5 kişilik aileyi katledenlere 5'er kez ağırlaştırılmış müebbet istemi
Kastamonu'da hırsızlık amacıyla girdikleri evde bulunanları öldürdükten sonra yakan 3 sanık hakkında "5 kişiyi canavarca hisle öldürdükleri" gerekçesiyle 5'er kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası talebiyle hazırlanan iddianame kabul edildi.
Kastamonu'da, aynı aileden 5 kişiyi öldürdükten sonra yakan 3 sanık hakkında 5'er kez ağırlaştırılmış müebbet hapis talebiyle dava açıldı.
Bürme köyünde geçen yıl Fazıl Çataloğlu ve akrabası Ahmet Çataloğlu'na ait evlerin yakılarak aynı aileden 5 kişinin öldürülmesiyle ilgili savcılıkça hazırlanan iddianame Kastamonu Ağır Ceza Mahkemesince kabul edildi.
İddianamede, hayvan hırsızlığı olarak başlayan olayda Erkan ve Ersan Kaş kardeşlerin kamyonetle Bürme köyüne gitmek üzere yola çıktığı, Hatip köyünden kayınpederleri Ali Şahin'i aldıktan sonra aracı 300 metre uzaklıkta bıraktıkları belirtildi.
Şahin'in, sakinleştirmek için evin çevresindeki köpeklere ekmek verdiği kaydedilen iddianamede, seslere uyanan Fazıl Çataloğlu'nun kurusıkı silahla havaya ateş etmesi üzerine Erkan Kaş'ın tüfekle Çataloğlu'nu vurduğu, ardından eve giren sanıkların Sebahat, Şengül, Emin ve Serdar Çataloğlu'nu tabanca ve tüfekle öldürdüğü anlatıldı.
Sanıkların daha önce de çeşitli hırsızlık olaylarına karıştığına işaret edilen iddianamede, şu değerlendirmelerde bulunuldu:
"Cesetlerden küçük bir parça dışında bir şey kalmaması nedeniyle öldükten sonra mı yoksa ölmeden önce mi yakıldığı tespit edilemedi. Şüphelilerin olay yerinden çaldığı bir ineğe kulak küpesinden ulaşıldı. Çalınan keçi, kardeşlerin babası Orhan Kaş'ın evinde, Fazıl Çataloğlu'na ait tüfek ile olayda kullanılan tüfek ve tabanca Erkan Kaş'ın evinde bulundu. Hangi maktulün hangi silahla vurulduğu tespit edilemedi. 12 yaşındaki çocuğun da aralarında bulunduğu 5 kişiyi canavarca hisle öldürdükleri gerekçesiyle sanıkların 5'er kez ağırlaştırılmış müebbetle cezalandırılmaları, ayrıca mala zarar verme, yağma ve hırsızlık suçlarından da cezalandırılmaları talep edilmektedir."
Faillerin ifadeleri
İddianamede, jandarmadaki ifadesine yer verilen Ersan Kaş, ağabeyi Erkan Kaş'tan korktuğu için birkaç kez farklı ifade verdikten sonra gerçeği anlatmaya karar verdiğini belirtti.
Etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanmak istediğine dikkati çeken Kaş, şunları kaydetti:
"Ağabeyim olayın olduğu akşam evime gelerek define işi için gece çıkacaklarını söyledi. Yolda kayınpederimi aldık. Daha sonra anladım ki ikisi her şeyi planlamış. Yakalanma durumunda 'Cesetlerin yerini bilmiyoruz.' deriz diye plan yaptıklarını öğrendim. Önce Ahmet Çataloğlu'na ait eve girdik. Değerli bir şey bulamayınca çıktık. Ağabeyim ile kayınpederimde kar maskesi ve eldiven vardı, bende yoktu. Çünkü Fazıl beni tanımazdı ama onları tanırdı. Fazıl vurulduktan sonra kayınpederim ve ağabeyim içeri girdi. Tabanca ve tüfek sesleri duyuldu. Yukarı çıktığımda vurulanlar yerde yatıyordu. Cesetleri bir araya getirip Fazıl'ın evinin altında bulunan 15 çuval çam çırasını üzerlerine, tüpleri de çevrelerine yerleştirdik. Bunun sebebi patlamanın ardından cesetlere dair hiç parça kalmasın düşüncesiydi. İnsan ve hayvan kemikleri karışsın, tespit edilemesin diye 30 kadar keçiyi evin altına sürdük."
Olayın ardından Fazıl Çataloğlu'na ait traktörün römorkuna 20 koyun ve 5 keçi ile çeşitli eşyalar yüklediklerini anlatan Ersan Kaş, "4 büyükbaş hayvanı da kamyonete yükledik. Traktörü, tanınmasından korktuğumuz için Elmayakası köyü yakınlarına bıraktık. İnekleri satması için tacire verdik. Sonra tekrar traktörün yanına gittik. Traktörü saplandığı yerden çıkaramadığımız için hayvanları bırakıp bir keçiyi aldık. Bu keçiyi, Daday'daki babamın hayvanlarının yanına bıraktık. Fazıl'a ait motor ve malzemeleri de benim evin kömürlüğüne yerleştirdik." ifadelerini kullandı.
Erkan Kaş ise ifadesinde, olay gecesi kendilerini gördüğünü düşünerek panikle ateş etmesi sonucu Fazıl Çataloğlu'nu kafası ve göğsünden vurduğunu bildirdi.
Daha sonra eve girerek yataktaki bir kadını vurduğunu, ardından diğer odalara gidip orada bulunanlara tüfekle ateş açtığını ifade eden Kaş, tüfeğinin tutukluk yapması üzerine tabancayla çocuğa ve diğerlerine ateşi sürdürdüğünü anlattı.
"Telefonlarımız dinlenir diye şifre belirledik"
Olayı kendisinin planladığını öne süren Erkan Kaş, şu bilgileri verdi:
"Birkaç gün önce olayı yapma kararı aldım. Kardeşime '28 Kasım'da hayvan almaya gideceğiz.' dedim. Önceden de hayvan hırsızlığı yaptığımız için telefonlarımız dinlenir diye aramızda böyle bir şifre belirledik. Kardeşimin eşi akşamları dışarı çıkmasını istemediği için ona da define işine gideceğimizi söyledik."
Ali Şahin ise Fazıl ve Ahmet Çataloğlu'na ait evleri kendisi ile damatlarının birlikte yaktığını bildirdi.
Aileyi tabanca ve tüfeklerle öldürdüklerini belirten Şahin, "Savcıya cesetlerin yerini göstereceğimi söyleyerek birkaç kez yalan beyanda bulundum. Erkan, Fazıl'ı, Ersan da oğlu ve gelinini vurdu. Herkes ateş ediyordu. Erkan yaşlı kadına, 'Evde para var mı?' diye sordu. Yaşlı kadın evde para olduğunu söyleyince ben de onu öldürdüm. Yastık altında 15 bin lira bulduk, aramızda eşit şekilde bölüştürdük. Çocuğu karanlıkta görmedim. Kasten mi öldürdük ya da karanlıkla seken kurşunlar mı isabet etti, bilmiyorum." ifadelerini kullandı.
Olay
Bürme köyü Kuzören Mahallesi'nde Fazıl Çataloğlu ile akrabası Ahmet Çataloğlu'na ait evlerin 29 Kasım 2017'de yanmasının ardından Fazıl ile eşi Sebahat, oğlu Emin, gelini Şengül ve torunu Serdar Çataloğlu'ndan haber alınamaması üzerine arama başlatılmıştı.
Aileye ait 28 küçükbaş hayvanın telef olduğunun belirlenmesi ve 20 küçükbaş hayvanın da yangından sonra ailenin traktörünün terk edildiği yerde bulunması üzerine soruşturma derinleştirilmiş, Erkan ve Ersan Kaş kardeşler ile Ali Şahin tutuklanmıştı.
Savcılık tarafından hayvan hırsızlığı amacıyla olay yerine gelen zanlıların direnmeye kalkan aileyi tabanca ve tüfekle öldürdüğü, cesetleri de yakarak ortadan kaldırmaya çalıştıkları belirtilmişti.
Ankara Adli Tıp Kurumundaki incelemenin ardından 5,5 ay sonra yakınlarına teslim edilen 5 kişilik Çataloğlu ailesinin cenazeleri, 9 Mayıs'ta tek tabutta taşınarak ahşap bir kutu içinde toprağa verilmişti.