ama bizim vatandaşımızın bu oyunlara, bu fitnelere alet olması bunda düşündürücü olması tabi ki düşündürücüdür.'
'OLAN BİTENLER ÇÖZÜM SÜRECİNİ ENGELLEMEYE YÖNELİK'
Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker de konuşmasının önemli bir bölümünü Gezi Parkı olaylarına ayırdı. Son 10 yılda Türkiye'nin, tarım ve hayvancılık alanında önemli bir aşama kaydettiğini belirten Bakan Şimşek, 'Türkiye, 10 sene önce dünyanın 11'inci tarım ekonomisiyken bugün 6'ncı sıralara yükseldi.' dedi.
Çözüm süreciyle birlikte, güven ve huzur ortamının tahsisiyle birlikte, son 6 ay içerisinde bölgeye yönelen sermayenin de yatırımın da miktarında önemli bir artış olduğunu tespit ettiklerini ifade eden Bakan Eker, son günlerde olan bitenleri, çözüm sürecinin engellenmesine dönük bir faaliyet olarak değerlendirdiklerini söyledi.
Çözüm sürecinden, Türkiye içinden ve dışarıda da rahatsız olanların olduğunu söyleyen Bakan Eker, 'Bunu, çözüm sürecine dönük bir faaliyet olarak da değerlendirebiliriz. Bunun altında bunu da hissediyoruz. Çünkü bundan rahatsız olanlar var. İçerde de var dışarıda da var. Bunu bütün toplumun dikkate aldığını düşünüyorum. Türkiye'nin Kürt meselesini çözeceği bir süreç, sadece Türkiye için değil bölge için de küresel barış için de çok önemli. Bundan rahatsız olanlar var. Bunu kendi menfaatlerine aykırı bulanlar olur. Bu tuzağa bizim düşmememiz lazım.' şeklinde konuştu.
Konuşmalar sonrasında, Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, Fernas Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Necat Nasuroğlu ile beraber 17 milyona mal olacak olan gıda işletme tesisinin temelini attı.
Batman'da Gıda İşletme Tesisinin temel atma törenine katılan Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ve Tarım Bakanı Mehdi Eker, gezi olaylarını değerlendirdi. Maliye bakanı Mehmet Şimşek; Huzur ve güven ortamını bozmak için militanca ve şuursuzca her şeyin yapıldığını, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker ise son günlerde olan bitenlerin çözüm sürecini engellemeye yönelik bir faaliyet olarak da gördüklerini söyledi.
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ve Tarım Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, Batman'da Organize Sanayi Bölgesi'nde yapılan gıda işleme fabrikasının temel atma törenine katıldı. Temel atma töreninde konuşan bakanlar, Gezi Parkı olaylarını değerlendir. Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, huzur ve güven ortamını bozmak için militanca ve şuursuzca her şeyin yapıldığına dikkat çekerek, Türkiye'nin hiç hak etmediği büyük bir karalama kampanyası çerçevesinde geriye götürülmeye çalışıldığını söyledi. On yıldır hiç kimsenin yaşam tarzına karışmanın söz konusu olmadığı, tam aksine on yıl içerisinde insanların çok daha özgür olduğunu ifade eden Bakan Şimşek, bölgede ve Türkiye'nin tamamında temel hak ve özgürlükleri genişlettiklerini ifade etti.
Bakan Şimşek, 'Demokrasinin standartlarını genişlettik. Yeterli midir değil, daha yapılması gereken çok şey var mı kesinlikle var. Ama bu sokaklarda yakıp yıkmayı, Türkiye'yi içerde ve dışarıda karalamayı ve Türkiye'nin itibarını zedelemeyi gerektirecek hiç bir düzenleme yoktu.' dedi. Mayıs ayında Türkiye'nin bir çok alanda zirveye ulaştığını, faizin, Cumhuriyet tarihinin en düşük seviyesine düştüğünü belirten Bakan Şimşek, faiz yüzde 4.7 civarındayken, bugün neredeyse bunun iki katına çıktığını söyledi.
Faizin yükselmesinin bütçede daha çok faize para ödenmesi, hizmete yatırıma daha az para gitmesi anlamına geldiğini belirten Bakan Şimşek, 'Bundan kazanan bizim sanayicimiz değil. Bundan kazanan bizim milletimiz değil. Bundan karlı çıkan bizim vatandaşımız değil. Çünkü bu faizin yükselmesi, bütçede daha çok faize para ödenmesi, hizmete, yatırıma daha az para gitmesi demektir. Mayıs ayının ilginç bir özelliği var, IMF'ye borç, 1960'dan sonra ilk defa kapatılmış. Faiz, Cumhuriyet tarihinin en düşük düzeyinde, Türkiye yatırım yapılabilir bir kategoride. Bu yatırımları finanse etmek için imkanların yaratıldığı bir dönemde Türkiye, Kürt meselesini, terör meselesini kökünden çözmek için adım atmış. Terör örgütünün militanları ülkeyi terk ediyor. Türkiye, artık alan bir ülke değil, veren bir ülke. Türkiye, bu sene uluslararası arenada 2.5 milyar dolarlık yardım yapmış bir ülke. İşte bu, içerde ve dışarıda birilerini mutsuz etti ki bu huzur ortamını, bu güven ortamını bozmak için militanca, şuursuzca her şey yapılıyor.' dedi.
'1950'Lİ YILLARDA MENDERES'E NE SÖYLENDİYSE YİNE AYNI TEZGAH'
Bakan Şimşek, demokratik haklarını meşru bir şekilde dile getirmek isteyenlere hiç bir zaman karşı olamayacaklarını ifade ederek, 'Bu, zaten demokrasinin çok temel bir bileşenidir. Kendilerini de dinliyoruz. Başbakanımız onlarla görüştü. Başbakan Yardımcımız, Cumhurbaşkanımız, valimiz, belediye başkanımız görüştü. O sözde olaylara sebep olan Gezi Parkı'yla ilgili referandum yapılacağı söylendi. Hatta otobüs durağı bile bundan sonra vatandaşla istişare şeklinde yapılacağı söylendi. Peki niye hala zorluyorlar. Demek ki dert ayrı. Diyorlarki Başbakan'ın tutumu, söylemi, tarzı bunu doğuruyor. Peki Brezilya'daki dedi bunlar güzel çocuklar, orda niye durmuyor. Aynı hikayeler. 1950'li yıllarda Menderes'e ne söylendiyse yine aynı tezgah. O zaman ona da diktatör diyorlardı. Otoriter diyorlardı. Aynı başlıklar, aynı kesimler 1980'li yılların sonunda aynı başlıklar, aynı gazeteler, aynı şahıslar, ayni partiler. İşte Özal sivil diktatör dendi, bugün aynı oyun oynanıyor. Sorun ne biliyor musunuz. Sorun, 2000 yılında Türkiye'de kişi başına milli gelir Avrupa Birliği'nin yüzde 30'u civarındaydı. Geçen sene yüzde 56'ya çıktık. Arayı hızla kapatıyoruz. Bir çok alanda biz çok daha iyi bir noktaya geliyoruz. Bu bir çıkar yarışı. Büyük bir çıkar lobisi var tabi. Buna, içerden birilerinin bu fitneye alet olması anlaşılır değil. Kabul edilebilir değil. Bütün sorun burada. Sorun, başka ülkelerin bizimle bir yarışta olması değil. Dolayısıyla bu komplo teorilerine inanmak istemiyorum. Ama bizim vatandaşımızın bu oyunlara, bu fitnelere alet olması bunda düşündürücü olması tabi ki düşündürücüdür.'
'OLAN BİTENLER ÇÖZÜM SÜRECİNİ ENGELLEMEYE YÖNELİK'
Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker de konuşmasının önemli bir bölümünü Gezi Parkı olaylarına ayırdı. Son 10 yılda Türkiye'nin, tarım ve hayvancılık alanında önemli bir aşama kaydettiğini belirten Bakan Şimşek, 'Türkiye, 10 sene önce dünyanın 11'inci tarım ekonomisiyken bugün 6'ncı sıralara yükseldi.' dedi.
Çözüm süreciyle birlikte, güven ve huzur ortamının tahsisiyle birlikte, son 6 ay içerisinde bölgeye yönelen sermayenin de yatırımın da miktarında önemli bir artış olduğunu tespit ettiklerini ifade eden Bakan Eker, son günlerde olan bitenleri, çözüm sürecinin engellenmesine dönük bir faaliyet olarak değerlendirdiklerini söyledi.
Çözüm sürecinden, Türkiye içinden ve dışarıda da rahatsız olanların olduğunu söyleyen Bakan Eker, 'Bunu, çözüm sürecine dönük bir faaliyet olarak da değerlendirebiliriz. Bunun altında bunu da hissediyoruz. Çünkü bundan rahatsız olanlar var. İçerde de var dışarıda da var. Bunu bütün toplumun dikkate aldığını düşünüyorum. Türkiye'nin Kürt meselesini çözeceği bir süreç, sadece Türkiye için değil bölge için de küresel barış için de çok önemli. Bundan rahatsız olanlar var. Bunu kendi menfaatlerine aykırı bulanlar olur. Bu tuzağa bizim düşmememiz lazım.' şeklinde konuştu.
Konuşmalar sonrasında, Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, Fernas Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Necat Nasuroğlu ile beraber 17 milyona mal olacak olan gıda işletme tesisinin temelini attı.