ཇ' filmi Mayıs'ta vizyonda

Türk sinema sektöründe cin olgusu kullanılmadan, psikoloji ve şizofreni hastalığı üzerine yapılan ཇ' filmi için geri sayım başladı.

  • 1572
TAKİP ET

Senaryosunu Ali Cumhur Demir'in yazdığı, Türk sinema kültüründe ilk kez cin olgusu kullanılmadan hazırlanan psikolojik gerilim filmi '11' Mayıs ayında beyaz perdede yerini alacak. Yapımcılığını Murat ve Zeynep Barutçu'nun üstlendiği, yönetmenliğini Can Varol yaptığı, kurgusunu Aziz İmamoğlu'nun hazırladığı ve dijital medya işlerini ise Alaattin Çağıl'ın yaptığı '11' filminin fragmanı tüm sosyal paylaşım platformlarında yoğun ilgi gördü. Türk sinema kültürüne yeni bir soluk getirecek olan ve İzmir sinema sektörünü geliştirmeyi hedefleyen Carat Film'in yaptığı konusu psikoloji ve şizofreni hastalığı odaklı olan '11' filmi, Türkiye'deki korku filmi anlayışını alt üst edecek. Türkiye'de korku filmi algısının sadece dini konular üzerinde işlenmekte olduğuna dikkat çeken Demir, ''Dünya genelinde oldukça popüler olan korku kültürü, onlarca farklı konularla işlenerek filmlere aktarılıyor. Fakat ülkemizde korku denilince akla gelen tek şey cin olgusu kullanılan filmler, bu yüzden sinema sektörümüz de büyük bir boşluk var. Bizde Carat Film olarak sektördeki boşluğu, tüm bu algıları yenerek hem Türk sinema kültürüne hem de İzmir sinema sektörünü yeni bir soluk getirmek istiyoruz.'' dedi. Öte yandan '11' filminin devamı olacağını belirten Demir, ''Çalışmalarımız devam ediyor '11' filminin devamı olan '12' filminin senaryosu ve ön hazırlık aşaması neredeyse bitti. Herhangi bir aksilik olmaması durumunda '12' filmini yaz ayında bitirmeyi hedefliyoruz'' şeklinde konuştu.

Senarist Ali Cumhur Demir, merakla beklenen 11 filminin senaryosu hakkında şunları söyledi:
Şizofreni hastalığının alt dalı olan otoskopi hastalığını anlatıyor. Türk Sinema Sektörümüz de bu tür filmlerle ilgili ciddi çalışmalar olmadığı için Türk sinema sektörüne katkı sağlayabilecek ve izleyici şaşırtacak bir senaryo hazırladık. Senaryoyu özetleyecek olursak; üniversite son sınıf öğrencisi Zeynep, otoskopi rahatsızlığı bulunduğu için ilaç tedavisi ve psikolojik tedavi alıyor. Nişanlısının ölümünden kendisini sorumlu tutan Zeynep, zaman zaman kendisini dışarıdan izlediğini hissine kapılır (otoskopi) ve çeşitli sanrılar yaşıyor. Zeynep'in bu durumundan; sevgilisi Barış ve en yakın arkadaşı İlke de etkilenmekte ve hayatları karmaşa içinde sürüp gitmektedir. Bir gün ileri düzeyde sanrılar yaşayan Zeynep, psikoloğunun önerisini reddederek tedaviden kaçar ve kendisini takip eden diğer kendisi ile yaşama alışmaya karar verir.

Bakmadan Geçme