Akar: 'Orman Köylüsü Mağdur Ediliyor'

Akar, Orman ve Su İşleri Bakanlığınca yürütülen 6 bin 831 sayılı Orman Kanunundaki yasa değişiklikleri sonucu orman köylüsünün mağdur edileceğini söyledi.

  • 977
Akar: 'Orman Köylüsü Mağdur Ediliyor'
TAKİP ET Google News ile Takip Et

KASTAMONU KÖY-KOOP BİRLİK BAŞKANI EROL AKAR: 
“ORMAN KÖYLÜSÜ MAĞDUR EDİLİYOR”

VEDAT YUNUS İKİZOĞLU (İHA) - Köy Kalkınma ve Diğer Tarımsal Amaçlı Kooperatifler (KÖY-KOOP) Birliği Başkanı Erol Akar, Orman ve Su İşleri Bakanlığınca yürütülen 6 bin 831 sayılı Orman Kanunundaki yasa değişiklikleri sonucu orman köylüsünün mağdur edileceğini söyledi. 
Kastamonu KÖY-KOOP Birliği Başkanı Akar, Ticaret Borsa’sın da Tarımsal Kalkınma Kooperatif Başkanlarıyla bir araya geldi. Orman köylüsünün sorunlarının konuşulduğu toplantıda açıklamalarda bulunan Akar, Kastamonu’da Köy-Koop Birliğine bağlı 314 Tarımsal Kalkınma Kooperatifinin bulunduğunu belirterek, “Birliğimize bağlı orman üretimi yapan kooperatifler, ilimizdeki orman üretiminin çok önemli bir kısmını gerçekleştirmektedir. Diğer taraftan orman ürünleri sanayisinin hammadde ihtiyacı yine kooperatiflerimiz tarafından karşılanmaktadır” dedi.
Orman ve Su İşleri Bakanlığınca son yıllarda uygulanan ormancılık politikalarının Orman köylüsü ve kooperatiflere son derece olumsuz yansımaları olduğunu açıklayan Akar, verilen üretim fiyatları, dikili satış uygulamaları ve yapılması öngörülen yasal düzenlemelerin tümüyle orman köylüsünün ve kooperatiflerin aleyhine geliştiğini kaydetti.
Dikili satış uygulamasının yaklaşık 7 milyon civarındaki Orman köylüsünün içinde yaşadığı ormanlardan yararlanmasını engelleyen bir uygulama olduğunu vurgulayan Akar, “Dikili satış ormandaki üretimi özelleştirmek diğer bir ifade ile ormanda belirlenmiş bir alanı dikili olarak ulusal veya uluslararası firmalara satmak anlamı taşımaktadır. Dikili satışın orman köylüsünün mağdur edilmesinin yanında yerel ekonomilere de ciddi zarar vermektedir. Ormanlardan elde edilecek gelirden ihale ile üretim işini alacak ulusal ve uluslararası firmalar yararlanacağından ilimiz esnafından nakliyecisine kadar her kesim mağdur olacaktır. Orman köylüsünün örgütlü yapısına, ekolojik değerlere zarar verecek, kaçak kesimlere neden olunacak ve sosyal barışı zedeleyecek bir yaklaşım olacaktır” diye konuştu.
Orman üretiminin genel olarak vahidi fiyatla yani birim fiyat yapıldığına dikkat çeken Kastamonu Köy Koop Birlik Başkanı Erol Akar, “Birim fiyatlar Bakanlıkça belirlenmekte, üretim alanının durumuna göre fiyat oluşmaktadır. Belirlenen birim fiyatlar hala nal-mıh hesabı ile yapılmakta petrol fiyatlarına ve diğer girdilere gelen zamlar hatta yıllık enflasyon artışları Orman ve Su işleri Bakanlığınca dikkate alınmamaktadır. Başka hiçbir geliri olmayan orman köylüsü maalesef bu fiyatlarla üretmek zorunda bırakılmaktadır. Üstelik 60 TL’ye orman depolarına teslim edilen tomruk Orman İşletme Müdürlüklerince 250-300 TL’ye kadar satılabilmektedir” şeklinde konuştu.
6831 sayılı Orman Kanununun 34. ve 40. maddeleri ile Orman Köylülerinin kooperatifleşmesinin teşvik edildiğini ve bu yasa ile bazı haklar tanındığını hatırlatan Akar, “Ancak son aylarda belirtilen yasada bazı değişikliklere gidilmesi ile ilgili yasa tasarısı hazırlanmış, Bakanlar Kurulunca imzalanarak TBMM’ye sevk edilmiştir. Bu tasarının TBMM tarafından onaylanması halinde orman köylüsüne verilen tüm hakların ortadan kaldırılması söz konusu olacak, ormanlar tümüyle özel sektöre teslim edilmiş olacaktır. Bu uygulamadan da en fazla Kastamonu zarar görecektir. Başta siyasilerimiz olmak üzere tüm kamuoyunu bu konuda daha duyarlı olmaya davet ediyoruz”
“Orman, Kastamonu ekonomisinin can damarıdır” diyen Akar, şunları söyledi: “Dikili satışa devam edilmesi ve ormanların ihale ile satışı, İlimiz için ciddi ekonomik kayıp olacaktır. Ekonomik yapımızı güçlendirmek adına çaba sarf ederken mevcut imkânlarımızın kaybedilmesine meydan vermemek başta siyaset kuruntu olmak üzere hepimizin vazgeçilmez görevi olmalıdır”
Orman köylüsünün her geçen gün hayat standartlarının pahalılaştığı Türkiye’de 5-6 yıl öncesinin fiyatlarıyla kesim yapıldığına işaret eden Akar, fiyat adaletsizliğinin kısa sürede giderilmesini isteyerek, “Yasa ile ulusal bir firma, Kastamonu’ya gelecek ve burada istediği gibi üretim yapacak. Burada Kastamonu’nun ormanlarını keserken Orman köylüsünün veya Kastamonu’da ikamet eden vatandaşları çalıştırma gibi bir zorunluluğu da olmayacak. Bu firma, ilimizde ormanlarımızı kesip Kastamonu’dan bulunduğu şehre üretim sahasına getirecek. Fakat bundan Kastamonu veya Kastamonu halkı hiçbir şekilde yararlanamayacak” ifadelerini kullandı.
TBMM’ye ve Başbakana sorunlarının taşınması için siyasilerden de destek isteyen Akar, sorunlarına çözüm bulamadıkları taktirde diğer alternatifleri de değerlendireceklerini ve gerekirse sokaklara çıkıp seslerini duyurmaya çalışacaklarını belirtti.
Siyasetçilerin ve bürokratların orman köylüsüne yönelik bakış açısının değişmesi gerektiğine işaret eden Akar, “Ayrıca orman köylülerimiz haklarını araması gerekiyor. Bakan, aldığı kararda orman köylülerinin lehine karar alması gerekirken tam tersine aleyhine karar alıyor” dedi.
Dereberçin Köyü Tarımsal Kalkınma Kooperatifi Başkanı Veysel Karabacak da, 100 metreküp orman kesimi yapan bir orman köylüsünün yıllık 6 bin TL civarında bir geliri olduğunu belirterek, “Bunun içerisinde yanında çalıştırdığı işçilerle diğer masraflar dahil değildir. Bunlar çıkartıldığı zaman eline çok fazla bir para geçmiyor. Ayrıca orman köylülerinin sosyal güvencesi de yoktur. Yılda mazot, benzin, yağ gibi orman köylüsünün temel ihtiyaçlarına yüzde 120 zam yapılıyor. Fakat orman köylüsünün kesimine yüzde 2 zam veriliyor. Bu adaletsizliğin en kısa sürede giderilmesini talep ediyoruz. Biz, ormanlarımızı çocuklarımız gibi görüyoruz. Fakat böyle adaletsizlik olunca kimse ormanda çalışmak istemiyor, çalıştıracak adam bulamıyoruz. Biz, geçimimizi nasıl sağlayacağız” diye konuştu.
Obruk Köyü Tarımsal Kalkınma Kooperatifi Başkanı Ahmet Taşçıoğlu ise, şöyle konuştu: “Orman envali üretimi yapan Tarımsal Kalkınma Kooperatifleri olarak üretim yaparken çeşitli zorluklarla karşılaşıyoruz. Öncelikle Orman İşletme Müdürlüklerinde yeterli personel bulunmadığından yapılan işlerde gecikmeler oluyor. Üretim yaparken istihsal sürütme ve nakliyat fiyatları, enflasyon artışları ve mazot fiyat artışlarının çok gerisinde kalıyor. Kooperatifler vahidi fiyat yani birim fiyat usulü üretim yapıyorlar. Üretim yapan köylülerin sosyal güvenceleri yoktur. Ortaklar kendi adlarına iş yapmaktadırlar. Ancak herhangi bir iş kazası olduğunda kooperatif yöneticileri gerektiğinde sorumlu tutulabiliyorlar. Halbuki kooperatif yöneticileri de ortaklar gibi aynı durumda olup kendi adlarına üretim yapıyorlar. Ortaklar için iş güvenliğinin sağlanabilmesi için yöneticinin elinde herhangi bir imkan yoktur. İşin niteliği gereği ormanda çok dağınık bir sahada çalışılması nedeni ile tedbir alınmasında doğal olarak çok büyük güçlükler vardır. Bu bakımdan üretim yapılabilmesi aşamasında yapılan işin ve ortakların sigorta kapsamına alınması konusunda çözüm üretilmesinin yararlı olunacağı kanaatindeyiz. Ayrıca orman üretimi yapılan sahalarda ormanlarda işletme müdürlükleri tarafından orman yollarında gerekli bakım ve onarım işlemleri de yapılamadığından iş kazalarına ve yapılan işin aksamasına da neden oluyor. Üst birlik tarafından orman üretimi yapan kooperatiflerin yöneticilerin belirli aralıklarla toplantı düzenleyip sorunların çözümü ve gerekli mevzuat değişiklikleri hakkında bilgilendirilmesi faydalı olacaktır”