Ak Parti'li Çelik'ten MHP'li Çınar'a Sert Tepki
Ak Parti Kastamonu Milletvekili Metin Çelik basın açıklamasında bulundu.
Sayın Çınar bu açıklamalarıyla, daha seçim akşamı kendisine oy veren ve sorumluluk yükleyen seçmenlerin, seçilen milletvekillerinin ve tabanının temayülünü almaya gerek dahi duymadan kapıları kapatan, nasıl oluyorsa 80 milletvekili ile milletin kendilerine ana muhalefet görevi verdiğini, bu nedenle hiçbir koalisyonun içinde olmayacaklarını belirterek, diğer partilere sen şöyle yap, sen de şöyle yap diye akıl öğretmeye kalkan, hatta daha seçim akşamı, Ak Parti milletin kararına saygı duyup gereğinin yapılacağını söylerken erken seçimi telaffuz eden Genel Başkanı'nın ve partisinin bu sorumsuz yaklaşımının üzerini örtemeyecektir. HER ŞEYE HAYIR diyerek ülkeyi ilk defa hükümet kurulamadığı için Anayasamız gereği seçimlerin yenilenmesine mecbur bırakan partisi, Anayasamız gereğince tüm partilerden aldıkları milletvekili oranına göre Bakan alınması gerektiği açıkken bunu da siyasi malzeme yapmaya kalkmış, kendi Milletvekillerinin Anayasal sorumluluğunu yerine getirmesine engel olmuş, sanki HDP ile AK PARTİ koalisyon kuruyor gibi göstermek istemiştir. Ancak bu oyun da tutmamış, Sayın Başbakan Yardımcısı Tuğrul Türkeş sorumlu bir devlet adamı olarak Anayasanın yüklediği ödevden kaçmayarak bu oyunu bozmuştur. Ancak Sayın Türkeş bu olumlu ve sorumlu yaklaşımı nedeniyle çok kısa sürede partiden ihraç edilerek cezalandırılmıştır. Sayın ÇINAR aslında bütün bu olanlardan herkes gibi kendisi de rahatsızdır.Seçimden hemen sonra partisinin bu tutumunu eleştirdiğimizde,herşeyin bitmediğini, hala koalisyon ihtimalinin olduğunu söylemişti. Maalesef MHP ilk tutumunda hiçbir değişikliğe gitmeyerek Sayın Çınar'ı ve oy veren seçmenleri yanıltmıştır.
7 Haziran 2015 seçimi propaganda dönemini şöyle bir hatırlarsak, MHP, CHP, sırf Ak Parti oy kaybetsin, iktidardan düşsün diye HDP sanki rakipleri değilmiş gibi HDP'ye hiçbir söz söylememişler, eleştiride bulunmamışlardır. Milletimizle birlikte yürüttüğümüz ve gerekliliğinin hem askeri hem de siyasi kaynaklarca doğrulandığı Milli Birlik ve Kardeşlik ve arkasından Çözüm sürecinin terör örgütü tarafından sabote edilmesi sonucunda yaşanan terör hadiselerini fırsat bilerek buradan siyasi hataları nedeniyle kaybettikleri oyları geri kazanmaya çalışmak ucuz siyasettir.
Ayrıca son dönemde Kastamonu'da yatırım anlamında yaşanan büyük atılımların(Kırık Barajı'nın yatırım programına alınması, Ilgaz Tüneli ile 400 Yataklı Devlet Hastanesi'nin Mayıs 2016'da bitirilip hizmete girecek olması,Hacettepe Üniversitesi Kastamonu Tıp Fakültesi'nin Kastamonu Üniversitesi'ne Bakanlar Kurulu Kararı ile devri, Kastamonu Belediyemizin yeni hizmetlerini, vb..) terör öne çıkararak gündemden düşürmeye çalışıldığı da Kastamonu'lu hemşehrilerimizin gözünden kaçmayacaktır.
Son dönemde terörle mücadelede örgüte indirilen darbe büyüktür. Bu mücadeleye etkin ve kararlı bir şekilde devam edileceğinden hiç kimsenin şüphesi olmasın. Ancak bu yapılırken bölge halkı ile teröristleri birbirinden ayırmamız gerekmektedir. Sayın Çınar OHAL ilan edilsin demektedir. 1927-1952 yılları arasında Umum Müfettişliği, 1978-1987 yılları arasında Sıkıyönetim ve 1987-2002 yılları arasında OHAL bölgede uygulanmıştır. Ancak bütün halk üzerindeki bu uygulamalar sorunları çözmemiş daha farklı ve vatandaşı önceleyen adımların atılması herkesin ortak kanaati olmuştur. Terör örgütüyle etkin bir şekilde mücadele ederken teröristle masum vatandaşı birbirinden ayırmak zorundayız. HDP’ye oy veren seçmenler de terör örgütüyle arasına mesafe koymaması nedeniyle artık HDP ile aralarına mesafe koymaya başlamışlardır. Bunun işaretlerini hem bölgeden gelen haberler hem de kamuoyu yoklamaları göstermektedir. Türkiye'nin bölgesinde ve dünyadaki güçlü yükselişini hazmedemeyen ve terörü masum göstermeye çalışan çevreler ile Paralel Devlet Yapılanmalarını içeren ihanet şebekeleri ve terör örgütleri gerekli dersi alacaklardır.
Adalet ve Kalkınma Partimiz 258 milletvekili aldığımız 7 Haziran seçimlerinde bile 76 ilden Milletvekili çıkararak Türkiye'nin birlik ve beraberliğinin teminatı olduğunu göstermiştir. İnşallah Milletimiz 1 Kasım 2015 tarihinde yapılacak olan genel seçimlerde 2002 yılından itibaren Türkiye'ye büyük hizmetler yapmış olan ve birliğin ve beraberliğin sembolü olan AK PARTİ'ye tekrar tek başına güçlü bir iktidarı bahşedecektir' dedi.